Bahçeşehir Cinemax, İzmit Cinepark, Sivas Polat Center, Kastamonu Barutcuoğlu, Ankara Cinemalltepe, Tokat Asberk, Çankırı Sinemax Sinemaları, 27 Ocak – 02 Şubat 2012 seansları için tıklayınız.
Aylık arşivler: Ocak 2012
Demir Leydi
Demir Leydi – The Iron Lady, 27 Ocak – 02 Şubat 2012 seansları için tıklayınız.
Hayal Perest Kitap Yayınları
Hayal Perest Kitap Yayınları sinema kitaplarının tanıtım bültenleri ve kapak fotoğraflarına haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
Yeni eklenenler:
Brecht Estetiği ve Sinema,
Yönetmenleri ve Filmleriyle Gülmenin Sineması,
Politik Kamera: Sinemada Komünizm Meselesine Eleştirel Bakışlar,
Sinema Neyi Anlatır,
Kitle Kültürü Sineması ve B FİLMİ.
Hayal Perest Kitap Yayınları yazısına devam et
Hepsi Bir Günde Oldu
Güzel Günler Göreceğiz
Yönetmen: Hasan Tolga Pulat
Senaryo: Emre Kavuk
Müzik: Toydar Işıklı
Kurgu: Kalander Hasan
Görüntü: Önder Şengül
Oyuncular: Buğra Gülsoy (Cumali), Feride Çetin (Mediha/Figen), Uğur Polat (İzzet), Barış Atay (Ali), Nesrin Cevadzade (Anna), Luran Ahmeti (Zoran)
Yapım: Onaltıdokuz Film (2011)
Kısa filmlerle sinemaya giriş yapan Hasan Tolga Pulat, ilk filmi “Güzel Günler Göreceğiz” filmiyle 48. Altın Portakal’da “En İyi Film” dahil dört ödül kazandı. Pulat, bu ilk filminin kurgusuyla sinema adına heyecan veriyor sinemaseverlere.
Sinemamızda evrensel sinema anlatımlarının kıyılarında dolaşan filmler yapılması insana umut veriyor. Ama herkesten bir Tarantino olmasını beklemek haksızlık olur. Yönetmen Hasan Tolga Pulat, “Güzel Günler Göreceğiz” filminde Tarantino ruhunu sinemamıza taşımış. Başlarda biraz tökezliyor gibi olsa da bu filmin kurgusunu beğendik. Film genel olarak sağlam bir yapıda ilerliyor ve dağınık parçaları zihinlerde toparlayabiliyor. Hikâyedeki karakterler, bir şekilde kesişiyor veya kesişenle buluşuyor. Karakterler, ister birbirini tanısın ister tanımasın. Başlarda kaotik olan durum, özellikle ikinci yarıda bazı şeyler yerine oturunca seyircilerin zihinlerinde de anlamlaşmaya başlıyor birçok şey. Filmin girişinin müthiş olduğunu belirtmeliyiz. Yerde yaralı yatan, adının sonradan Mediha olduğu öğrenilen genç kadın, aslında hikâyenin tam ortasında. Her şey bir anlamda ona değiyor veya yanından geçiyor. Cumali, namus cinayeti işlemiş. İyi halden tahliye olduğunda hikâyeye birçok karakter giriyor. Rus seks işçisi Anna. Figen olarak bildiği Mediha’ya sırılsıklam aşık olmuş eski boksör Ali’nin hayali Mediha’yla beraber Rusya taraflarına gitmek. Kara filmlerden düşmüş başkomiser İzzet, iki çocuklu ve evli mutsuz biri. Kokain çekiyor, haraç alıyor. İzzet’i görünce “asayiş berkemal” diyorsunuz. O da Figen olarak bildiği Mediha’ya tutku ötesi tutkulu. Hem de öldüresiye. Mediha da Cumali’ye vurgun. Filmin kurgusu gerçekten sinemamız adına heyecan verici. İlk bölümde zihinsel karışıklık yaşayabiliyor seyirci. Yönetmen bir olayın ortasını gösteriyor önce. Bir zaman sonra o olayın başını gösteriyor. Bunu yaparken aynı anı iki karakterin gözünden yansıtmış oluyor. Ama filmi perdede seyrederken, ortaya yakın bazı şeyler anlamlaşmaya başlayınca işin içinde çıkıyorsunuz zihinsel anlamda. Bu film, 48. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde seyirci tarafından coşkuyla alkışlanmıştı, belirtelim.
Kesişen bir dolu yol…
Film, Nazım Hikmet’in “Mutluluğun Resmi” şiiriyle açılıyor. Filmde Konstantinos Kavafis’in “Şehir” şiiri de duyuluyor. Hani şu, “Yeni bir ülke bulamazsın, başka bir deniz bulamazsın. / Bu şehir arkandan gelecektir” dizelerinin olduğu şiiri. Cumali, hapisten çıktığı gün, Rus seks işçisi Anna’yı görüyor soksakta. Polis Anna’yı tutuklamış. Yönetmen, hikâyesine dahil olacak karakterleri ilk bölümde seyircilerine gösteriyor. Cumali gittiği mekânda genç bir çocuğun kendisi gibi namus cinayeti trajedisine sürükleneceğini hissediyor. Sonra, Anna’nın trajik hayatı yansıyor perdeye. Ardından komiser İzzet geliyor. Evliliğinde mutsuz. Kirli işlere bulaşmış. Haraç almaya gittiği organize işler çeviren adama haracının zamlandığını söylüyor İzzet. Adam tekneyle, sığınmacıları ve göçmenleri yasadışı yollarla Rusya taraflarına kaçırıyor. İzzet, Meliha’ya sırılsıklam tutkun bir de. Meliha’nın sığındığı, kendine İzzet gibi tutkulu boksör Ali de kaçak yollarla Meliha’yı da yanına alıp Rusya’ya gitme hayalleri var. Anna da, daha da kirli işler yapan pezevengi Zoran’ın kendisine bıraktığı bir çocukla baş başa kalıyor. Sonunda, belirttiğimiz gibi karakterlerin hikâyeleri birbirleriyle kesişiyor. Derin trajediler ve hayal kırıklılıkları yaşanıyor. Gerçekten yönetmen yaratıcı kurgusuyla hiçbir şeyi boşlukta bırakmamış ve geniş final bölümüyle boşlukları dolduruyor. Yönetmen Pulat, İzmir DEÜGSF Sinema-TV Bölümü’nden mezun oldu. Daha ilk filmiyle heyecan veriyor. Pulat’ın bu filmine, genel olarak eleştirmenlerin mesafeli durmalarını çözemedik. 48. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde “En İyi Film” dalında “Altın Portakal” ödülünü hak etti “Güzel Günler Göreceğiz” filmi. Pulat’ın bu filminin kurgusu Tarantino’nun 1997 yapımı “Jackie Brown” filminin tadını veriyor. Sekans anlamıyla da biraz olsun 1994 yapımı “Pulp Fiction-Ucuz Roman” tadı var “Güzel Günler Göreceğiz” filminde. Bu kurgu, Kalender Hasan’a da “En İyi Kurgu” ödülünü getirdi. Filmin en önemli unsuru elbette senaryo. Ustalık isteyen senaryo çalışmasıyla “En İyi Senaryo” dalında “Altın Portakal”ı da Emre Kavuk aldı. Pulat’ın filminde kamera kullanımı ve ışık düzenlemeleri de çarpıcı. Öncelikle gece dış çekimleri ve iç mekânlarda. 1982 yılında Bakü’de doğmuş Azeri oyuncu Nesrin Cavadzede, “Zenne” filminde Tilbe Saran’la “En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu” ödülünü paylaştı. Cavadzede, Ben Hopkins’in yönettiği 2007 yapımı “Pazar: Bir Ticaret Masalı” filmiyle oyunculuğa başlamış. Ardından Hüseyin Karabey’in 2008 yapımı “Gitmek: Benim Marlon ve Brandom” ve Cemal Şan’ın 2009 yapımı “Acı” filmleri geldi. Elbette televizyon dizileri de var. Makedon oyuncu Luran Ahmeti, Üsküp’te doğmuş. Türkiye’de televizyon dizileriyle ünlenmiş.
(Bu yazı 03 Şubat 2012 tarihli Taraf Gazetesi’nde yayınlanmıştır.)
(03 Şubat 2012)
Ali Erden
Altın Portakal’ın Yıldızı Güzel Günler Göreceğiz 03 Şubat’ta Seyircinin Gönlünü Fethedecek
48. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festival’inde En İyi Film başta olmak üzere En İyi Senaryo, En İyi Kurgu ve En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu ödüllerini alarak bir anda tüm dikkatleri üzerine çeken Güzel Günler Göreceğiz, 03 Şubat 2012’de izleyicisiyle buluşuyor.
Başrollerini Buğra Gülsoy, Uğur Polat, Feride Çetin, Nesrin Cavadzade ve Barış Atay gibi tanınmış oyuncuların paylaştığı ve büyük merakla beklenen Güzel Günler Göreceğiz bir gün içerisinde İstanbul’da geçiyor; beş farklı karakterin günlük hayatta kesişen yolları ve birbirlerinin hayatına müdahalelerini anlatıyor.
Oscar Sinemaları
10 Dalda Oscar Adayı Artist, 27 Ocak’ta Sinemalarda
6 dalda Altın Küre adaylığı ve 3 ödül yanısıra 10 dalda Oscar adayı olarak, 2012 Oscar’larının en favori filmi haline gelen Artist (The Artist) filmi 27 Ocak’ta gösterime giriyor. Yönetmenliğini Michael Hazanavicius’un üstlendiği Artist, Hollywood’un yaşadığı en büyük dönüşümlerden biri zamanında geçen bir aşk hikâyesini konu ediniyor. George Valentin, Hollywood’daki en büyük starlardan biridir. Oynadığı her film büyük başarı kazanan Valentin’in güzel bir eşi, görkemli bir evi ve milyonlarca seveni vardır. Ancak Valentin’in hayatı sinemaya sesin gelmesi ile birlikte alt üst olur.
AFM Sinemaları
Artık Genç Bir Film Festivali Var: TISFEST – Teen International Shorts Festival
Dünyanın farklı ülkelerinde yaşları 13 – 19 arasında değişen yönetmenler tarafından çekilen kısa filmler İstanbul’a geliyor. Türkiye Yardım Sevenler Derneği Kağıthane Şubesi tarafından düzenlenen TISFEST – Teen International Shorts Festival, 07 – 10 Şubat’ta, birbirinden özel filmleri Pera Müzesi’nde seyirciyle buluşturuyor. Düzenlenecek olan masterclasslar, Robert Kolej’de ve yine Pera Müzesi’nde katılımcılarını bekliyor olacak. Kısa film eğitimlerinde Ümit Ünal, Selim Demirdelen, Ceylan Özçelik sinema konuşacak, Selim Evci ise film okuma atölyesi düzenleyecek.
Türkiye’nin İlk Dijital Belgesel Kütüphanesi Arşivist ile Yerli Belgesel Dünyaya Açılacak
BSB – Belgesel Sinemacılar Birliği’nin, İSTKA – İstanbul Kalkınma Ajansı ve Kalkınma Bakanlığı’nın desteğiyle gerçekleştirdiği Türkiye’nin ilk dijital belgesel kütüphanesi Arşivist projesi 24 Ocak Salı günü düzenlenen bir toplantıyla tanıtıldı. Elmadağ’da bulunan Arşivist ofisinde basın mensupları ile bir araya gelen BSB Yönetim Kurulu üyeleri projenin içeriği, kapsamı ve hedefleri hakkında bilgi verdi. Türkiye’de belgesel sinemanın ilk dijital görsel arşivini oluşturarak pazarlama, satış ve dağıtım mekanizmaları oluşturmak amacındaki Arşivist ile arşivlerde bekleyen en az 2 bin 500 belgesel koruma altına alınacak.
Türkiye’nin İlk Dijital Belgesel Kütüphanesi Arşivist ile Yerli Belgesel Dünyaya Açılacak yazısına devam et
İstanbul Modern Sinema’da George Lucas ve SİYAD’ın Seçtiği Beş Film
İstanbul Modern Sinema, Şubat ayında Yıldız Savaşları efsanesini anıyor. 02 Şubat ve 05 Şubat’ta Halk George Lucas’a Karşı belgeselinin yanı sıra fanların animasyon, hamur, kukla ve legolarla yeniden çektiği Yıldız Savaşları fan filmleri gösterilecek. Belgeselin 05 Şubat saat 14:00’teki gösterimine Lucas Film resmi kostüm kulüpleri olan 501. Lejyon Türkiye ve Asi Lejyonu da kostümleriyle katılacak. 09 – 12 Şubat tarihlerinde ise SİYAD – Sinema Yazarları Derneği’nin 2011 yılının En İyi Türk Filmleri olarak açıkladığı beş film gösterime sunulacak.
İstanbul Modern Sinema’da George Lucas ve SİYAD’ın Seçtiği Beş Film yazısına devam et
Say Yayınları, ABC Dizisi’nin 9. Kitabı Rıza Kıraç’tan: Sinemanın ABC’si
Rıza Kıraç’ın Sinemanın ABC’si adlı kitabı Teknolojik Buluştan Sanata altbaşlığı ile Say Yayınları tarafından satışa sunuldu. Sinemanın ABC’sinde dünya ve Türkiye sinema tarihinin temelleri ve en önemlisi film üretim biçimlerinin teorik ve pratik süreçleriyle ilgili bilgiler veriliyor. Ancak temelde unutulmaması gereken şey sinema yapma biçiminin kesinleşmiş, keskinleşmiş kuralları olmadığıdır. Bu sinema yapmanın temel kriterleri olmadığı anlamına gelmiyor. Sinemanın ABC’si, tam da bu kriterler üzerine yazıldı. Sanat yapan insan “yapan” olduğundan daha çok “bozan” biridir. Sanat değişime ve muhalefete açık bir alandır.
Say Yayınları, ABC Dizisi’nin 9. Kitabı Rıza Kıraç’tan: Sinemanın ABC’si yazısına devam et
Chantier Films’in Dağıttığı 3 Film, 9 Dalda Oscar Adayı
Chantier Films tarafından sinemalarımızda vizyona çıkarılmış ve önümüzdeki aylarda çıkarılacak olan 3 film, 84. Oscar Ödülleri’nde 9 dalda aday oldu. 30 Eylül 2011′de gösterime girmiş olan ve Woody Allen’ın yönettiği Paris’te Gece Yarısı (Midnight in Paris), 4 daldaki Oscar adaylığı ile Chantier Films’in en fazla dalda aday gösterilen filmi. Tomas Alfredson’ın yönettiği ve 10 Şubat 2012′de gösterime girecek olan Gary Oldman’lı Köstebek (Tinker Tailor Solider Spy), 2 dalda; Phyllida Lloyd’nin yönettiği ve şu an gösterimde olan Meryl Streep’li Demir Leydi (The Iron Lady) ise 2 dalda Oscar’a aday gösterildi.
Eş Ruhumun Eş Zamanı Filmine Gala Gibi Basın Gösterimi
03 Şubat 2012 Cuma günü 200 kopya ile vizyona girecek olan Türkiye’nin ilk kuantum filmi Eş Ruhumun Eş Zamanı sinema filminin özel basın gösterimi 26 Şubat Perşembe günü oyuncuların da katılımıyla Şişli Movieplex Sineması’nda gerçekleştiriliyor. Senaryosunu R. Şanal Günseli ve Işık Elçi Günseli’nin birlikte kaleme aldığı, Musa Uzunlar ve Deniz Seki’nin konuk oyuncu olarak yer aldığı filmde Aylin Kabasakal, Uğur Çavuşoğlu, Zeynep Utku, Melisa Nalçak, Hakan Korkmazyürek, Tuğçe Ersoy, Güzin Usta, Bedia Ener, Görkem Demirkan, Alasu Günseli ve Polat Emirhan Canik rol alıyor.
11. If İstanbul Uluslararası Bağımsız Filmler Festivali Basın Toplantısı Yapıldı
16 – 26 Şubat 2012 tarihleri arasında 11. si düzenlenecek olan If İstanbul Uluslararası Bağımsız Filmler Festivali’nin basın toplantısı 23 Ocak 2012 Salı günü Cezayir Apartmanı’nda yapıldı.
Festival yönetiminin basınla 11. yılın yeniliklerini paylaştığı toplantıda; “Bu yıl If’in dünyanın sesine kulak veren teması nedir? Festivalin konuğu olan dünyaca ünlü oyuncular arasında kimler var? Dünya sinemasına genç yönetmenler kazandıran Keşif Yarışması filmleri hangileri? Festivalin yeni bölümleri nasıl şekillendi? Bu yıl festivalin bayıldığı filmler hangileri?” gibi soruların cevapları basınla paylaşıldı.
11. If İstanbul Uluslararası Bağımsız Filmler Festivali Basın Toplantısı Yapıldı yazısına devam et