Kurtlar Vadisi Filistin, İsrail’i Endişelendirdi mi?

İsrail Devleti’nin yönetim birimleri şu sıralar çok çok endişeli. Ancak bu endişenin seyircilerinin ezici çoğunluğunu genç erkeklerin oluşturduğu “Kurtlar Vadisi Filistin”in sinema salonlarında gösterime sunulmasıyla bir âlâkası bulunmuyor.

İsrail Devleti’nin üst yöneticilerinin asıl endişe kaynağı, Tunus diktatörünü yıkan halk hareketlerinin bir benzerinin, İsrail’in bir dediğini iki etmeyen, İsrail’e hiç sorun çıkarmayan, Mısır diktatörü Hüsnü Mübarek’i (1981’den bugüne kadar ülkesini demir yumrukla yönetiyor) sallıyor olması…

1979’da İran’lı müttefiki Şah Rıza Pehlevi’yi yine halk isyanı sonucunda kaybeden İsrail, Mısır’lı müttefikini de kaybederse Orta Doğu’da tam bir yalnızlık girdabına sürüklenecek. Bunun sonucunda da İsrail’in Filistinlilerin ve Arapların isteklerini yerine getirmekten başka çaresi kalmayacak.

19 Mayıs 1901 Cuma günü, Cuma namazından sonra Yıldız Sarayı’nda iki saat görüşerek Padişah 2. Abdülhamit’ten Filistin’de İsrail Devleti kurulması iznini koparamayan Yahudiler tarafından gecikmeli de olsa 1948’de kurulan İsrail Devleti’ni tanıyan ilk Arap ülkesi Mısır olmuştu. Mısır aynı zamanda İsrail’le barış antlaşması yapan ilk Arap ülkesi ve bu antlaşmaya karşı çıkanlar 1981’de Mısır’ın o günkü diktatörü Enver Sedat’ı suikastle öldürdü.

En güçlü Arap devleti Mısır, İsrail’le iyi geçindiğinden ABD tarafından yılda 1,3 milyar dolar hibeyle (bağışla) ödüllendiriliyor. Ancak 1997’de nüfusu 61,5 milyon, 2010’da nüfusu 86,2 milyon olan Mısır çok büyük bir nüfus artış oranına sahip. Son 13 yılda Mısır nüfusu yılda ortalama 2 milyon kişi artmış. Bu da ülkedeki derin yoksulluğu, işsizliği çözümsüzleştiriyor… Merak edenler için söyleyelim: ABD’nin 7 buçuk milyon nüfuslu (nüfusun yüzde 75’i Yahudi, yüzde 20’si Arap) İsrail’e yıllık bağışı 3 milyar doları buluyor.

Yine Mısır diktatörü Hüsnü Mübarek, İsrail’le iyi geçindiğinden ABD yetkilileri onun için diktatör deyimi yerine otoriter deyimini kullanıyor.

Bünyesinde 480 bin kişi barındıran Mısır ordusu Hüsnü Mübarek’i devirmek isteyenlere ateş açmasa da Mısır polisi isyancılara karşı şiddet kullanmaktan kaçınmıyor.

1950’lerde kalkınma ve baraj yatırımları için ABD’den borç alamayan Enver Sedat’tan önceki Mısır lideri Abdülnasır (1970’te öldü) bu parayı Sovyet Rusya’dan bulmuş ve yine 1950’lerin sonunda ABD’den borç para alamayan Adnan Menderes hükümetine esin kaynağı olmuştu. Sovyet Rusya’dan borç para istemeye Moskova’ya gitmek için bavulunu hazırlayan Adnan Menderes hükümetiyse 27 Mayıs 1960’ta askeri darbecilerce cezaevine atılmıştı.

Mısır, Enver Sedat döneminde (1970’lerde) Sovyet Rusya’dan koparak, ABD ve İsrail’le çok iyi ilişkiler geliştirmişti.

El Cezire Televiyonu, sosyal ağlar ve Wikileaks’in tetiklediği Tunus ve Mısır halk isyanlarının Ürdün, Yemen, Libya gibi ülkelere sıçraması beklenirken, Almanya, Mısır’daki isyancıların müzelerdeki üç bin yıllık antik Mısır eserlerine zarar vermesinden çok memnun. Çünkü böylece Almanya çok yıllar önce Almanya’ya kaçırılmış, getirilmiş antik Mısır sanat eserlerini Mısır’a iade etmesi için yapılan ısrarlı talepleri geri çevirmek için güçlü bir gerekçeye sahip oldu: “Geri iade edersek halkınızın bunları paramparça etmeyeceğinin bir garantisini verebilecek misiniz?”

(31 Ocak 2011)

Hakan Sonok

Ercan1962@yahoo.com.tr
hakan.sonok@tr.net