Cemal Şan’ın Acı’sı İran ve Ukrayna’da Türkiye’yi Temsil Edecek

Türk sinemasının uluslararası başarısı devam ediyor. Sinemamızın başarılı yönetmenlerinden Cemal Şan, son filmi Acı ile dünya festivallerinden davetler alıyor. Acı, önümüzdeki günlerde ilk olarak 12 – 19 Aralık tarihlerinde Ukrayna’nın önemli festivallerinden International Rights Protection Film Festivali’nin Steps bölümünde yarışacak. Acı bu sene 28. kez Tahran’da yapılacak olan Uluslararası Fajr Film Festival’inde Uluslararası Yarışma bölümünde de yer alacak. İran’ın saygın film festivallerinden Fajr’ın bu yılki teması kültürel diyalog ve toplumlararası iletişim olarak belirlendi.

frigoyorum.com Web Sitesi İçin Amatör Sinema Eleştirmenleri ve Yazarlar Aranıyor

Kurulum aşamasındaki frigoyorum.com sinema eleştiri sitesi için amatör film eleştirmenleri, yazarlar aranıyor. Web sitesi, gösterime giren filmlerin kalitesi hakkında seyircinin karar vermesini sağlıklı, dürüst yorum ve eleştiriler ile sağlanabileceğine inanıyor, seyirciyi yanlış yönlendirme ve kafa karışıklığından kurtarma amacını taşıyor. Film sahiplerine cevap hakkı sağlayarak film ile ilgili en dürüst kanıyı oluşturma amacındaki site, haksız yorum ve rekabetlere alternatif bir zemin oluşturmayı, zor şartlar altında yapılan filmlerin gişelerini artırmaya yardımcı olmayı düşünüyor. frigoyorum.com web sitesine info@frigoyorum.com adresinden ulaşılabiliyor.

  • Basın Bülteni
  • Web Sitesi
  • Altyazı Dergisi’nin Aralık Sayısı Bayilerde

    Aylık Sinema Dergisi Altyazı, Aralık sayısında geniş bir dosyayla Halit Refiğ’i anıyor. Medyayı uzun süredir meşgûl eden Nefes: Vatan Sağolsun, Altyazı Dergisi yazarları tarafından ele alınırken, vizyona giren ve girecek olan Bornova Bornova, Neşeli Hayat, 7 Kocalı Hürmüz, Başka Dilde Aşk, Orada, Acı Aşk ve Vavien hakkındaki söyleşi ve eleştiriler Altyazı Dergisi’nin Aralık sayısındaki yazıların önemli bir parçasını oluşturuyor. Derginin 90. sayısında dikkat çeken diğer filmlerden bazıları ise şunlar: Kıskanmak, Kapitalizm: Bir Aşk Hikâyesi, Yasak Bölge 9, İki Dil Bir Bavul, Life During Wartime.

  • Basın Bülteni
  • Yüksek çözünürlüklü kapak fotoğraflarına haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Altyazı Dergisi’nin Aralık Sayısı Bayilerde yazısına devam et
  • Hayal Perdesi Sinema Dergisi’nden Panel: Türk Sineması Nereye?

    Hayal Perdesi Sinema Dergisi, 2003 – 2009 aralığında sürdürdüğü on üç sayılık sinema yolculuğunu Ocak – Şubat 2010 tarihli 14. sayısından itibaren profesyonel bir mecraya taşıyor. İki ayda bir sınırlı sayıda baskıyla okuyucularıyla buluşacak olan Hayal Perdesi Sinema Dergisi’ne, aynı zamanda e-dergi formatında www.hayalperdesi.net adresinden de ulaşılabilecek. Hayal Perdesi Sinema Dergisi, ilk etkinliğine 05 Aralık 2009 Cumartesi günü saat 18:00’de “Türk Sineması Nereye?” başlıklı bir panelle başlıyor.

  • Basın Bülteni
  • Web Sitesi
  • Yüksek çözünürlüklü afişe haberin devamından üzerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Hayal Perdesi Sinema Dergisi’nden Panel: Türk Sineması Nereye? yazısına devam et
  • Dabbe’Tül Arzın Sesi Sadece Sinemada Duyulacak: Korkmaya Hazır Olun

    Yönetmen Hasan Karacadağ, 25 Aralık’ta vizyona girecek olan d@bbe 2’de görüntü efektleriyle beraber seslere de özel önem verdi. Filmdeki dabbe’tül arz sahnelerinde kullanılan, özel yöntemlerle elde edilen ürpertici sesleri sadece sinema izleyicileri duyabilecek. Dünyada ilk defa bir korku filminde insan kulağının duyma sınırı altındaki kaynağı bilinmeyen gizemli sesler kullanıldı. Gece yarısından sonra ıssız yerlerde uzun süreli ses kayıtları yapıldı.

    Mehtap TV Perdeler Programı’na Bu Hafta Mustafa Preşeva Konuk Oluyor

    Yapımcılığını Cem Güler’in yaptığı Mehtap TV, Perdeler Programı’na bu hafta, Türk sinemasında son dönemde çekilen birçok filmin kurgu yönetmenliğini üstlenmiş olan Mustafa Preşeva konuk oluyor. Mustafa Preşeva’yla, kurgu yönetmenliği üzerine yapılan keyifli söyleşi ekrana geliyor. Gösterimler bölümünde ise 3 film var. İlk film yakında vizyona girecek olan İngilizlerin meşhur karakteriyle aynı adı taşıyan yapım, Sherlock Holmes. Diğer filmler olarak ise, dünya sinemasını tarz olarak derinden etkileyecek, Yeni Yıl Şarkısı ve Hollywood’un listeleri alt üst eden kıyamet filmi 2012′nin fragmanları ekrana geliyor. Perdeler Programı, Cumartesi günü saat 12:30’da Mehtap TV’de.

  • Basın Bülteni
  • Mustafa Preşeva fotoğrafları için tıklayınız.
  • Antakya Medeniyetler Buluşması Film Festivali, 05 Aralık’ta Başlıyor

    T. C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın katkılarıyla, Tike Medya Ajans tarafından bu yıl ilki düzenlenecek Antakya Medeniyetler Buluşması Film Festivali, 05 Aralık’ta başlıyor. Yerli – yabancı kısa ve belgesel filmlerin gösterileceği festivalde, ayrıca, festival şartnamesine uyan ve jüri tarafından seçilen ilk üç yerli filme ödül verilecek. Festival Açılış Töreni 05 Aralık Cumartesi günü saat 17:00’da Antakya Arkeoloji Müzesi’deki açılış kokteyliyle başlayacak ve ardından Meclis Kültür Merkezi’nde yapılacak açılış konuşmaları ve ünlü piyanist Anjelika Akbar’ın vereceği resitalle devam edecek.

  • Basın Bülteni
  • Festival hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Yüksek çözünürlüklü fotoğraflara haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Antakya Medeniyetler Buluşması Film Festivali, 05 Aralık’ta Başlıyor yazısına devam et
  • Kara Köpekler Havlarken, Kara Geceler’de

    Kara Köpekler Havlarken, 11 Kasım – 06 Aralık tarihleri arasında düzenlenen 13. Tallin Black Nights (Kara Geceler) Film Festivali kapsamında Panorama bölümünde gösteriliyor. Festivalin Panorama bölümü bu yıl uluslararası festivallerde trendleri ve beğenileri zorlayan 42 yapıma yer veriyor. İstanbul sokaklarında otoparkçılık yapan iki genç Selim ve Çaça’nın, şehrin kıdemli çakalları Usta ve Sait arasından sıyrılıp hayat kurma mücadelesini anlatan film, Türkiye’de 12 Mart’ta gösterime girecek.

  • Basın Bülteni
  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • İntikam Peşinde (Yönetmen: Martin Campbell)

    Martin Campbell’in yönettiği ve Mel Gibson, Danny Huston, Ray Winstone ile Shawn Roberts’ın oynadığı İntikam Peşinde (Edge Of Darkness), 29 Ocak 2010’da Pinema Film dağıtımıyla Pinema Film tarafından vizyona çıkarıldı.
    Thomas Craven, Boston Polis Departmanı’nda cinayet masası dedektifi ve kızını yalnız büyüten bir babadır. 24 yaşındaki biricik kızı Emma evinde vurulunca herkes asıl hedefin Craven olduğunu düşünür. Ancak kısa zaman sonra Craven bu durumdan şüphelenir ve kızının ölümünü araştırmaya karar verir. Araştırma onu, kızının gizli yaşamına, devletin gizli işlerine ve kanıtları yok etmekle görevli devletin gizli adamı Darius Jedburgh’e götürür.

    7 Kocalı Hürmüz’ün Yapımcısı Sami Dündar, Filmin Gişe Bilgileri Hakkında sinematurk.com’a Konuştu

    Son haftaların iddialı filmlerinden 7 Kocalı Hürmüz hem yapım olarak hem de merak uyandıran gişe rakamları ile gündeme geldi. Filmin yapımcısı Sami Dündar, film ve Türk sinemasının gişe bağlamında genel durumu hakkında sinematurk.com’a konuştu. Dündar, “Doğruluğu denetlenmeyen bilgilerin içerisinde anılmak istemiyoruz. Kuralları olmayan bir yarışa dâhil olmak istemiyoruz. İkinci haftasında azalmak yerine hızla artan gişemizi açıklamaya ihtiyaç duymuyoruz. Kimseyle yarışmıyoruz.” dedi.

  • Basın Bülteni
  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • sinematurk.com röportajı için tıklayınız.
  • UEFA Ofsaytı Kaldırıyor mu?

    Yıllardır sürekli gündeme gelen futboldaki ofsayt kuralının kaldırılması konusu tekrar UEFA’nın gündemine geldi. Şahsen UEFA’ya giden bir Türk vatandaşı, tatlı dili sayesinde bir UEFA üst düzey yetkilisi ile görüşmeyi başardı. Tercüman aracılığı ile ofsaytın kaldırılması konusundaki isteklerini tatlı sert bir dille masaya getiren vatandaşımız görüşmenin sonunda UEFA Yetkilisi’ne elleriyle Türk Lokumu yedirdi hem de güllü! Ali Taran’ın sinema projesi olan No Ofsayt, 11 Aralık’ta tam 200 sinemada birden seyirciyle buluşuyor.

  • Basın Bülteni
  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Sinema – Tarih Yine Buluştu

    11-17 Aralık tarihlerinde gerçekleştirilecek 12. Sinema – Tarih Buluşması’nda çoğunluğu yeni, hem kişisel hem de toplumsal tarihi anlatan keşfedilmesi gereken filmler var. Filmler Beyoğlu’ndaki Alkazar Sineması’yla Fransız Kültür Merkezi’nde gösteriliyor. Filmlerin seanslarıysa 12.00, 14.00, 16.30, 19.00 ve 21.00. Festival, bilet fiyatlarını tam 5 TL, öğrenci 4 TL olarak belirleyerek pahalı tutmuş.

    İstanbul Sinema – Tarih Buluşması, 12. yılında Türkiye ve Avrupa’nın ortak mirasını ve bu mirasın uçsuz bucaksız zenginliğini keşfe çıkmaya hazırlanıyor. TÜRSAK’ın düzenlediği, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın katkılarıyla gerçekleşen İstanbul Uluslararası Sinema – Tarih Buluşması, hem kişisel hem de toplumsal tarihi anlatan filmleri gösteriyor. Dünyanın dört bir yanından gelen filmlerin buluşacağı festivalin bölüm başlıklarından şöyle: “Avrupa Kültürleri Buluşması”, “Yeni Keşifler”, “Dünya Festivallerinden”, “İnsan Hakları”, “Beyazperdenin Tanıklığı: Polonya Sinemasına Bakış…” Gösterimler, 11 – 17 Aralık tarihleri arasında Beyoğlu’ndaki Alkazar Sineması’nda ve Fransız Kültür Merkezi’nde olacak. Film seanslarıysa 12.00, 14.00, 16.30, 19.00 ve 21.00’de. Biletlerse tam 5 TL, öğrenci 4 TL olarak belirlendi. Festival ilk düzenlendiği yıllarda ücretsizdi. Şimdiyse pahalı.

    Alkazar’da…

    Festival, 11 Aralık’ta Alkazar Sineması’nda, Alex van Warmerdam’ın 2009 yapımı Hollanda-Belçika ortak yapımı “De Laaste Dagen van Emma Blank – Emma Blank’ın Son Günleri”yle başlıyor. Warmerdam’a, Hollanda’nın çılgın yönetmeni denilirken filmi de kara mizah başyapıtı olarak değerlendiriliyor. İranlı yönetmen Asghar Farhadi’nin yönettiği “Darbareye Elly – Eli Hakkında”, yıllar boyu Almanya’da yaşamış Ahmet’in ülkesini ziyaret edişini anlatıyor. Alman yönetmen Matthias Emcke’nin “Phantomschmerz – Acının Hayaleti”, şehirli bir maceracının hayatına kamera çeviriyor. Michele Placido’nun 66. Venedik Film Festivali’nde “Altın Aslan” için yarışan filmi “Il Grande Sogno – Büyük Düşler” filmi de festivalde. Bu filmin hikâyesi 1968’de geçiyor: 68 kuşağı, özgür aşk, eylemler, emekçiler ve birçok şey var. Arjantinli yönetmen Juan Jose Campanella, “El Secreto de sus Ojos-Gözlerindeki Giz” filminde gizem, gerilim ve romantizmi buluşturuyor. Antonio Steve Tublen ve Alexander Brøndsted’ın ortak yazıp yönettikleri “Original-Orijinal”de kasvetli havadan dolayı depresyondaki Henry, arkadaşının kendisini İspanya’ya davet etmesiyle üzerine çöken kasvet dağılıverir. 1981 doğumlu Mona Achache, ilk yönetmenlik deneyimini “Le Herrison-Kirpi” filmiyle yaşıyor. Genç yönetmen Achache, Costa-Gavras’ın 2009 yapımı “Eden a L’Ouest-Cennet Batıda” da oynamıştı. Achache, filminde bir apartmandaki “tuhaf” insanları mizahi bir dille yansıtıyor. Sinemanın büyük ustalarından Francis Ford Coppola’nın “Tetro”su da gösteriliyor. Coppola, bu son filminde siyah-beyaz ve renkli çalışmış. Bu yapıta, Coppola’nın en kişisel fimi deniliyor. Denis Dercourt’un yönettiği “Demain des L’Aube-Şafakta Düello”, bir piyanistin kriz dönemlerini izliyor. Hint sinemasının önemli yönetmenlerinden Mira Nair’in son filmi “Amelia” da festivalin öne çıkan filmlerinden. Bu filmde Hilary Swank, Richard Gere, Ewan McGregor, Christopher Eccleston gibi ünlü oyuncular performans gösteriyorlar. Bu film, efsanevi kadın pilot Amelia Earhart’ın hayatının peşine takılıyor. Macar sinemasından gelen yönetmen Viktor Oszkar Nagy’nin ilk filmi “Apaföld-Buruk Hasat”a, “Oedipal bir gerilim etrafında örülen bir baba-oğul öyküsünü, aşırılığı dışlayan bir üslûpla” yansıtıyor deniliyor. 2005 yapımı “C. R. A. Z. Y. – Çılgın” filmiyle bilinen Kanadalı yönetmen Jean-Marc Vallee, “The Young Victoria – Genç Victoria” filmiyle festivalde. Filmin yapımcıları arasında ünlü yönetmen Martin Scorsese’nin de olduğu filmin hikâyesi 19. yüzyılda geçiyor. Filmde İngiliz Sarayı’ndaki entrikalar ve iktidar savaşları öne çıkıyor. Macar sinemasından gelen Aron Matyassy’nin “Utolso Idok – Kayıp Geçmiş”i taşradaki hayatlara bakıyor. Polonya sinemasından “Swinki – Domuzcular”ı Robert Glinski yönetmiş. Filmin hikâyesi, Almanya – Polonya sınırındaki bir kasabada geçiyor. İsveç filmi “Flickand – Bir Kız”ı Fredrik Edfeldt yönetti. Filmde küçük kızın anne – babası yardım için Afrika’ya giderken onu da teyzesinin yanına bırakırlar. Çapkın teyze sevgilisiyle geziye çıkınca küçük kız tek başına kalır. Bu film, gösterildiği her yerde heyecan yaratmış.

    Fransız Kültür’de…

    Pornografi sınırlarını zorlayan filmleriyle tanınan Fransız kadın yönetmen Catherine Breillat’nın “Barbe Bleue – Mavi Sakal”ı da festivalde. Joe Berlinger’ın “Crude – Ham” belgeseli de gösteriliyor. Yapımı üç yıl sürdüğü belirtilen belgesele sinema – gerçek şöleni deniliyor. Belgeselde Amazonlara içeriden bir bakış yapılıyor. “Fixer: The Taking of Ajmal Naqshbandi – Aracı: Ajmal Naqshbandi’nin Kaçırılışı” da bir belgesel. Bu belgeseli de Ian Olds yönetmiş. Belgesel, Afgan bir tercümanla Amerikalı bir gazetecinin iş ortaklığı üzerinden gelişiyor. Ajmal, bir İtalyan gazeteciyle beraber Talibanca kaçırılıyor ve trajediler başlıyor. Abla – kardeş arasındaki “aşk” hikâyesini anlatıyor gibi duran “Daniel ve Ana” gerilim filmini Michel Franco yönetti. Rebecca Cammisa’nın “Which Way Home – Evden Uzakta” belgeselinde ABD’nin Meksika sınırına duvar örmesini anlatıyor. İranlı yönetmen Behnam Behzadi’nin “Tanha do bar Zendegui Mikonim – Ölmeden Önce” dramında, yirmi yıl önce üniversitedeki siyasi eylemleri nedeniyle tıptan atılan Siamak’ın hapisten sonraki anları yansıyor perdeye. Zeki Demirkubuz’un 1997 yapımı “Masumiyet” filmi de festivalde. Bu film, sinema tarihinin en acı veren en “tuhaf” aşk filmlerinden. Polonya sinemasının yaşayan büyük yönetmenlerinden Krysztof Zanussi’nin “Cwal – Dört Nala” filminin hikâyesi 1950’lerin ilk yarısında geçiyor. Bu filme otobiyografik deniliyor. Barbara Attie ve Janet Goldwater’ın ortak yönettikleri “Mrs. Goundo’s Daughter – Bayan Goundo’nun Kızı” belgeseli, küçük kızıyla sığınma ve sağlık hakkı için ABD’de verdiği mücadele anlatılıyor. Polonyalı yönetmen Maciej Dejczer’in “300 Mil do Nieba – Cennette 300 Mil” filminde, 1985’te bir kamyon arkasında Kopenhag’a kaçak giden iki kardeşin hikâyesi anlatılıyor. Zeki Demirkubuz’un 2006 yapımı “Kader”i de gösteriliyor. “Kader”, “Masumiyet”in ilk hikâyesi gibi. 2005 yapımı “La Petite Jerusalem – Küçük Kudüs” filmiyle hatırlanan Karin Albou’nun “Le Chant des Mariees – Evlilik Şarkısı”nda 1942 yılındaki Tunus yansıyor. Meryem ve Nur, tüm dinlerin birlikte yaşadığı yıllarda aynı evde yaşayan iki genç kız. Meryem okula gidiyor. Nur gidemiyor. Nur, Meryem’e imrenir. Ve sonra Naziler Tunus’a girer. Büyük Polonyalı yönetmen Andrzej Wajda’nın 1992 yapımı “Pierscionek z Orlem w Koronie – Kartal Taçlı Yüzük”ü de festivalde. Yıl 1944… Varşova Alman işgâlinde. Varşova Gettosu’ndaki direnişte yenilenler Naziler tarafından sınırdışı edilir. Anne Aghion’un “My Neighbor My Killer – Komşum, Katilim” belgeseli Ruanda’daki katliamlara bakıyor. Polonya sinemasından gelen “Wszystko co Najwazniejsze – Ailem, Her Şeyim”i Robert Glinski yönetti. 1939’da, Polonya’nın Nazi işgâlini öngören Polonya Yahudisi Alexander Wat, ailesini de yanına alarak Wat, Ukrayna’ya kaçar. Ukrayna’da Polonyalılarla karşılaşır, ihanete uğrar, ailesiyle beraber Kazakistan’da kolektif bir çiftliğe gönderilir ve burası Nazi kampları gibidir.

    (09 Aralık 2009)

    Ali Erden

    sinerden@hotmail.com

    Ali Hakan’dan Yeni Program “Sinema Dünyası” TRT Müzik Ekranlarında

    Sinema yazarı Ali Hakan, TRT’nin yeni açılan müzik kanalı TRT Müzik ekranlarında yeni bir sinema programı hazırlamaya başladı. Sunuculuğunu Birce Akalay’ın yaptığı Sinema Dünyası adlı program her hafta Cumartesi Günü 22:15’de ve Pazar Günü 12:20’de yayınlanıyor. Sinema Dünyası’nda bu hafta Hollywood’un en ünlü film müziği bestecisi John Williams anlatılıyor. Programda ayrıca bu hafta gösterime giren Abimm, Adını Sen Koy, Dönüşüm ve Zamanın Tozu filmleri tanıtılıyor.

  • Basın Bülteni
  • Yüksek çözünürlüklü fotoğraflara haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Ali Hakan’dan Yeni Program “Sinema Dünyası” TRT Müzik Ekranlarında yazısına devam et