Kategori arşivi: Haberler

Cinemascope Dergisi Şubat Sayısı Çıktı

Aylık sinema dergisi Cinemascope’un Şubat sayısı çıktı. Cinemascope ailesine geçen ay katılan Agâh Özgüç’ün yazısı Hatice mi, Netice mi? yine çok ses getirecek. Türk Sinemasını Belgeleyenler köşesi, sinema sektörünün önde gelen sinema yazarlarından Burçak Evren’i konuk ediyor. Sinepolitik köşesinde Elveda Lenin (Good bye Lenin) filmi, Uzakdoğu – Yakın Plân bölümünde Elveda Sinema, Yükselen Değerler’de Greg Mclean, Taraf’ta yönetmen olarak Mel Gibson, Soundtrack köşesinde ise Son Umut ve Karşı Pencere film müzikleri masaya yatırılıyor. Kamera Arkası bölümünde Polis ve Apokalipto inceleniyor.

  • Basın Bülteni
  • Yüksek çözünürlüklü kapak fotoğrafına haberin devamından üzerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Cinemascope Dergisi Şubat Sayısı Çıktı yazısına devam et
  • Total Film Dergisi Şimdi Türkiye’de

    Sinemaseverler Şubat ayında yeni bir aylık sinema dergisi ile daha tanışıyor. Total Film Dergisi’nin Şubat sayısında Cehennem Çiçeği vizyondan önce Total Film’de, Scarlett Johansson’dan Nicolas Cage’e, Clint Eastwood’dan Robert De Niro’ya Hollywood haberleri, 25 maddede yeni Türk Sineması, Halûk Bilginer’in son filmi Polis gibi başlıklı haberler yer alıyor. Dergi ilk sayısında Oscar’lı film Çarpışma’nın (Crash) DVD.sini ve Osman Sınav’ın yönettiği Pars: Kiraz Operasyonu’nun afişini okurlarına hediye ediyor.
    Total Film Dergisi Şimdi Türkiye’de yazısına devam et

    En Heyecanlı Yeri, Yılın En İyilerini Seçiyor

    Sky Türk Televizyonunun beğenilen sinema programı En Heyecanlı Yeri, 4. kez izleyici oylarıyla Yılın En İyilerini seçiyor. Sinemaseverlerden oyuncu, yönetmen ve film adaylarını belirlemeleri isteniyor. Beş haftadır devam eden oylamanın neticelenmesine üç gün kaldı. Sonuçlar bu haftasonu En Heyecanlı Yeri’nde izlenebilecek. Oy vermek için [email protected] adresine e-posta gönderebilir veya http://www.enheyecanliyeri.com adresine tıklayabilirsiniz.

    Yarıyıl Tatili Galibi, Son Osmanlı: Yandım Ali Oldu

    29 Ocak Cuma günü tatilin başlamasıyla sinemalara koşanlar en çok Son Osmanlı: Yandım Ali filmini tercih etti. 144.081 kişi ile en çok izlenen film olan Son Osmanlı: Yandım Ali, 10 günde 444.060 kişi tarafından izlendi. Maskeli Beşler Irak ise 17 günde 858.540 kişiye ulaştı. Suat Yalaz’ın çizgi roman eserinin kahramanı Yandım Ali, Özen Film – Mehmet Soyarslan yapımcılığında, Mustafa Şevki Doğan’ın yönetiminde beyazperdeye aktarıldı. Filmde Yandım Ali’yi Kenan İmirzalıoğlu canlandırıyor.

  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Mesut Kara’nın “Yeşilçam Hatırası” Adlı Kitabı Çıktı

    Mesut Kara’nın Yeşilçam Hatırası adlı kitabı PMP yayıncılık tarafından yayınlandı. Mesut Kara, onaltı yıldır Türk Sineması üzerine araştırmalar yapıyor, yazılar yazıyor, belgeseller hazırlıyor. Çeşitli televizyonlara sinema programları yapan Kara’nın ayrıca Artizler Kahvesi ve Yeşilçam’da Unutulmayan Yüzler adlı kitapları; Işıyarak Yok Olan Aktör Erkan Yücel Şimdi Geçti Buradan, Bu Genç Kız Artist Olmak İstiyordu ve Bereketli Toprakların Sinemacıları gibi belgeselleri de var.

  • Yüksek çözünürlüklü kapak fotoğrafına haberin devamından üzerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Mesut Kara’nın “Yeşilçam Hatırası” Adlı Kitabı Çıktı yazısına devam et
  • Taksi 4 Geliyor

    Fransa’da 23 milyon dolar, dünya da ise 200 milyon doların üstünde gişe hasılatı elde eden Taksi serisi, Taksi 4 ile geri dönüyor. Taksi serisinin elde ettiği bu başarı Hollywood yapımcıların da gözünden kaçmadı ve 2004 yılında New York Taksi’yi yarattılar. Taksi 4 ise yeniden Avrupa’ya, doğduğu toprak Fransa’ya geri dönüyor. Filmin yönetmenliğini Taksi 2 ve Taksi 3’ün yönetmeni Gerard Krawczyk yapıyor, bu filmde yine başrol oyuncuları değişmiyor: Sami Naceri ve Frederic Diefenthal.

  • Basın Bülteni
  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Söz ve Müzik Filminin Pop Video Klip Fragmanı Online Yayınlanmaya Başlandı

    Başrollerini Hugh Grant ve Drew Barrymore’un paylaştığı Söz ve Müzik (Music and Lyrics) adlı romantik komedide yer almakta olan Pop adlı video klip online olarak yayınlanmaya başladı. Filmde 80’lerden kalma bir grup üyesi olarak karşımıza çıkan Hugh Grant, klipte grubuyla birlikte Pop adlı şarkıyı söylüyor. Bu fragmana yer vermek isteyen web siteleri basın bülteninde belirtilen linkler üzerinden yayın yapabiliyor.

  • Basın Bülteni
  • Video klibi izlemek için tıklayınız.
  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • sadibey.com TRT Radyo 1’de

    TRT Radyo 1′in editörümüz Sadi Çilingir ile yaptığı sohbet 17 Ocak Çarşamba günü yayınlandı. Sohbette sadibey.com’un oluşum süreci, amacı ve kendine has özelliklerinden bahsedildi. Sinema basınının sitemizden yararlandığı duyumunu almak bizleri motive ediyor, çalışma şevkimizi arttırıyor. Büyük Atatürk’ün Sinemaya lâyık olduğu ehemmiyeti vermeliyiz sözü doğrultusunda sadibey.com, sinemaya hizmetini aksatmadan sürdürecek.

  • Sohbetin 1. bölümünü dinlemek için tıklayınız.
  • Sohbetin 2. bölümünü dinlemek için tıklayınız.
  • Ömer Faruk Sorak’tan Yönetmenlik, Derviş Zaim’den Senaryo Dersleri

    Digital Film Academy 3. Dönem film yapımı eğitimi 12 Şubat’ta başlıyor. Vizontele’nin yönetmeni Ömer Faruk Sorak Digital Film Academy’de yönetmenlik dersleri verecek. Yönetmen, 3. dönem Digital Film Making eğitim programı çerçevesinde aynı zamanda sahibi olduğu Böcek Yapım bünyesindeki bazı projelerin yapım aşamalarında DFA öğrencilerine görevler vererek tecrübe kazanmalarına destek olacak. 3. Dönem Film Yapımı Eğitim Programının Eğitmenleri: Derviş Zaim (Senaryo), Ömer Faruk Sorak (Yönetmenlik), Yonca Ertürk (Prodüksiyon), Aşkın Sağıroğlu (Kamera & Işık), Levent İntepe (Ses Kayıt), Ulaş Cihan Şimşek (Kurgu), Ender Akay (ProTools), Orçun Üresinler (DVDStudioPro).

  • Web Sitesi
  • Yazı Tura, Würzburg’da Seyirci Ödülü İçin Yarışıyor

    Almanya’nın Würzburg kentinde bu yıl 33. sü düzenlenen Uluslararası Würzburg Film Haftasonu’nda Uğur Yücel’in Yazı Tura adlı filmi seyirci ödülü yarışmasına seçildi. Türkiye / Almanya Film Festivali yönetimi tarafından Würzburg Festivali’ne önerilmiş filmler arasından seçilen Yazı Tura’nın gösterimi 27 Ocak CinemaxX2 salonunda saat 19:15’de gerçekleşecek. Ödül töreni ise 28 Ocak Pazar günü yapılacak. Uğur Yücel, Türkiye / Almanya Film Festivali’nin yönetmeni Ayten Akyıldız’la birlikte festivalin gerçekleşeceği Würzburg kentine gitti.

  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Pan’ın Labirenti, 6 Dalda Oscar Adayı

    Hellboy, Blade 2, Mimic ve Devil’s Backbone filmlerinin usta yönetmeni Guilermo Del Toro’nun başyapıt niteliğindeki filmi Pan’ın Labirenti (Pan’s Labyrinth), 6 dalda Oscar’a aday oldu. Ülkemizde bahar aylarında vizyona girecek olan Pan’ın Labirenti’nin adaylıkları şöyle: En İyi Yabancı Film, En İyi Orijinal Senaryo, En İyi Görüntü Yönetimi, En İyi Sanat Yönetimi, En İyi Müzik, En İyi Makyaj.

    Oscar Adayı Filmler, 26. Uluslararası İstanbul Film Festivali’nde

    İstanbul Kültür Sanat Vakfı tarafından AKBANK sponsorluğunda 31 Mart – 15 Nisan tarihleri arasında gerçekleşecek 26. Uluslararası İstanbul Film Festivali programında Oscar adayı 6 film yer alıyor. Festival programında yer alan bu 6 film, dün yapılan açıklamayla 79. Oscar Ödülleri’nde 10 farklı kategoride 14 kez aday gösterildi. Festivalde gösterilecek Oscar adayı filmler şunlar: Little Miss Sunshine (Jonathan Dayton, Valerie Faris), After the Wedding (Susanne Bier), Indigènes / Days of Glory (Rachid Bouchareb), Pan’s Labyrinth (Guillermo del Toro), The Good German (Steven Soderbergh), Marie Antoinette (Sofia Coppola)

  • Basın Bülteni
  • Festival hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Başkalarının Hayatı – Lives of Others

    Başkalarının hayatı bizi neden bu kadar çok ilgilendirir?

    Biri bizim hayatımızla ilgilensin istediğimiz için mi acaba?

    Peki ya işin içine politika ve gizli örgütler karışırsa?

    Film makinesi, film makarasını ileriye doğru sararken, bizim hafızalarımızdaki anılar geriye sarmaya başlar. 12 yıl önceye gideriz. 1984 yılına…

    Doğu Berlin. Kısaca GDR adıyla bilinen eski Demokratik Almanya Cumhuriyeti, iktidarını acımasız bir kontrol ve gözetleme sistemiyle sürdürmekte. Birilerinin çıkarları ancak diğerlerinin engellenmesiyle mümkündür çünkü. İşte bu noktada sahneye baskı çıkar. Stasi adlı gizli polis servisi için binlerce muhbir çalışmaktadır. Onların yaptığı ihbarlar sonucunda, 17 milyon nüfuslu ülkede 200 bin kişi fişlenmiştir artık.

    Hükümetin amacı, insanın bireyselliği kökünden kurutmaktır. Bu da başkalarının hayatları hakkında her şeyi bilmekten geçer. Böylece başkaları olarak adlandırılanlar, gözaltına alınacak, sorgulanacak, sürekli izlenip gözetlenecektir. İnsan değil, düşmanlık duyulan objelerdir artık onlar. Özellikle de ortaya çıkardıkları eserlerle bastırılmış duygu ve düşüncelerini dışa vuran sanatçılar. Çünkü onlar en tehlikelileridir. Bir yazı, sahneye konan bir oyun, bir fotoğraf, bir resim, bir film, zaten baskı altında olan halkı galeyana getirebilir. O yüzden sanatçılar suya sabuna dokunmayan eserler yaratmalıdır. İtirazı olan varsa ya da çizgiyi aşan, derhal önü kesilmelidir. Tıpkı yedi yıldır hükümetin gayrı resmi kara listesinde olan tiyatro yönetmeni Albert Jerska gibi.

    Jerska’nın yakın dostu, ünlü oyun yazarı Georg Dreyman’a gelince, olup bitenler onu üzse de, tüm bunlar karşısında sessiz kalmayı seçmiştir. Ortaya koyduğu eserlerle henüz hükümet çıkarlarına zarar vermemiş olsa da, potansiyel suçludur. Bakan Bruno Hempf onun araştırılmasını ister. Bir sanatçının ne zaman ne yapacağını kestirmek zordur elbette! Ama bakan Hempf’in Dreyman’la bu kadar ilgilenmesinin bir başka sebebi de, yazarın aktris kız arkadaşı Christa – Maria’nın güzelliğinden çok etkilenmesidir.

    Bakanın emri üzerine, Devlet Güvenlik Kültür Departmanı başkanı Yarbay Anton Grubitz, Stasi polisi Gerd Wiesler’ı ünlü oyun yazarı Georg Dreyman’la ilgili kanıt toplamakla görevlendirir. Kendi parlak politik geleceğinin peşinde olan Grubitz’in bu iş için Wiesler’i seçmesinin nedeni, onun işine aşırı bağlılığı ve uzman bir sorgu yargıcı olmasıdır. Operasyonda, insanların tek tek izlenmesini içeren ve Etkin Prosedür adıyla bilinen yakın izleme prosedürü kullanılacaktır. Wiesler, bu amaçla Dreyman’ın yaşadığı apartmanın çatı katına karargâh kurar. Yazarın evinin her yanı gizli dinleme cihazlarıyla doludur artık. Weisler’ın ilk gözlemleri, ülkedeki birçok sanatçının tersine, Dreyman’ın GDR’ye karşı herhangi bir saygısızlık belirtisi göstermediği yolundadır. Hâttâ öyle sıradan ve huzurludur ki ev, Wiesler, Dreyman ve sevgilisi Christa – Maria ile tek taraflı da olsa, ortak bir hayat yaşamaya başlar. Öyle ki, Christa – Maria’nın bakan Hempf tarafından cinsel ilişkiye zorlandığını bile, sevgilisi Dreyman’dan önce öğrenir.

    Christa – Maria zayıf bir kadındır. Kendi değerinin farkında değildir. Sanatını kaybedecek olmanın korkusu, insani değerlerinin önüne geçer. Bir daha sahneye çıkamamak onun için ölümle eşdeğerdir. Sevgilisinin zorla da olsa yaşadığı ilişkiyi keşfetmesi ve sevgili dostu Jerska’nın intiharı, Dreyman’da, o ana kadar uyuyan bir noktaya dokunur. Ünlü yazar, artık tüm bunlar karşısında sessiz kalamayacağının farkındadır. Bir şeyler yapması, Doğu Almanya’daki yaşam koşulları hakkında dış dünyayı alarma geçirmesi gerekmektedir. Bu amaçla, Batı Alman dergisi Der Spiegel’de bir yazı yayınlatmak için harekete geçer.

    Dreyman’ın tüm faaliyetlerini gözetlemekte olan Wiesler, sonunda onu mahvetmek için ihtiyaç duyduğu bilgiye ulaşmıştır. Ama bir sorun vardır: Wiesler için de hiçbir şey eskisi gibi değildir. Bir şekilde yalnızlığına son veren bu insanlar, onun için sıradan suçlular değildir artık. Onları tanımış, yakın hissetmiş, hâttâ onlara bağlanmıştır. Sevgi ve sanat dolu o evden ona ulaşan sesler sayesinde, kendi yaşamını ve işini sorgulamaya başlar.

    Filmin yönetmeni Florian Henckel von Donnersmarck’a göre, bu filmdeki her karakter, gündelik hayatımızda yüz yüze olduğumuz soruları sorar: İktidar ve ideoloji gibi kavramlarla ilişkimiz nasıl olmalıdır? Prensiplerimizi veya duygularımızı izleyebiliyor muyuz? Her şeyden önemlisi, ‘Başkalarının Hayatı’ ne kadar yanlış yollara girmiş olursa olsun insanoğlunun doğruyu yapma yeteneği üzerine bir hümanist dramadır.

    Yönetmenin film için yaptığı araştırmalar dört yıl sürmüş. Bu süre zarfında, bazı mekânların duyguları depolayabildiğine olan inancından, geçmişin ruhunu hâlâ hissedebileceği birçok yere gitmiş. Bu prodüksiyonun bir başka özelliği de, eski Stasi karargâhının orijinal dosya arşivlerinde çekim yapılmasına izin verilen ilk ve tek film olması.

    Tarihi konularda uzmanlara danışılmış. Mümkün olduğunca farklı bakış açıları almaya ve birbirine karşıt öyküler dinlemeye özen göstermiş yönetmen. En çok işine yarayan da, beraber çalıştığı aktörlerin ve teknik ekibin çoğunun Doğu’dan gelmesi olmuş. Böylece onlar da filme kendi kişisel deneyim ve bakış açılarını getirmişler. Örneğin filmde Yüzbaşı Gerd Wiesler’i oynayan Ulrich Muhe, gerçek hayatta Stasi kurbanları arasında yer almış. Üstelik sonradan öğrendiğine göre, o yıllardaki karısı tarafından ihbar edilmiş. Stasi görevlileri ile düzenli olarak buluşan kadının, Almanya’nın en iyi aktörlerinden birisi olan eşi Muhe ve diğer aktörler hakkında topladığı bilgileri Stasi’ye verdiği ortaya çıkmış. Gerçek hayatta Ulrich Muhe’nin başına gelenlerin, filmde Dreyman’ın başına gelmesi bir tesadüf değil yani. Yönetmen Florian Henckel von Donnersmarck, Yüzbaşı Gerd Wiesler karakterini nasıl yarattığını ise şöyle anlatıyor:

    Film okulundayken gördüğüm ve hiç unutamadığım bir görüntü vardı. Bomboş bir odada oturan bir adamın yakın plân görüntüsüydü bu… Kulaklıklar takmış olan bu adam aslında dinlemek istemediği halde güzel bir müzik dinliyordu. O adam rüyalarımda hiç peşimi bırakmadı ve yıllar içinde gelişerek Yüzbaşı Gerd Wiesler’e dönüştü.

    İhanet, başkaldırı, aşk, korku, dayanışma, cesaret, minnet duygusu… Karanlıktan aydınlığa, çaresizlikten umuda uzanan bir yolculuk… Başkalarının Yaşamları: Lives of Others…

    (31 Ocak 2007)

    Gülay Oktar Ural