Sadi Bey’in Twitter Günlükleri 22
16 Temmuz’da gösterime girecek olan “Ordinary People”ın Türkçe adı “Sıradan İnsanlar” bizim kuşak seyircilerin çok aşina olduğu bir film …
… adıdır. Ünlü oyuncu Robert Redford’un yönetmenlik yaptığı ilk filmlerden biri olan ve başrollerinde Donald Sutherland ile Mary Tyler …
… Moore’un oynadığı 1980 yapımı “Ordinary People” sinemalarımızda Film Pop tarafından Türkçe “Büyük Ceza” ismiyle gösterildi. Ancak …
… filmin çekildikten birkaç yıl sonra sinemalarımıza gelme aşamasında medyada hep orijinal adı “Ordinary People”ın tam çevirisi …
… “Sıradan İnsanlar” ismiyle anıldı. Öyle böyle değil o sıralar Robert Redford hem ününün hemde yakışıklılığının doruğunda olduğundan …
… hemen her gün gazetelerin baş sayfalarında yer alıyor. Fakat ne hikmetse Film Pop filmi yapımından 2 – 3 yıl sonra Türkiye’ye getirdi…
ve Türkçe “Büyük Ceza” adıyla gösterime çıkardı. Gönlüm bir türlü filmin “Büyük Ceza” olan Türkçe adına alışamamış, “Sıradan İnsanlar”ın …
… filme Türkçe isim olarak konmaması hafızamın bir köşesinde yara olarak kalmıştı. Neyseki vizyona girecek olan yeni “Ordinary …
… People”ın Türkçe adı hafızamdaki “Sıradan İnsanlar” yarım kalmışlığına teselli oldu sayılır.
Türkçe afiş deyip geçmeyin, filmlerin tanıtımında neredeyse en önemli materyal afiştir. Seyirci önce afiş vasıtasıyla filmle karşı …
… karşıya gelir. Hatırlarım daha önce çalıştığım film şirketinde yabancı film afişleri Türkçeleştirilirken afişe konacak birkaç …
… kelimelik vurucu söz için şirketin tüm elemanları seferber olurduk. En vurucu cümleyi bulana iltifatlar yağdırırdık. Robert …
.. Redford’un yönettiği “Ordinary People”ın “Büyük Ceza” Türkçe adıyla gösterime çıkarılmasını hafiften sitemli bir şekilde hatırlattım.
Bu vesileyle filmi aklamış olayım. Zaman zaman medyada yabancı film isimlerinin Türkçe çevirelirinin yanlış yapıldığı yansır. Hatta bazı …
… sinemaseverler işin tadını iyice kaçırır, filmcilerin neden bu kadar yeteneksiz çevirmenlerle çalıştığından falan dem vururlar. (Bir …
… çeşit avcılık?) Oysa kazın ayağı öyle değildir. (Bu kazın ayağının nasıl olduğunu bir türlü öğrenemedik ya, neyse.) Yeni kuşak …
… sinemaseverlerin de bu konuda bilgisi olsun diye dönüp dolaşıp arada sırada konuyu hatırlatırım. Yabancı filmlere Türkçe isim …
… konulurken, orijinal çevirisinden çok bizim seyircimize cazip gelecek, filmin konusuyla ilgili çekici bir ad bulunur. Veya bazen …
… öyle orijinal isimler olur ki mecburen filmin adını kısaltarak Türkçe isim koyarsınız veya başka şekilde isimlendirirsiniz. Yine sık …
… sık misal verdiğim gibi örneğin Avşar Film’in “Kızarmış Yeşil Domatesler” adıyla Ekim 1992’de gösterime çıkardığı o güzelim filmin …
… orijinal adı “Fried Green Tomatoes At The Whistle Shop Cafe”nin tam çevirisinin “Tren Düdüğü Kafeteryasındaki Kızarmış Yeşil …
… Domatesler” şeklinde olduğunu biliyorum, yarım yamalak İngilizcemle. Şimdi bunu Türkçe isim olarak afişe bassanız, kimin aklında …
… kalacak benden başka ve senden başka. Geçenlerde Kanal D’nin DVD listeleriyle haşır neşir olurken, aşna fişne yaparken -her neyse …
… işte- rastladım. Filme şöyle bir Türkçe isim koymuşlar: “Sevgilimin Kazara Bu Dünyadan Göçmüş Eski Nişanlısıyla Tanıştığım Gün”. İyi …
… de yapmışlar, çünkü DVD.de bu isim gider. Fakat gel de filmi bu Türkçe isimle sinemalarda gösterime çıkar, kimin aklında kalır.
Millet birbirine tavsiye ederken 50 çeşit yeni isim uydurur. Hani sinemalarda vizyona çıkmamış fakat TV.lerde gösterilen yabancı filmler …
… vardır. Her TV kanalı, gösterdiğinde başka bir Türkçe isim uydurur. Seyirciyi yanıltmak ayıp değil mi birader; nasıl derler, …
… konsensus sağlasanıza aranızda, aynı Türkçe isimle göstersenize filmlerinizi. Meselâ biz SİYAD üyesi sinema yazarları hiç üşenmeyiz, …
… Atıf Yılmaz’ın filminden bahsedeceksek ve doğrusunu tam hatırlayamamışsak açarız notlarımızı ve ansiklopedileri, kitapları, vs., …
… bakarız “Ah Belinda”nın adına. Öyle yazılmamıştır, doğrusu “Aaahh Belinda”dır. (Bir büyük A, 2 küçük a, 2 küçük hee.) Keza film …
… şirketinde çalıştığım sırada, Gerard Depardieu’nun başrolünü oynadığı filmin adını da basın tanıtımları sırasında bilgisayarımın …
… alnına (?) yapıştırmıştım, yanlış yazmayayım diye. Cem Yılmaz’ın da kulakları çınlasın, A. R. O. G: Bir Yontmataş Filmi vizyona girdiğinde basına filmin …
… “RRRrrr!!!” adlı yabancı filmle ne kadar benzeştiği yansımıştı. Bu filmin adında geçen ünlem (!) işareti de 3 adet olacak. “What The …
… Bleep Do We Know!?” fillminin Türkçe adını (Ne @!* Biliyoruz ki!?) hiç karıştırmayın, bilgisayar klavyesinde karakterleri bulup …
… çıkarmak çok zor. Ünlü oyuncu Sandra Bullock’un da film afişleri konusunda şöyle bir hassasiyeti varmış. Biliyorsunuz geçen yıl hem …
… En İyi, hem En Kötü oyuncu seçilmek gibi 1001 yılda bir rastlanacak bir ödüllendirmeye uğramış olan bu oyuncumuz bazı filmlerinin …
… yapımcılığını da üstleniyor. Kendi filmleri için diğer dillerde hazırlanan tüm afişlerin eskizleri basımdan önce Bullock’un önüne …
… gidiyormuş. Ünlü oyuncu hiç üşenmeden kontrol ediyormuş, hatta yazı karakterleri bir tarafa puntolarının bile değişmesine müsaade …
etmiyormuş. Bu konuyu eskiden sinemaların fuayelerine konulan lobi fotoğrafı dediğimiz ve hemen her film için yaptırılan 10 – 15 adetlik …
… fotoğraflarla sürdürecektim ama onu başka bir zaman ele alırız. Twitter’ın iyice suyunu çıkarmayalım. Pardon çıkaralım, “Sabaha …
… karşı bıraktığım yere kadar geri gittim. Bir tane klas tivit görsem dişimi kıracağım! Şimdi 10 km yürüyüş, dönüşte not vereceğim …
ha :)” diye yazan arkadaşa hak veriyorum… -da, sayın üstad Twitter’da klas tivit olmaz mı her an var, tam yazdığınız sıradaki en hatırı …
… sayılır tivit de şuydu: “Sabaha karşı bıraktığım yere kadar geri gittim. Bir tane klas tivit görsem dişimi kıracağım! Şimdi 10 km …
… yürüyüş, dönüşte not vereceğim ha:)”
(10 Haziran 2010)
Sadi Çilingir
[email protected]