Kanunsuzluğun Kanun Olduğu Yıllar

Western türünü yenileyen ‘Kanlı Teklif / The Proposition’ filmiyle hayranlığımızı kazanan Avustralyalı yönetmen John Hillcoat’un 2012 Cannes Film Şenliği yarışmalı bölümünde yer almış son filmi ‘Kanunsuzlar / Lawless’, türün ilgiye değer bir yeni örneği.

Hillcoat’un 2005 yapımı ‘Kanlı Teklif’i İngiliz yönetimi altındaki 19.yüzyıl sonları Avustralya’sının çorak ve zalim topraklarında geçen şiddet yüklü bir tragedyadır. Kendisi gibi Avustralyalı olan çok yönlü sanatçı (rock müzisyeni, besteci, roman yazarı, oyuncu) Nick Cave’in George Borrow alıntılı şiirsel senaryosu, Fransız Benoit Delhomme’un mükemmel görüntü çalışmasıyla yakın yılların en iyi western çalışmalarından birisidir.

Hillcoat son filminde yine aynı ekiple çalışmış. Cave’in senaryosu bu kez gerçek bir hikâyeye dayanıyor. Mekân bu defa ABD toprakları. 1931 yılındayız ve içki yasağı yasası çıkalı on yılı geçmiş olduğu halde, yasa ABD’nin birçok bölgesinde işlememektedir. Öykümüzün geçtiği Virginia’nın Franklin kasabasında istisnasız herkes kaçak içki işindedir. Yörenin en ‘ıslak’ kasabası olarak anılan Franklin’de hemen her şeyden kaçak viski yapılır. Turp, balkabağı, böğürtlen, mısır unu hatta kına kına ağacının bitkisinden bile. Tepelerde yanan kazanlarda viskinin her çeşidi imâl edilir ve bunlar kamyon sevkiyatıyla Chicago’ya ve yakın şehir merkezlerine gönderilir. Şehirlerde ise adı efsaneye çıkmış Al Capone, Tommy Maloy ya da çılgın köpek Floyd Banner gibi gangsterlerce dağıtımı yapılır. Yasa uygulayıcısı kanun adamları da işin içindedir. Avantalarını alır görmezden gelirler, gangster takımı kendi yasalarını uygular. Kısacası kanunsuzluğun kanun olduğu yıllardır bunlar.

Franklin kasabasında da işler bu minval üzerinde yürümektedir. Ta ki eyalet baş savcı yardımcısı Charlie Rakes kasabadaki kaçak viski imalâtından savcılık haracı isteyinceye kadar. Şerifin ‘birşeylerin düzgün gitmesi için çarkı yağlamak gerekir’ şeklindeki uyarısı doğrultusunda kasabalılar bu isteğe çaresiz boyun eğer. Aile geleneğini sürdüren kasabanın eskilerinden Bondurant kardeşler dışında. Onlar kimseye boyun eğmezler. Onları kimsenin, hiçbir şeyin öldüremeyeceğine dair türemiş anlı şanlı efsaneleri vardır. Birinci Dünya Savaşı’nda en büyük kardeş Howard’ın taburu denize uçup yokolurken bir tek o sağ kurtulmuştur. Aynı yıl İspanyol gribi tüm kasabayı vurduğunda, hastalığın bulaştığı ortanca kardeş Forrest’e hiçbir şey olmamıştır. Bizim Keşanlı Ali’ninkine benzer bu efsaneye kasaba halkı denli kendileri de inanmışlardır. Otoriteye karşı duruşları da bundandır. Bundan sonrası ise Bondurant kardeşlerin kanunsuz kanun adamlarıyla mücadelesi üzerinden gelişecektir. John Hillcoat’un son filmi, zaman mekân birliği kuralına uygun önceki tragedyası ‘Kanlı Teklif’ ayarında olmasa da ilgiyle izlenen bir çalışma. Değişmez görüntü yönetmeni Delhomme bu kez Virginia kırsalından olağanüstü görüntüler yakalamış. ‘Kanlı Teklif’in vicdan sahibi haydudu Guy Pearce ise bu defa, dağ çocuklarına haddini bildirmeye kararlı sadist savcı yardımcısında döktürüyor.

(11 Ocak 2013)

Ferhan Baran

[email protected]