7. Uluslararası İstanbul Çocuk Filmleri Festivali

7. Uluslararası İstanbul Çocuk Filmleri Festivali, 06 – 19 Kasım 2009 tarihleri arasında gerçekleştirilecek. 03 Kasım 2009 tarihinde düzenlenecek olan açılış galası ile başlaması planlanan 7. Uluslararası İstanbul Çocuk Filmleri Festivali’nde, Küçük Sinemacılardan Büyük Filmler Yarışması’nda dereceye giren filmlerin sahiplerine kazandıkları ödülleri verilecek. Festivalde filmler 06 – 19 Kasım 2009 tarihleri arasında sadece Etiler D-Point Cinecity, Zeytinburnu Olivium Cinecity, Kozyatağı Wings Cinecity, İzmir Kipa Cinecity Sinemaları ve Beylikdüzü Beykent Üniversitesi Sanat Merkezi Sinema Salonu’nda sinemaseverlerin ve çocukların seyrine sunulmuş olacak.

7. Uluslararası İstanbul Çocuk Filmleri Festivali yazısına devam et

Güneşi Görenler, Alkışlıyor

Sinema seyircisinin büyük merakla beklediği Güneşi Gördüm 350 kopya ile 750 sinema salonunda vizyona girdi. İlk gösterim günü kapalı gişe oynayarak sinemaların önünde uzun kuyruklar oluşmasına neden olan filmin bitiminde salonlardan alkış sesleri yükseliyor. Türkiye’deki 25 yıllık terör sorununu ele alarak, ayrımcılığa ve ötekileştirmeye karşı barışın ve umudun önemini vurgulayan filmin dev oyuncu kadrosunun oyunculuğu da sinema seyircisinden tam not aldı.

  • Basın Bülteni
  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Ankara Film Festivali’nde Bugün Anıtkabir Ziyareti Var

    20. Ankara Uluslararası Film Festivali için Ankara’ya gelen sanatçılar ve Ankaralı sanatçılar festival komitesi ile birlikte 13 Mart Cuma günü saat 11:00’de Anıtkabir ziyaretinde bulunacaklar. Vakıf adına Dünya Kitle İletişimi Araştırma Vakfı Başkanı İnci Demirkol Anıtkabir Genel Defteri’ni imzalayacak. Festival kapsamında gün içinde izlenecek filmler arasında ise Mutlu Çingeneler de Tanıdım, Babalar ve Çocuklar Üzerine, Daima Mutlu, İçimdeki Çöl, Kino Lika, Delta, Araf ile Ahmaklar ve Melekler adlı filmler var. Çankaya Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde ise kısa ve belgesel filmler ücretsiz olarak izlenebiliyor.

  • Basın Bülteni
  • Festival hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Yüksek çözünürlüklü fotoğrafa haberin devamından üzerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Ankara Film Festivali’nde Bugün Anıtkabir Ziyareti Var yazısına devam et
  • Keriman Ulusoy Bugün Toprağa Veriliyor

    Türkiye’deki sinema, tiyatro, basın ve sanat çevresindeki dostlarının 07 Mart 2009 tarihindeki vefatını büyük bir üzüntüyle karşıladığı Keriman Ulusoy Caron bugün (13 Mart) Paris’te Montparnasse Mezarlığı’nda toprağa verilecek. Ulusoy, Uçan Süpürge Kadın Filmleri Festivali’nin yönetmen Bilge Olgaç adına düzenlediği Başarı Ödüllerinin ilkini alan 6 kadından biri olarak 2003 yılında Ankara’ya konuk olmuştu. 1979 yılında Hazal filminde oynadıktan sonra Türk filmlerinin dünya ülkelerine satışı ve tanıtımı işlerini de yapmaya başladı. 14 Numara filmindeki rolüyle Antalya’da En iyi Yardımcı Kadın Oyuncu ödülü kazandı. Sürü, Dilan ve Çocuklar Çiçektir rol aldığı diğer filmlerdir.

  • Basın Bülteni
  • Keriman Ulusoy fotoğrafları için tıklayınız.
  • İki Çizgi, 28. Uluslararası İstanbul Film Festivali Ulusal Yarışma’da

    Selim Evci’nin yönettiği İki Çizgi, 28. Uluslararası İstanbul Film Festivali Ulusal Yarışma Bölümü’nde 13 Türk filmi ile birlikte yarışacak. 14 Nisan Salı günü 13:30’da Emek Sineması’ndaki gösterimi, yönetmen ve film ekibinin katılımıyla gerçekleşecek. Ayrıca İki Çizgi, 21 – 29 Mart tarihlerinde Güney Afrika’da gerçekleşecek Cape Winelands Film Festivali, Dünya Sineması Yarışmalı Bölümü’nde ve 20 – 26 Nisan tarihleri arasında Avusturya’da gerçekleşecek 6. Crossing Europe Film Festivali’nde yönetmenin katılımıyla gösterime sunulacak.

  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • 20 Mart 2009 Haftası

    “Şampiyon”, cesur / üstün performanslar sergileyen oyuncular ile gerçeklik algısını öne çıkaran yönetmenin gıpta edilecek işbirliği; ABD’nin parıltıdan uzak diğer yüzüne dair can yakan, şamar gibi bir öykü. 56 yaşında Amerikan güreşi yapan Mickey Rourke ve 44 yaşında kucak dansı da dâhil striptizin hakkını veren Marisa Tomei, oyuncu olduğunu zannedenlere her gün izletilmeli!

    “Sihirli Dağ”, ailenin (sadece çocukların değil) tümüne yönelik, A sınıfı fantastik serüven: Hiç duraksamayan öykü akışı içinde düş gücünüzün boyutlarını da sınayacaksınız. Unutmayın, düşlemeden keşfedemezsiniz. Keşfedin ve inanın ki, evrende yalnız değiliz. Enfes olmuş bu film.

    “Sahtekârlar”, farklı kentlerde karşılaşıp sevişen ve birbirlerine yalan söyleyen, ilişkilerinin temeli güvensizliğe dayalı biri erkek biri dişi iki casusun, bu iki tutkulu aşığın özel sektöre geçerek sanayi casusluğunun göbeğinde dolap çevirmesini, takibi güç bir yoğun entrika içinde anlatıyor. Seyirciyi ilgilendiren kısmı, alımlı Julia Roberts, hoş Clive Owen, cazip mekânlar, şık giysiler… Yoksa ‘çıldırmış’ iki CEO yönetiminde bitmek bilmeyen açgözlülükleriyle devletler – hükümetler denli karşı istihbarat faaliyetlerinde bulunan şirketlerin kârlılığından kime ne? Her şekilde fatura biz sıradan insanlara çıkmıyor mu zaten?

    “Sahtekârlar”ın kostüm tasarımcısı Albert Wolsky’den (7 kez Oscar’a aday gösterilip, “All That Jazz” ve “Bugsy” ile kazandı): “Çağdaş filmlerde çalışma yapmak, birçok açıdan tarihsel filmlerden çok daha zordur. Aslında benim görevim, giysiler aracılığıyla bir hikâye anlatmaktır. Eski zamanlarda bir insanın kim olduğunu, hangi sınıfa mensup olduğunu ve nereden geldiğini kıyafeti aracılığıyla anlatmak daha kolaydı. Ancak günümüzde bu artık çok karmaşık bir iştir. Sadece kıyafetine bakarak kimin fakir, kimin zengin olduğunu söyleyemezsiniz. Kıyafetini hiç beğenmediğiniz birisi çok zengin de olabilir. Ayrıca iyi giyinme kavramı kişiden kişiye değiştiği için kimin iyi giyimli olduğu dahi söylenemez.”

    “Mahşerin Dört Atlısı”, bir seri katil (ya da katiller) problemi içeren polisiye gerilim olarak başlayıp bitse de, asıl gücünü tokat gibi çarpan dramdan alıyor. Ebeveyn – çocuk ilişkilerinin soğukluğunu, çok ama çok soğuk bir kentin dokusunda iliklerinize kadar hissedeceksiniz. Oyuncuları, görüntü yönetimi, müzikleri ile klâs bir film.

    “Gölge”de, çoklu kişilik bozukluğuna dayalı psikolojik dram ve bir dönem filmi olarak ‘minimum bütçeyle maksimum fayda’nın elde edildiğini, tiyatroya daha yakın duran oyunculuklarına rağmen, özellikle ikinci yarıda -yüzyıllardır radikal değişikler geçirmeden muhafaza olan Venedik’in sayesinde- dikkatleri perdeye yoğunlaştıracak bir yönetim başarısı olduğunu söyleyebiliriz.

    “Açlık”, insanın insana uyguladığı şiddet ve ayrımcılığın kökenlerine dair ciddi biçimde düşünmemizi sağlayacak etkiye sahip, şoka uğratan sinema: İnsanların özgürlüğü için fiziksel açlıkla ödenen bedellerin önünde saygıyla eğilmenizi sağlayacak bir onur öyküsü aynı zamanda.

    (18 Mart 2009)

    Ali Ulvi Uyanık

    aliuyanik@superonline.com

    20. Ankara Uluslararası Film Festivali Başladı

    20. Ankara Uluslararası Film Festivali, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Farabi Salonu’nda yapılan açılış töreniyle başladı. Ruhi Su ve Janset tarafından sunulan törende Macit Koper’e Aziz Nesin Emek Ödülü, besteci Muammer Sun’a Sanat Çınarı Ödülü verildi. Geceye Ahu Türkpençe, Ayça İnci, Taner Birsel, Çetin Öner, Salih Kalyon, Ayten Uncuoğlu, Zafer Algöz, Nilüfer Aydan, İsmail Güneş, Can Kolukısa, Hikmet Karagöz, Parla Şenol, Tayfun Pirselimoğlu, Biket İlhan, Rıza Sönmez, Suna Keskin, Natali Yeres, Suna Selen, Aclan Büyüktürkoğlu ve Muzaffer Hiçdurmaz katıldı.

  • Festival hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Yüksek çözünürlüklü fotoğraflara haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    20. Ankara Uluslararası Film Festivali Başladı yazısına devam et