Oscar Sinemaları, 06 – 12 Temmuz 2012 seansları için tıklayınız.
Aylık arşivler: Temmuz 2012
Biz Bu Filmi Gerçekten Görmüş müydük?
Sanırım fazla dolduruşa gelmişim. Tamam Sam Raimi’li Spider – Man’i çok sevmiştim. Özellikle de ilk filmi. Devam filmleri genelde hayal kırıklığı oluyor benim için, çoğunda ilkinden aldığım tadı alamıyorum. Belki de bu benim sorunum. Her neyse, bir de aşırı bağlanma problemimiz, duygusallığımız var ki en fenası. Aman efendim proje nasıl başka bir yönetmene verilirmiş, babyface Tobey Maguire’nin yerini o yeni yetme Andrew Garfiled nasıl alırmış. Falanmış da filânmış. Daha sonucu görmeden, (500) Days of Summer ile şahane bir iş çıkaran Marc Webb’e ön yargı zırhımızı kuşanmış hazır ol’da bekliyorduk. Bu durum bana bir kez daha gösterdi ki “ön yargı” ve “eski saplantısı” kötü bir şey.
Nasıl anlatıp, nereden başlasam… Bir kere şunu söylemeliyim ki, The Amazing Spider – Man’i izlemekten korkmayın. Çok eğlenceli. Yönetmen ve oyuncuları ucuza getirdiğini tahmin ettiğim yapımcılar işin görsellik kısmına büyük para harcamışlar ve büyük oranda da başarıyı yakalamışlar.
Biz bu filmi görmüştük, ne farkı var, diyebilirsiniz. Aslına bakarsanız çok farkı var. Bir kere çizgi romanı okuyanlar çok daha iyi bilirler ki, bu kez orijinal hikâyeye daha sadık kalınmış. Ayrıca yeni örümcek Andrew Garfield da tip olarak gerçeğe çok daha yakın bir yüz. Yapımcıların realistliği ile Marc Webb’in romantik kökenlerinden gelen duygusallığı da işin içine girince dengeli ve keyifle izlenebilir bir seyirlik çıkmış ortaya.
Tamam pek çok klişe var yine. Bir başyapıttan söz etmiyoruz nihayetinde. Bir de zaten herkes biliyor ki bu film tarz gençlik filmleri teenage kitle için yapılıyor. Onları tavlayacak formüller belli. Koca koca adamları memnun etmek için bunca para harcamadı herhalde yapımcılar. Sistem tek bir kitle üzerine oynuyor. O da gençler. Müzik piyasasından, sinemaya her şey onlar için… Justin Bieber’ler, Twilight’lar onlar için yaratılmadı mı? Bende hepsini God Bless America filmindeki gibi pompalı tüfekle taramak istiyorum ama kabul etsek de etmesek de gerçek bu. O yüzden bir köşede huysuzca homurdanmak yerine keyfini çıkartmak da fayda var.
(09 Temmuz 2012)
Gizem Ertürk
Unutma Beni İstanbul, 18. Uluslararası Rabat Film Festivali’nde En İyi Film Ödülü’nü Aldı
22 – 30 Haziran 2012 tarihleri arasında Fas’ın başkenti Rabat’ta düzenlenen 18. Uluslararası Rabat Film Festivali’nde Unutma Beni İstanbul En İyi Film Ödülü kazandı. Artistik direktörlüğünü Hüseyin Karabey’in yaptığı, filmin yönetmenleri, Hany Abu-Assad, Stefan Arsenijevic, Aida Begic, Eric Nazarian, Stergios Niziris, Omar Shargawi ve Josefina Markarian’dan oluşuyor. Kapanış gecesi sunuculuğunu TRT Arapça’dan Karima Awad’ın yaptığı festivalde ödülü, filmi temsilen SETEM (Sinema ve Televizyon Eseri Sahipleri Meslek Birliği) Festival Koordinatörü Feza Sınar aldı.
Unutma Beni İstanbul, 18. Uluslararası Rabat Film Festivali’nde En İyi Film Ödülü’nü Aldı yazısına devam et
Altyazı Dergisi’nin Yaz Sayısında Sinemalarda Göremeyeceğiniz Filmler
Altyazı Aylık Sinema Dergisi, geçtiğimiz iki yılın ardından bu yaz da, son dönemin en gözde festival filmlerini ve kıyıda köşede kalmış cevherlerini bir araya getiriyor. Aki Kaurismäki’nin göçmen masalı Umut Limanı’ndan Joachim Trier’in melankolik şehir gezintisi Oslo, 31 Ağustos’a, Chantel Akerman’ın Joseph Conrad uyarlaması Budala Almayer’den Avusturyalı Karl Markovics’in etkileyici ilk filmi Nefes’e, “keşke sinemalarımıza gelse” denilen filmler bu dosyada. Altyazı Aylık Sinema Dergisi’nin bu sayıdaki eleştirileri arasında ise Prometheus, Faust, Karanlık Gölgeler ve Polis yer alıyor.
Altyazı Dergisi’nin Yaz Sayısında Sinemalarda Göremeyeceğiniz Filmler yazısına devam et
Merakla Beklenen Cosmopolis, 10 Ağustos’ta Sinemalarda
Merakla beklenen ve 10 Ağustos’ta gösterime girecek olan Cosmopolis filminin başrolünde son dönemin en popüler aktörlerinden Robert Pattinson’a Paul Giamatti, Juliette Binoche, Mathieu Amalric, Sarah Gadon gibi başarılı isimler eşlik ediyor. Don DeLillo’nun romanından uyarlanan Cosmopolis, 28 yaşındaki multimilyoner Eric Packer’in 24 saat içinde hayatının nasıl cehenneme döndüğünü anlatıyor. Dünya sinemasının önemli yönetmenlerinden David Cronenberg’ın son filmi Cosmopolis yine Cronenberg’in farklı tarzını yansıtan merak uyandırıcı unsurlarla seyirciyi etkisi altına alıyor.
Ankara Büyülüfener Sinemaları
Bir Avuç Deniz’e Toronto The Female Eye Film Festivali’nden En İyi Yabancı Film Ödülü
Leyla Yılmaz’ın yazıp yönettiği, 2011 yapımı Bir Avuç Deniz filmi, Kanada Toronto’da bu yıl onuncusu düzenlenen Female Eye Film Festivali’nde En İyi Yabancı Film ödülünü Türkiye’ye getirdi.
Birçok başarılı filmin katıldığı yarışmada, Leyla Yılmaz’ın yazıp yönettiği Bir Avuç Deniz, “İnsandaki bencillik ve kötülüğü, evrensel ve politik bir dille ve kadın gözüyle yansıttığı için” ödüle lâyık bulundu. Çok yakında Amerika ve Kanada’da gösterime girecek olan Bir Avuç Deniz, geçen ay New Jersey’de yapılan bağımsız filmler festivali Lighthouse International Film Festivali’nde de izleyici ödülü dalında En İyi Film Ödülü’nü almıştı.
Bir Avuç Deniz’e Toronto The Female Eye Film Festivali’nden En İyi Yabancı Film Ödülü yazısına devam et
tersninja.com’da bir Röportaj: sadibey.com Festivallerin Basın Sponsorluklarından Çekilebilir!
sadibey.com editörü Sadi Çilingir, geçtiğimiz Haziran ayının son günlerinde ilk kez düzenlenen Ayvalık Uluslararası Film Festivali’nin Ulusal Kısa Film Yarışması jürisinde görev yaptıktan sonra İstanbul’a döndüğünde kardeş web sitesi tersninja.com kendisiyle festival ve basın sponsorlukları hakkında bir röportaj yaptı. Röportaj şöyle: “sadibey.com’un yaratıcısı, editörü, yazarı, işçisi, kısacası her şeyi olan sinema yazarı Sadi Çilingir ile Ayvalık Film Festivali’nde beraberdik. Ters Ninja gibi sadibey.com’da festivalin medya sponsorlarından biriydi. Buna ilâveten Sadi Çilingir de bizim gibi festivalden …”
Umut Sanat Filmcilik
Umut Sanat Filmcilik, 22 – 28 Haziran 2012 Haftalık (Weekly) Box Office listesi için tıklayınız.