Teknoloji o kadar hızlı gelişim gösteriyor ki, belirli yaşın üzerine çıkmış bizim gibi vatandaşlar intibak etmekte ya zorlanıyorlar veya geç kalıyorlar. Ancak gelişmeleri takip etmek ve faydalanmak da gerekiyor. Netekim Sadi Bey’de facebook ve twitterbook meselelerine girmek zorunda kaldı. Her ne kadar tam randımanlı kullanamasa da aklına geldikçe küçük notlar alıyor, sağa sola lâflar atıyor. Şu kadar zamandır web sitesi zamanının tümünü kapsadığından taze yazı servis edemiyordu. Artık dönüşü muhteşem mi oldu, gayrimuhteşem mi bilemiyorum, yeni yazılarına “Twitter Günlükleri” altbaşlığıyla başladı. Filhakika bu günlüklerin Narnia Günlükleri’yle bir ilgisi yoktur, mümkün mertebe orijinal olmaya çalıştık.
Sadi Bey’in Twitter Günlükleri 1
Başbakan Erdoğan ve Kültür Bakanı Günay’ın yönetmen Yücel Çakmaklı’nın cenazesine gelmeleri takdir edilesi bir davranış.
Demek ki bundan böyle sinema sektöründe herhangi bir kaybımız olduğunda sayın büyüklerimizi daima yanımızda görebileceğiz.
Hıncal Uluç’un zaman zaman film eleştirmenlerine -hadi giydirdiğine demeyelim- yol göstermesine şahit olmuştuk.
Sadık Battal hocamız Ülke TV.deki programında maşallah işi toptan halletti, “Bu eleştirmenlerin hepsi işi bırakmalıdır” deyiverdi.
Nil Burak’ın her konuşmasında şarkısının kullanıldığı “Issız Adam”dan herhangi ücret almadığını belirtmesinden şahsen bana gına geldi.
Fikret Hakan, İpek Yolu Film Festivali’nde sahneye spor kıyafetle çıkan eski başkan Hikmet Şahin’i azarlar gibi kınamıştı.
Başkan Fikret Hakan’a cevap vermeden konuşmasını yapıp oturdu. Fikret Hakan’ın asabiliği ve Hikmet Şahin’in sükûneti anılarda yerini aldı.
94 yıllık sinemamızı “Türk Sineması” olarak biliyorduk. MAFM sinemamızın adını açılıma uygun, yeniden belirlemiş: Yeni Türkiye Sineması.
Bence Antalya’da “En İyi Film Ödülü” verilmedi, “En İyi 2 Film Ödülü” verildi.
Birden fazla filme “En İyi” ödülü verilmesi gerekirse ödül adının “En İyi 2 Film Birden Ödülü” olmasını öneriyorum, hem nostaljik olur.
Keza yine bence bu yıl Antalya’da “En İyi Film Ödülü” verilmedi, “En İv” ve “En ıi” Film Ödülü verildi, “İyi” kelimesini böyle bölebildim.
Festival yönetmeliklerine tek film ve tek sanatçıya ödül verilmesi gerektiği yazılmalıdır, çünkü “En İyi” bir tanedir.
Geçen yıl Altın Koza’da da “Made in Europe” filminin erkek oyuncularının hepsine “En İyi Erkek Oyuncu” ödülü verildi. Hangisi En İyi?
“Kosmos” ve “Bornova Bornova” filmlerinin afiş ve reklâmlarına En İyi Film Ödülü’nü diğer filmle paylaştıklarını yazacaklar mı?
Sigara tiryakisi vatandaşlar önceleri dumanları ile taciz ediyorlardı, şimdi de kaldırımlarımızı elimizden almaya başladılar.
Gariban seyyar arabasıyla domates, biber, patlıcan satmaya kalksa zabıta kovalar, ağaların masaları kaldırımları işgâl eder, ses çıkmaz.
Şehit anası şöyle feryat ediyordu: “Keşke oğlum terörist olsaydı. Dağdan dönünce onu kucaklardım. Şimdi oğlumun mezarını kucaklıyorum.”
Arif Verimli, TV programlarına çıkmayı bıraksa da asli görevi Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastahanesi Baş Hekimliği görevini dönse.
Türk sinemasının başlangıcı kabûl edilen 14 Kasım günü İstanbul dışında herhangi bir sinemasal bir etkinlik olmamalı.
Sanatçılar ve sektör ilgililerinin bir kısmı 14 Kasım’da İstanbul dışına çıkınca sinemanın merkezinde kutlama ihmal ediliyor gibi oluyor.
(16 Kasım 2009)
Sadi Çilingir