Uzay Yolcuları

Morten Tyldum’un yönettiği ve Jennifer Lawrence, Chris Pratt, Michael Sheen ile Laurence Fishburne’un oynadığı Uzay Yolcuları (Passengers), 13 Ocak 2017’de Warner Bros. dağıtımıyla Warner Bros. tarafından vizyona çıkarıldı.
Aurora ve Jim, 120 yıl süresince uyuyarak dünyadan başka bir gezegene doğru yol almakta olan uzay gemisinde bulunan binlerce yolcudan iki tanesidir. Bilinmeyen herhangi bir nedenden dolayı, uyku kabinleri onları uyanmaları gerekenden 90 yıl önce uyandırır. Şimdi, ikisi de bu yanlışlığın nedenini bulmak ve binlerce yolcusu ile uzayda hızla ilerlemekte olan bu gemilerinin kaderini değiştirmek zorundadırlar.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Web Sitesi
  • Fragman: 1 / 2
  • IMDb

Uzay Yolcuları yazısına devam et

Songül Öden ile Tolga Tekin’in Paris Randevusu

Paris’te Türk Sinemasıyla Randevu’nun konukları arasında bu yıl Songül Öden ile Tolga Tekin de yer alıyor. 15 Aralık’ta Paris’e gidecek olan Songül Öden ve Tolga Tekin, 40. Montreal Dünya Filmleri Festivali’nde En İyi Senaryo Ödülüne layık görülen Rüzgarda Salınan Nilüfer filmiyle seyirciyle buluşacaklar. Öden ile Tekin, 15 Aralık Perşembe akşamı, şehrin kalbinin attığı Champs Elysee bulvarında yer alan UGC Normandie Sineması’nda yapılacak gala gecesinde de sahneye çıkarak seyirciyi selamlayacaklar. Rüzgarda Salınan Nilüfer’de, Handan’ın masumane başlayan yazarlık arzusunun zamanla kıskançlığa dönüşerek farklı yollara sapan dokunaklı hikâyesi anlatılıyor..

Nordik Film Günleri 2016

Nordik Film Günleri, İstanbul İsveç Başkonsolosluğu, Norveç Ankara Büyükelçiliği, Finlandiya Ankara Büyükelçiliği, Finlandiya Film Vakfı, Danimarka Ankara Büyükelçiliği , Danimarka Film Enstitüsü ve İzmir Mimarlık Merkezi’nin katkılarıyla 12 – 14 Aralık 2016 tarihleri arasında Hezarfen Film Galeri tarafından gerçekleştiriliyor. Çağdaş İskandinavya Sineması’nın uzun ve kısa metraj filmlerinden bir seçki İzmir Mimarlık Merkezi Salonu’nda izleyiciyle buluşacak. Ücretsiz gerçekleştirilecek film gösterimleri orijinal dillerinde ve Türkçe altyazılı olarak yapılacak.

Nordik Film Günleri 2016 yazısına devam et

Hatırlamak ve Anlatmak İçin Şehre BAK Yeni Dönemine Yeni Şehirleri ve Yeni Programıyla Başladı

Anadolu Kültür’ün 2012 yılında başlattığı Hatırlamak ve Anlatmak için Şehre BAK projesinin üçüncü dönemi başladı. Türkiye’nin farklı şehirlerinden gençleri bir araya getirerek birbirlerinin şehirlerine ve hikâyelerine bakma olanağı sağlayan proje, üçüncü döneminde yeni yapısıyla daha çok gence ulaşmayı hedefliyor. Hatırlamak ve Anlatmak için Şehre BAK 2017, BAK Dersleri, BAK Platform ve Kolektif BAK bölümlerinden oluşan 18 aylık bir eğitim, üretim ve paylaşım programı olarak tasarlandı. Program, Antep, Bursa, Diyarbakır ve İzmir’den yaratıcı potansiyelini açığa çıkartmak ve şehirlerinden hikâyeler paylaşmak isteyen 18 – 28 yaş arasındaki gençlere açık.

Hatırlamak ve Anlatmak İçin Şehre BAK Yeni Dönemine Yeni Şehirleri ve Yeni Programıyla Başladı yazısına devam et

Meçhul Kız

Jean Pierre Dardenne ile Luc Dardenne’nin yönettiği ve Adele Haenel, Olivier Bonnaud, Jeremie Renier ile Louka Minnella’nın oynadığı Meçhul Kız (La Fille Inconnue – The Unknown Girl), 23 Aralık 2016’da Bir Film dağıtımıyla Bir Film tarafından vizyona çıkarıldı.
Jenny, hekimdir. Bir akşam, mesai saatinden sonra çalan kapısını açmaz. Ertesi gün ise polislerden akşam gelenin genç bir kız olduğunu ve kapıyı çalmasından bir süre sonra nehir kenarında ölü bulunduğunu öğrenir. Polisin, kızın kimliğini bir türlü teşhis edemediğini söylemesi üzerine Jenny, genç kızın kim olduğunu öğrenmek ve unutulmamasını sağlamak ister.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Web Sitesi
  • Fragman
  • IMDb

Meçhul Kız yazısına devam et

Kapalı Gişe: Türkiye Sinemasında Dağıtım Krizi Adlı Belgesel İnternette Yayına Verildi

Tekelleşen sinema sektörünü masaya yatıran Kapalı Gişe: Türkiye Sinemasında Dağıtım Krizi belgeseli, internet üzerinden izleyiciyle buluşuyor. İlk olarak 35. İstanbul Film Festivali’nde seyirciyle buluşan ve çok ses getiren belgesel, intenette de büyük ilgi görüyor. Son on yılda büyük bir atılım gerçekleştiren Türkiye sinema endüstrisinde, 2015 yılının verileri bir yükselişe işaret ediyor. Herhangi bir düzenlemeye tâbi tutulmayan sektördeki bu büyüme, dağıtımdaki adaletsizliği ve salon sıkıntısını daha da büyüttü. Pazarın yüzde 50’sinden fazlasını elinde bulunduran tek bir sinema zinciri, filmlerin dağıtım ve yapım süreçlerini de kontrol etmeye başladı.

  • Basın Bülteni
  • Belgeseli izlemek için tıklayınız.
  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.

3. Uluslararası İstanbul Sessiz Sinema Günleri Akbank Sanat’ta

Akbank Sanat; 15 – 18 Aralık 2016 tarihleri arasında 3. Uluslararası İstanbul Sessiz Sinema Günleri’ne ev sahipliği yapıyor. Sessiz filmlerin avangard gücünü vurgulayan, canlı müzik eşliğinde yaptığı gösterimlerle imaj ile ritm arasındaki büyülü ilişkiyi ortaya çıkaran festival kapsamında 11 farklı seansta, aralarında yeni restore edilmiş filmlerinin de yer aldığı dünyanın farklı arşivlerinden toplam 16 film Akbank Sanat’ta izleyici ile buluşacak. Kino İstanbul tarafından organize edilen, Cineteca di Bologna ve Eye Filmmuseum’un kurumsal ortağı olduğu etkinlik, Akbank Sanat, İtalyan Kültür Merkezi ve Fransız Kültür Merkezi ev sahipliğinde gerçekleşiyor.

3. Uluslararası İstanbul Sessiz Sinema Günleri Akbank Sanat’ta yazısına devam et

3. Uşak Kanatlı Denizatı Kısa Film Festivali’nin Finalistleri ve Programı Belli Oldu

3. Uşak Kanatlı Denizatı Kısa Film Festivali’nin finalistleri ve programı belli oldu. 12 – 14 Aralık 2016 tarihlerinde gerçekleşecek festivalde ikisi uzun metraj olmak üzere 41 film izleyiciyle buluşacak. Dört kategoride yarışmalı bölümün açıldığı festivalde film gösterimleri dışında aralarında söyleşi, atölye, masterclass ve forumların yer aldığı yedi etkinlik gerçekleşecek.

3. Uşak Kanatlı Denizatı Kısa Film Festivali’nin Finalistleri ve Programı Belli Oldu yazısına devam et

19. Randevu İstanbul Uluslararası Film Festivali’nde Lav Diaz Sürprizi

15 – 22 Aralık tarihleri arasında gerçekleştirilen 19. Randevu İstanbul Uluslararası Film Festivali, tarihinin en parlak seçkilerinden biriyle karşımıza çıkıyor bu yıl sonu buluşmasında. Az ve öz filmden oluşan programın en büyük sürprizi ise çağımızın en önemli yaratıcılarından Lav Diaz’ın son filmi ‘Giden Kadın / Ang Babaeng Humayo’ kuşkusuz.

1998 yılından beri film yapan, meraklı sinefillerin son üç yıldır İstanbul Film Festivali’nin seçkilerinde yer alan filmleriyle tanıma şansını bulduğu Filipinli ustanın sadece bizde değil, sinema dünyasında keşfedilmesi biraz vakit aldı. Bunun başta gelen nedeni filmlerinin standartların hayli ötesinde uzunlukta olması herhalde. Filmografisinde yer alan kimi filmler altı, ikisi dokuz, ‘Melancholia’ ile Berlin ve İstanbul’da tek seansta izleyiciye ulaşan ‘Hüzünlü Gizem Ninnisi’ sekiz saat sürüyor. Ancak bu uzun süreler gözünüzü korkutmasın. Geçtiğimiz Venedik Film Festivali’nde en iyi film ödülünü kazanan ‘Giden Kadın’ 3 saat 45 dakika uzunluğuyla yönetmenin en kısa filmlerinden biri sayılabilir.

Konvansiyonel sinemayla işi yok Diaz’ın. Zaman algısı farklı. Malay insanına özgü bir zaman dilimi içinde klişelerden arınmış uzun planlar eşliğinde ülkesini mercek altına alıyor. 300 yılı aşkın sömürge yılları (ülkenin adı İspanyol kral II. Philip’den miras) ardından Amerikan vesayeti, İkinci Dünya savaşıyla birlikte Japon işgali, 1965’ten başlayarak 20 yıllık Marcos diktası ve takibeden iç savaşla lanetlenmiş, ruhunu arayan memleketinin makus kaderinin izini sürüyor filmlerinde. ‘Hüzünlü Gizem Ninnisi’nde 19. yüzyıl sonları devrim yıllarını perdeye taşıyor. Filipinlerin İspanyol yönetiminden kurtulma mücadelesini tarih, felsefe, mit, şiir, folklor ve politikanın iç içe geçtiği destansı bir anlatımla kurguluyor. 2014 yapımı ‘Evvelken’de 1972’nin hemen öncesine, dikta yönetimi altında kaybolmuş çocukluğuna, kendi deyimiyle ‘lanetli yıllara’ uzanırken ülkesinin başına gelenlerin kronolojisini çıkarmaya girişiyor.

Klasik Rus edebiyatına olan ilgisi filmografisine sızmıştır. 1998 yapımı ilk filmi ‘Serafin Geronimo’, Dostoyevski’nin ‘Suç ve Ceza’sından bir alıntıyla başlar. Bu ölümsüz romanın serbest bir uyarlaması olan 2003 yapımı ‘Norte: Tarihin Sonu’nda ahlaki ve sosyal çöküş karşısında şiddet uygulamayı seçen nihilist entelektüel Fabian ile ailesini geçindirmeye çalışan köylü Joaquin’in kesişen hikâyesini, ülkenin yoksulların yaşadığı (filme adını veren) kuzey bölgesinden insan manzaraları eşliğinde anlatır. Visconti’nin ‘Lanetliler’de yaptığı gibi, bir ulusun ahlaki çöküşünü, bir ailenin benzer düşüşüyle paralel vermeyi dener. Tanrıyı, gerçeği, ahlakı, günahı, adaleti, ulus olma bilincini, tarihi tartışmaya açar. Bunları yaparken zamanı tamamen kontrol altına alır. Benzersiz mizansenleri, uzun planları, ışık ve renkler (çoğu zaman benzersiz bir siyah-beyaz estetik) aracılığıyla kendi dünyasını kurar. Geniş bir zaman süreci boyunca karakterleri tüm hal ve tavırlarıyla yakından inceleme fırsatı buluruz. Lanetli topraklarda geçen hikâyelerinde hırsızlık, cinayet, tecavüz de vardır kuşkusuz. Ancak bunları sahne dışına iterek sansasyonel görüntülerden kaçınır.

‘Giden Kadın’ Tolstoy’un ‘Tanrı Gerçeği Görür, Fakat Bekler’ adlı kısa hikâyesinden esinler taşıyor. İşlemediği bir suç yüzünden 30 yılını hapiste geçiren Horacia’nın öyküsünden yola çıkıyor Diaz bu kez. Başka bir mahkûmun itirafıyla serbest bırakılan talihsiz kadın, yıllardır görmediği ailesini aramaya koyuluyor. Kocası çoktan ölmüştür. Büyük kente taşınan kızı uzaklardadır, oğlunun akıbeti ise belirsizdir. Kayıp oğlunun izini süren eski öğretmenin yardımsever erdemli kişiliği, hapse atılmasına sebep olan şimdinin nüfuzlu gangsteri eski sevgilisi için beslediği intikam duygusuyla lekelenmeye başlıyor adım adım.

Bu kısa özet okuyucuyu yanıltmasın. Lav ‘tür’ sinemasına göz kırpan son denemesinde konvansiyonel sinemadan uzak duruşunu sürdürüyor. Rahibe Teresa ve Prenses Diana’nın ölüm haberleri ile birlikte Hong Kong’un 155 yıllık sömürge döneminin ardından Çin’e iade edilişine dair haberleri işitiyoruz radyodan. Bu metafordan hareketle sömürge, dikta ve iç savaş yıllarının örselediği 90’ların sonundaki Filipinleri yeniden keşfe çıkıyor Horacia. Bir vampir edasıyla gezindiği karanlık yoksul sokaklarda mazlumların yardımına koşarken, yüreğinde kabaran intikam duygularıyla kirlenmemek için mücadele veriyor. Uzun planlar eşliğinde ilerleyen bu meşum gece serüveninde yolsuzluklar ve adam kaçırma vakalarının dehşetini yaşayan halkının çaresizliğiyle, her bir köşeden yankılanan sefalet çığlıklarına kulak vermeye çalışıyor.

Senaryoyu yazan Lav Diaz’ın görüntü yönetmenliği ve kurguyu bir kez daha kimselere bırakmadığı son başyapıtını beyazperdede izleme fırsatını kaçırmamanızı tavsiye ederim. (Gösterimler 18 Aralık 21:30’da Beyoğlu Atlas; 21 ve 22 Aralık 21:30 seanslarında Fatih Cinemaximum Historia salonlarında yapılacaktır.)

(16 Aralık 2016)

Ferhan Baran

[email protected]

Hollywood’dan Bir Osmanlı Hikâyesi: The Ottoman Lieutenant’dan İlk Görüntüler Yahoo’da

Türk ve ABD’li yapımcıların gerçekleştirdikleri büyük ölçekli Hollywood prodüksiyonu olan The Ottoman Lieutenant, ABD ve dünya sinemalarında yerini almaya hazır. Filmin konusu Birinci Dünya Savaşı sırasında Doğu Anadolu’da, Van’da geçiyor. Filmin başrollerinde, Oscar ödüllü Ben Kingsley, Kara Şahin Düştü ve Pearl Harbor filmlerindeki performansıyla hafızlara kazınan Josh Hartnett ve Michiel Huisman var. Türkiye’den de oyuncuların yer aldığı filmde, Halil Bey rolünde Haluk Bilginer’i ve Melih Paşa rolünde ilk defa bir Hollywood filminde rol alan Selçuk Yöntem’i izleyeceğiz.

  • Basın Bülteni
  • Görüntüleri izlemek için tıklayınız.

Hollywood’dan Bir Osmanlı Hikâyesi: The Ottoman Lieutenant’dan İlk Görüntüler Yahoo’da yazısına devam et

SETEM ve Koruncuk Vakfı’ndan Liselerarası Kısa Film ve Senaryo Yarışması Etkinlikleri

Türkiye Korunmaya Muhtaç Çocuklar Vakfı ile ‘Yarının Sineması İçin’ sloganıyla yola çıkan SETEM (Sinema ve Televizyon Eseri Sahipleri Meslek Birliği) tarafından düzenlenen Koruncuklar İçin B.A.K 2. Liselerarası Senaryo ve Kısa Film Yarışması kapsamında 10 – 17 Aralık 2016 tarihleri arasında çeşitli etkinlikler gerçekleştiriliyor. Focus Ülke İran Kısa Filmleri Gösterimi; Abbas Kıyarüstemi Paneli; Fikirden Festivale; Kamera Asistanlığı Atölyesi, Kısa Filmde Telif Hakları; Giovanni Scognamillo Belgeseli ve Söyleşi; Kısa Film Merketing ve Kısadan Uzuna Söyleşi başlıklarını taşıyan etkinlikler ücretsiz olup, kontenjanla sınırlı olarak düzenlenecek.

SETEM ve Koruncuk Vakfı’ndan Liselerarası Kısa Film ve Senaryo Yarışması Etkinlikleri yazısına devam et

John Wick: Chapter 2

David Leitch ile Chad Stahelski’nin yönettiği ve Keanu Reeves, Laurance Fishburne, Bridget Moynahan ile Ruby Rose’un oynadığı John Wick: Chapter 2, 10 Şubat 2017’de Chantier Films dağıtımıyla Chantier Films tarafından vizyona çıkarıldı.
İlk filmde intikam aleviyle yanıp tutuşan John Wick, emekli olmuş ve tetikçilikten uzak ve huzurlu bir hayat kurmuştur. Fakat karanlıklar arkasında işlerini yürüten suikastçı birliğinin tehdit altında olmasıyla John Wick emeklilikten geri dönmek zorunda kalır ve bir anda dünyanın sayılı tetikçilerini karşısında bulur. Kadroya yeni eklenen ünlü isimler ile John Wick’in intikamı büyüyor ve artık o çok daha sert çalışıyor.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Web Sitesi
  • Fragman: 1 / 2 / 3
  • IMDb

John Wick: Chapter 2 yazısına devam et

Tereddüt’ün Galasına Sinema Dünyasından Büyük İlgi

Yeşim Ustaoğlu’nun yönettiği Tereddüt’ün galası dün gece Levent Cinemaximum Kanyon Sineması’nda yapıldı. If İstanbul Bağımsız Filmler Festivali’nin düzenlediği geceye, Yeşim Ustaoğlu ve filmin oyuncuları Ecem Uzun, Funda Eryiğit, Mehmet Kurtuluş’un yanı sıra Vildan Atasever, Tolga Karaçelik, Nesrin Cavadzade, Özge Özpirinçci, Selin Şekerci, Serdar Orçin, Pelin Esmer, Selen Uçer, Çiçek Kahraman, Can Kılcıoğlu, Elfe Uluç, Yiğit Özşener gibi sinema dünyasından pek çok isim katıldı.

Ecem Uzun – Mehmet Kurtuluş – Funda Eryiğit

Mehmet Kurtuluş

Mehmet Kurtuluş – Ecem Uzun – Yeşim Ustaoğlu – Funda Eryiğit

Nesrin Cavadzade / Özge Özpirinççi – Selin Şekerci

Selen Uçer / Serra Ciliv – Yeşim Ustaoğlu

Tolga Karaçelik

Vildan Atasever

Yeşim Ustaoğlu

22. Gezici Festival Üç Kent Dolaşarak Sona Erdi

Ankara Sinema Derneği’nin düzenlediği Gezici Festival, 22. yolculuğunu tamamladı. Festival, Ankara, Eskişehir ve Kastamonu’da dolu salonlara oynayarak bir yılı daha geride bıraktı. Festivalin klasikleşen bölümleri yanında 22. yıl özel bölümleri ise, Sinemanın Altın Çağı / Reha Erdem Seçkisi, Kiarostami: Yarım Kalan Sözler, Sükût Altındır: Buster Keaton, Yeşilçam’dan Youtube’a Erkeklik Halleri: Zeyno Pekünlü ve Osmanlı’dan Manzaralar II olarak festival izleyicisiyle buluştu.

22. Gezici Festival Üç Kent Dolaşarak Sona Erdi yazısına devam et

Sinemacılık ve Filmcilik Yararına Bağımsız İletişim Platformu