Bu yıl, Almanya’nın Nürnberg kentinde gerçekleşecek olan 27. Türkiye Almanya Film Festivali, 10 – 19 Mart 2023 tarihleri arasında düzenleniyor. Festivalin bu yılki onur ödülleri Şerif Gören ve Michael Verhoeven’e verilecek. 1944 yılında İskeçe’de doğan Gören, farkı teknikler üzerine inşa edilmesi gereken öykülerini kendi yorumuyla bu topraklara taşıdı ve Köprü, Deprem, Nehir, Tomruk, Kurbağalar, Yılanların Öcü gibi sinemamızın önemli yapıtlarını çekti. Değeri daha sonraları anlaşılıyor gibi görünen ‘absürt mizah’a onun Abuk Sabuk 1 Film’i öncülük etti. Gurbetçi dramlarını 1979’da Almanya Acı Vatan, 1988’de Polizei ile perdeye getirdi.
Oyuncaktan Fazlası, Ailenin Parçası
Çağdaş hayatın kargaşası içinde çocuklarımıza yeterli vakit ayırabiliyor muyuz. Yoksa onları tabletlerine indirilmiş bilgisayar oyunları ile baş başa bırakmak işimize mi geliyor. Ebeveyn olmakla uzaktan yakından ilgisi bulunmayan işkolik Gemma, annesi ile babasını elim bir trafik kazasında kaybeden küçük yeğeninin sorumluluğunu üstlenmek zorunda kaldığında işler daha da karmaşık hale dönüşüyor. Kendisini geleceğin oyuncak şirketi olarak lanse eden Funki’nin parlak elemanı olan genç kadın, vasilik yaptığı 9 yaşındaki Cady’nin de yüreklendirmesi ile üniversite yıllarında tasarlamış olduğu yapay zekâ robotu yeni bir düzenleme ile şirket onayına sunmaya karar veriyor: Cady yaşlarında bir çocuk boyutlarında üretilen M3GAN (tam adıyla Model 3 Üretken Android) ebeveyn destekçisi pahalı bir oyuncaktan fazlası, ailenin parçası olacaktır.
Dünya sinemalarıyla eş zamanlı olarak bizde de gösterime giren ‘Megan / M3gan’ popüler korku ve gerilim türünün çok izlenen filmlerine imza atmış, 2000 yılında Jason Blum tarafından kurulmuş Blumhouse firması ile ‘M3gan’ prototipinin fikir babası, ‘Testere’ serisinin yaratıcısı yapımcı yönetmen James Wan’ın işbirliği sonucu kotarılmış. Oyuncak endüstrisindeki kıyasıya rekabet göz önüne alınarak taklit edilemeyecek kadar gelişmiş bir model olarak düşünülen ve 21. yüzyıl teknolojisinin zirvesi olarak piyasaya sunulacak olan M3gan, kendi başına zihni olan bir yapay zekâ tasarımıdır. Eğitici, aynı zamanda harika dinleyicidir. Sabrı hiç tükenmeden çocukları saatlerce kendi masalları ile oyalayabilir. Onlara görgü kurallarını hatırlatır, kısaca bir dadının ötesinde hem oyun arkadaşı, hem öğretmen hem de koruyucu olarak hizmet verir.
Cady’nin terapisti bağlanma teorisinden yola çıkarak Gemma’ya ebeveyn kaybının ardından küçük yeğeni ile duygusal bağı onun kurmasını ısrarla önerecektir gerçi. Ancak Gemma yeni tasarımının sarhoşluğu içinde Cady’nin tüm sorumluluğunu Megan’a devretmekte sakınca görmez. Küçük sahibini ne pahasına olursa olsun dışardan gelecek olan tehlikelerden uzak tutmak için programlandığında bunu çok ciddiye alan yapay zeka ebeveynin yerini alacak ve anılarını bile muhafaza ettiği küçük Cady’yi korumak için gözü hiçbir şey görmeyecektir.
Şeytani güçlerin esir aldığı çocuklar ya da oyuncaklar benzeri korku gerilim sinemasının hayli ilgi uyandıran alt türlerinde popüler başarıyı yakalamış olan Blumhouse, bu kez doğa üstü yetilere sarmadan yakın bir gelecekte hayata geçebilecek bir öykünün izini sürmüş. M3gan, ‘2001: A Space Odyssey’in rayından çıkmış robot ‘Hal’ karakteri misali yetki ve sorumluluğu ile zihni kapasitesi güçlendirildiğinde önüne çıkanı ezip geçmeye başlıyor. Kendi aksanı ile mırıldandığı David Guetta’nın ünlü şarkısındaki gibi ‘Titanium’dan yapılmıştır, vursan da, ateş de etsen yıkılmazdır o. ‘Bu dünyada bize zarar vermeye çalışanlar olacak, ne kadar kaçmaya çalışsak da. İnsan varlığını sürdürebilmek için hergün öldürüyor, Cady’ye gerçek hayatı göstereceğim’ tarzında savunmalar ileri sürüyor kimi zaman. Yine de kontrolsüz gücün korumaya çalıştıklarına da zarar vermeye başlaması kaçınılmazdır.
‘M3gan’ ebeveynlerin çocukları başından atmak için tasarladığı keşiflerden, yapay zekalı dünyanın kimi tehditlerine ya da psikolojide bağlanma meselesine uzanabilecek hayli ilginç açılımları olabilecek, yeterince derinleşse bambaşka yerlere gidebilecek ilginç bir proje. Ancak çok daha basit, şeytanlı saçmalıklara girmeden gerilimi üst düzeyde tutan bir seyirlik hedeflenmiş. Bu açıdan Yeni Zelandalı yönetmen Gerard Johnstone iyi bir iş çıkarmış. Filmin gelişmiş androidinin tasarımında CGI destekli kukla kullanımının yanı sıra oyuncu olarak yer alan 10 yaşındaki yetenekli dansçı Amie Donald, ürkütücü ve komik ‘ölüm dansı’ ile şimdiden türün antolojilerinde yer almayı hak etmiş.
(13 Ocak 2023)
Ferhan Baran
Aİ
Jerzy Skolimowski’nin yönettiği ve Sandra Drzymalska, Mateusz Kościukiewicz, Tomasz Organek ile Lorenzo Zurzolo’nun oynadığı Aİ (EO), 13 Ocak 2023’de Başka Sinema dağıtımıyla Bir Film tarafından vizyona çıkarıldı.
Usta Polonyalı sinemacı Jerzy Skolimowski, yedi yıl aradan sinemaya muhteşem bir dönüş yaptı ve hüzünlü bir eşeğin kocaman gözlerinden dünyanın halini beyazperdeye aktardı. Polonya’da bir sirkte doğan Aİ’nin başkahramanı hayat yolunda hem iyi hem kötü insanlarla karşılaşıyor; kader onu hem felâketlerle, hem sınırsız mutlulukla sınıyor, ancak o her şeye rağmen masumiyetini hiç kaybetmiyor.
Renfield Filminin Türkçe Alt Yazılı Birinci Fragmanı Yayınlandı
14 Nisan 2022 Cuma günü gösterime girecek olan Renfield filminin birinci fragmanı yayına verildi. Chris McKay’in yönettiği ve Nicholas Hoult, Nicolas Cage, Awkwafina, Ben Schwartz ile Adrian Martinez’in oynadığı filmde, bu modern canavar masalında Nicholas Hoult, tarihin en narsist patronu Drakula’nın işkence görmüş yardımcısı olan hizmetkârı Renfield rolünü canlandırıyor.
- Basın Bülteni
- Fragmanı izlemek için tıklayınız.
- Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
Mert Turak Çekimlere Ara Vermiyor
Usta ve sevilen oyuncu Mert Turak’ın başrolünde yer aldığı Kum Zambağı filminin çekimlerini tamamlayıp yeni bir sinema filmi çekimi için anlaşma yaptı. Son olarak Mucize 2: Aşk filmiyle sinema izleyicisiyle buluşan Turak, Özge Borak ile başrollerini paylaştığı filminin çekimlerini tamamladı. Görüntü yönetmenliğini Chris Carcelle’in üstlendiği filmin yapımcılığını, senaristliğini ve yönetmenliğini Mehmet Demir Yılmaz üstleniyor. Adana’da çekimleri tamamlanan Kum Zambağı’nda bir balıkçıyı canlandıran Mert Turak, yeni anlaştığı film projesi için yakın zamanda tekrar kamera karşısına geçecek.
- Basın Bülteni
- Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
30 Aralık 2022 – 05 Ocak 2023, Haftalık Gişe Verileri
30 Aralık 2022 – 05 Ocak 2023, Haftalık (Weekly) Gişe Verileri için tıklayınız. Bu listelerden alıntı veya kopyalama yapıldığında kaynak olarak Haftalık Antrakt Sinema Gazetesi’nin gösterilmesi rica olunur.
Haftalık Seans Bilgileri, 06 – 12 Ocak 2023
Gösterimdeki filmlerin 06 – 12 Ocak 2023 seansları için tıklayınız. (Listeler eksiksiz değildir, bu salonlar ve seanslar dışında da gösterimler olabilir. Listelerden alıntı veya kopyalama yapıldığında kaynak olarak Haftalık Antrakt Sinema Gazetesi‘nin gösterilmesi rica olunur.)
Musallat 3
Özgür Bakar’ın yönettiği ve Kurtuluş Şakirağaoğlu, Pelinsu Çileli, İbrahim Aslan ile Elçin Atamgüç’ün oynadığı Musallat 3, 03 Şubat 2023’de CJ ENM dağıtımıyla Mia Yapım tarafından vizyona çıkarıldı.
Burhan on beş yıl önce gerçekleşen korkunç olaylar sonrasında, cinlerin saldırısıyla oğlunu ve gelinini kaybetmiştir. Oğlunun ve gelinin ölümlerinden sorumlu tutularak, akıl hastanesine yerleştirilmiştir. Fakat peşindeki “ateşten yaratılanlar”, yani cinler Burhan’ı akıl hastanesinde de rahat bırakmazlar ona musallat olurlar. Filmin sanat yönetmenliğini Turgay Kurşunoğlu yaparken, görüntü yönetmenliğini ise Uğur Kaplan üstleniyor.
- Basın Bülteni
- Fotoğraflar
- Fragman: 1 / 2
- IMDb
Ferhan Baran Yazıyor: Kameralı Yahudi Çocuk
Steven Spielberg 70’li yılların Amerikan Sineması’na yeni ufuklar açan öncü yönetmenlerden biridir. İlerlemiş yaşına rağmen düzenli film çekmeyi sürdüren sinemacı, ilk gençlik yıllarının anıları ile yüklü ‘West Side Story’nin hemen ardından ne zamandır kafasında olan öznel hikâyesini anlatmak istemiş. Annesi Leah ile babası Arnold’a adanmış ‘Fabelmanlar / The Fabelmans’ onun görsel anı defteri olmuş. Sevinciyle hüznüyle kendi geçmişi ile … Devamı…»
Eşeğin Adı Yok
Jerzy Skolimowski’nin bir eşeğin gözünden dünya ahvalini gözlemleyen Cannes Film Festivali’nden jüri ödüllü son çalışması ‘Eo’, adını bu mazlum hayvanın Leh dilinde anırmasının fonetik karşılığından kalmış. Haliyle dilimize ‘Ai’ olarak çevrilen sıra dışı çalışma ilk bakışta Robert Bresson’un 1966 yapımı başyapıtı ‘Rastgele Balthazar / Au Hasard Balthazar’ı akla getiriyor. Bresson minimalizminin bu siyah beyaz şaheseri, türlü eziyetin reva görüldüğü masum eşeği, insanlığın günah yükünü sırtlamış İsa figürü ile özdeşleştirir. İlkel dürtülerin yönlendirdiği insanoğlunun merhametsiz dünyasını semboller ve metaforlar aracılığı ile tasvir ederken, Balthazar’ın hayatına giren insanların kader çizgisini takip eder.
Skolimowski Fransız ustadan faklı olarak adı olmayan eşeği filmin merkezine koymuş, Polonya’dan İtalya’ya sürecek olan çileli bir yolculuğun ve çağdaş dünya kargaşasının gözlemcisi yapmış. Koyu Katolik Bresson’un ruhani minimalist yaklaşımından farklı olarak doğa ve hayvan sevgisinden yola çıktığını ifade eden Skolimowski, Polonya’nın ünlü Łódź sinema okulunun geleneğinden hareketle sinematografik deneylere ağırlık vermiş. Kırmızı ışıklar altında açılan film, ‘Muhteşem Cassandra’nın eşek ile yaptığı sirk numarası ile başlıyor. Genç kadın gösteri partnerine belki de bir daha hiç karşılaşmayacağı derin bir şefkatle yaklaşıyor. Cassandra’nın mazlum hayvana vurmaya kalkan Vasil’i durdurduğuna tanıklık ediyor, hatta yüzüne küstahça sigarasının dumanını ekleyen kaba saba adamı Bresson’un yapıtında savunmasız Marie’yi tahakkümü altına alan genç serseriye benzetiyoruz. Ancak başta dediğim gibi Skolimowski eserinde insanları geri planda kullanmaya kararlıdır. Dünya denen zalimler panayırını eşeğin derin bir melankoli ile bakan kocaman gözlerinin bakış açısıyla vermeyi sürdürür.
Gösteri hayvanlarına eziyet edildiği gerekçesi ile sirk hayatından ve Cassandra’dan koparıldığında onu daha zorlu deneyimler beklemektedir. Önce bir çiftlikte yük hayvanı olarak çalıştırılır. İpinden kurtulduğunda yolu kent merkezine düşer. Mahalli futbol takımının flamalı maskotu olur, ancak rakip takımın holiganlarınca ölesiye hırpalanmaktan kurtulamaz. Yük karavanı içinde İtalya’ya yollanırken doğanın eşsiz güzelliğini parmaklıklar ardından izler. Kırlarda özgürce koşan heybetli beyaz atlara imrenmeyi sürdürür. Hayatta kalma derdindeki insanların birbirlerini boğazlamalarına tanıklık eder. Skolimowski’nin eşeği düş de görür. Bu rengarenk (ve bir bölümü dijital) anlarda, kâh doğum gününde onu havuçla besleyen, kıpkırmızı giysisi ile Gezi Parkı’ndan kopup gelmişe benzeyen Cassandra’nın şefkatli okşamaları ile avunur, kâh kendisini bir Boston Dynamics robotu olarak hayal eder.
Erken yaşında Roman Polanski’nin ünlü ‘Sudaki Bıçak’ filminin senaryo yazarı olarak sinema alemine parlak bir giriş yapan Skolimowski, hayli ilerlemiş yaşına rağmen sinematografik araştırmalarını bıkmadan sürdüren genç ve dinamik bir ruha sahip. Kariyeri boyunca teknik yeniliklere hep açık olmuş, kamera açıları ve ışıklandırmada deneyselliğini sürdürmüş olan usta sinemacı lineer anlatımı bir kenara iterek filmini düşlerin sarmaladığı epizodlar halinde çekmiş. Deneysellik hususunda torunu yaşındaki genç görüntü yönetmeni Michał Dymek’e açık çek vermek suretiyle, dron çekimleri ve elektronik flaş kullanılan düş sahnelerinin halüsinatif ruhunu inşa etmiş. Klasik müzik bestecisi Pawel Mykietyn’in tedirgin tınıları eşliğinde kaderinin peşinden sürüklenen masum yaratığın melankolik yolculuğunu izlerken, Bresson’un filmini baştan sona bir hüzün bulutu gibi sarmalayan (daha sonra Nuri Bilge’nin ‘Kış Uykusu’nda kullanacağı) duygulu Schubert sonatına nazire olarak belki, İtalya yolculuğunun bir bölümünde melankolik Beethoven tınılarına yer vermiş.
85 yaşını sürmekte olan Polonyalı sinemacının anarşik son çalışması, sondaki Isabelle Huppert sürprizi ile birlikte perdede ilgi ile izleniyor. Bunun da ötesinde, Bresson’un her izleyişte derinden etkileyen eşsiz başyapıtını bir kez daha görme arzusunu tetikliyor.
(12 Ocak 2023)
Ferhan Baran
Ferhan Baran Yazıyor: Aşkımızın Üzerine Yağmur Yağıyordu
Dünya prömiyerini yaptığı 75. Cannes Film Festivali ‘Belirli bir Bakış / Un Certain Regard’ seçkisinden en iyi yönetmen ödülü ile dönen Alexandru Belc imzalı ‘Metronom’, yağmurlu bir Bükreş meydanında açılıyor. Savaş kahramanlarını simgeleyen masif kabartmaların taş duvarlarını süslediği geniş alanın ortasında 17 yaşındaki Ana’nın ufak tefek siluetini görüyoruz. Arzu ile beklenen genç Sorin ise gökten inmiş ilahi bir varlık misali puslar içinde sağ … Devamı… »
Gran Turismo
Neill Blomkamp’ın yönettiği ve David Harbour, Orlando Bloom, Archie Madekwe ile Darren Barnet’in oynadığı Gran Turismo, 25 Ağustos 2023’de TME Films dağıtımıyla Sony Pictures tarafından vizyona çıkarıldı.
Her şeye rağmen vazgeçmemeli, zorlukların üstesinden gelebileceğimize inanmalı ve düşündüklerimizden daha fazlasını yapabilmeliyiz. Gerçek bir hikâyeden uyarlanan film, Jann Mardeborough’un olağanüstü oyun yeteneklerini kullanarak profesyonel bir araba yarışçısı olma hayallerini gerçekleştirmesini konu alıyor. Jann’in koltuktan kokpite geçişini drone çekimleriyle destekleyerek izleyicilere nefes kesici zorlu bir deneyim sunuyor.
- Basın Bülteni
- Fotoğraflar
- Fragman: 1 / 2
- IMDb
Gömü’nün Maceraları
2023 Yılının En İddialı Filmi Emanet Geliyor, Mustafa Üstündağ ve Tuvana Türkay’dan Muhteşem Oyunculuk
Ali İlhan’ın yönettiği Emanet filminin çekimleri tamamlandı. Mustafa Üstündağ ve Tuvana Türkay’ın başrollerini paylaştığı filmin çekimleri 4 haftada tamamlandı. Afyon Sultandağı ilçesinde çekilen film için, uzun bir ön hazırlık yapıldı. Kostümünden mekânlara, sanattan tekniğe kadar birçok detay üzerinde titizlikle çalışan sanat ekibi boş araziye plato kurup bir tamirhane yaptılar. Emanet filmi 7.6K çözünürlükte çekildi. Türkiye ilk defa bir sinema filminde Sony Venice 2 kullanıldı.
- Basın Bülteni
- Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
Korkut Akın Yazıyor: Sinema -Otobiyografik Filmle- Yaşamı Kuşatıyor
Film başladığında ilk aklıma gelen Fikret Otyam’ın yakınması oldu: “Kırk yıllık fotoğrafçıyım, bir kameram bile olmadı, ama bir arkadaşım 8 yaşındaki oğluna 8 mm. film kamerası aldı doğum günü armağanı olarak.” İşte, o şanslı çocuklardan biri Steven Spielberg. Mitzi Fabelman (Michelle Williams), eşi Burt (Paul Dano) yanlarında küçük Sammy ile sinemaya giderler. Sammy ilk kez bir film izlemektedir, tabii ki, çok etkilenir. Hoş, … Devamı… »