Türk Sinemasının Ustaları, Yeşilçam Sahne’de Anılıyor

54. Uluslararası Antalya Film Festivali, Yeşilçam Sahnede kabaresi ile Türk sinemasının Yeşilçam Sahnede kabaresi festival kapsamında farklı sahnelerde Antalyalılarla buluşuyor. Sinemamızın ustalarını anan ve festivale renk katan etkinlikte; Behzat Uygur, Uğur Babaürhan, Müge Zümrütbel, Süheyl Uygur ve Ömer Yılmaz’dan oluşan oyuncu ekibe, bir çok ödül almış müzik direktörü Serpil Günseli’nin şefliğindeki orkestra eşlik ediyor.

Türk Sinemasının Ustaları, Yeşilçam Sahne’de Anılıyor yazısına devam et

54. Ulusal Yarışma’da Kar Gösterildi

54. Ulusal Yarışma’nın dördüncü gününde bir Antalya filmi olan Emre Erdoğdu’nun ilk uzun metrajlı filmi Kar filmi izlendi. Başrollerini Hazar Ergüçlü, Ozan Uygun, Halil İbrahim Babür ve Doğaç Yıldız’ın paylaştığı Kar da Ulusal Yarışma’da gösterilen diğer filmler gibi izleyicinin yoğun ilgisi ve beğenisiyle karşılandı. Ekibin de katıldığı Beyoğlu Sineması’ndaki gösterimin ardından yapılan söyleşide Erdoğru, filmin Antalya Film Fonu desteğiyle çekildiğini söyledi.

54. Ulusal Yarışma’da Kar Gösterildi yazısına devam et

Taksim Hold’em

Michael Önder’in yönettiği ve Kenan Ece, Damla Sönmez, Emre Yetim ile Nezih Cihan Aksoy’un oynadığı Taksim Hold’em, 27 Nisan 2018′de Kurmaca Film dağıtımıyla Bluff Films tarafından vizyona çıkarıldı.
Alper, evlerinin yakınındaki protestoya katılmayı reddeder. Lise arkadaşlarıyla haftalık pokerini oynamak istemektedir. Arkadaşları ise dışarıdaki eylemlere katılıp katılmamak üzerine tartışmaya girişirler. Tam oyuna başlarken sokakta arbede çıkar. Alper’in itirazlarına rağmen arkadaşları dışarıdakilerin eve sığınmasına izin verirler.  Yaşananların etkisiyle tartışmalar şiddetlenir. Karakterler için doğrular mutlaktır, ancak bu doğrular birbirinden çok farklıdır.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Facebook
  • Fragman
  • IMDb
  • Korkut Akın Yazıyor

Taksim Hold’em yazısına devam et

Madem ki Sen Bensin, Ben de Senim, Niceye Şu Senlik Benlik?

Biz hepimiz (sinema camiası) şu koca dünyada hâlâ kapalı kutu olan Türkiye sinemasının bir yerindeyiz… Festival vesilesiyle memlekette arz-ı endam eden 10 ünlü isimden 9’una “Sinemamız hakkında ne düşünüyorsunuz, tanıdığınız yönetmenler, oyuncular var mı?” diye sorunca; gözüne ışık tutulmuş tavşan gibi bir süre yüzümüze bakıp ardından da “Mutlaka izleyeceğim, öğreneceğim.” gibi klişe cümleler kuruyorsa zaten dünyada bir iz bırakamamışız demektir.

Christopher Walken ile Bilinmezlere Doğru

Festival boyunca tüm basın buluşmalarını takip etme fırsatı buldum. Bunlardan bazıları oldukça keyifli geçerken kimisi de çevirmen krizi ya da katılan kişinin kendisinden kaynaklanan sebeplerle verimli olamadı. Hayal kırıklığı ile başlayan buluşma aslında en heyecanla beklediğimiz isimlerin başında gelen Christopher Walken oldu. Tabii bunda çevirmenin de büyük etkisi var. İlk basın toplantısı olduğu için yeterince koordine edilmedi mi sorun neydi tam olarak bilmiyorum ama toplantının başlamasına birkaç dakika kala çevirmen yok mu diye insanlar ortalıkta koşuşturuyordu. Sonunda iyi niyetli bir genç biraz da mecburiyetten işi üzerine aldı ama heyecandan bir süre sonra bırakın İngilizceyi ana dilini bile unuttu. Hal böyle olunca sorular ya yanlış ya da eksik soruldu. İlk toplantı olduğu ve günlerdir süren tartışmalar “ulusal yarışma” meselesine odaklandığı için kendisine ulusal yarışma kaldırıldı, uluslararası tek yarışma ile devam etme kararı alındı, bununla ilgili ne düşünüyorsunuz diye soruldu. Walken da şaşkınlık içinde, tabii konudan bihaber olduğu için “Bilmiyorum, niye yaptınız ki bunu, ulusal ve uluslararası yarışma neden bir arada olamıyor.” diyerek soruyla karşılık verdi.

Etik Dışı mı, Suç mu?

Hollywood’u karıştıran herkesin bildiği sır! Weinstein skandalı ile ilgili soruya da yine bilmiyorum, duymadım diye cevaplayarak herkesi hayretler içinde bıraktı. Matt Dillon ise aynı soruya çok da samimi bir cevap vererek; “Bunun sır olmadığını zaten biliyor yıllardır duyuyorduk. Etik ve suç farklı şeyler bunun suç olduğunu bilmiyordum. şeklinde yanıtlayarak yine de kafalarda soru işareti bıraktı. Juliette Lewis ise aynı soruya görece daha sevimli bir yanıt vererek, kimse buna cesaret edemedi; kafalarını uçururdum diye yanıtladı. Yalandan da olsa, ne güzel güldü o sabah bize. Emmy ödüllü “Entourage” dizisinin yıldızı Adrian Greiner ise görece sorulara daha aklı başında yanıtlar verdi. Kendisine yöneltilen Türkiye politik olarak dışarıdan nasıl görünüyor sorusuna; birçok Amerikalının aksine bilgim olmadan fikir yürütmek istemem diyerek yanıtladı. Bizdeki “Survivor” dizi sektöründen hareketle sorulan setlerdeki şartlar sorusuna o kadar uzaktı ki “Tıpkı tatil gibiydi.” diyerek içimizi dağladı.

Michel Hazanavicius ve Cannes Etkisi; Bosna’da Bilim Kurgu ve Döner

Açıkçası festival boyunca bana kendimi Cannes’da hissettiren tek an cool gözlükleri, Polo tarzı, Fransız aksanlı naif İngilizce konuşmasıyla yürüyen asalet Michel Hazanavicius’un kapıdan içeri girdiği an oldu. Son filmi Redoutable üzerine tüm soruyla titizlikte cevaplandıran yönetmen sempatik tavırlarıyla filmleriyle olduğu gibi karakteriyle de sevgimizi kazandı. Danis Tanovic basın toplantılarında bulunmayı pek sevmediğini itiraf etti, birkaç sene önce filmim burada ödül almıştı ancak gelemedim; film festivallerine bir gitmeye başladınız mı sonu yok, bir bakmışsınız bütün hayatınız festivallerde geçmiş diyerek, durumun gereksiz olduğunun altını çizdi… Sorulara genelde alaycı ve esprili yanıtlar verdi. Bosna’nın geleceğini nasıl görüyorsunuz sorusuna; bilim kurgu filmi ilginç olurdu, ama yine döner kesmeye devam ederdik cevabıyla olaya eksantrik bir bakış açısı getirdi.

Türkiye Sineması mı, o da ne?

Christopher Walken’lı basın toplantısını hatırlayalım; kendisine Türkiye sineması hakkında ne düşündüğü sorulduğunda; Çin ve Hindistan gibi ülke sinemalarını örnek vererek “Ne yazık ki bu ülkelerin filmlerini izlemeye pek vaktim olmuyor. Oscar zamanı eve DVD yolluyorlar, orada ne varsa onları izliyorum, onun dışında klasik filmleri izlemeyi tercih ediyorum.” demişti. Hemen ardından buluşma fırsatı yakaladığımız Juliette Lewis de benzer bir yanıt vererek, sinemamız hakkında bilgi sahibi olmadığını söyledi. Biraz daha şanslı olduğumuz başka bir basın toplantısında Matt Dillon; Fatih Akın ve Ferzan Özpetek’i örnek göstererek yüreklere su serpti. Özetle başlıkta yazdığım sözü burada tekrar etmek isterim; “Madem sen bensin ben de senim, niceye bu şenlik benlik?”

Bir şeyi bulunmadığı yerde aramak…

Dönelim en başa; 54. Uluslararası Antalya Film Festivali heyeti, 21 Temmuz 2017 tarihinde gerçekleştirdiği basın toplantısında “ulusal yarışmayı” kaldırdığını duyurmasıyla tartışmaların fitilini ateşlemişti. Ulusal yarışmanın kaldırılacağı duyumlarını birkaç yıldır kulislerde duyuyorduk ancak gerçek olabileceğine pek de ihtimal vermemiştik. Bu yüzden basın toplantısı çoğu kişide büyük bir şok ve soğuk duş etkisi yarattı diyebiliriz. Ulusal yarışmayı kaldırıp film foruma ağırlık vermenin aynı şey olduğunu düşünmüyorum. Film forumda verilen destekler ve yapılan çalışmalar ne kadar önemli olsa da ulusal yarışmanın yerini almasına imkân yok. Sonrasında yönetmen Kaan Müjdeci öncülüğünde başlatılan karşı hareket sinema camiasından büyük destek gördü. Kişisel olarak da çok yaratıcı ve amacına hizmet eden bir çalışma olduğunu düşünüyorum. Sonuç olarak bu festival bizim; halkın ve sinemacıların… Herkesin bildiği gibi Antalya bugün dünyada önemli ödüller kazanan birçok yönetmenin ilk adımlarını attığı yer… Dolayısıyla bu karara itiraz etmeleri ve protesto etmeleri etkiye tepki yasasının kısa ve en kolay anlaşılması gereken sonucu olmalıydı. Festivalde zaten filmleriyle yer alamayacak sinemacıların festivale gitmemesi kadar doğal bir şey yok… Ancak bir sinema yazarı ya da gazetecinin festivali gitmeyerek protesto etmesi kadar da eşyanın doğasına aykırı bir durum yok… Yine Mevlana’nın bir sözünden hareketle; bir şeyi bulunmadığı yerde aramak, aramamak demektir. Sanırım bu her şeyi özetliyor.

(31 Ekim 2017)

Gizem Ertürk

Göçebe

Emir Mavitan’ın yönettiği ve Berke Üzrek, Arda Anarat, Levent Özdilek ile Mehmet Ulay’ın oynadığı Göçebe, önümüzdeki aylarda ????? dağıtımıyla Mug Production, Mantra Film tarafından vizyona çıkarılıyor.
İnsan yaşamının sona ermek üzere olduğu bir dünyada tüccar bir babayla oğlu, eski bir harita aracılığıyla sert ve acımasız bir arazide yolculuğa çıkarlar ve vaat edilen yeşil topraklardaki bir komüne ulaşmaya çalışırlar. Ancak ulaşmak istedikleri bu komün her geleni aralarına kabul etmemekte, onları zorlu sınavlara tabi tutmaktadır. Baba oğulun da tabi tutulacakları bu testler ise onları ya hayal ettikleri yuvaya kavuşturacak ya da sonlarını getirecektir.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Instagram
  • Teaser
  • IMDb

Antalya’da Yarım Kalan Yarışma Film İçin Açıklama: Hatalı Kopya Gönderildi

54. Uluslararası Antalya Film Festivali’nde gösterimi yapılan ilk yarışma filmi İnsan Seli’nin yarıda kalmasına yönelik filmin Türkiye’deki haklarına sahip Filmartı Film şirketi açıklama yaptı. Filmin uluslararası hak sahibi şirketinin çalıştığı İngiltere’deki Deluxe Technicolor Laboratuvarı’nın festival gösterimi için gösterim şifrelerini defalarca yanlış yolladığı belirtilen açıklamada, son yollanan şifrelerle gösterimin yapıldığı belirtildi.

Antalya’da Yarım Kalan Yarışma Film İçin Açıklama: Hatalı Kopya Gönderildi yazısına devam et

Necati Şaşmaz’a Yoğun İlgi

54. Uluslararası Antalya Film Festivali’nin geleneksel kortejine ve açılış gecesine katılan ve Pazar günü de Kurtlar Vadisi Vatan filmiyle sevenleriyle buluşan Necati Şaşmaz, Antalya’da izdihama neden oldu. Kortej boyunca sokaklara akın eden Antalyalılar, Şaşmaz’ın içinde bulunduğu otomobilin önünü kesti ve oyuncu ile fotoğraf çektirmek için yarıştı. Açılış töreninden önce kırmızı halıda da aynı ilgi ile karşılaşan Şaşmaz “Antalyalılara gösterdikleri yoğun ilgi ve sevgi için teşekkür ediyorum.” dedi. Geçtiğimiz Pazar günü özel gösterim kapsamında sinemaseverlerle buluşan Kurtlar Vadisi Vatan filmine de ilgi gösteren Antalyalılar, Şaşmaz’ı alkış yağmuruna tuttu.

Necati Şaşmaz’a Yoğun İlgi yazısına devam et

Mutluluk Zamanı’nın Beklenen Afişi Yayınlandı

Başrollerini Barış Arduç, Elçin Sangu ve Cengiz Bozkurt’un paylaştığı Mutluluk Zamanı’nın merakla beklenen afişi yayınlandı. Yapımını NuLook’un, yapımcılığını Muzaffer Yıldırım’ın yaptığı, yönetmenliğini Şenol Sönmez’in senaryosunu ise ünlü oyuncu Buğra Gülsoy ve Ali Erkan Ersezer’in kaleme aldığı Mutluluk Zamanı’nın afişi görücüye çıktı. Farklı dünyalardan gelen heykeltıraş Ada ile mükemmel bir hayata sahip olan Mert’in hikâyesini konu alan Mutluluk Zamanı’nın romantik afişi büyük beğeni topladı. Filmde Ada’nın ağabeyi olan ve hayatı boyunca fark edilmeyi bekleyen Tarık, ikilinin arasında farkında olmadan önemli bir rol oynayacak.

Kardeşim Benim 2’de Bir Kasa Star

Murat Boz ve Burak Özçivit’i tekrar bir araya getiren Kardeşim Benim 2‘nin çekimlerinden ilginç kareler medyaya servis edildi. Murat Boz ve Burak Özçivit, filmin çekimlerinde kamyonet kasasına bindi. Nevşehir’de çekilen sahnelerde ikili, oyuncu arkadaşları Leyla Feray ve Ferdi Sancar ile birlikte saman balyası önünde poz vermeyi de ihmal etmedi. Senaryosu Zafer Külünk’e ait filmin yönetmeni Mert Baykal. Kardeşim Benim 2, 24 Kasım’da gösterime girecek.

Menderes Türel, Çocuklarla Buluştu

54. Uluslararası Antalya Film Festivali’nin en özel bölümlerinden biri olan “Çocuk Bölümü”ne çocuklar ve aileleri tarafından büyük ilgi gösterildi. Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı ve Festival Başkanı Menderes Türel, festival boyunca 6000 çocuğu ağırlayacak olan bölümde, Antalya’nın yeni nesi sinemaseverleriyle bir araya geldi. Türel, keyifli ve eğlenceli bir sohbet gerçekleştirdiği çocuklara film izlemeleri ve spor yapmaları konusunda çeşitli tavsiyede bulundu.

Menderes Türel, Çocuklarla Buluştu yazısına devam et

Uluslararası Boğaziçi Film Festivali’nde Dünyanın Filmi Yarışıyor

17 Kasım’da başlayacak 5. Uluslararası Boğaziçi Film Festivali’nin uluslararası yarışma filmleri belli oldu. Saraybosnalı ünlü yönetmen Aida Begiç jüri başkanlığında gerçekleşecek Uluslararası Uzun Metraj Film Yarışması’nda, Cannes’dan Venedik’e, pek çok festivalden ödüllerle dönmüş 8 film yarışacak. Almanya’dan Güney Kore’ye, dünyanın dört bir ülkesinden bir araya gelmiş 10 kısa kurmaca ve 8 kısa belgesel film ise, toplamda 45.000 TL değerindeki ödüller için kısa film jürisinin karşısına çıkacak.

Uluslararası Boğaziçi Film Festivali’nde Dünyanın Filmi Yarışıyor yazısına devam et

54. Ulusal Yarışma’da Put Şeylere Gösterildi

54. Ulusal Yarışma filmlerinden Put Şeylere, yönetmen Onur Ünlü ve ekibin katılımıyla gösterildi. Gösterim sonrasında gerçekleşen söyleşide Ünlü, aslında filmi izleyiciyle daha ileri bir zamanda paylaşmayı planladıklarını ancak 54. Ulusal Yarışma’ya katılmak için tarihi öne çektiklerini açıkladı. Ünlü aynı zamanda Put Şeylere’yi bir manifesto olarak kurguladığını ve “demokratik dramaturji” isimli yeni bir sinema hareketine evrilmesini planladığını söyledi.

54. Ulusal Yarışma’da Put Şeylere Gösterildi yazısına devam et

23. Gezici Festival

Ankara Sinema Derneği’nin düzenlediği Gezici Festival, 01 – 14 Aralık 2017 tarihleri arasında 23. kez sinemayı şehir şehir dolaştırıyor. Festivalin, bu yılki durakları Ankara, Sinop ve Kastamonu. Her yıl olduğu gibi bu yıl da festivalin ilk durağı Ankara. 01 – 07 Aralık tarihleri arasında, Çağdaş Sanatlar Merkezi ve Alman Kültür Merkezi’nde başkentli sinemaseverlerle buluşacak olan Gezici Festival, 08 – 11 Aralık tarihleri arasında Telvin Sanat Akademi’nin katkılarıyla Sinop’ta konaklayacak ve 12 – 14 Aralık tarihleri arasında Kastamonu Üniversitesi Medya ve İletişim Topluluğu’nun katkılarıyla Kastamonu’da bu yılın yolculuğunu tamamlayacak.

23. Gezici Festival yazısına devam et

Efsane Oyuncu Christopher Walken, Antalya’da Sinemaseverlerle Buluştu: 70’lerdeki Romantikliğim 5 Dakika Sürdü

54. Uluslararası Antalya Film Festivali’nin dünyaca ünlü onur konuklarından film oyuncusu Christopher Walken, festivalin 2. günü düzenlenen bir söyleşide sinemaseverlerle buluştu. Halka açık olan söyleşide soruları yanıtlayan Walken, yönetmen Quentin Tarantino ile uzun yıllara yayılan tanışıklıklarının nasıl başladığını, “Bir arkadaşım sayesinde tanıştık. Pulp Fiction’da küçük bir rol aldım. O kadar kısa sürdü ki öğle yemeği saati geldiğinde iş bitmişti.” diye anlattı.

Efsane Oyuncu Christopher Walken, Antalya’da Sinemaseverlerle Buluştu: 70’lerdeki Romantikliğim 5 Dakika Sürdü yazısına devam et