Nevşehir Üniversitesi Etkinlikleri’nde 18. Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali Kısa Film Seçkisi

Nevşehir Üniversitesi etkinlikleri kapsamında düzenlenen 18. Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali Kısa Film Seçkisi, Nevşehir Üniversitesi Sinema Kulübü ve Damla Sinemaları’nın katkılarıyla 22 – 23 Aralık 2011 tarihlerinde Nevşehir Üniversitesi’nde gerçekleştiriliyor. Bu sene 18. Uluslararası Altın Koza Film Festivali’nde derece alan kısa filmler Nevşehir Üniversitesi Merkez Yerleşkesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi ve Semra ve Vefa Küçük Sağlık Yüksekokulu Konferans Salon’unda gösterilecek. Etkinliklere Nevşehir Üniversitesi öğrencileri ve Nevşehir halkı davet ediliyor.

  • Basın Bülteni
  • Diğer haberler ve yüksek çözünürlüklü afişe haberin devamından üzerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Nevşehir Üniversitesi Etkinlikleri’nde 18. Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali Kısa Film Seçkisi yazısına devam et
  • Ünlü Yazarımız Yaşar Kemal, En Üst Düzey Fransız Nişanı ile Taltif Edilecek

    Légion d’Honneur Büyük Şansölyesi Orgeneral Jean-Louis Georgelin, 17 Aralık 2011 Cumartesi günü, Fransa’nın Türkiye Büyükelçisi Laurent Bili’nin de hazır bulunacağı bir törenle ünlü yazarımız Yaşar Kemal’e Grand Officier dans l’Ordre National de la Légion d’Honneur nişanını takdim edecek. Tören, saat 19:00’da İstanbul’daki Fransız Sarayı’nda gerçekleştirilecek.
    Verilecek olan nişan, Yaşar Kemal’in olağanüstü edebi güzergâhına, tüm eserlerinin içine işlemiş hümanizmaya ve kültürlerin çeşitliliği ile kültürlerarası diyalog hizmetindeki aralıksız çalışmalarına duyulan derin saygıyı ifade ediyor.

  • Basın Bülteni
  • Yüksek çözünürlüklü fotoğraflara haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Ünlü Yazarımız Yaşar Kemal, En Üst Düzey Fransız Nişanı ile Taltif Edilecek yazısına devam et
  • 14. Uluslararası Randevu İstanbul Film Festivali Açılış Töreni Yapıldı

    Ece Sükan’ın sunuculuğunu üstlendiği Randevu İstanbul Film Festivali’nin açılış ve ödül töreni geçtiğimiz akşam Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda gerçekleştirildi. Tanınmış isimlerin katıldığı törende Şener Şen, Çağan Irmak, Atilla Dorsay, Muzaffer Hiçdurmaz ve Ara Güler’e onur ödülü verilirken, gecenin sonunda davetliler Roman Polanski’nin son filmi Acımasız Tanrı’yı izleme şansına sahip oldu. Atilla Dorsay’a ödülünü takdim eden Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış, Dorsay’a “Emek Sineması’nın sahnesinde daha nice ödüller alacaksınız” diyerek Emek Sineması’nın yıkılmamasını desteklediğini belirtti.

  • Basın Bülteni
  • Festival hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Yüksek çözünürlüklü fotoğraflara haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    14. Uluslararası Randevu İstanbul Film Festivali Açılış Töreni Yapıldı yazısına devam et
  • Yeşilçam Film Akademisi Ödülleri

    Sinema sektörünün başkenti İstanbul, Akademisine ve ödülüne kavuşuyor. Sinema Meslek Birlikleri Güç Birliği projesi olarak başlayan Yeşilçam Film Akademisi Ödülleri, 2012’de ilk kez verilecek. Sektörün üretici unsurları kendi ürünlerini, demokratik bir şekilde ödüllendirmek için bir araya geldi. Her ödül kategorisi için En İyi 5 adayın belirlenmesi meslek ustalarından oluşacak Seçiciler Kurulu tarafından yapılacak.

  • Basın Bülteni
  • Diğer haberler ve yüksek çözünürlüklü görsellere haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Yeşilçam Film Akademisi Ödülleri yazısına devam et
  • Sönmez Atasoy’u Kaybettik

    Kurtlar Vadisi adlı televizyon dizisiyle tanınan ve son olarak çekimleri Isparta’da sürdürülen Sakarya Fırat adlı dizide rol alan ünlü oyuncu Sönmez Atasoy, 15 Aralık 2011 Perşembe günü 00:15’de hayatını kaybetti.
    Yanlış Saksının Çiçeği ve Aile Kadını adlı sinema filmlerinde de rol alan Sönmez Atasoy için 17 Aralık 2011 Cuma günü saat 10:30’da Ankara Büyük Tiyatro’da tören yapılacak. Tören sonrasında Kocatepe Camii’nde kılınacak öğle namazını müteakip Karşıyaka Mezarlığı’nda defnedilecek olan merhuma tanrıdan rahmet, kederli ailesine sabırlar dileriz.

  • Yüksek çözünürlüklü fotoğraflara haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Sönmez Atasoy’u Kaybettik yazısına devam et
  • Efsane Yönetmen

    Efsane yönetmen’in tanımını veren bir “sinema sözlüğü” var mı? (Ben bilmiyorum -benim bilmememin kesin bir sonuç doğurması söz konusu olmadığı için bu soruyu sordum!) “Tanım”-ı yoksa da, soruya ek bir soru daha! Dünya sinemasında efsane yönetmen diyebileceğiniz kaç yönetmen adı verebilirsiniz? Bu soruyu çevirip bana sorarsanız, önce gülümserim ama cevap veririm: Orson Welles ve Marcel Camus. Sinema yazısı okuyan birinin Welles adını duymamış olabileceğini düşünmüyorum bile ama Camus de kim derseniz, bu Fransız yönetmenin kaç filmi olduğunu bile bilmiyorum. Ama bir filmi var ki sinema ile şöyle böyle ilgilenen herkes en az adını duymuştur, görmemiş / görememiş olsa bile: Orfeu Negro – Black Orpheus. Film bizde Siyah Orfe olarak oynadı. Camus’nün bir başka filmini daha gördüm, ancak ne adını, ne konusu hatırlıyorum. Mutlaka başka filmleri de vardır ama adı her sinema kitabına Orfeu Negro – Black Orpheus ile girmiş ve girecektir.

    Bir tek film yapıp bununla hatırlanan başka yönetmenlerde vardır. Bunlar içinde sinema oyuncusu olarak tanınan Jack Lemmon örneği var örneğin. Bir André Malraux sinemacı değil, siyaset, devlet adamı. De Gaulle’nin Kültür Bakanlığını yapmış birisi. Pilot olarak (bir Fransız olarak) İspanya İç Savaşı’na katılmış, Cumhuriyetçilerden yana ve burada yaşadıklarını (anı değil) roman olarak yazmış. L’spoir (Umut) adı ile ve romanını sinemaya uyarlamış. Başka filmi yok, başka sinema çalışması yok, -ama başka romanları var- sinema tarihine geçmiş ama efsane yönetmen değil.

    Sinemamız kısa süre – uzun süre çalışan, pek çok yönetmeni barındırır tarihinde. Tek filmli olanları da var, tüm filmlerini bir yıla sığdıran da. Adı geçince herkesin (bazen sinema ile pek ilgisi olmayanların bile) yönetmen olarak tanıdığı isimler yanında, adını söylediğinizde “O yönetmenlik yapmış mı idi?” denilenler de… Yönetmenlik işini uzun yıllara yayanlar yanında kısa sürede tutanlar da… Başlangıçtan beri (ben 1917 olarak alıyorum) -son yıllarda pek çok kişi ilk filmini çektiği için- yönetmen sayımız her halde 600 civarına yaklaştı, belki de geçti. Bunlar içinde pek çoğunun adı son günlerde “efsane” kelimesi ile birlikte anılır gibi… Ancak ben bu sıfatı bir yönetmene pek kolay veremiyorum, vermek gereğini de duymuyorum. Çünkü bu benim (senim… birilerinin) vereceği bir sıfat, bir unvan değildir. Sinemamız için yönetmenlere baktığımda, bu tanımla yan yana getireceğim ilk isim Metin Erksan olacaktır. Ne adının başına -çok haklı olarak- “usta” konulan Akad, ne de sinemamızda pek çok şeyi değiştiren -fakat (bana göre) yine de istediği filmi (bir “bütün” olarak) yapamamış olan- Güney…

    Erksan diyorum ama bütün filmleri ile değil, nasıl Camus için sadece Orfeu Negro – Black Orpheus adını veriyorsam, Erksan için de “ancak” bazı filmlerinin isimlerini verebilirim. Örneğin, görmediğim -bir çok kişinin de görmediği- bir filmi verebilirim: Karanlık Dünya (Aşık Veysel’in Hayatı). Şunun için: Erksan bu filmi yaptığı zaman sadece 23 yaşındadır. Kimsenin yanında asistanlık, çıraklık yapmamıştır. Filmi sansürce engellenir, köyde gösterdiği buğdaylar cılız bulunur (ve yerlerine ABD haber filmlerinden alınan devasa makinaların çalıştığı bol ürünlü buğday tarlaları konulur).

    Erksan başka filmlerden sonra 1959’da -o günün iktidarının “her mahallede bir milyoner yaratmak” sloganından- çıkardığı öyküsünden Gecelerin Ötesi’ni çeker. Film 1960’da gösterime çıkar. Kendi zorunlu / lüks gereksinimleri için soygun yapmaya kalkan altı kişilik bir grubun çözülüm sürecini anlatır (filmik olarak). Yıllar sonra, uzun yıllar yurt dışında yaşamış (belki oralarda doğmuş) ve sinema eğitimi görmüş (veya görmekte) bir genç, sinemamız üzerine bir çalışma yapmak istediği zaman Gecelerinin Ötesi ile karşılaşınca, hiç beklemediği bir film ile karşılaşmanın şaşkınlığı ile incelemeye değer bulmuş.

    Charles Chaplin’i -sinemanın sihrini görmüş- herkes bilir. İlk filmlerini ABD’de yapan, sonra uzun yıllar uzaklarda yaşayan Chaplin son filmini yine ABD’de çeker. Chaplin’in yıllar sonra çektiği A Countess From Hong Kong, eski filmlerine göre sıradan bir filmdi. Ülkemizde bir gazetecimiz filmin gösterimi sırasında yazdığı eleştiride filmi beğenmez fakat “Gidin görün, ne de olsa bir Chaplin filmi” diyordu.

    Bir yönetmen, yönetmenliğine uzun süre ara verebilir, sonradan film setlerine dönüp yeni bir çalışma yapabilir, bu film iyi film olur veya olmaz, eski filmlerine benzer veya benzemez, bir takım sinemasal tatlar içerebilir veya bunu tutturamamış olabilir. Ama Chaplin için yazılan “Ne de olsa bir Chaplin filmi -gidin görün” gibi bir beklenti içine hiç bir zaman girmemeli. Çünkü değerlendirilen filmdir. Uzun yıllar sinemasına ara vermiş bir yönetmenin, eski filmlerinin artıları varsa, o artıların, son yapılan film (artı-lı “+”) için gösterilmesini beklemek, eskiden yapılan filmlerin hatırına beklentiye girmek, tek başına bir film yapmış olmanın beklentisi olmamalıdır çünkü eski artı-lar, yeni filmler için tek başlarına ve (son filmden) bağımsız olarak yeterli değildir.

    (22 Aralık 2011)

    Orhan Ünser

    2. Uluslararası Gençlik Filmleri Festivali Başlıyor

    2. Uluslararası Gençlik Filmleri Festivali’nin açılışı 20 Aralık 2011 Salı akşamı saat 19:00’da İTÜ Maçka Mustafa Kemal Salonu’nda gerçekleştiriliyor. Festival, “yasaklılar” ile perdelerini aralayacak. Açılışta sinema ve sanatseverleri sansüre uğramış ve kapanmak zorunda kalan mizah dergisi Harakiri’nin karikatür sergisi karşılayacak. Sunuculuğunu genç oyuncu Bora Akkaş’ın yapacağı gecede festivalin en başından beri sorduğu yasaklara karşı “Ne yapsak?” sorusunun cevabını verenlere de teşekkür plâketleri verilecek. Festivalin açılışı ve gösterimleri, festivalin ilkeleri doğrultusunda ücretsiz olacak.

  • Basın Bülteni
  • Festival hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • 5. Sinepark Kısa Film Festivali

    Genç sinemacıları Türkiye’de son yıllarda canlanan “tür” sinemasına teşvik etmek amacıyla Galatasaray Üniversitesi İletişim Kulübü ve MEDİAR’ın ortaklaşa gerçekleştirdiği Sinepark Kısa Film Festivali’nde, bu yıl toplam beş kategoride başvuran 151 film arasından seçilen 23 finalist yarışıyor ve gösterim programına alınan 23 kısa film daha 15 – 16 Aralık 2011 tarihlerinde Galatasaray Üniversitesi Cep Sineması’nda izleyici ile buluşuyor. Sinepark’ın En İyi Filmine Hürrem Erman Özel Ödülü’nün verileceği ödül töreni 16 Aralık 18:30’da Galatasaray Üniversitesi Aydın Doğan Oditoryumu’nda yapılacak.

  • Basın Bülteni
  • Web Sitesi
  • Diğer basın bültenleri ve yüksek çözünürlüklü afişe haberin devamından üzerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    5. Sinepark Kısa Film Festivali yazısına devam et
  • Sinematik Yeşilçam Sitesi Anketi: Sinemamız İçin Hangi Tanım Uygundur?

    Sinematik Yeşilçam web sitesi Aralık ayında yeni bir anket başlattı. Çeşitli yayınlarda ve kitaplarda halihazırda tartışılmış bir konuyu Sinematik Yeşilçam web sitesi de gündeme taşıyor. “Sinemamız için hangi tanım uygundur?” sorusuna cevap arayan anketin seçenekleri şöyle: Yeşilçam; Türk Sineması; Türkiye Sineması; 90 öncesi Yeşilçam 90 sonrası Yeni Türk sineması; Hiçbiri.

  • Basın Bülteni
  • Web Sitesi
  • Ankete katılmak için tıklayınız.
  • Görsele haberin devamından üzerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Sinematik Yeşilçam Sitesi Anketi: Sinemamız İçin Hangi Tanım Uygundur? yazısına devam et
  • 5. Palto Film Günleri

    5. Palto Film Günleri, 19 – 25 Aralık 2011 tarihleri arasında kapılarını Eskişehir’li sinemaseverlere açıyor. Eskişehir Anadolu Üniversitesi Sinema Kulübü ve İletişim Bilimleri Fakültesi tarafından düzenlenen, Eskişehir Film Festivali‘nin çeşitli birimlerinde çalışan, film festivalinin heyecanını birebir hissetmiş bir grup arkadaşın kendi çabalarıyla oluşturdukları Palto Film Günleri, 5. yılında da büyük bir tutku ve heyecan ile hazırladığı programı seyircilerine sunuyor. 5. Palto Film Günleri’ne bu sene de yine Anadolu Üniversitesi Yunusemre Kampüsü içindeki Sinema Anadolu ev sahipliği yapacak.

  • Basın Bülteni
  • Web Sitesi
  • Diğer haber, bağlantı, gösterilecek filmler hakkında geniş bilgiler ve yüksek çözünürlüklü fotoğraflara haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    5. Palto Film Günleri yazısına devam et
  • Ödül Sezonuna The Descendants ve The Artist Damgasını Vuruyor

    Oscar’ın habercisi sayılan ödüller ve Oscar tahmin listelerinde En İyi Film Oscar’ı için öne çıkan iki film Artist ve The Descendants oldu. The Descendants, Los Angeles Film Eleştirmenleri Derneği tarafından 2011’in En İyi Filmi seçildi. Cannes’dan En İyi Erkek Oyuncu Ödülü ile dönen Artist’de New York ve Boston Film Eleştirmenleri Derneği tarafından yılın En İyi Filmi seçildi. Oscar Ödüllerinin önemli adaylarından olan The Descendants, başrolünde oynayan George Clooney ile önümüzdeki sezonun gözde filmlerinden. Cannes’da Jean Duardin’e En İyi Erkek Oyuncu Ödülü getiren Artist ise Oscar’ın güçlü adayı olarak anılıyor.

    Senden Bana Kalan (Yönetmen: Alexander Payne)

    Alexander Payne’in yönettiği ve George Clooney, Shailene Woodley, Beau Bridges ile Judy Greer’in oynadığı Senden Bana Kalan (The Descendants), 24 Şubat 2012’de Tiglon Film dağıtımıyla Tiglon Film tarafından vizyona çıkarıldı.
    Bir deniz kazasında eşi ağır yaralanan ve Hawai’de büyük bir arazinin mirasçılarından olan Matt, kaza sonrasında iki kızıyla yeniden bir bağ kurmaya çalışır.
    Mizahla dramın bir arada barındığı hikâye, duygusal yönü de ağır basan etkileyici bir yapıt.

    • Basın Bülteni
    • Fotoğraflar
    • Web Sitesi
    • Fragman
    • IMDb
    • Ali Erden Yazıyor

    Senden Bana Kalan (Yönetmen: Alexander Payne) yazısına devam et

    Artist

    Michel Hazanavicius’un yönettiği ve Jean Dujardin, Berenice Bejo, John Goodman ile James Cromwell’in oynadığı Artist (The Artist), 27 Ocak 2012’de Tiglon Film dağıtımıyla Bir Film tarafından vizyona çıkarıldı.
    Sinema büyüsünün bütün dünyayı kasıp kavurduğu 1920’li yılların sonunda George Valentin, Hollywood’daki en büyük starlardan biridir. Oynadığı her film büyük başarı kazanan Valentin’in güzel bir eşi, görkemli bir evi ve kendine hayran milyonlarca seveni vardır. Ancak sinemaya sesin gelmesi ile birlikte George Valentin’in hayatı alt üst olur.

    • Basın Bülteni
    • Fotoğraflar
    • Web Sitesi
    • Fragman
    • IMDb

    Artist yazısına devam et

    Sinemacılık ve Filmcilik Yararına Bağımsız İletişim Platformu