Altın Koza Sanat Tır’ı Gösterilerine Devam Ediyor

Bu yıl, 16 – 21 Eylül tarihleri arasında 20. kez düzenlenecek olan Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali, geçen yıl başlattığı Gezici Sinema etkinliğini bu yıl da sürdürüyor. Sanat Tır’ı adıyla 12 Ağustos’da İncirlik’ten yola çıkan gezici sinema, 02 Eylül’de “Kanal Boyu Şehit Duran Mahallesi, Seyhan” adresinde; 03 Eylül’de “Gültepe Mahallesi, Adana” adresinde; 05 Eylül’de ise “Mıdık Mahallesi, Hz. Hızır Makamı Yanı, Adana” adresinde olacak. Sanat Tır’ı etkinliklerinde Bando, Türk Halk Müziği Konseri, Karagöz – Hacivat oyunu ve Türk Sineması’nda son yıllarda üretilen filmlerden oluşan bir seçki gösterilecek. Film gösterimleri ayrıca Baraj Yolu Gençlik Parkı’nda da devam ediyor. Geçen yıl düzenlenen festivalde başlatılan uygulama büyük ilgi görmüştü.

3. Miami Türk Filmleri Festivali

3. Miami Türk Filmleri Festivali (3. Miami Turkish Film Festival), T. C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın desteğiyle Pinema Film tarafından 24 – 26 Eylül 2013 tarihleri arasında “Lincoln Road, Miami Beach, Miami” adresindeki Colony Theatre’da gerçekleştiriliyor. Festival kapsamında Osman Sınav’ın Uzun Hikaye, Erol Özlevi’nin Romantik Komedi 2: Bekarlığa Veda, Çağan Irmak’ın Dedemin İnsanları ve Burak Cem Arlıel’in Türk Pasaportu adlı filmleri gösterilecek. Türk Pasaportu’nda Osmanlı kökenli Musevi vatandaşlara pasaport sağlayan Türk diplomatlarının binden fazla kişiyi trenlerle Avrupa’dan Türkiye’ye kaçırmaları anlatılıyor.

3. Miami Türk Filmleri Festivali yazısına devam et

Serhat Kalkınma Ajansı 2. Kısa Film Yarışması

Serhat Kalkınma Ajansı tarafından Serhat Kalkınma Ajansı Kısa Film Yarışması düzenleniyor. Bu yıl 2.si düzenlenecek olan Kısa Film Yarışması’nın amacı, ajansın faaliyet göstermekte olduğu Ağrı, Ardahan, Iğdır ve Kars şehirlerinde “kadının ekonomik yaşamdaki yerini, kalkınmadaki rolünü ve bakış açısını” irdelemek, yarışma sloganı ve konusu ise Serhat’ta Kadın Olmak olarak belirlendi. Ajans bu yarışmayla, bölgedeki kadınların sosyo-ekonomik yaşamdaki yeri, kalkınmadaki rolü ve bölgedeki yaşam tarzına dikkat çekerek üretilmiş filmleri desteklemeyi, beğeni kazanmış filmleri seyirci ile buluşturmayı amaçlıyor.

Serhat Kalkınma Ajansı 2. Kısa Film Yarışması yazısına devam et

Kahve Telvesinde Saklı Umutlar

Bağımsız film çekmek, hele ülkemizde hiç kolay değil. Filmin finansmanı kadar zorlu bir dağıtım sürecini de göze almak gerekiyor. Belmin Söylemez’in ‘Şimdiki Zaman’ı da ilk kez gösterildiği geçtiğimiz yılın İstanbul Film Festivali’nde geniş bir beğeniyle karşılanmasına, ulusal ve uluslararası festivallerde saygın ödüller kazanmasına rağmen ticari dağıtıma çıkması hayli gecikti. Haftasonu itibarıyla sınırlı bir dağıtımla gösterime giren bu başarılı ilk filmin, sinemaseverlerden layık olduğu ilgiyi görmesini umut ederek söze başlayalım.

Söylemez, kısa film ve belgeselden gelen bir sinemacı. Doksanlı yıllardan başlayarak sinema yapmak için mücadele vermiş. Ödüller almış kısa çalışmalarında, ‘hergün aşina olduğumuz ve üstüne kafa yormadığımız sokak hikâyeleri üzerinden hayatımıza dair bir şeyleri sorgulamaya odaklandığını’ belirtiyor şöyleşilerinde.

’34 Taksi’de taksiciler üzerinden İstanbul yaşamını anlatmaya soyunmuş, insan ilişkilerinin dinamiği, şehre bakış açıları, önyargıları gibi meseleleri deşmeye çalışmış. ‘Dalgalar’da, boğazda yüzen çocukların gözünden yine yaşadığı kent İstanbul’u, büyük şehre göçü ve şehrin değişimini kurcalamış. Bir diğer kısa filmi ‘Bıyık’ta, bu erkeklik sembolü üzerinden eril iktidar ve güce nasıl baktığımızı anlamaya çalışmış.

Söylemez’in zorlu bir sürecin ardından gerçekleştirme fırsatı bulduğu ‘Şimdiki Zaman’ özyaşamsal özellikler barındırıyor. Tıpkı baş kişisi Mina gibi, yönetmen de işsiz ve çaresiz kaldığı bir dönemde yaşadığı ülkeyi terk etmek, her şeye yeniden başlamak istemiş. Boş bir vize formuna bakarken ve formun içerdiği klişe sorulara cevap ararken kendini o bomboş kağıt gibi hissetmiş. Mina’nın para biriktirmek için bir kafede fal bakmaya başlaması ve hikâyeye damgasını vuran kahve falı metaforu filmin eksenine sonradan dahil olmuş. Benzer hayalkırıklıklarını yaşayan kadınların ortak bir iletişim aracı halini almış kahve falı ritüeli. Mina’nın deneyimli olduğu bir uğraş değildir bu. Olsa olsa, yönetmenimiz gibi daha önce annesinden, anneannesinden gördüklerinden, işittiklerinden aşinalığı vardır. Telve izlerinde bireysel geçmişinin izlerini, gelecek umutlarını dillendirir genç kadın. Ve ustaca yazılmış bir senaryo eşliğinde, sinemamızda daha önce hiç rastlamadığımız bir yöntemle, Mina’nın yaşadıklarını belli belirsiz keşfederiz kahve falı seansları boyunca. Tüm bu yaşanmışlıklar ve gelecek hayalleri müşterilerinin dertleri ve beklentileriyle buluşur. Ve böylece genç kadının kahve falıyla dillenen hikayesi üzerinden, gelecek, kader ve dostluk temaları çarpıcı bir biçimde sorgulanır.

Farklı hayatların düşünü kuran, çıkış arayan arafta kalmış kadın hikâyelerinin öne çıktığı son dönem sinemamızda ilgiye değer bir başka çaba ‘Şimdiki Zaman’. Yönetmen, Mina ve diğer kadınların öykülerinin fonuna bir kez daha ustalıkla yerleştirmiş İstanbul’u. Karakterlerin hüznüne ve ruh hallerine paralel olarak ilerleyen İstanbul’un değişim sürecinin arka plândaki yansıması son derece başarılı.

(08 Eylül 2013)

Ferhan Baran

ferhan@ferhanbaran.com

Haneke’ye Yaşam Boyu Başarı Ödülü Verilecek

Avusturyalı ünlü yönetmen Michael Haneke’ye, bu yıl 9. Zürih Uluslararası Film Festivali’nde Yaşam Boyu Başarı Ödülü verilecek. Yaşlı bir çiftin yürek burkan öyküsünü anlattığı Aşk (Amour) filmiyle geçen yıl En İyi Yabancı Film Oscarı’nın yanı sıra Altın Küre’de ve Cesar’da En İyi Yönetmen Ödülü’nü kazanan Haneke, ödülünü 05 Ekim’de alacak. Festivalde ünlü yönetmenin filmlerinin gösterileceği “Haneke’nin Dünyası” adı altında bir bölümde var. Haneke’nin gösterilecek filmleri arasında Oscar’a aday gösterilen ve Altın Palmiye Ödülü kazanan Beyaz Bant (The White Ribbon) filmi de var. Seçkideki diğer filmler ise Ölümcül Oyunlar (Funny Games), Piyanist (The Piano Teacher) ve Saklı (Cache). 9. Zürih Uluslararası Film Festivali, Ron Howard’ın Zafere Hücum (Rush) adlı filmiyle başlayacak. (Haber: Serpil Boydak.)

Altın Koza’da Yarışacak Kısa Filmler Belli Oldu

Adana Büyükşehir Belediyesi tarafından, 16 – 22 Eylül 2013 tarihleri arasında düzenlenecek olan 20. Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali kapsamında yapılacak, Ulusal Öğrenci Filmleri Yarışması ve Akdeniz Ülkeleri Kısa Film Yarışması finalistleri belli oldu. Başkan Vekili Zihni Aldırmaz, ülkemizdeki güzel sanatlar ile iletişim fakültelerinin sinema – televizyon bölümlerine devam eden öğrencilerin katılabildiği ve filmlerin kurmaca, belgesel, canlandırma ve deneysel dallarında değerlendirildiği Ulusal Öğrenci Filmleri Yarışması’nda bu yıl, çeşitli üniversitelerden 42 filmin yarışmaya hak kazandığını belirtti. Ulusal Öğrenci Filmleri Yarışması’nda her dört dalda en iyi film seçilen esere 7.500 TL ödül verilecek.

3. Uluslararası Suç ve Ceza Film Festivali Bilet Satışları Başladı

İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi tarafından, 13 – 19 Eylül 2013 tarihleri arasında düzenlenecek olan 3. Uluslararası Suç ve Ceza Film Festivali kapsamlı akademik programıyla, izleyici karşısına çıkıyor. Bilet satışları başlayan festivalde bu yıl da ana tema kapsamında uluslararası sempozyum, paneller ve söyleşiler düzenlenecek. 46 farklı ülkeden 100’e yakın filmin gösterileceği festivalde, programdaki filmlerin çoğunluğu sinemaseverlerin karşısına ilk kez çıkacak. Film programı Uluslararası Altın Terazi Uzun Metraj Film Yarışması, Çocuk(ça) Adalet, Adalet Terazisi, Suç Hikayeleri ve Panorama başlıklı bölümlerden oluşuyor.

Akbank 10. Kısa Film Festivali

Türkiye’de kısa film alanında etkin bir platform oluşturan Akbank Kısa Film Festivali bu yıl 10. yaşını kutluyor. Yeni fikirleri desteklemeyi, genç sinemacılara kendilerini gösterme olanağı ve kısa film kültürüne katkı sağlamayı amaçlayan Festival, 10 – 20 Mart 2014 tarihleri arasında gerçekleştirilecek. Akbank 10. Kısa Film Festivali programında, Festival Kısaları, Uluslararası Bölüm, Kısadan Uzuna, Belgesel Sinema, Canlandırma Kısalar, Özel Gösterim, Deneyimler, Atölye ve Söyleşi bölümleri yer alıyor. Festival kapsamında, düzenlenecek kısa film yarışmasının son başvuru tarihi ise 01 Kasım 2013 Cuma.

Akbank 10. Kısa Film Festivali yazısına devam et

Oscarlı Yönetmen Farhadi, Altın Portakal’da

Bir Ayrılık adlı filmiyle en iyi yabancı film dalında Oscar kazanan İranlı ünlü yönetmen Asghar Farhadi Altın Portakal’a konuk oluyor. Farhadi, bu yıl Cannes Film Festivali’nde jüri özel ödülü kazanan ve başrol oyuncusu Bérénice Béjo’ya en iyi kadın oyuncu ödülü getiren Geçmiş (Le Passe) filminin Antalya’daki galasında sinemaseverlerle bir araya gelecek. Filmin galasına Asghar Farhadi ile birlikte başrol oyuncusu Ali Mosaffa da katılacak. Farhadi’nin ülkesi dışında çektiği ilk film olan Geçmiş (Le Passe) bu yılın en çok söz edilen yapımları arasında yer alıyor. Film, Fransız eşi Marie’den boşanmak için Tahran’dan Paris’e gelen Ahmet’i ve Marie ile yeni sevgilisi Samir’i konu ediniyor. Farhadi, gösterimden sonra izleyicilerle söyleşi yapacak.

Hatırlamak ve Anlatmak İçin Şehre BAK Projesi’nde Yapım Süreci Başladı

18-26 yaşları arasındaki genç katılımcılar, Hatırlamak ve Anlatmak İçin Şehre BAK Projesi kapsamında şehir ve hafıza temaları çevresinde geliştirdikleri proje konularının ön hazırlıklarını tamamladılar ve Temmuz 2013 itibariyle yapım sürecine başladılar. Bazı proje konuları şehirlerin kadın ve erkek mekânları, sesleri, müzikleri ve kültürel çeşitlilik, coğrafyanın yaşayışa etkileri ve yaşamın coğrafyayı şekillendirmesi, eski ve yeni mekân karşılaştırmaları gibi mekân ve coğrafya etrafında şekillenirken; bazı projeler kayıplar, gerilla ve cezaevi hikâyelerine odaklanarak kişisel ve toplumsal hafızanın izlerini takip ediyorlar. 2013 Eylül ayı sonunda bitmesi plânlanan film çekimlerinin ardından katılımcılar yapım sonrası atölyesi için Diyarbakır ve Batman’da tekrar biraraya gelecekler.

Saroyan Ülkesi, Locarno Film Festivali’nde Gösterildi

Yönetmenliğini Lusin Dink’in, yapımcılığını Soner Alper’in yaptığı, William Saroyan’ın ailesinin memleketi Bitlis’e yaptığı yolculuğu anlatan Saroyan Ülkesi, uluslararası açılışını 66. Locarno Film Festivali’nin Güney Kafkasya’ya odaklanan Açık Kapılar seçkisinde yer alarak yaptı. Nisan ayında İstanbul Film Festivali’nde Ulusal Yarışma bölümünde yer alan Saroyan Ülkesi, 10. Erivan Uluslararası Altın Kayısı Film Festivali Ermeni Panoraması bölümünde Gümüş Kayısı kazanmıştı. Kategoriler üstü üslubu kurgu-belgesel olarak da nitelendirilen Saroyan Ülkesi’nin yolculuğu ulusal ve uluslararası festivallerde devam edecek. 2011 yılında Ermenistan – Türkiye Sinema Platformu tarafından desteklenen Saroyan Ülkesi (Saroyan Land), platform kapsamında ortaya çıkan sekizinci film.

  • Basın Bülteni
  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Yolun Başında Filmi Ermenistan ve Kanada’da

    “Birbirimizle Konuşmak” projesi kapsamında çekilen, yönetmenliğini Somnur Vardar’ın, yapımcılığını Zeynep Güzel’in, görüntü yönetmenliğini Gor Baghdasaryan’ın yaptığı Yolun Başında filmi İstanbul, İzmir ve Diyarbakır gösterimlerinin ardından Erivan Uluslararası Altın Kayısı Film Festivali’ne seçildi. 09 Temmuz’da Erivan’da gerçekleşen gösterime ve film ekibinin katılımıyla yapılan söyleşiye ilgi yüksekti. Yolun Başında, Ermenistan’ın ardından Toronto Uluslararası Film Festivali Türkiyeli Kadın Yönetmenler Özel Haftası’na seçilerek 24 Ağustos’ta Kanada’da gösterildi.

    Altın Koza’da Türkiye İlk Gösterimleri

    Bu yıl 16 – 22 Eylül 2013 tarihleri arasında gerçekleştirilecek, 20. Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali’nin, dünya sineması bölümü ile ilgili detaylar belli olmaya başladı. Konuyla ilgili bir açıklama yapan Adana Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Zihni Aldırmaz, dünyanın çeşitli festivallerinden ödülle dönmüş pek çok eserin Türkiye prömiyerlerinin, 20. Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali kapsamında Adana’da yapılacağını açıkladı. Coen Kardeşler’in, Cannes’da yarışan ve Büyük Ödülü alan son filmi Sen Şarkılarını Söyle (Inside Llewyn Davis), festival kapsamında Türkiye’deki ilk gösterimi yapılacak filmlerden ilk göze çarpanlar arasında bulunuyor.

  • Basın Bülteni
  • Festival hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Altın Koza’da Türkiye İlk Gösterimleri yazısına devam et

    2. Uluslararası Van Gölü Film Festivali Yarın Akşam Başlıyor

    Barış ve Sinema Derneği ile Bajar Kültür Sanat Danışmanlığı’nın ortak çalışması olarak düzenlenen 2. Uluslararası Van Gölü Film Festivali yarın akşam başlıyor. Festival ile Van’a sanatsal ve sinemasal anlamda katkı sağlayarak Van’ın her anlamda gelişimine ve kalkınmasına yararlı olmak amaçlanıyor. Festival kapsamında verilecek olan İnci Kefali Sinema Ödülleri’nin Uzun Metraj Yarışma jürisi Vecdi Sayar, Serap Aksoy, Aydın Bağardı, Ali Sürmeli ve Thomas Balkenhol’dan, Belgesel Yarışma jürisi ise Sabite Kaya, Fatin Kanat ve Özlem Sarıyıldız’dan oluşuyor.

    Körü Körüne Boyun Eğmektir Öldürücü Olan

    İngiliz yönetmen Sally Potter’ın 32. İstanbul Film Festivali’nde ilgiyle karşılanmış son çalışması ‘Ginger & Rosa’ bu hafta ticari gösterimine başlıyor. Soğuk savaş yıllarında geçen sancılı bir büyüme hikâyesi bu. İthalatçı firmanın uygun görmüş olduğu Türkçe ismi ‘Bir Hayalimiz Vardı’, baş karakterlerden Ginger’ın can dostu Rosa’ya yazmış olduğu şiirin başlangıcından alınmış. İki genç kızın hayali ömür boyu birbirlerinden ayrılmamak. Lâkin dostlukları, dünyanın sonunu getirecek ölümcül savaş tehlikesinin sürdüğü bir ortamda patlak veren aile içi bunalımlar ve cinsel devrimi haberleyen radikal karşı çıkışlarla büyük bir sınav verecektir.

    Nükleer savaş tehlikesinin tüm dünyayı tehdit ettiği huzursuz altmışlı yıllar başlarındayız. Sovyetler Birliği’nin Küba’da konuşlanmış uzun menzilli füzelerine misilleme uyarılarıyla karşılık veren ABD’nin savaş çığlıkları sarmıştır her yanı. Savaş karşıtı aktivist babasının kızıdır Ginger. Nükleer tehdit sakin İngiliz kasabasındaki sorumsuz ergenlik coşkusuna gölge düşürmüştür, protestolara katılır. II. Dünya Savaşı dehşeti içinde büyümüş, küçük yaşta hamile kaldığı Ginger’ı büyütebilmek için ressamlık hayallerini terk etmiş kayıp kuşaktan anne ile büyük savaşa katılmayı reddedişinin bedelini hapis yatarak ödemiş idealist babanın mutsuz birlikteliğinin hüküm sürdüğü ev ortamı da huzurlu değildir. Beklenmedik bir gelişme, can arkadaşının babasıyla duygusal yakınlığı Ginger’ı derinden sarsar, devlet diktatörlüğüne karşı çıkarak özgür düşünceyi düstur edinmiş babasının küçük burjuva aile yaşamının hapsedici kurallarına başkaldırması küçük kızın hayata bakışını değiştirir.

    ‘Ginger & Rosa’ kolaylıkla bir aile melodramına kayabilecek hikâyesine mesafeli ve devrimci bir üslûpla yaklaşan, yönetmenin özyaşamsal anılarından beslenmiş yılın en iyi filmlerinden biri. Schubert’in müziğini duyduğunda gözyaşlarını tutamayan ‘Özgürlük Düşüncesi’ kitabı yazarı baba Roland’ın kişiliğinde insanoğlunun otoriteye başkaldırışını merkeze almış saygın bir çalışma. Ginger’da Elle Fanning, Roland’da Alessandro Nivola başta olmak üzere, Annette Bening’den Timothy Spall’e parlak oyuncu kadrosunun performansı üst düzeyde. Robbie Ryan’ın dönemin ruhunu yakalamış mükemmel sinematografisi ve çok iyi düzenlenmiş müzik kuşağının filme katkısını anmadan geçmeyelim.

    (07 Eylül 2013)

    Ferhan Baran

    ferhan@ferhanbaran.com

    Sinemacılık ve Filmcilik Yararına Bağımsız İletişim Platformu