Rotary Örsçelik Balkan Kısa Film Yarışması 2025

Rotary Örsçelik Balkan Kısa Film Yarışması’nın 2025 yılı konusu, Barış ve Vefa olarak belirlendi. Günümüzde barışa olan ihtiyaç her günden fazla artmış bulunuyor. Festival konusu belirlenirken çıkarlar için her türlü ahlaki değerin çürütüldüğü insani ilişkilere de vurgu yapılması düşünüldü. Amaç, “Barış ve Vefa” kavramlarına dikkat çekmek ve değerler düzeyinde sanatsal bir etkinlik yoluyla farkındalıkları arttırmak olarak belirlendi. Ödül ve gala töreninin 09 Nisan 2025 tarihinde gerçekleştirilecek olan kısa film yarışmasına son film gönderim tarihi 28 Şubat 2025 olarak belirlendi. Katılım koşulları ve başvuru formu yarışmanın resmi web sitesinden indirilebiliyor.

Rotary Örsçelik Balkan Kısa Film Yarışması 2025 yazısına devam et

Zamanın Köşeleri Yoktur… Mutfak

Arnold Wesker’in 1957 tarihli tiyatro oyunu The Kitchen’dan 1961 yılında filme uyarlanan, şimdi de New York’ta, dünyanın merkezi denilen Times Meydanındaki bir lokantayı göçmenlikle buluşturarak anlatan Mutfak (La Cocina), aradan geçen onca yıla ve farklı ülkelere rağmen hiçbir şeyin değişmediğinin, aslına bakarsanız da yaşamın özeti. Alonso Ruizpalacios’un senaryosunu yazıp yönettiği film, alttakiler ve üsttekiler öyküsü aynı zamanda.

Göç, sadece bizim değil bütün dünyanın en önemli olgusu; insanlar sosyal, siyasal, ekonomik, ekolojik, kültürel, kuraklık, savaş ve daha birçok nedenle bir yerden bir yere göçüyor. Buradaki insan oraya, oradaki bir başka yere, farklı bir yerdeki buraya, müthiş bir hareketlilik var. Bu insanlar yaşamlarını sürdürmek için çalışmak zorundalar. Birileri onlara iş veriyor; tabi onların rahat ve huzurlu yaşaması için değil, daha çok sömürmek için.

Amerika’ya (Türklerin göçtüğü yansımıştı belgelere ama) en çok Meksikalılar göçüyor; hem yakın olması, hem de geçmişten gelenler nedeniyle… yasa dışı göçmenler en çok da kapalı alanlarda, kimseyle karşılaşmayacakları işlerde çalışıyorlar, mesela mutfakta. Dünyanın merkezinde de olsa, en albenili bir lokantada müşteriler yemek yerken mutfakta farklı bir yaşam var.

Estela (Anna Diaz) da onlardan biri ve hiç tanımadığı köylüsü Pedro’yu (Raúl Briones) buluyor. Pedro, doğal olarak kaçak çalışan, ama eline tez olduğu için şef tarafından tutulan bir aşçı ve beyaz bir garsona âşık. Pedro’dan hamile kalan garson Julia (Rooney Mara) kürtaj yaptırarak bir yükten kurtulmak, Pedro ise doğurmasını isteyerek anne babasına “gücünü” ispat etmek istemektedir.

Hayat dışarıda nasılsa…

Dünyanın dört bir köşesinden çıkıp yaşam kurmaya gelmiş insanların buluştuğu mutfak, bir birleşmiş milletler örgütü de aynı zamanda. Herkesin kendince derdi, sıkıntısı var, herkesin bir umudu, bir heyecanı, hayali var, gerçekleşebilmesi mümkün olmayacak olsa da… Müşterilerin siparişleri, yetişen yetişemeyen yemekler, karışan içecekler, beğenilen / beğenilmeyip iade edilenler… inanılmaz bir koşuşturmaca var mutfakta. Bulunmayan tek şey sanırım temizlik. Pedro sevgilisine hazırladığı yemek dışında neredeyse hiç elini yıkamıyor. Zaten o hızlılığı içinde

kimsenin derdi değil temizlik veya hijyen; müşteriler memnun yediklerinden. Birbirlerinin dillerini bilmeseler de kolayca anlaşıyor mutfak çalışanları; küfürle, erotik şakalarla, arada laf sokmalarla… Hepsi kendince yaşıyor, kimseye yardımcı olmak dertleri değil Max (Spenser Granese) dışında. Patron Raşit (Oded Fehr), kaybolan 800 küsur Dolar peşinde, çalışanları oturma izni alacağı umuduyla kandırıyor. Şef (Lee Sellars) ise işler yürüsün de kim ne derse desinci… Aşçılar, yamaklar, garsonlar, müşteriler ve hızla akan zamanla koşuşturuyor sadece.

Herkesin dünyası kendine…

Times Meydanı pırıl pırıl, kalabalık, hareketli ama onun altında bir yaşam savaşı veriliyor. Alttakiler – üsttekiler farklı dünyalarda, farklı beklentiler içinde… Siyah beyaz (arada renk var, Steven Spielber’in Schindler’in Listesi’ni hatırlatan) çok yakışmış, aradaki tezatlığı yansıtması açısından… Bir trajedi aslında Mutfak, ama

komiklikler de var (belki de güleriz ağlanacak halimize)… Sahne tasarımı (özellikle meşrubat makinesinin bozukluğu nedeniyle neredeyse göle dönen mutfak) gerçekten başarılı. Kesiksiz dakikalarca süren görüntü muhteşem. Müziğin de katkısını unutmamak gerekir. Oyuncuları söylemeye gerek yok onlar da çok iyi.

Bugünkü neoliberal dünyanın neogerçekçi yansımasını izleyeceksiniz.

29 Kasım’dan başlayarak gösterimde…

(24 Kasım 2024)

Korkut Akın

[email protected]

İzmir’in 25 Yıllık Kısa Film Maratonu Sona Erdi

İzmir Kısa Film Festivali, görkemli ödül töreni ile son buldu. Festivalde 4 farklı yarışmalı bölümde toplam 16 ödül dağıtıldı. Festivalin proje geliştirme platformu olan İzmir Film Lab bölümünde ise birçok proje sektörün önde gelen firmaları tarafından desteklendi. Fransız Kültür Merkezi, Çatı Bostanlı, Karaca Sineması ve Buca Belediyesi Tarık Akan Gençlik Merkezi salonlarında yapılan gösterimler ile 10 bine yakın sinemasever kısa filmler ve yönetmenleri ile buluşmuş oldular.

İzmir’in 25 Yıllık Kısa Film Maratonu Sona Erdi yazısına devam et

Fahrinayt, 29 Kasım’da Sinemalarda

Bilal Çatalçekiç’in hem yönetmenliğini hem de başrolünü üstlendiği komedi filmi Fahrinayt, 29 Kasım 2024 Cuma günü StageOrg dağıtımı ile sinemalarımızda seyirciyle buluşacak. Sakarlık üstüne sakarlık yapmakta olan Fahri’nin başına açtığı işler, izleyenleri çok güldürecek. Senaryosunu Mehmet Emin Yıldırım’ın yazdığı ve ve aynı zamanda Mey Film Film Prodüksiyon ile yapımcılığını da üstlendiği filmin oyuncu kadrosunda Bilal Çatalçekiç’in yanı sıra Çetin Altay, Melissa Özge Yıldırımer, Açelya Elmas, Dost Elver, Burak Alkaş, Birgül Ulusoy, Cem Cücenoğlu, Mansur Ark, Ferdi Akarnur ve Mertkan Arat gibi tanınan ve sevilen oyuncular yer alıyor.