Dijital Esaret ile Squid Game Benzerliğine Birol Güven’den Cevap: Squid Game’in Bizden Esinlenmiş Olması Daha Mümkün

Cuma günü vizyona giren Dijital Esaret’in Squid Game’e olan benzerliği ve filmde ondan esinlenildiği şeklinde sosyal medyada yapılan yorumlara senarist Birol Güven cevap verdi. Güven yaptığı açıklamada: “Dijital Esaret’in Squid Game’den esinlenmesi mümkün değil. Senaryosunu 2017 yılında yazdım. 2018 yılında çektik. 2019 – 2020 yılında vizyona girmeyi planlıyorduk ama pandemi nedeniyle giremedik. Biliyorsunuz Rasim Öztekin’i bir yıl önce kaybettik. Onu kaybettiğimizde bile Squid Game yayınlanmamıştı. Yani o diziyi seyredip bu filmi yapmış olmamız kronolojik olarak mümkün değil. Onların bizden esinlenmiş olması daha mümkün görünüyor.” dedi.

Ferhan Baran Yazıyor: Ve Hayal Gemisi Yol Alırken

Yaklaşık 10 yıl kadar önce If Bağımsız Filmler Festivali’nde izlenen ‘Tuhaf bir Kedicik / Das Merkwürdige Kätzchen’ ile ilgi alanımıza giren Roman ve Silvan Zürcher kardeşler, uzun bir aradan sonra ikinci filmleri ‘Örümcek ve Kız / Das Mädchen und die Spinne’ ile sinemalarımıza konuk oluyor. Berlin’de yaşayan İsviçreli ikiz sinemacılar ilk filmlerinde kamerayı, Cumartesi akşamı yemeği için aile bireylerinin akın ettiği bir evin mutfağına … Devamı… »

Ferhan Baran Yazıyor: Bırak Güneş İçeri Girsin

Kısa animasyon filmleriyle büyük ses getirmiş Michaela Pavlátová’nın ilk uzun metraj denemesi ‘Benim Güneşli Maad’ım / My Sunny Maad’, Çekyalı Herra’nın üniversitede tanıştığı ve ilk görüşte aşık olduğu Afgan ekonomi öğrencisi Nazir ile evlenerek kocasının aile ocağına yerleşmesini anlatıyor. Bir Afgan evinin penceresinden açılan film, farklı bir kültür ve gelenekler silsilesi içinde yeni hayatına uyum sağlamaya çalışan sevecen bir … Devamı… »

8. Balkan Panorama Film Festivali Muhteşem Kapanış Töreniyle Sarı Şemsiye Ödüllerini Bu Yılki Sahipleriyle Buluşturdu

İzmir – Buca’da 21 – 27 Mayıs 2022 tarihleri arasında gerçekleştirilen 8. Balkan Panorama Film Festivali dün akşam Buca Belediyesi Kültür ve Sanat Merkezi’nde yapılan ödül ve kapanış töreniyle sona erdi. 9 Balkan ülkesinden seçkin filmlerin gösterildiği festival kapsamında yapılan Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması’nda En İyi Film Ödülünü, yönetmenliğini Ferit Karahan’ın yaptığı Okul Tıraşı adlı film aldı. Aynı filmin genç oyuncusu Samet Yıldız ise En İyi Erkek Oyuncu Ödülüne layık görülürken festivalin En İyi Kadın Oyuncu Ödülü değerli oyuncu Emel Göksu’ya takdim edildi.

8. Balkan Panorama Film Festivali Muhteşem Kapanış Töreniyle Sarı Şemsiye Ödüllerini Bu Yılki Sahipleriyle Buluşturdu yazısına devam et

Gün Işığı Umudu ile Gecenin İçinden Geçenler

Panah Panahi’nin yönetmenliğini yaptığı ‘Yola Devam / Jaddeh Khaki’ bir yol hikâyesini konu alıyor. Feleğin çemberinden geçen bir çekirdek aile kendi aralarındaki ilişkiler gibi engebeli kırsalda yolculuk etmektedir. 6 yaşındaki küçük kardeş tüm saflığı ile arabanın içinde cıvıldarken, anne baba ve 20 yaşlarındaki büyük oğul temkinli suskunluklarını sürdürür. Küçük çocuğun yanında havadan sudan konuşulur ama dert büyüktür. Araba İran’ın kuzeybatısındaki Türkiye sınırına doğru yol alırken ailenin sırrı yavaş yavaş ortaya çıkmaya başlar.

Yönetmenin soyadından Cafer Panahi’nin akrabası olduğunu düşündüğünüzde yanılmadınız. Geçtiğimiz yıl Cannes’da dünya prömiyerini yapmış filmin yaratıcısı İranlı ustanın 38 yaşındaki oğlu. Rejim tarafından ev hapsine mahkum edilen, yurt dışına çıkması yasaklanan Cafer Panahi’nin sabit planlar üzerinden ilerleyen daha ciddi görünümlü sinemasından farklı olarak hayatı kederi ve coşkusuyla kucaklayan bir filme imza atmış genç Panahi. Oğullarının kanun dışı yollardan ülke dışına çıkabilmesi için varını yoğunu gözden çıkarmış ailenin bireyleri, hüzün ve mizahın birbirini dengelediği bir yolculukta yaşama tutunuyor. Sosyoloji okumuş büyük oğlan Ferit ise düşünceli. Gün Işığı umudu ile gecenin içinden geçen, Panah’ın içinde olduğu genç kuşaklar daha iyi bir ülke ve daha iyi bir hayat için mücadele etmiş ve ellerinde yalnızca hayal kırıklığı kalmıştır. Oğul Ferit de bir çok arkadaşı gibi ülkesinin mevcut durumundan ümitsiz geleceğini yabancı diyarlarda kurma arzusundadır. Geride bıraktığı ailesi veda vakti gelmiş olsa da ayrılık hüznünü içlerine atıp yaşamaya devam edeceklerdir. Yolculuk sırasında Schubert’in hüzünlü andantinosuna (la majör 20. No’lu piyano sonatı, ikinci bölüm) Farsi popüler ezgiler karışır. Araba içinde İslam Devrimi öncesinin şen şakrak popüler şarkıları ile dans edilir, kaybın acısı yaşam enerjisi ile giderilmeye çalışılır.

‘Yola Devam’ küçük boyutu içinde kalplere gönüllere seslenen bir büyük film. İran sinema geleneğinin, genç Panahi’nin ustası Kiarostami’nin ve de onların izini sürmüş Nuri Bilge Ceylan külliyatının etkisini hissedebiliyorsunuz filmde. Oğul Panahi’nin Ceylan’ın ‘Kış Uykusu’nda kullanmış olduğu Schubert ezgisini kullanmayı tercihi bu açıdan anlamlı. Bir sohbet esnasında annesinin sorusu üzerine Ferit sinema tarihinin en büyük filmi olarak gördüğü eşsiz Kubrick başyapıtı ‘2001’in Zen huzurundan ve onun hayata bakışını değiştirdiğinden söz ediyor. Ferit karakteriyle kendi duygularını açığa vuran Panahi, kamp yerinde baba oğulun astronot misali gökyüzüne yıldızlar alemine yükseldiği fantastik sekans ile hislerine görsel bir karşılık sunmayı da ihmal etmiyor.

Daha fazla dramatik hale getirmemek için veda faslını çok uzak tek planda çeken sinemacı, ailenin doğanın içinde eridiği güzelim sekansta sinemacı kumaşının altını çiziyor. Ağlamayı susturmak için gülen karakterler eve dönüş yolunda şarkılara sığınıyor, devrim sonrasında İran’ı terk etmek zorunda kalmış şarkıcıların ezgileri ile avunmaya çalışıyor. Annenin gözyaşları, babanın acı mizahı ailenin en küçüğünün çocuksu coşkusuna karışırken, biz izleyiciler boğazımızda düğümlenmiş bir hıçkırık ile ayrılıyoruz sinema salonundan.

(03 Haziran 2022)

Ferhan Baran

ferhan@ferhanbaran.com

Safranbolu Festivale Gün Sayıyor

23. Uluslararası Altın Safran Belgesel Film Festivali’nin hazırlıkları tamamlandı. 08 – 11 Haziran günlerinde yapılacak festivalin konserlerinin duyurusunu yapan Belediye Başkanı Elif Köse programı şöyle duyurdu: “08 – 10 Haziran 2022 tarihleri arasında halkımıza müzik şöleni yaşatacak olan sanatçılarımızı, Manuş Baba, Kolpa, Eypio ve Fatma Turgut olarak belirledik.  Vatandaşlarımızı, konserlerde birlikte eğlenmeye davet ediyorum.”

Safranbolu Festivale Gün Sayıyor yazısına devam et

22. Uluslararası Frankfurt Türk Film Festivali Finalistleri Açıklandı

Uluslararası Frankfurt Türk Film Festivali komitesi Karaköy Novotel’de bir basın toplantısı düzenledi. Basın toplantısına festival Başkanı Hüseyin Sıtkı, jüri üyeleri, festival ekibinin yanı sıra festivalin 2022 Türkiye Proje Ortağı Film – San Vakfı yetkilileri ile oyuncular, yapımcılar, yönetmen ve müzisyenler de katıldı. Finalistlerin açıklandığı toplantıda, bu yıl 22.si yapılacak olan festivalin 26 Haziran – 01 Temmuz 2022 tarihleri arasında gerçekleşeceği, mottosunun “Sesini Yükselt” olduğunun altı çizildi.

22. Uluslararası Frankfurt Türk Film Festivali Finalistleri Açıklandı yazısına devam et

Elvis, Dünya Galasında Cannes’i Salladı

Yönetmenliğini Baz Luhrmann’ın üstlendiği, merakla beklenen film Elvis, 25 Mayıs 2022 Çarşamba günü Cannes Uluslararası Film Festivali’nde, aralarında Baz Luhrmann, Austin Butler, Tom Hanks, Olivia DeJonge, Alton Mason, Natasha Barrett ve Catherine Martin’in yer aldığı oyuncular ve film yapımcıları ile izleyicilere sunuldu. 12 dakika boyunca ayakta alkışlanan Elvis filmi, yapımcıları ve oyuncu kadrosu ile Palais Stephanie Beach’te büyük beğeni ile karşılandı.

Korkut Akın Yazıyor: Hız ve Zaman Önemli: Top Gun Maverick

Otuz yılı aşmış, herkesin o zamandan beri hiç unutmadığı, hep andığı, buna da bağlı olarak gençlerin de (internetin yüzü suyu hürmetine) tanıyıp sevdiği Top Gun, devam ediyor, ama bu kez bir kahraman olarak: Maverick. Tom Cruise, ilk filmde de kahramandı, ama filmin başka bir hesabı (hedefi diyelim) vardı. Filmin taşıyıcı teması rekabetti ve bu, sadece işte değil hayatın her alanında yer alıyordu. Bununla birlikte büyük ve yıkılmaz bir … Devamı… »

Beyoğlu ve Başkent Kültür Yolu Festivalleri’nde Sinema Rüzgârı, Sinemanın Yıldızları Atlas Sineması’nda Buluşuyor

Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından bu yıl 28 Mayıs – 12 Haziran 2022 tarihleri arasında düzenlenen 2. Beyoğlu Kültür Yolu Festivali kapsamında yapılacak Sinema Söyleşileri’nde birbirinden ünlü sanatçılarla sinemaya dair her şey konuşulacak. Atlas 1948 Sineması’nda yapılacak Sinema Söyleşileri’nin ilk konuğu oyuncu Kerem Bürsin olacak. 28 Mayıs Cumartesi günü 14:00’de Ömür Sabuncuoğlu moderatörlüğünde düzenlenecek söyleşide Kerem Bürsin, Oyuncu ve İzleyici Olarak Sinema hakkında konuşacak. 01 Haziran 2022 Çarşamba günü ise son dönemde sinema dünyasının kalbini attığı dijital platformlar ele alınacak.

Beyoğlu ve Başkent Kültür Yolu Festivalleri’nde Sinema Rüzgârı, Sinemanın Yıldızları Atlas Sineması’nda Buluşuyor yazısına devam et

Yerli Korku Türüne Yepyeni Bir Soluk Getiren İkinci Seans: Aeep Bugün Sinemalarda

Yapımını Hann Yapım’ın, yapımcılığı İlkem Şahin’in üstlendiği, fobilerin korkutucu yüzünü ortaya koyan 60’ar dakikalık üç filmden oluşan korku filmi serisinin ikinci filmi İkinci Seans AEEP bugün vizyona girdi. Türkiye’de ilk defa gerçekleştirilen korku – gerilim konsepti bilimsel gerçeklere dayanarak çoklu fobi sendromu yaşanan insanların hayatlarının nasıl zindan olabileceğini beyazperdeye aktarıyor. Yalnızca 14 gün vizyonda kalacak olan film eşi görülmemiş bir deneyim sunuyor.

Okul Tıraşı Filmi ve Melih Selçuk Cannes’te Yarışıyor

Başrolünde Melih Selçuk’un oynadığı Okul Tıraşı filmi 75. Cannes Film Festivali’nin Selection Cannes Ecrans Juniors’a yarışmacı olarak katıldı. Yapımcı Kanat Doğramacı ile birlikte Cannes’e giden Melih Selçuk, gösterim sonrası sinemaseverlerle söyleyişi gerçekleştirdi, söyleşi sonrası çektirdiği fotoğrafları sosyal medya hesaplarından paylaştı. Ödül töreni Cumartesi günü yapılacak festivalin Selection Cannes Ecrans Juniors bölümünde Okul Tıraşı favoriler arasına girdi.

Eril Şiddetin Çeşitlemeleri

Alex Garland, geçtiğimiz yıl Cannes’da görücüye çıkan son filmi ‘Adamlar’ ile bu haftadan başlayarak sinemalarımızı ziyaret ediyor. Film, Londralı genç bir kadının trajik bir kaybın ardından yaralarını sarıp iyileşmek umuduyla İngiltere kırsalına gelişiyle açılıyor. Fırtınalı bir evliliğin ardından geçmişi 500 yıl kadar öncesine dayanan yeşilin tam göbeğindeki hayal taşra evine yerleştiğinde ve çiseleyen yağmur altında bedenini doğaya bıraktığında mutludur Harper. Ancak bu anlar çok uzun sürmez. Etrafını çevreleyen ormanda onu takip eden tekinsiz şahsı fark ettiğinde dehşete kapılır. Kaldığı evin kapısına dayanan anadan üryan adamın polis tarafından yakalanması tehdidi ortadan kaldırmayacak, köy civarında karşılaştığı her yaş ve meşguliyetten adamların küçümser bakışları genç kadının rüya tatilini kâbusa çevirecektir.

Yönetmenlik koltuğuna oturduğu 2015 yapımı çok ses getirmiş ‘Ex Machina’dan beri toksik erillik üzerine bir kadın yönetmeni aratmayacak keskinlikle lafını esirgememiştir Garland. Uzaydan dünyaya sirayet eden ve canlı genetiği ile oynayan esrarengiz parıltının gizemini çözmeye çalışan kadın bilim adamı askerlerden oluşmuş ekibin dehşetengiz serüvenini anlatan 2018 yapımı ‘Yok Oluş / Annihilation’ın ardından, son çalışmasıyla eril buyurganlığa neşter atmayı sürdürüyor. Tehlike bu defa yapıtaşları yozlaşmış bitki ve hayvanlar değil, bizzat kanlı canlı erkekler. Harper’ı takip eden meczup adam dışında, ev sahibi tuhaf taşralı Geoffrey’den başlayarak köyün sakin ve buyurgan papazı, küfürbaz ergen delikanlısı, küçük barın işletmecisi ve barın müdavimlerine ilaveten yerel erkek polis dozu giderek artan bir eril baskıya tabi tutuyorlar genç kadını. Çıplak meczup bir şey çalmadığı için polis tarafından salıveriliyor. Köy papazı onu güzelliğini kontrol almamakla ya da ona kaba davranmış eski kocasının özrünü kabul etmediği için suçluyor. Taşralı ev sahibi genç kadınla ilk karşılaştığında bahçedeki elma ağacından ‘yasak meyva’yı kopardığı için amiyane bir şaka yapmaktan kendini alamıyor vs.

Garland Hristiyanlığa ve Pagan döneme ait imgelerle erkeğin kadına bakışını görselleştirmiş. Elmayı ısıran Havva ya da Orta Çağ ertesinde kiliselerde de sıkça rastlanan ‘abartılı vulvaları’ ile dikkat çeken ‘Sheela na gigs’ adı verilen taşa oyulmuş kadın figürlerini defalarca kullanıyor. Çıplak adam karakterini yaratırken yine eski çağların ‘Yeşil Adam’ (Green Man) mitolojisinden yararlanıyor. Bu ikonografik sembollerin eşlik ettiği korku sarmalıyla Harper’ın başına gelenleri anlatmaya koyulurken, genç kadının siyahi eski eşi dışında bütün erkeklerin makyaj ve bilgisayar efekti marifetiyle aynı aktör (tanınmış Shakespeare oyuncusu Rory Kinnear) tarafından canlandırıldığı dahiyane bir buluşla, hangi konumda olursa olsun toksik erkekliğin her adamda bir nebze olsun barındığına dikkat çekmek istiyor.

Harper’ın her saldırıda aynı adamı görüp görmediği duygusunu, keza yaşananların gerçek mi yoksa genç kadının kurtulamadığı suçluluk duygusunun tezahürü olup olmadığını izleyiciye bırakmış Garland. Geriye dönüşlerde öfkeli turuncunun, iç mekânda tekinsiz kırmızının ve doğada yeşilin binbir çeşidinin kullandığı bir renk paleti tercih edilmiş. Başrolde son olarak ‘Karanlık Kız / The Lost Daughter’da izlediğimiz son dönemin başarılı kadın oyuncularından Jessie Buckley’i izlediğimiz yapım ikonografik semboller, Homeros’tan alıntılarla ilerlerken ortaya somut gerçekler sunarak bıyık altından gülercesine kafa karıştırmayı seçmiş İngiliz sinemacı. Bunlar da yetmemiş, ürkütücülüğün doruğa ulaştığı kanlı finalde kafa kol yararak ve de doğurganlığı erkek bedenine taşıyarak ardı arkası kesilmeyen erkek eril şiddetini abartılı bir biçimde görselleştirmeye yönelmiş. Bu şiddet sarmalını Lesley Duncan’ın Elton John ile seslendirmiş olduğu ‘aşka açılır kapı’ sözleriyle başlayan 70’lerin popüler aşk şarkısı ‘Love Song’ ile ti’ye almayı da ihmal etmemiş.

‘Adamlar’ ya sevilecek ya da nefret edilecek o cehennemi bıçak ucu yapıtlardan. Kalabalık bir salondan çıktığımda özellikle kadın izleyicilerin ‘tiksinme’ duygusunu bastıramadıklarına tanık olduğum aşırılıklarla dolu bir yapım. Ancak kadına şiddetin ülkemizde ulaştığı boyut ve kadınların devlet başkanı tarafından ‘sürtük’ ilan edildikleri bir ülkede uyuyanları uyandırmak açısından şok etkisi yaratacak bir işlevi olduğunu düşünüyorum.

(02 Haziran 2022)

Ferhan Baran

ferhan@ferhanbaran.com