Entelköy Efeköy’e Karşı’nın ilk Galası, Doğduğu Yer Milas’ta Şenliklerle Gerçekleşti

Yüksel Aksu’nun yazıp yönettiği, “gülmekten eşek depmişe döndüren” organik Anadolu komedisi Entelköy Efeköy’e Karşı’nın ilk galası, 26 Kasım Cumartesi akşamı Milas Karya Prenses Sineması’nda yapıldı Filmde rol alan köylülerle birlikte, Muğla Valisi Fatih Şahin, Milas Belediye Başkanı Muhammed Tokat, oyuncu kadrosu ve film ekibinin katıldığı galada, film coşku, alkış ve tezahüratlarla izlendi. Galası öncesinde, yönetmen Yüksel Aksu, yapımcılar Muharrem Gülmez, Taha Altaylı, filmin oyuncuları ve filmde rol alan köylülerin katıldığı bir şenlik yürüyüşü gerçekleştirildi.

  • Basın Bülteni
  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Yüksek çözünürlüklü fotoğraflara haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Entelköy Efeköy’e Karşı’nın ilk Galası, Doğduğu Yer Milas’ta Şenliklerle Gerçekleşti yazısına devam et
  • Arka Pencere Dergisi’nden Lütfi Akad’a Saygı Duruşu

    Arka Pencere Dergisi, 109. sayısında, kapağına Lütfi Akad’ın şaheseri Vesikalı Yarim’i yerleştiriyor. Tunca Arslan, Trendeki Yabancı köşesinde, 38 yıl önce Nezih Coş, Atilla Dorsay ve Engin Ayça’nın Lütfi Akad’la gerçekleştirdikleri söyleşiye dönüp bakıyor. Vizyon filmleri eleştirileri arasında Hayat Ağacı, Dedemin İnsanları, Tehlikeli İlişki, Zirveye Giden Yol ve Mahzen yer alıyor. Derginin 109. sayısı, her sayıda olduğu gibi bir Hitchcock alıntısıyla sona eriyor: “Ben Hecht psikanalize çok meraklı olduğundan, ‘Öldüren Hatıralar’ın (Spellbound) senaryosunun ona teslim edilmesi şanslı bir seçim olmuştu.”

  • Basın Bülteni
  • Web Sitesi
  • Yüksek çözünürlüklü kapak fotoğraflarına haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Arka Pencere Dergisi’nden Lütfi Akad’a Saygı Duruşu yazısına devam et
  • Universal Channel’da Clint Eastwood Özel Gecesi

    Universal Channel, 27 Kasım Pazar gecesini 4 Oscar ödüllü yönetmen Clint Eastwood’a ayırıyor ve Eastwood’un oyunculuğunun ve yönetmenliğinin en ince yönlerini çok iyi yansıtan, Madison Köprüsü ile Uzay Kovboyları filmlerini gösteriyor. Clint Eastwood’un yönetmenlik kariyerinde çok önemli bir yeri olan Madison Köprüsü, orta yaşlı bir çiftin aşk hikâyesini romantik bir dille anlatıyor. Clint Eastwood’un senaristliğini ve yönetmenliğini üstlendiği filmde, Oscar ödüllü Meryl Streep başrolde karşımıza çıkıyor. 1960’larda geçen film, fotoğrafçı Robert’ın bir ev hanımı olan Francesca ile geçirdiği 4 günü anlatıyor.

  • Basın Bülteni
  • Yüksek çözünürlüklü fotoğraflara haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Universal Channel’da Clint Eastwood Özel Gecesi yazısına devam et
  • CELAL TAN… Anayasa Profesörü…

    Anayasa profesörü Celal Tan’ın (iki çocuğunun anası) karısı bir trafik kazasında ölür. Celal Tan boğaza? (arabası ile?) düşen bir genç kızı kurtarır, bir süre sonra evlenirler. Bunlar hep gazetelere (fotoğraflı) malzeme oluşturur. (Yeni karısı, ilk evliliğinden olan kızından da küçük-tür?) İlk karısı öldüğü zaman da Celal Tan profesör müdür, yoksa ölümden ve de ikinci evliliğinden sonra mı olmuştur. Şimdi ise yaş günü kutlaması için evinde hazırlık yapılmaktadır. Sürpriz parti. Geldiği anlaşılınca ışıklar söndürülür… Celal Tan kapıyı -anahtarı ile açıp- içeri girer ama bir türlü ailesinin beklediği salona giremez. Annesinin isteği üzerine (yeni) karısı çıkıp bakacak olur -seslerden anladığımız kadarı ile- Celal Tan karısına saldırır, -herhalde- boynuna sarılır, başını duvara vurur, yere yatırır, boğazına sarılır, boğar… Kapalı kapı aralanır, sesleri duyan aile Celal Tan’ı karısının boğazına sarılmış olarak görür. (Karanlıktadırlar). Celal Tan, onları göremez (aydınlıktadır) ama orada olduklarını bilir. Tekerlekli sandalyedeki annesi, kızı, oğlu, (kızından) torunu… Sonra çıkıp gider ve AHUD’da (?!) 35 yıllık arkadaşı, emekli anayasa profesörü, pankreas kanseri, -doktorların “üç ay ömrün kaldı” dediklerinin üzerinden iki ay geçmiş- sancılarını kendine morfin yaparak dindiren arkadaşından, karısını “öldürdüğünü” söyleyerek, suçu üstlenmesini ister.

    Sonra… Şimdiki anayasa profesörleri böyle mi -hikâyenin günümüzde geçtiğini varsayarsak- bilmiyorum ama benim öğrencisi olduğum anayasa profesörleri (Bülent Nuri Esen ve İlhan Arsel) böyle değildi, -cinayet işleyip işleyemeyeceklerini bilmiyorum ama herhalde- İslamiyet hakkında bu kadar bilgisiz olamazlardı. Bizim zamanımızda da öğrencisi ile evlenen profesörler vardı. Yani Celal Tan gibi kızı yaşındaki kızlarla evlenenler… Ama Ünlü’nün filmine konu aldığı Celal Tan ailesi fertlerinin -hepsinin- tümünün durumu ilginç… Kızı Jülide’nin sevgilisi kim? opera şarkıcısı (besteci!) Ozan mı? Yoksa komiser Hüseyin mi? Celal Tan, öldürdüğü karısını (Özge) kiminle öpüşürken gördü? Uzun saçlı (Celal Tan öyle görüyor), peruk takan operacı Ozan ile ise -ki öyle değil- karısının mektuplaştığı AHUD’da solistlik yapan Okan’ın saçları niye kısa? (En azından uzun saçlı denmeyecek durumda)…

    Sonra… Celal Tan’ın kayınbiraderi kör Ergün, -cinayet sonrası ailenin bir araya geldiği zaman, gecikerek eniştesinin yaşgünü partisine geldiğinde- ilk uzun söylevine başlar ve renklerin (!) dil-inden söz eder… Bir çok yerde daha cinayet, suç, suç-luluk soruşturması (kendi kendine / ortaya) sözlü olarak yapacaktır…?

    Celal Tan’ın babaannesinin adını taşıyan oğlu Kâmuran’ın ise -filmin açılışındaki- koltuk nutku… Babasının öldürdüğü üvey annesi Özge ile konuşmaları… Mektubunu bulduğu Okan’ı gidip sorgulaması. Öncesinde ise bu mektup (ve Özge ile konuşmaları) konusunda ablası Jülide ile konuşmaları… Ailenin diğer fertlerinden farlılık mı?

    Anne Kâmuran, birlikte kaçacakları Nida Bey’in ölümünü televizyonda gördükten sonra tekerlekli sandalyesi ile balkona gidip, tekerlekli sandalyesinden kalkarak, balkonun korkuluklarına tırmanıp aşağı atlaması… Ve tüm ailenin bunu seyretmesi… Anne Kâmuran’ın kumanda aleti elinde devamlı televizyon seyretmesi gibi…?

    Absürd bir film ise, Celal Tan ve Ailesinin Aşırı Acıklı Hikâyesi evet absürd ama absürd olan “aşırı acıklı hikâye” değil, filmin kendisi. Sinemamızda saçma denebilecek pek çok film olagelmiştir, absürd film pek hatırlayamıyorum, Celal Tan…’dan sonrada hatırlayamayacağım.

    [AHUD Anayasa Hukukçuları Derneği demekmiş. Ben böyle bir dernek bilmiyorum. “Filmdir bu, olabilir” derseniz kabul ederim ama neden Hukukçular Derneği değil de “Anayasa Hukukçuları Derneği” (1)? Celal Tan madem emekli anayasa profesörü, neden hiç anayasadan söz etmeyip -aslında hiç gereği yok, zaten filmde…- hep Ceza Kanunu’ndan -ellerinde ölen arkadaşı Turan Altaylı’yı “kendi suçu için”, suçlamak için- söz ediyor (2)?]

    (04 Aralık 2011)

    Orhan Ünser

    Karadeniz Diyalekti Seymen Aydın, Ayaz Adlı Sinema Filminin Çekimlerine Başladı

    Seymen Aydın, çekimlerine yeni başlanan Mass Medya Lütfi Kara’nın yapımcılığını üstlendiği, Hakan Kurşun’un yönetmenliğini yaptığı Ayaz adlı sinema filmi çekimleri için Marmaris’te. 11850 reklâm kampanyasının “Turgay Elli” karakteri ile öne çıkan Seymen Aydın, 16 Aralık’ta vizyona girecek olan, yönetmenliğini Adem Kılıç’ın yaptığı başrollerini Altan Erkekli, Salih Kalyon, Ruhi Sarı’nın paylaştığı Sümela’nın Şifresi: Temel adlı filmde de rol aldı. “Sıfırdan karakter yaratmayı çok seviyorum” diyen Seymen Aydın, Türkiye’nin Yıldızları yarışmasında dikkatleri üzerine çekmişti.

    Sherlock Holmes: Gölge Oyunları’nın Türkçe Altyazılı Fragmanına Ait Yayın Linkleri Açıklandı

    Ülkemizde 16 Aralık 2011′de vizyona girecek olan Sherlock Holmes: Gölge Oyunları (Sherlock Holmes: A Game Of Shadows) filminin Türkçe altyazılı fragmanına ait yayın linkleri açıklandı. Robert Downey Jr. Sherlock Holmes, Jude Law da Dr. Watson olarak tekrar karşımızdalar. Şimdiye kadar Sherlock Holmes hep ortamdaki en akıllı adamdı. Ancak Profesör Moriarty kötülük kapasitesi ve vicdansızlığı ile ünlü detektiften bir adım önde olabilir. Bu seferki araştırmaları Holmes ve Watson’ı Fransa, Almanya ve son olarak da İsviçre’ye götürecek ve giderek daha tehlikeli bir hal alacak.

  • Basın Bülteni
  • Türkçe altyazılı fragman için tıklayınız.
  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.