The Big Heat – Ölüm Korkusu (1953) / Fritz Lang: Düzenlenen suikastta, Glenn Ford’un karısı yaşamını kaybeder (otomobiline bomba konulmuştur) ve Ford suikasti yapanların peşine düşer. İzini sürdüğü adamın kaldığı dairenin (otel odası? / apartman dairesi?) kapısını yaşlı bir kadına çaldırtır. Kadın uydurma bir adres sorar, “Yanlış” cevabını alır, hemen peşinden Ford kapıyı çalar, kapıyı açan adamın “Sana yanlış ad…” demesini tamamlamadan bir “müthiş” yumruk atar…
Vera Cruz – İstiklâl Kahramanları (1954) / Robert Aldrich: Gary Cooper (durmuş oturmuş, soğukkanlı) ve Burt Lancaster (uçarı, havai, aceleci), Meksika’da giriştikleri macerada bir miktar meblâğı (para) yöneticilerin elinden kurtarmaya çalışırlar (eğer bu hatırladıklarım yanlış ise bu tamamen benim “beşeri hazıfamın nisyan ile malûliyetidir”.) Sonunda Gary ile Burt meyhanede konuşurlarken, Burt tabi parayı “kendileri için kurtardıklarını” söyler (benim hatırlamam böyle). Sinemanın en dürüst cowboy-larından Gary bu sözler üzerine -başlangıçtan beri türlü belâlara girdikleri dostu- Burt’ta bir “müthiş” yumruk atar. Burt yumruğun etkisi ile meyhaneden çıktığı gibi, taa yolun karşısına yuvarlanır ve düştüğü yerde -filmde birçok kez yaptığı gibi- sırıtarak, çenesini sıvazlar…
Seven Brides and Seven Brothers – Yedi Kardeşe Yedi Gelin (1954) / Stanley Donen: Dağda yaşayan yedi kardeşin en büyüğü kasabaya indiğinde “yemeğini beğendiği” aşçı ile evlenerek dağına getirir. Yeni gelin, karşısında yedi tane yabaniyi görünce şaşırır… Sonunda hepsini adam eder. Adam olan kardeşler, ağabeyleri gibi evlenmek isterler, ama çareleri -ancak- kızları kaçırmaktır. Kaçırırlarda ve dönüş yolunda ağızlarını kapattıkları kızları serbest bırakıp bağırttırır ve havaya ateş ederek çığ düşmesine, yolların kapanmasına neden olurlar. Zamanla ağabeyleri yengeleri ile bir anlaşmazlığa düşer ve ağabey evi terk ederek daha yukarılara, daha karlı bölgelere gider. Yengelerinin hamileliği anlaşılınca, haber vermek en küçük kardeşe düşer ve ağabeyinin yanına gider, durumu söyler, ağabey hâlâ dönmemekte kararlıdır. En küçük kardeş (Russ Tamblyn) ağabeyine (Howard Kell), “Sen gelince beni döversin, ama…” diyerek bir “müthiş olmayan” yumruk atar… (eli acır, ağabeye bir şey olmaz ama geri döner.)
İncir Reçeli (2010) / Aytaç Ağaçlar: Sezai Paracıkoğlu (Metin), günlerce kapandığı odasında tüm duvarlara ve camlara yapıştırdığı “not”lar yazılmış kâğıtları toplar, uzamış sakalını keser ve senaryosunu yazar. Şaşırır, çünkü götürdüğü yapımcı kabûl etmiştir senaryoyu ve filme çekeceğini söylemiştir. Filmdeki erkek karakter için seçilen oyuncu adayı, senaryoyu okuduğunu fakat kızın incir reçeline neden bu kadar düşkün olduğunu anlamadığını söyler… Bunlar söylenirken çay almak için yerinden kalkan (böyle toplantılarda çay içilir) senaryonun yazarı, kadın kahramanın incir reçeline düşkünlüğüne anlam veremeyen oyuncu adayına bakar bakar ve bir “müthiş” yumruk atar…
(24 Temmuz 2011)
Orhan Ünser