Halit Refiğ’in yönettiği ve Göksel Arsoy, Leyla Sayar, Ekrem Bora ile Nilüfer Aydan’ın oynadığı Şafak Bekçileri, 1963 yılında Göksel Film – Ören Film tarafından vizyona çıkarılıyor.
Yeşilçam’ın 1960’lardaki en büyük prodüksiyonu, Göksel Arsoy’un büyük aşkı uçakları sinemaya taşıyan, her aşamasında etkili olduğu, yapımcılığını ve başrolünü üstlendiği, hatta çekimler sırasında ses duvarını aştığı Şafak Bekçileri’dir. Bu filmde, aşk kadar havacılık tutkusu ve jet pilotlarının yaşamı da ön plandadır. Göksel Arsoy ile Ekrem Bora’nın oyunculuklarıyla parladığı, Yeşilçam’da yapılmış bu ilk havacılık filmi öyle sevilir ki yaptığı hasılat dört yıl aşılamaz.
Günlük arşivler: 25 Mart 2019
Kino 2019: Alman Filmleri Türkiye’de
German Films ve Goethe-Institut, Kino 2019 programı ile beşinci kez yakın dönem Alman sinemasının öne çıkan filmlerini Türkiye’nin farklı şehirlerindeki izleyicilerle buluşturuyor. İstanbul, Ankara, Diyarbakır ve İzmir’deki sinemaseverler, uluslararası festivallerde ödüller kazanan Alman filmlerini izleme imkânı bulacaklar. 05 – 16 Nisan 2019 tarihleri arasında gerçekleşecek 38. İstanbul Film Festivali’nde başlayacak Kino 2019 gösterimleri 18 – 28 Nisan 2019 tarihleri arasında 30. Ankara Uluslararası Film Festivali bünyesinde devam edecek.
Kader Postası
Elif Akarsu Polat ile Çiğdem Bozali’nin yönettiği ve Boncuk Yılmaz, Benian Dönmez, Şahin Ergüney ile Rana Kayaçan’ın oynadığı Kader Postası, 20 Aralık 2019’da Kurmaca Film dağıtımıyla Us Film tarafından vizyona çıkarıldı.
Küçük bir kasabada yaşayan Zeynep’in çocukluktan, ergenliğe ve oradan da yetişkinliğe uzanan hayat hikâyesi. Zeynep’in en yakın çocukluk arkadaşı Yusuf, ergenliğinde Zeynep’in ilk aşkına dönüşür. Yusuf’un kasabadan gidişiyle ikisinin yolları ayrılır. Zeynep, kaybettiği sevgiyi mahkûmlara yazdığı mektuplarda aramaya başlar ve bu mektuplar onu müebbet cezası almış bir mahkûma götürür.
Halıcı Kız
Muhsin Ertuğrul’un yönettiği ve Heyecan Başaran, Agah Hün, Sadri Alışık ile Münir Özkul’un oynadığı Halıcı Kız, önümüzdeki aylarda Doğan Kardeş tarafından vizyona çıkarıldı.
Halıcı Kız, başına gelmedik kalmayan güzel köylü kızı Gül’ün hikâyesini Isparta’dan İstanbul’a ve Bursa’ya kadar izliyor. Isparta, Uludağ ve İstanbul Belgrad Korusu’nda, iç mekânlarda bile doğal ışıkla çekilen filmde rol alan oyuncuların çoğu yine Ertuğrul’un kurduğu Küçük Sahne’dendi. Galası 13 Nisan 1953 tarihinde Beyoğlu Atlas Sineması’nda yapılan film, Muhsin Ertuğrul’un yönettiği son film olma özelliğini taşıyor.
Amina
Kıvılcım Akay’ın yönettiği ve Aminata Fall’ın oynadığı Amina, önümüzdeki aylarda ????? dağıtımıyla Akay Film tarafından vizyona çıkarılıyor.
Senegalli bir göçmen olan 29 yaşındaki Amina, İstanbul’da bir tekstil şirketinde mağaza modeli olarak çalışmaktadır. Yedi yıl önce, kızının ihtiyaçlarını karşılayabilecek parayı kazanabilmek için, ondan ayrı kalmayı göze alarak Türkiye’ye göç etmiştir. Amina, siyah bir göçmen kadın olarak Tbirçok zorlukla karşı karşıya kalır. Bir gün kı ülkesine geri dönebilme umuduyla yaşadığı zorluklara göğüs gererken gerçek bir model olabilmenin hayallerini kurar. Amina, yaşadığı gerçeklikleri ve hayalleri arasında birçok gelgitler yaşar.
Kadir İnanır’ın Altın Yılı Filmi: Kapı
Kadir İnanır, kariyerinin 50. yılını Nihat Durak’ın yönettiği, başrollerini Vahide Perçin, Aybüke Pusat, Timur Acar ve Erdal Beşikçioğlu ile paylaştığı Kapı ile kutluyor. Türk sinemasının Tatar Ramazan’ı, İlyas’ı, İmrahorlu Kadir’i, Deli Kadir’i, Kara Davut’u, Arap Abdo’su, Karadağlı Rıza’sı… Ve daha nicesi. Kadir İnanır, 50 yıl önce başladığı kariyerinin Altın Yılı’nı Kapı ile kutluyor. İnanır, kariyerinin 190. sinema filmi Kapı’da Yakup’u canlandırdı. Sanatçı, daha önce canlandırdığı her karakter gibi Yakup’u da hafızalara kazıyacak.
- Basın Bülteni
- Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
Benden Hikâyesi
“Benim için yazmak, bir hırs, hiddet, kariyer değil ‘namus’ meselesiydi.” diyen, bana göre sadece Türkiye’nin değil, bütün coğrafyaların önemli öykücülerinden biri: Sait Faik. Zaten o nedenle de, “Yazmasaydım deli olacaktım.” der.
Sinemacıların severek okuduğu, olağanüstü etkilendiği, ama pek üzerine düşmediği bir yazardır Sait Faik. Film çekecek bir yönetmen, Sait Faik’ten elini tutmasını ister, O’nun öykülerini okur. Olağanüstü etkileyicidir öyküleri. İnsancıldır kesinlikle. Doğaseverdir mutlaka. Toplumu dönüştürmeye gücünün yetmediğinin ayırdında, bir o kadar da gerçeklere sırtını dönemediğinden yazar ve arkadaşlarıyla balığa çıkar.
…çok güçlü ve etkileyici bir belgesel. Onur Barış, başarılı bir film çıkarmış. Yalın ve bir o kadar da güçlü. Belli ki iyi çalışmış, gerek çekim öncesi gerekse çekim sürecinde ve sonrasında.
Küçük, çekirdek bir ekiple çalıştıklarını, birbirlerine ve yaptıkları işe inanmış olmanın sonucunda başardıklarını biliyoruz. Bundan daha önemli olan o içtenlikli ruh. Belki biraz amatör ama asla acemi değil.
Adapazarı’nda başlayan yaşam öyküsü, bir diğer adada, Burgazada’da devam eder. Avrupa’da da bulunmuştur, İstanbul’da da, “büyük şehrin” çamuruna bulanmış, kumar, hırsızlık, mahpushane görmüş, hırsızlarla yankesicilerle arkadaşlık etmiş ve ‘onlar gibi’ olamayınca yeniden dönmüştür adasına.
Balığa çıkınca…
Böylesi hayatın ‘çemberinden geçmiş’ biri balığa çıkınca Marmara, her zaman verimli olur. En çok balığı verir Sait Faik’e… Ben anlatıcı dilinin öne çıktığı öykülerini yorumlayan yönetmen, oyuncusunun da (inanılmaz bir benzerlik, sanki kopyası) oynadığı karakteri benimsemesiyle hayatın olağan akışını izleyicinin imgesine bırakıyor insan ve doğa sevgisini yükseltiyor.
Filmin savsözü de doğa ve insan sevgisi zaten: “Dünya değişiyor dostlarım. Günün birinde gökyüzünde, güz mevsiminde artık esmer lekeler göremeyeceksiniz. Biz kuşları ve yeşillikleri çok gördük. Sizin için kötü olacak: Benden hikâyesi.”
(01 Nisan 2019)
Korkut Akın
korkutakin@gmail.com
Korkut Akın Yazıyor: İtalya’daki Onlar: Loro
Filme zekice anlam yükleyen metaforları, katmanlar arasında yeni görsel ve anlamsal tatlar yakalamayı seven biriyseniz hem çok konuşacağınız hem çok beğeneceğiniz hem de alabildiğine tartışacağınız bir film Loro. Televizyonun bir tanımının da “aptal kutusu” olduğu, insanı büyülediği, başka bir şey yapmasına, hatta düşünmesine bile izin vermediği bir metaforla başlıyor… Unutmadan Hz. İsa’nın çoban olduğunu da hissettirerek… İtalyan … Devamı… »
Türk Filmleri Haftası Tiran
Türkiye’nin kültürel diplomasi elçisi Yunus Emre Enstitüsü, dünyanın 5 kıtasında düzenlediği faaliyetlerle Türk dostu insan sayısını artırıyor. Gerçekleştirdiği büyük projelerle adından sıkça söz ettiren Enstitü, Türk sinema sektörünün tanınması ve gelişmesine yönelik faaliyetlerine bir yenisini daha ekliyor. Sinema Genel Müdürlüğü’nün katkılarıyla yıl boyunca düzenlenecek olan etkinlikler zincirinin ilk durağı, 26 – 30 Mart 2019 tarihleri arasında Arnavutluk’un başkenti Tiran’da gerçekleşecek. Projenin ilk ayağında, Ankara Yazı: Veda Mektubu, Sevdaların Ölümü, Sarı Sıcak, Ekşi Elmalar, Güvercin Hırsızları ve Bir Gün Bir Çocuk filmleri gösterilecek.
Anadolu İnsanının Topraktan Gelen Bilgeliğini İnsanlığa Anlatan, Festivallerin Gözdesi: Nebula
Kendisini ve coğrafyasını tanıyarak bilgeleşen Anadolu insanını, insanlığa anlatan Tarık Aktaş’ın ilk uzun metraj filmi Nebula; 38. İstanbul Film Festivali’nin ardından vizyona girecek. Katıldığı festivallerin gözdesi olarak adından çokça söz ettiren Nebula seyirciyi, hayatın sunduğu ve çoğunlukla insanlar tarafından fark edilemeyen nimetlerle yüzleştiriyor. Filmin çekimleri orman, deniz, göl, dere yatağı gibi görsel yönden etkileyici doğal alanlarda gerçekleştirildi.
- Basın Bülteni
- Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
22 – 24 Mart 2019, Hafta Sonu Gişe Verileri
22 – 24 Mart 2019, Hafta Sonu (Weekend) Gişe Verileri için tıklayınız. Bu listelerden alıntı veya kopyalama yapıldığında kaynak olarak Haftalık Antrakt Sinema Gazetesi’nin gösterilmesi rica olunur.
Korkut Akın Yazıyor: Atillâ Dorsay’dan… Bir Ömrün Seçilmiş Tablolara Dönüşen Koleksiyonu
İnsan yaşadıklarını şöyle bir tartıp, iyisi kötüsü, doğrusu yanlışı, eksiği fazlasıyla… Beğendikleriyle kızdıklarını, nefret ettikleriyle hoşlandıklarını birbirine çarptırarak çıkan sonucu görmek ister. Başkasına, hatta kendisine bile itiraf edemedikleri gelir gözlerinin önüne… Tartar şöyle bir, ağırlığınca değerlidir kuşkusuz. Ama yine de dillendirmeye çekinir. Kimisini koyar bir kenara, zamanın akışı içerisinde kaybolmasını ister, kimisini de çıkarır … Devamı… »