Amerika’dan Hayat Manzaları

Donmuş Irmak (Frozen River)
Yönetmen-Senaryo: Courtney Hunt
Müzik: Peter Golub-Shahzad Ismaily
Görüntü: Reed Morano
Oyuncular: Melissa Leo (Ray Eddy), Misty Upham (Lila), Charlie McDermott (T. J. Eddy), James Reilly (Ricky Eddy)
Yapım: Sony Classics (2008)

Amerika’da ‘küçük karanlık bayan’ diye anılan yönetmen Courtney Hunt, ‘Donmuş Irmak’ filminde ‘süper güç’ Amerika’yı gerçekçi bir sinemayla perdeye yansıtıyor. Bu bağımsız film 2008’de Sundance Film Festivali’nde ‘Büyük Jüri Ödülü’nü de kazanmıştı.

Kumarbaz kocası evi terk edince iki oğluyla yapayalnız kalan Ray’in en büyük düşü bir ev sahibi olmak. Bir mağazada çalışan Ray’in diğer arabası çalınıyor. Bu olay onun hayatına macera ve para getiriyor bir zaman sonra. Ray, arabayı çalan Mohawk kızılderilisi bir kadınla, Lila’yla beraber göçmenleri ve sığınmacıları Kanada’dan ABD’ye, New York eyaletine arabanın bagajında taşıyorlar. Karşılığında da insan kaçakçılarından binikiyüz dolar kazanıyor bu iki kadın. Genç kadın Lila’nın da sorunları var. Bebeğini annesi almış ve ona göstermiyor. Lila da para kazanıp bebeğini yanına almak istiyor. Lila, Mohawk bölgesinde bir döküntü bir karavanda tek başına yaşıyor. Bu iki kederli kadın ellerinde olmadan kader birliği yapıyorlar işte. Doğuda kalan Kanada-ABD sınırı eksi yirmilerde soğuk olduğu için aradaki St. Lawrence Nehri donuyor. Böylece sınır kapısından geçmeden ırmak üzerinden göçmenleri ve sığınmacıları kolayca Amerika’ya geçirebiliyorlar. Sınır devriye polisleri, Ray beyaz olduğu için arabayı pek durdurmuyorlar. Kadın yönetmen Courtney Hunt, alttan alta beyaz kültürün bakışına eleştiri de getiriyor bu filminde. Bu beyaz kültürde ırkçılığın sosyopsikolojik ve külürel bir olgu olduğunu hissettiriyor yönetmen.

Bomba değil, bebek

İlk uzun filmini çeken Hunt, bu dingin ve sade anlatımlı bağımsız Amerikan sinemasından gelen “Frozen River-Donmuş Irmak”la, çeşitli festivallerden ödüllerle döndü. Aldığı en büyük ödül de, “bağımsız sinemanın kâbesi” olarak değerlendirilen Sundance Film Festivali’nde kazandığı “Jüri Büyük Ödülü” oldu. Hunt, bu filminde uluslararası anlamda adı duyulmamış oyuncularla çalışmış. Mekânlar ve karakterler gerçekçi. Bu film, Hollywood’un yansıttığı “büyüleyici” Amerika’dan görüntüler sunmuyor. İşsizlik ve gelecek korkusu yaşayan yoksulları anlatıyor. O, süper güç ve zengin ülke Amerika’dan insan manzaraları sunuyor bu film. Önyargılar ve ırkçılık da yansıyor filme. Öncelikle 11 Eylül’den sonra toplumu yönlendiren önyargılar Hunt’ın “Donmuş Irmak” filminde hemen fark ediliyor. Birçok insanı Kanada’dan Amerika’ya geçiren Ray ve Lila, bir Pakistanlı sığınmacı aileyi de sınırdan geçirirken bir trajedinin kıyısından dönülüyor. Pakistanlı karı-koca bagaja binerken, çantalarını da arabanın arka koltuğuna bırakıyorlar. Irmağı geçerlerken Ray, içinde bomba olur diye çantayı dışarı atıyor. Sınırı geçtikten sonra felâket anlaşılıyor. Çantanın içinde bomba değil bebek vardır. Bebek hayata dönünce (belgesel gerçekliğinde olduğu gibi) gözleriniz doluyor hemen. İşte böylesine gerçekçi bir film bu. Yönetmen Hunt’a Amerika’da “küçük karanlık bayan” dediklerini de anımsatalım. “Süpermen”lerin, “Batman”lerin, “Örümcek Adam”ların ötesindeki gerçek Amerika’yı beyazperdede görmek isteyenler için “Donmuş Irmak” filmi. Fonda duyulan müzikler de iyiydi.

(26 Mayıs 2009)

Ali Erden