Uluslararası Suç ve Ceza Film Festivali Seminerleri

Uluslararası Suç ve Ceza Film Festivali kapsamında gerçekleştirilecek Ücretsiz Sinema Seminerleri’ne başvurular başladı. Festivalin dikkat çekici yan etkinliklerinden biri olan seminerlerde, alanında yetkin isimler yer alacak. 23 – 24 Eylül 2011 tarihlerinde Başakşehir Belediyesi Muhsin Ertuğrul Tiyatrosu’nda gerçekleşecek olan etkinlikte Ayla Algan oyunculuk, Ümit Ünal yönetmenlik, Barış Pirhasan senaryo yazımı, Onur Saylak oyunculuk, Uğur İçbak görüntü yönetmenliği, Yamaç Okur sinemada yapımcılık ve Alper Kırklar da sinemada kurgu esasları konularında eğitim verecek, deneyimlerini katılımcılarla paylaşacak.

  • Basın Bülteni
  • Festival hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Yüksek çözünürlüklü fotoğraflara haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Uluslararası Suç ve Ceza Film Festivali Seminerleri yazısına devam et
  • Teen International Shorts Festival

    TISFEST – Teen International Shorts Festival, 08 – 11 Şubat 2012 tarihleri arasında gerçekleştiriliyor. Festival kapsamında herkese açık master classlar düzenlenecek. 4 gün sürecek ve özel film gösterimleri de düzenlenecek olan festival sayesinde genç sinemacılar hem tüm dünyadan gençlerle karşılıklı fikir alışverişi yapma fırsatını yakalanacak, hem de sinema dünyasından önemli isimlerle çeşitli paylaşımlarda bulunabilecek.
    TISFEST – Teen International Shorts Festival bünyesinde düzenlenecek olan kısa film yarışmasının son katılım tarihi 12 Aralık 2011 olarak tesbit edildi.

  • Basın Bülteni
  • Web Sitesi
  • Diğer haber, basın bültenleri, bağlantılar ve yüksek çözünürlüklü görsellere haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Teen International Shorts Festival yazısına devam et
  • Mehmet Emin Yıldırım ile Seminer ve Atölyeler 01 Ekim’de Başlıyor

    Yönetmen, senarist ve sinema yazarı Mehmet Emin Yıldırım’ın düzenlediği Senaryo Atölyesi, Film Yapımı ve Yönetmenlik Atölyesi ile Sinema ve Tarkovski Semineri, 01 Ekim 2011 Cumartesi günü başlıyor.
    “Abide-i Hürriyet Caddesi, No: 34, Günaydın Apartmanı, Kat: 2, Daire: 5, Osmanbey, Şişli, İstanbul” adresinde gerçekleştirilecek Senaryo Atölyesi ile Sinema ve Tarkovski Semineri, 01 Ekim – 15 Kasım 2011; Film Yapımı ve Yönetmenlik Atölyesi ise 01 Ekim – 01 Aralık 2011 tarihleri arasında gerçekleştirilecek.

  • Basın bültenleri, bağlantılar ve yüksek çözünürlüklü görsellere haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Mehmet Emin Yıldırım ile Seminer ve Atölyeler 01 Ekim’de Başlıyor yazısına devam et
  • Hollywood’un İki Ünlü Yıldızı Marks & Spencer İçin Bir Araya Geldi

    Yeşil Fener (Green Lantern) filminin yıldızı Ryan Reynolds ve Transformers: Ay’ın Karanlık Yüzü (Transformers: Dark of the Moon) filminin güzel oyuncusu Rosie Huntington Whiteley, Marks & Spencer’ın reklâm kampanyası için kamera karşısına geçti. 11 senedir oyunculuk yapan 35 yaşındaki Ryan Reynolds ile Hollywood’ta son dönemlerde yıldızı iyice parlayan Transformers: Ay’ın Karanlık Yüzü (Transformers: Dark of the Moon) filminin güzel ve çekici oyuncusu Rosie Huntington Whiteley, Marks & Spencer’ın Sonbahar ve Kış Koleksiyonu çekimleri için stüdyoya girdiler.

  • Basın Bülteni
  • Yüksek çözünürlüklü fotoğraflara haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Hollywood’un İki Ünlü Yıldızı Marks & Spencer İçin Bir Araya Geldi yazısına devam et
  • Sevinç Aktansel’i Kaybettik

    Mahinur Ergun’un yönettiği Ay Vakti adlı filmde rol alan, Türk tiyatrosunun başarılı ismi Sevinç Aktansel 26 Ağustos 2011′de yaşama veda etti. Bez Bebek adlı TV dizisinde Makbule karakteri ile hafızalarda yer eden Sevinç Aktansel 27 Kasım 1937’de İstanbul’da doğdu, eğitimini Ankara Devlet Konservatuarı Tiyatro Yüksek Bölümü’nde tamamladı.
    Cenazesi bugün Üsküdar Abdullah Ağa Camii’nde kılınan öğle namazını müteakip, Edirnekapı Mezarlığı’nda toprağa verilen merhumeye tanrıdan rahmet, kederli ailesine sabırlar dileriz.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflara haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Sevinç Aktansel’i Kaybettik yazısına devam et
  • 2. Malatya Uluslararası Film Festivali Başvuruları Başladı

    Geçen sene ilki düzenlenen ve sinemaseverler tarafından yoğun ilgi ile karşılanan Malatya Uluslararası Film Festivali’nin ikincisi bu yıl 18 – 24 Kasım 2011 tarihleri arasında düzenlenecek. Malatya Valisi Ulvi Saran’ın liderliğinde, Malatya Valiliği ve Malatya Kayısı Araştırma – Geliştirme ve Tanıtma Vakfı tarafından bu yıl ikincisi düzenlenecek festivale başvurular başladı. Festivalde bu yıl ilk kez yapılacak Ulusal Uzun Film Yarışması ve Ulusal Kısa Film Yarışması için başvurular 16 Eylül 2011’e kadar sürecek. Malatya Uluslararası Film Festivali süresince 80’i uzun olmak üzere, belgesel ve kısa filmlerle birlikte 150’ye yakın film sinemaseverlerle buluşacak.

  • Basın Bülteni
  • Festival hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Yönetmelikler ve başvuru formları ile yüksek çözünürlüklü logoya haberin devamından üzerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    2. Malatya Uluslararası Film Festivali Başvuruları Başladı yazısına devam et
  • Ekim’de Mektuplar Portakal’lı Gidecek

    PTT Genel Müdürlüğü tarafından Altın Portakal’a özel posta pulları bastırılıyor. Antalya Büyükşehir Belediyesi – Antalya Kültür Sanat Vakfı (AKSAV) işbirliğiyle organize edilen 48. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali’ne özel posta pulları, 08 – 14 Ekim 2011 tarihleri arasında PTT mektup zarflarında kullanılacak. Festivalin gerçekleşeceği Atatürk Kültür Parkı içinde PTT tarafından açılacak standta satışa sunulacak pullar festivalin anı kartpostallarının gönderiminde de kullanılacak. PTT Genel Müdürlüğü, festival yönetiminin özel gün damgası talebine de olumlu cevap verdi.

  • Basın Bülteni
  • Festival hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Yüksek çözünürlüklü görsellere haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Ekim’de Mektuplar Portakal’lı Gidecek yazısına devam et
  • D-Smart Sinema Kanalları 01 – 30 Eylül 2011 Sinema Filmleri

    D-Smart sinema kanallarında, 01 – 30 Eylül tarihleri arasında gösterilecek sinema filmleri açıklandı. Dizi, film, belgesel, eğlence, spor, moda, çocuk ve haber olmak üzere farklı temalarda yayın yapan birçok TV ve radyo kanalı bulunan, dijital yayın yapan bir platform olan D-Smart, Şubat 2007′de yayına başladı. Gösterilecek filmler arasında Dönüş (Vozvrashcheniye – Le Retour), Kıskanmak, Aşka Son Şans (Last Chance Harvey), Bizim Büyük Çaresizliğimiz, Salgın (The Crazies), Çakal, Kader, Masumiyet, Neredesin Firuze, Nine, Oxford Cinayetleri (The Oxford Murders), Zavallılar gibi filmler var.

  • Basın Bülteni
  • Web Sitesi
  • Gösterilecek filmler hakkında geniş bilgilere haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    D-Smart Sinema Kanalları 01 – 30 Eylül 2011 Sinema Filmleri yazısına devam et
  • Aşkın Sessizliği

    Sadi Bey’in Twitter Günlükleri:

    Beyazperde yazısı: Ağlamayın zeytin ağaçları, aşk ve şefkat uzak yollardan gelecek. (Aşkın Sessizliği-Tous Les Soleils-Silence of Love, Yön: Philippe Claudel.)

    Film Arası Dergisi, Ömer Lütfi Akad özel sayısı için, ustanın unutulmaz filmi “Vesikalı Yarim” hakkında bir paragraf yazı istedi, şöyle …

    … yazdım: Sinemamızın en önemli yönetmenlerinin başında gelen Lütfi Akad’ın “Vesikalı Yarim” filmi, sırrı çözülememiş ve çözülemeyecek …

    … bir filmdir. Senaristi Safa Önal dahi filmin neden bu kadar çok sevildiğini ve kült eser mertebesine yükseldiğini anlayamadıklarını …

    … belirtiyor. “Vesikalı Yarim” bence sırrını filmde geçen üç kelimelik “Çok eskiden rastlaşacaktık” cümlesinde saklıyor. Hani hep …

    … derler “aşk, sevgiliye kavuşmak için yaşanan çabalardır” diye. Belki de “Vesikalı Yarim”in sihri budur, çünkü Sabiha (Türkan Şoray) …

    … ne kadar yakınına gelebilse de hiçbir zaman Halil’e (İzzet Günay) ulaşamayacaktır, o hep uzaklarda, özlenen, kavuşulmak istenen ama …

    … kavuşulamayan sevgili olarak kalacaktır. Kavuşma aşkı bitirir?

    Ağaçların gövdesine temas edene kadar beton döken, parke taş döşeyen müteahhitlere, onların işçilerine, onların mühendislerine, onları …

    … kontrol eden kamu görevlilerine, durumu görüp de yetkililere -her kimse onlar- duyurmayan vatandaşlara lânet ediyorum. Ayrıca …

    … bildiğim, bilmediğim ne kadar küfür varsa, aklıma geldikçe ediyorum, açıkça beyan ederim.

    Adı var, kendi -henüz- yok 1. Çanakkale Troia Film Festivali, ilkler festivali olmaya devam ediyor. Bilindiği üzre (“üzere” kelmesinin …

    … böle telfuz edilmesne gıck olrum) festival birkaç kez ertelendi, sayısını vallahi hatırlayamıyorum. “En Çok Ertelenen Festival” …

    … ünvanını ele geçirdi ve şimdilik kimseye kaptıracak gibi görünmüyor. Keza ekipteki elemanları da devamlı değişiyor. Festival …

    … her ne kadar 2012 Haziran’ına ertelense de web sitesinde tarihi hâlâ 04 – 09 Haziran 2011 olarak görünüyor. Namı “Sinemacılık ve …

    … Filmcilik Yararına Bağımsız İletişim Platformu” olarak yürüdüğünden sinemacılık ve filmcilik konusunda dağda uçan kuşa bile destek …

    … vermeye çalışan sadibey.com’un başlangıçta basın sponsoru olarak destek verdiği festivalden sponsorluğunu geri çeksin mi çekmesin mi …

    … konusunda kararsız kaldığı festivalin tesbit edebildiğim en son ilk’i web sitesinin tam 6 dilde hazırlanmaya çalışıldığı. Genelde …

    … ülkemizdeki web sitelerinde Türkçe ve English’çe seçenekleri bulunur. Troia festivalinin web sitesine girin bakın, Türkçe, English, …

    … Deutsch, Français, Italiano ve -herhalde- Arapça seçenekleri var. Türkçe ile English seçeneğine girdiğinizde bir şeylere …

    … ulaşabiliyorsunuz fakat diğerlerine tıkladığınızda -02 Eylül 2011 tarihi itibariyle- fos çıkıyor. Bakınız bu da bir ilk.

    Gözümde 8 derece miyop gözlük varken 2. gözlük gerektiren 3D filmleri bir türlü sevemedim. 3D belâsından kurtulma sinyalleri yavaş yavaş …

    … belirmeye başladı. Dikkat ederseniz son zamanlarda gösterime çıkan bazı filmlerin afişlerinde “3D seçeneğiyle” ibaresine sık sık …

    … rastlamaya başladık. Büyük ihtimalle yakın gelecekte bir film sadece 3D olarak gösterime girmeyecek, 3D film, klâsik 2 boyutlu 35 mm …

    … filmin seçeneği olarak varlığını sürdürmeye gayret edecek. Bunun yeni belirtisi 4D olarak gösterime girecek olan Robert Rodriguez’in …

    “Çılgın Çocuklar 4 – Spy Kids 4: All The Time In The World” adlı filmi. Demek sinemacılar 3D’den umduklarını bulamadılar ki 4D …

    … filmleri piyasaya sürmeye başlıyorlar. Sinema tarihinde daha önce denenmiş fakat yeterli ilgiyi görmemiş olan 4D filmler işin içine …

    … kokuyu da sokuyor. Gelen haberlere göre “Çılgın Çocuklar 4”ün koku kartları gümrükten zamanında çekilebilirse bu mutluluğu ilk kez …

    … basın mensupları 12 Eylül’de yapılacak basın gösteriminde tadacak. Doğrusu insan merak da ediyor, filmde gül bahçesine veya …

    … -afedersiniz- sevgilinin koynuna girildiğinde alınacak koku iyi de, bataklıktaki sahnelerde gelecek kokuya nasıl tahammül edeceğiz? Filhakika bilemiyorum.

    Filmlerin adı kaderlerine etki mi ediyor nedir, “Herkes mi Aldatır?” adlı yerli film şu sıra icra kanalıyla satıştaymış. Demek ki …

    … birileri alacaklarını tahsil edemeyince aldandığı kanaatine varıp icraya müracaat etti. Vizyon öncesi büyük bir sinema grubunun …

    … filme destek verdiğini duymuştuk, sonradan bu grup adını geri çekti. Filmi satın alan “Evet, Aldatır” adıyla devamını çeker, DVD ve …

    TV pazarına sunarsa belki zevahir kurtulur.

    (03 Eylül 2011)

    Sadi Çilingir

    Macera Dolu Bir Kaptan Amerika

    İlk Yenilmez: Kaptan Amerika (Captain America: The First Avenger)
    Yönetmen: Joe Johnston
    Çizgi Roman: Joe Simon-Jack Kirby
    Senaryo: Christopher Markus-Stephen McFleely
    Müzik: Alan Silvestri
    Görüntü: Shelly Johnson
    Oyuncular: Chris Evans (Steve/Kaptan Amerika), Tommy Lee Jones (Albay Phillips), Hayley Atwell (Peggy), Sebastian Stan (Bucky), Stanley Tucci (Dr. Erskine), Hugo Weaving (Schmidt/Kızıl Kafatası), Dominic Cooper (Stark), Toby Jones (Dr. Zola), Samuel L. Jackson (Nicky)
    Yapım: Paramount-Marvel (2011)

    “Hidalgo” gibi önemli bir macera filmi yönetmiş Joe Johnston’ın üç boyutlu “İlk Yenilmez: Kaptan Amerika” filminin küçük propagandaları bir tarafa bırakılınca perdede seyredilmesi heyecan dolu bir macera bu.

    Çizgi romancılar, Joe Simon ve Jack Kirby’nin “Kaptan Amerika”sı, üç boyutlu sinemaskop perdede büyülüyor. 1913’te doğmuş Amerikalı ünlü çizgi romancı Joe Simon, kadim dostu Jack Kirby’yle (1917 – 1994) beraber yarattıkları macera dolu bir bilimkurgu “Captain America: The First Avenger – İlk Yenilmez: Kaptan Amerika”, Hollywood’un son üç boyutlu teknolojisiyle beyazperdede. “Kaptan Amerika”, 1941 yılında Marvel Comics tarafından yayımlanmaya başladı. Kirby, başka çizerlerle de ortak yapıtlar ortaya koydu hep. Bilinen çizgi romanları, “Fantastik Dörtlü” ve “Hulk”u Stan Lee’yle ortak çıkartmıştı Kirby. “Kaptan Amerika”, 1979’da televizyon filmi olarak da uyarlanmıştı. Rod Holcomb’un yönettiği bu yapımda Reb Brown, Kaptan Amerika olmuştu. 1990 yılında da sinemaya Albert Pyun tarafından uyarlandı. Kaptan Amerika bu defa Matt Salinger’di. “Kaptan Amerika”, 1966 yılında televizyon dizisi olarak da uyarlanmıştı. Kaptan Amerika, Arthur Pierce’di. Yine aynı yıl çizgi dizi filmi de yapıldı “Kaptan Amerika”nın. 1944 yılında “Captain America” adıyla ilk defa sinemaya uyarlandı bu çizgi roman. Siyah-beyaz bu filmin yönetmenleri Elmer Clifton ve John English’di. Kaptan Amerika’yı Dick Purcell canlandırmıştı. Bu yapıtlar, günümüzün bilgisayar destekli efektleri düşünülünce teknik anlamda biraz gerilerde kalmışlar elbette.

    Önce oyuncu, sonra kahraman…

    Film, günümüzde açılıyor. Kuzey Kutbu’nda bilim insanları buzun altında tuhaf bir metal yığını bulunuyor. Devasa uçak enkazında çok özel bir şey de var. Hem de yıllarca korunmuş. Hikâye 1942 yılındaki Norveç’e gidiyor. Çılgın Nazi subayı Johann Schmidt, gücü kendi toplayacak serumun peşinde. Seruma ulaşıyor. Film, New York’a gidiyor. Sıska Steve Rogers, askere gitmek için adeta yalvarıyor, ama onu askere almıyorlar. Steve’in kadim dostu Bucky’yi askere alıyor. Steve, kederler içinde askere gitmek için yeni yollar deneyecekken geleceğin teknolojileri sergisinde bilim insanı Dr. Abraham Erskine’le tanışıyor. Dr. Erskine, serum buluşuyla hücreleri normal bir insana göre dört kat arttırıyor. Sıska, ama yüreği iyi Steve çok istediği askere alınır ve deney hemen uygulanır. Vücudu gelişen Steve, önce bir senatörün yönlendirmesiyle müzikallerde oyuncu olarak boy göstermeye başlıyor. Kostümü ve kalkanı da orada bir sahne şovu olarak düşünülüyor. Hatta “Kaptan Amerika” adıyla çizgi romanları bile yayımlanmaya başlıyor. Bu sirk maymunluğundan Amerika’nın kahramanına dönüşüyor Kaptan Amerika. Hayatına İngiliz ajan Peggy Carter da giriyor. Bu aşk yavaş yavaş ve sancılı gelişiyor. Başlarda kendisine soğuk davranan Albay Chester Phillips’in gözüne girdikten sonra Kaptan Amerika’nın tek hedefi, çılgın “Kızıl Kafatası”na dönüşmüş Johann Schmidt’i yok etmek. Çılgın “Kızıl Kafatası”, Dr. Arnim Zola’nın güçlendirdiği devasa uçağıyla Amerika’yı yeryüzünden silmeyi hayal ediyor ve bunu hayata geçirmek için uçağı havalandırıyor. 11 Eylül trajedisini hatırlıyorsunuz. Derin bir travma bu. Kaptan Amerika, önce Nazilere esir düşmüş müttefikleri kurtarıyor. Onların içinde kadim dostu Bucky de var. Evet, o kalkan. Amerikan bayrağının renklerini ve yıldızını almış kalkan, Kaptan Amerika için bir frizbi gibi. Aslında bu Amerikan bayrağını çağrıştıran kalkan bir zaman sonra rahatsızlık vermiyor değil. Ünlü motosikletini de sadece bu macera için Nazilerden ödünç almış Kaptan Amerika. Filmde unutulmaz sekanslar var. Öncelikle filmin iki giriş bölümü de unutulmaz. İlki Kuzey Kutbu, ikincisiyse Schmidt’in göründüğü ilk an. Uzun final bölümü de heyecan dolu bir macera yaşatıyor beyazperdede. Mekânlar gerçekten çarpıcı ve insanı o atmosferin içine alıyor. Kendinizi gerçekten 1940’larda ve savaşın tam içinde hissediyorsunuz. Hollywood her şeyi mükemmel yansıtırken aralara propagandasını da yerleştiriyor işte. Filmde seyirciye “Amerika kurtarır” telkini veriliyor zaman zaman. İnanırsanız, inanırsınız. Aslında, ezelden beri Amerika’da zor anlarda süper kahramanlar, çizgi romanlarda ve Hollywood filmlerinde öne çıkıyor. 1930’lu ve 1940’lı yıllarda bu yoğundu. Propaganda olarak algıladığımız şeyler, önce Amerikan halkına moral vermek, daha sonra dışarıya karşı Amerika’nın gücünü göstermekti. Johnston’ın bu filminde ikisi de var. Amerika, ağır bir ekonomik krizin altında ve toplumda depresyon var. “İlk Yenilmez: Kaptan Amerika” filmini bu açıdan da okumakta fayda var.

    “Hidalgo”nun yönetmeninden…

    1950 doğumlu Teksaslı yönetmen Joe Johnston’ı, ilk filmi 1989 yapımı “Honey, I Shrunk the Kids – Eyvah Çocuklar Küçüldü” filmiyle tanıdık. 1991 yapımı “The Rocketeer – Roket Adam”, 1995 yapımı “Jumanji”, 1999 yapımı “October Sky Ekim Düşü”, 2001 yapımı “Jurassic Park III”, 2004 yapımı “Hidalgo” ve 2010 yapımı “The Wolfman – Kurt Adam” sinemalarımızı şenlendirmişti. Yönetmen Johnston, sinemanın iyi yönetmenlerinden. “Hidalgo” gibi sinemanın seyredilmeye doyulmaz macera filmlerinden birini çekmiş bir yönetmen Johnston. “İlk Yenilmez: Kaptan Amerika” filmini seyrederken, Steven Spielberg’ün “Indiana Jones” serisinin ilk filmi 1981 yapımı “Raiders of the Lost Ark – Kutsal Hazine Avcıları” filminin tadını aldık. Aslolan ruhtur. Johnston’ın filmi, modern klâsiklerden biri olabilir. Ajan Peggy’yi canlandıran 1982 Londra doğumlu Hayley Atwell, nedense Ginger Rogers’ı çağrıştırdığı söylense de, Frank Capra filmlerinden düşmüş gibi sanki. Bu oyuncu, Woody Allen’ın 2007 yapımı “Cassandra’s Dream – Cassandra’nın Rüyası” filminde Angela olarak hatırlanıyor sinema belleğimizde. Kaptan Amerika olan Chris Evans’ı “Fantastic Four – Fantastik Dörtlü” serisinde Johnny Storm, nam-ı diğer “Human Torch” olarak hatırlayabilirsiniz. Şu vücudunun her tarafından alev çıkartan kahramandı Evans. Filmin “kötü adamı” Hugo Weaving, 1960 yılında Nijerya’da doğmuş İngiliz – Avustralyalı bir oyuncu. Şu ana kadarki en ünlü rolü James McTeigue’nin 2006’da yönettiği “V for Vendetta – V”deki maskeli “V” karakteriydi. Wachowski kardeşlerin “Matrix” serisinde Ajan Smith’i de canlandırmıştı ayrıca. 1946 Teksas doğumlu Tommy Lee Jones, sinemanın büyük oyuncularından ve eski zamanların oyunculuğunun tadını perdeden yolluyor her daim. Filmin final bölümü beklenmedik. Son jenerik akarken salonu terk etmemek de iyi olacak. Yönetmenden bir sürpriz daha var çünkü.

    (02 Eylül 2011)

    Ali Erden

    [email protected]

    Özgürlüğün Olmadığı Yerde Aşk Bir Lükstür, Geriye Kalan ise…

    Başrollerini Devin Özgür Çınar, Şebnem Hassanisoughi ve Erkan Bektaş’ın paylaştığı Kalbim Bir Taş Parçası sinema filminin adı, çekimlerinin tamamlanmasının ardından Geriye Kalan olarak değiştirildi. Hayattan farklı dersler çıkarmış, aynı vahşi ve saldırgan korku evreninde ayakta durmaya çalışan iki kadının hikâyesini anlatan filmin İstanbul’un farklı semtlerinde gerçekleştirilen çekimleri 5 haftada tamamlandı. Kültür Bakanlığı desteğiyle çekilen filmin yönetmen koltuğunda daha önce Mehmet Eryılmaz, Ahmet Uluçay, Yeşim Ustaoğlu gibi usta yönetmenlerle çalışmış olan Çiğdem Vitrinel yer alıyor.

  • Basın Bülteni
  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Zeki Müren, Vefatının 15. Yılında Hayranları ile Tekrar Buluşuyor

    Türk sanat müziğinin güneşi Zeki Müren, vefatıyla 15. yılında hayranları ile tekrar buluşmaya hazırlanıyor. Sanatçı, Eylül ayında İstanbul’da açılacak olan St. Petersburg Balmumu Heykel Sergisi’nde, birebir heykeli ile hayranlarının karşısına çıkacak. Türkiye’nin ilk 4 boyutlu sergisi olacak etkinlik, Atatürk başta olmak üzere dünyaca ünlü 55 kişinin heykeline yer verecek ve ziyaretçileriye buluşacak.