Yeni filmi Pandora’nın Kutusu’ndan önceki filmi Bulutları Beklerkende Tamama adlı romanı oldukça çekingen ve ürkek bir şekilde uyarlayan Yeşim Ustaoğlu Karadeniz Rumlarının Birinci Dünya Savaşında yaşadıklarını ima bile etmeyi başaramamıştı.
Ebeveynleri öğretmen olan Yeşim Ustaoğlu’nun çocukluğu Trabzon’da geçmiş. Bu yıllarında bol bol Sovyet TV’si izlemiş. Ustaoğlu Karadeniz Teknik Üniversitesi mezunu. Kadınları çok seven, dokuz çocuğun babası olan İsveçli Ingmar Bergman’ın dünya kadınını anlatabilen az sayıdaki erkek yönetmenden başlıcası olduğunu söyleyen Yeşim Ustaoğlu’nun yönetmenliğe ilgi duymasında da Ingmar Bergman filmlerinin etkisi büyük olmuş. Otel, Bir Anı Yakalamak gibi kısa metrajlı filmleri var. İlk yapımları neredeyse sıfır sermayeli olan Yeşim Ustaoğlu bugün filmlerini dünyanın dört bir yanından finans bularak gerçekleştirebiliyor. Bu konuda büyük yol almış bulunuyor. Ustaoğlu’nun kadınlarını köle gibi çalıştırırken kendileri kahvehane köşelerinde sabahtan akşama oyun oynayan Karadenizli erkeklerin kurbanlarını konu alan Sırtlarındaki Hayat adında bir belgeseli de var.
Üç Karadeniz Güzellemesi
Yeşim Ustaoğlu Bulutları Beklerken’den sonra bu kez Pandora’nın Kutusu’nun fonunda Karadeniz’in eşsiz güzellliklerine de yer veriyor. Özcan Alper’in Sonbahar adlı filmini izleyen sinemaseverler ise Doğu Karadeniz’e herhalde aşık olacak. Yeşim Ustaoğlu’da Özcan Alper’in Sonbahar’ını çok beğenenlerden biri. Pandora’nın Kutusu ismini de Özcan Alper’le yaptıkları bir sohbette bulmuşlar. Bulutları Beklerken’le Sonbahar‘ın ortak özelliğiyse oyunculuk geçmişleri ve deneyimleri olmayan yöre insanlarından kamera önünde ve beyazperdede alınan harika oyunculuklar.
Yeşim Ustaoğlu 112 dakika uzunluğundaki, biraz uzun Pandora’nın Kutusu’nun baş karakteri Alzheimer hastası Nusret Hanımı yaratırken, uzun süre Alzheimer hastalığıyla mücadele eden edebiyat eleştirmeni olan komşusu ve arkadaşı Fethi Naci’den esinlenmiş. Bu rolde her zamanki seçkin oyunculuğunu ortaya koyan ve Danielle Teyze’yle büyük ün kazanan, 60 yıldır oyuncuların oyuncusu kabûl edilen 21 Haziran 1918 doğumlu Tsilla Chelton’uysa filmin Fransız ortağı projeye kazandırmış. Chelton, Truffaut ve Chabrol gibi seçkin Fransız yönetmenlerin daima gözdesi olmuş. Tsilla Chelton’ın 90 yaşında bile olsa, Pandora’nın Kutusu’nun dünya çapında hiç de küçümsenmeyecek bilet sayılarına ulaşmasını kolaylaştırabilecek kadar büyük bir oyuncu olduğunu da belirtmeden geçmeyelim.
Eylül 1991’de Türkiye sinemalarında izlediğimiz Danielle Teyze’yle Fransız Oscar’ı Cesar’a aday gösterilen Chelton, Pandora’nın Kutusu’ndaki oyunuyla San Sebastian Film Festivali’nde En İyi Kadın Oyuncu ödülünü Frozen River adlı filmin oyuncusu Melissa Leo’yla paylaştı. Pandora’nın Kutusu ise San Sebastian Film Festivali’nde büyük ödül Altın İstiridye’ye lâyık bulundu. Geçmişte Altın İstiridye, America America (Elia Kazan), Rain People (Francis Coppola), Badlands (Terrence Malick), One-Eyed Jacks (Marlon Brando) ve Nun’s Story (Fred Zinnemann) gibi filmlere lâyık bulunduğundan çok yüksek saygınlığı olan bir ödül.
Çağın En Belâlı Hastalıklarından: Alzheimer
Dünya sağlık örgütüne göre şu anda 6 milyon 400 bin tanesi Amerika Birleşik Devletleri ve Almanya’da olmak üzere 38 milyon Alzheimer (bunama) hastası var; Türkiye’de bu hastalığın pençesinde 300 ilâ 500 bin insan olduğu tahmin ediliyor. 2050 yılında Türkiye’de 3 ilâ 4 milyon Alzheimer hastası olacağı öngörülüyor. Unutkanlık 40 yaşlarından sonra görülen Alzheimer hastalığının başlangıcı olabiliyor. Bu hastalığın erken tanısı için periyodik olarak hafıza, beceri, konsantrasyon gibi beyin işlevi kontrollerinin yapılması tavsiye ediliyor. 2006’da sadece Alzheimer ilâçları için dünya çapında 4 milyar 600 milyon dolar harcandı. Doktorlar beynini devamlı çalıştıran insanların bu hastalığa daha az yakalandığını iddia ediyor. Yani çok çalışmak Alzheimer riskini arttırmaz; aksine beyne egzersiz yaptırıldığı için bu hastalıkta koruyucu etki yapar. Daha az kolesterol içeren beslenmenin kalbe kadar beyne de yararlı olduğundan Alzheimer riskini azaltabildiği iddia ediliyor. Kısaca özetlemek gerekirse fast food tarzı beslenme alışkanlığı Alzheimer hastalığına yakalanma riskini arttırıyor. Çok yakında kan testiyle bile Alzheimer riskinin belirlenebileceği umuluyor.
Not: Film yönetmenlerimizden Erdoğan Tokatlı’da uzun yıllardır Alzheimer hastası ve eşi Reyhan Hanım da çok kısıtlı ekonomik olanaklarıyla eşini en iyi şekilde bakmaya çalışıyor. Kültür Bakanlığı’nın ve imkânları olan tüm yardımseverlerin bu konuda Erdoğan Tokatlı ailesine sürekli yardım elini uzatmasını dileriz.
(10 Aralık 2008)
Hakan Sonok
[email protected]