Atıf Yılmaz’ın yönettiği ve Türkan Şoray, Kadir İnanır, Ahmet Mekin ile Hülya Tuğlu’nun oynadığı, Cengiz Aytmatov’un eserinden uyarlama ünlü klâsik filmimiz Selvi Boylum Al Yazmalım, 14 Mayıs 2010’da yenilenmiş kopyasıyla Pinema Film dağıtımıyla Çiçek Film tarafından yeniden vizyona çıkarılıyor. Filmin konusu şöyle: Asya ile İlyas’ın bir çocukları olur. İlyas başka bir kadınla gidince Cemşit onlara hem evini hem de yüreğini açar. İlyas bir gün geri döner. Asya iki erkeğin arasında kalır. Biri sevdiği, çocuğunun gerçek babası, öbürü ise onlara en güç anlarında evini ve gönlünü açıp sahip çıkarak emek veren bir başka adam.
“Selvi Boylum Al Yazmalım, Yenilenmiş Kopyasıyla 14 Mayıs’ta Yeniden Sinemalarda Gösterime Giriyor” üzerine bir yorum
Yorumlar kapalı.
Sevgili Sadi ağabey,
Çalışmalarımıza yönelik her zamanki dostane yaklaşımınız ve ağabeyce sahiplenmenizle, “Selvi Boylum Al Yazmalım”ın master negatifinin kaybolduğu günlerde (2008) yaptığım, o zamanlar ortalığı birbirine katan mâlûm haberimin linkini, yanısıra o master arşivlerde tekrar bulunduğu zamanki çocuksu sevincimi yansıtan ikinci yazımı bu haberin altına kaynakça olarak eklemişsiniz. Sağolun, varolun…
Ancak, şunu iyi bilmenizi isterim ki bu efsanevî filmin kaybolma sürecinde ortalığı var gücümle ayaklandırarak eserlerine ve emeklerine sahip çıkmaya çabaladığım kimi insanlar, en başta da bu filmin hukukî haklarını elinde bulunduran kuruluş, sinema yazarlığımdaki en büyük hayâllerimden biri olan “Selvi Boylum’u yenilenmiş bir kopyayla perdede (32 yıl sonra) yeniden izleme” zevkini bana çok gördü.
Sinemayla yegâne ilgisi arada sırada popüler filmlere köşelerinde şöyle kıyısından köşesinden eğinmekle sınırlı medya insanlarına bile “Selvi Boylum”un İstanbul Festivali’ndeki gösterimi için davetiye gönderilirken, herhangi bir yetkili bu meslektaşınızı gösterim öncesinde ne aradı, ne de sordu.
Fark etmez, ben bu piyasada böylesi hoyratlıklara uzun yıllardır fazlasıyla alışmış durumdayım. Film Mayıs ayında gösterime girdiğinde kaliteli bir sinemaya gider, eşim ve çocuklarımla birlikte aslanlar gibi biletlerimizi alır ve hep birlikte izleriz. Ben bu filmi 1978 yılında, yani henüz 10 yaşındayken, Aksaray Bulvar Sineması’nda rahmetli babamla birlikte izlemiş ve koltuğumda da babamla birlikte ağlamıştım. Şimdi sıra bende, bu sefer kendi kızlarımla yanyana izleyip sileceğim gözyaşlarımı…
Bu mesajı, Türk sinema sektörünün temsilcilerinin, kendileri için üç kuruşa kalem oynatan, dostça mücadele veren ve destek olanlara yönelik ilgisiz ve duygusuz tutumunu herkes çok net bilsin diye gönderiyorum. Bu memlekette 2008 – 2010 arasında “Selvi Boylum”un restore edilmesi için en canhıraş mücadeleyi veren sinema yazarına, o film restore edilip de festivalde yıllar sonra ilk gösterimi yapıldığında bir Allah’ın kulu telefon açmamış, “Buyur Murat kardeşim, seni de bu mutlu günde aramızda görmek istiyoruz” dememiştir. yeşilçam’ın “vefa”sı da tam olarak böyle birşeydir işte…
Durumun herkesçe bilinmesi benim için yeterli olacaktır.
Saygılarımla…
ALİ MURAT GÜVEN
Yeni Şafak Sinema-TV Yazarı