Bay Doğru

Paco Cabezas’ın yönettiği ve Sam Rockwell, Anna Kendrick, Tim Roth ile James Ransone’un oynadığı Bay Doğru (Mr. Right), 29 Nisan 2016’da The Moments Entertainment dağıtımıyla Tanweer Film tarafından vizyona çıkarıldı.
Hiperaktif davranışlar sergileyen Martha, son ayrılığından sonra çılgına dönmüştür. Gevezelik ediyor, Francis ile tanışmasını batırdığı gibi gördüğü her şeyi mahfediyordur. Francis’in yaklaşımı ise diğer herkes için çok korkutucu olsa da Martha etkilenmekten kendini alamamaktadır. İkisi de çılgın olduğundan mükemmel bir eşleşme gibi gözükebilir. Yalnız Francis ölümcül bir çılgın, profesyonel bir suikastçidir.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Web Sitesi
  • Fragman
  • IMDb

Türk Eğitim Derneği’nden Sinemaseverlere Destek: Askıda Bilet

Türk Eğitim Derneği’nin 2014’te başlattığı “Askıda Bilet Var” uygulaması, üçüncü defa sinemasever öğrencilere destek olacak. 28 Nisan – 08 Mayıs tarihleri arasında, Ankara Büyülüfener Sineması’nda düzenlenecek 27. Ankara Uluslararası Film Festivali’nde her gün ilk üç seansın biletleri askıya çıkacak, sinemasever gençler Türk Eğitim Derneği’nin misafiri olarak festival filmlerini izleyebilecek. Toplumsal dayanışma ve yardımlaşma örneği olan “askıda” uygulaması, ilk kez İtalya’da “askıda kahve” adı altında başladı.

14. Uluslararası Çevre Kısa Film Festivali Başlıyor

14. Uluslararası Çevre Kısa Film Festivali, İstanbul gösterimleri 02 Mayıs 2016’da Bakırköy’de başlıyor. Bakırköy Belediyesi, BASAD (Bakırköylü Sanatçılar Derneği) ve Çevre Film işbirliği, Kültür Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü Sanatsal Etkinlikler Komisyonu ve Üniversitelerin katkıları ile gerçekleşecek olan festival kapsamında Ulusal Çevre Kısa Film Yarışması, özel gösterimler, sergiler, müzik dinletileri ve dans gösterileri bulunuyor. Toplam 7 ülkeden 120 çevre temalı kısa filmin yer alacağı gösterimler filmler 02 Mayıs’tan başlayarak BASAD Cep Sineması’nda ücretsiz olarak izleyici ile buluşacak.

14. Uluslararası Çevre Kısa Film Festivali Başlıyor yazısına devam et

Kabile Filminin Oyuncusu Yana Novikova İlk Kez Türkiye’de

24 – 29 Mayıs 2016 tarihleri arasında sinemaseverlerle buluşacak olan 4. Ankara Engelsiz Filmler Festivali bu sene çok özel bir konuğu ağırlıyor. Tamamı işaret dilinde çekilmiş Kabile (The Tribe) filminin başrol oyuncusu Yana Novikova, festivalin konuğu olarak ilk kez Türkiye’ye gelecek. Ukrayna’daki bir sağırlar okulundaki hiyerarşik ilişkileri anlatan Kabile filminin 23 yaşındaki genç oyuncusu, filmin diğer oyuncuları gibi işitme engelli. Ankara Engelsiz Filmler Festivali’nin 24 Mayıs Salı günü Opera Sahnesi’nde gerçekleşecek açılış töreni için Ankara’ya gelecek olan Yana Novikova, Kabile filminin 26 Mayıs’taki gösterimi sonrasında da Ankaralı seyircilerle buluşacak.

Çöl Kraliçesi

Werner Herzog’un yönettiği ve Nicole Kidman, James Franco, Robert Pattinson ile Damian Lewis’in oynadığı Çöl Kraliçesi (Queen of the Desert), 06 Mayıs 2016’da Chantier Films dağıtımıyla Chantier Films tarafından vizyona çıkarıldı.
Meraklı ve maceracı bir kadın olan Gertrude, İngiltere’nin dışındaki hayatı görmek istediği için elçilikte görevli olarak Tahran’a gider ve burada elçilik sekreteri Henry Cadogan’a aşık olur. Bu aşk yanlış anlaşılmış kişilerle birlikte hayat boyu sürecek bir maceranın başlangıcı olur. Bu macerada yolu T. E. Lawrence ve Osmanlı İmparatorluğu’nda görev yapmakta olan general Charles Doughty – Wylie ile kesişir.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Web Sitesi
  • Fragman
  • IMDb

Çöl Kraliçesi yazısına devam et

27. Ankara Uluslararası Film Festivali’nden Açıklama: Tek Yük Festivallerin Omuzunda Olamaz

28 Nisan’da başlayacak olan Ankara Uluslararası Film Festivali’nden, yarışacak belgesel filmlerle ilgili bir açıklama yapıldı. Açıklama şöyle: “27. Ankara Uluslararası Film Festivali kapsamında açılan Ulusal Belgesel Film Yarışması’na 98 film başvuruda bulundu. Üç kişiden oluşan ön jüri, bu yapımlar arasından 17 filmi yarışmaya değer buldu. Yarışmaya seçilen tüm filmlerin yönetmenlerine “teknik ve hukuki gerekliliklerin yerine getirmeleri” anımsatıldı. Ulusal …”

Para Tuzağı

Jodie Foster’ın yönettiği ve George Clooney, Julia Roberts, Jack O’Connell ile Dominic West’in oynadığı Para Tuzağı (Money Monster), 27 Temmuz 2016’da Warner Bros. dağıtımıyla Warner Bros. tarafından vizyona çıkarıldı.
TV sunucusu Lee Gates ve yapımcısı Patty Fenn, her şeyini kaybetmiş kızgın bir yatırımcının stüdyoyu zorla ele geçirmesiyle kendilerini aşırı bir durum içinde bulurlar. Televizyonda milyonlara gergin ve zoraki bir canlı yayın sırasında, Lee ve Patty’nin günümüzün hızlı tempolu ve küresel piyasalarının kalbindeki bir komplonun ardında yatan gizemi açığa çıkarmak için öfkeyle ve zamanla yarışmaları gerekir.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Web Sitesi
  • Fragman
  • IMDb
  • Korkut Akın Yazıyor

Para Tuzağı yazısına devam et

Misafir, 20 Mayıs’ta Vizyonda

Dünya prömiyerini 36. Montreal Film Festivali’nde yapan ve festivalde FIPRESCI (Uluslararası Sinema Yazarları Federasyonu) ödülünün yanı sıra büyük jüri özel ödülünü kazanan Mehmet Eryılmaz imzalı Misafir filmi 20 Mayıs’ta vizyona giriyor. Misafir, evrensel bir konu olan anne – kız ilişkisini ölüm teması çevresinde merkezine alırken; aile içi cinsel taciz meselesini de gündemine alıyor. Öyküde aradan geçen zamana rağmen birbirleriyle dirsek teması tam olarak kesilmemiş olan aile fertleri üzerinden bütün olumsuzluklara rağmen diri tutulan umutlar ve bu umutlara sımsıkı sarılmaktan vazgeçmeyen tutunamayanların hikâyesi anlatılıyor.

9. İnönü Üniversitesi Uluslararası Kısa Film Festivali Başladı

İnönü Üniversitesi İletişim Fakültesi ve Sinema Topluluğu tarafından düzenlenen 9. İnönü Üniversitesi Uluslararası Kısa Film Festivali başladı. Düzenlenen açılış töreninde konuşan İletişim Fakültesi Dekanı Metin Işık, festivalin Malatya’daki sanatsal duyarlılığı artırmak ve ülkedeki sanatsal duyarlılığın artmasına da katkı sağlamak amacını taşıdığını ifade etti. Törene Nuri Alço, Ufuk Kaplan, Vadullah Taş, Ali Avcı, Ali Sait Liman gibi isimler katıldı.

9. İnönü Üniversitesi Uluslararası Kısa Film Festivali Başladı yazısına devam et

Çetin İpekkaya’yı Kaybettik

Ülkemizin önde gelen tiyatro sanatçılarından Çetin İpekkaya, 23 Nisan 2016 Cumartesi günü hayatını kaybetti. Şehir Tiyatroları’ndan yapılan açıklamaya göre, sanatçının cenazesi, Almanya’nın başkenti Berlin’de düzenlenecek törenin ardından toprağa verilecek. 1937 yılında Diyarbakır’da doğan İpekkaya, 1960 – 1963 yılları arasında Arena Tiyatrosu’nda ve Kent Oyuncuları’nın kuruluşunda yer alarak, oyunculuk ve yönetmenlik yaptı. Çetin İpekkaya, 40 yıllık sanat yaşamında TV dizilerinde ve Adak, Evet (Ich Will), Hekim İbn-i Sina (Librarian) adlı filmlerde rol aldı; seslendirme çalışmaları yaptı. Merhuma tanrıdan rahmet, kederli ailesine sabırlar dileriz.

Türk Fantastik Sineması’nın Amerikalı Tutkunu Ed Glaser İstanbul’da

2010 yılından bu yana Neon Harbor Entertainment şirketi adına internet ortamında yayımlanmak için hazırladığı Deja View adlı sinema programıyla dünyanın dört bir köşesinde milyonlarca takipçisi bulunan Amerikalı yapımcı, yönetmen, program sunucusu ve sinema tarihçisi Ed Glaser, sıkı hayranı olduğu Türk fantastik sineması üzerine, anılan türün efsaneleşmiş sanatçılarıyla bir dizi söyleşi gerçekleştirmek üzere pek yakında Türkiye’ye geliyor. Ed Glaser, Türk sinemaseverleri, özellikle de Yeşilçam’ın altın yıllarında sürüsüne bereket çekilen düşük bütçeli fantastik filmlerin o eşsiz enerjisi ve çocuksu coşkusuna vurgun sinema meraklıları için tanıdık bir isim.

Türk Fantastik Sineması’nın Amerikalı Tutkunu Ed Glaser İstanbul’da yazısına devam et

35. İstanbul Film Festivali’nden Bir Avuç Belgesel

35. İstanbul Film Festivali çerçevesinde bu yıl ilk kez düzenlendi ‘Ulusal Belgesel Film Yarışması’. 13 filmlik seçkiden izleme fırsatı bulduğum dokuz tanesi üzerine bu yazım. Üç belgeselciden oluşan yarışma jürisi (bizden Emel Çelebi ve Güliz Sağlam ile Meksikalı sinemacı Carlos Hagerman) büyük ödülü ‘Hazır Ol!’ filmine verdiler. Onur Bakır ve Panagiotis Charamis ortak imzalı yapım, 32 yaşındaki doktora öğrencisi Bakır’ın bedelli askerlik yapmak ile 6 ay boyunca orduya hizmet etmek arasında ikilemde kalması üzerine. Bu tartışmalı konuyu mizahi bir dille ele alan filmde Bakır aile büyükleriyle ve arkadaşlarıyla samimi bir ortamda röportajlar yapıyor. İstanbullu tedirgin orta sınıf ailenin imkânları zorlayarak hem Onur hem de kendinden küçük erkek kardeşinin bedel karşılığı askerlikten muaf olmaları için görüş birliğinde olduğuna şahit oluyoruz. Son 12 yılda asker ocağında 1070 intihar vakasının kayıtlara geçtiğini öğreniyoruz. ‘Vicdani Ret Derneği’nin militarizm karşıtı görüşlerine kulak veriyoruz. Hızlı bir kurguyla derdini pek güzel ifade eden genç sinemacılarımızın yeni işlerini merakla bekliyoruz.

Jüriden özel mansiyon alan ‘Ötekiler’ ile Van ilimize hareket ettik. 1915 tehcir ve soykırımı öncesinde Ermenilerin tarihi vatanı olan kentten bugün geriye kalan çoğu harap haldeki kiliseler, mahvedilmiş freskler ve Ermeni köklerini itiraf etmekten çekinen Vanlı kürtlerdir. Ayşe Polat imzalı yapım Ermeni trajedisinin ağızdan ağıza aktarılan vahşet hikâyelerini konu alıyor. Van’a bağlı Çatak’taki Çevre ve Tarihi Eserleri Koruma Derneği’nin üyesi Ali (Sulmaz), ölüm döşeğindeki son dileği imamlarca yerine getirilmeyen büyükannesi Piroze’yi (sonradan Hanife adını vermişler) anlatıyor. Günümüz Türkiye’sinde öteki sınıfına dahil edilmiş Kürtlerin Ermenilere ötekiler gözüyle baktığına tanık oluyoruz. Çok zengin malzemesini yeterince toparlayamamış ancak eldeki haliyle bile son derece değerli bir çalışma bu.

Yönetmen Gürcan Keltek’in Kıbrıs üzerine tanıklığının filmi ‘Koloni’ festivalin ilgiye değer yapımlarından bir diğeriydi. Bir coğrafyanın tarihinin ve hafızasının o coğrafyada yaşayan insanlar üzerinde yaşayan insanlar üzerindeki etkisinin peşine düşen Keltek, 1974 yılında adada Müslüman Türkler ile Ortodoks Rumlar arasında yaşanan savaş sırasında öldürülen insanların izini süren Otonom Kayıp Şahıslar Komitesi’nin Beşparmak dağlarında tampon bölge içinde yürüttüğü kazı çalışmaları üzerine yoğunlaşıyor. Seyirciyi söz ve bilgiyle boğmayan yönetmenin kamerası henüz açılmamış toplu mezarlarda, boşaltılmış köylerde dolaşıyor, geçmişin hayaletlerinin peşine düşüyor. 2015 Documentarist İstanbul Belgesel Günleri’nde Yeni Yetenek Ödülü kazanmış olan bu siyah beyaz film deneysel özellikleriyle dikkat çekiyor.

 Faysal Soysal’ın ‘Kayıp Zamanlar’ı bizleri geçtiğimiz yüzyılın yüzkarası soykırımlarının bir diğerine, Bosna vahşetinin göbeğine taşıdı. Srebrenitsa ve Prijedor katliamlarında yakınlarını kaybedenlerin mücadelesini anlatıyor bu belgesel. 1995’te izini kaybettiği kocası ve iki oğlunun kemiklerine on yıl sonra ulaşan Hatice Mehmedovic, Prijedor’daki katliamda kendi ailesinden annesi dışında herkesin ölümüne tanık olmuş Mirsad Duratovic’in tanıklıklarıyla ilerliyor film. Arşiv görüntüleri insanlık dışı toplama kamplarını belgeliyor, yüzlerce cesedin gömülü olduğu toplu mezarların açılışını izliyoruz öfke ve hüzünle.

Halen devam etmekte olan 11. Uluslararası İşçi Filmleri Festivali’nin açılış filmi de olan ‘Soluk’ta kamerasını maden işçilerinin şehri Zonguldak’ın kaçak madenlerine yöneltmişti yönetmen Metin Kaya. En küçük güvenlik önleminin alınmadığı, ağır koşullar altında yaşanan çeşitli varoluş hikâyelerine, kaçak kömür üretiminin bir parçası haline gelmiş çocukların ve katırların trajik yaşamlarına tanıklık ettik bu ilginç yapımda.

Festivalin ses getiren bir diğer belgeseli ‘Kara Atlas’ kömürle çalışan termik santrallerin çevreye ve insan sağlığına verdiği zararı çarpıcı bir dille ortaya koyan bir çalışmaydı. Manisa Karabiga’ya bağlı Yırca köyü halkının haklı mücadelesine tanıklık eden Umut Vedat imzalı film, köy arazisine üçüncü bir termik santral yapılmasına, çocukları gibi büyüttükleri zeytin ağaçlarının kesilmesine genciyle yaşlısıyla direnen Yırcalıların soylu direnişini, doğayı tehdit eden kömür termik santrallerine karşı zehir solumak istemeyen insanların güçlü çığlığını son derece etkileyici bir dille belgeliyor. Türkiye’nin çeşitli bölgelerindeki mücadelelere katılıp ‘taşımıza, kuşumuza, böceğimize göz diktiler! Kimse sesimizi duymuyor’ diyen köylülerin mücadelesine omuz vermiş, Greenpeace gönüllüleriyle birlikte aylarca nöbet alanlarında yaşamış film ekibi.

Festivalden üç film üçü de birbirinden ilginç portreler sundu bizlere. ‘İki Dil Bir Bavul’ ve ‘Babamın Sesi’ gibi yüz akı filmlerde imzası olan Orhan Eskiköy’ün ‘Başgan’ı 40 yılı aşkın süredir devam eden Kıbrıs Sorunu’nu çözeceğine kendini fazlaca inandırmış ve buna destek ararken kendi gerçekliğini kaybetmiş nevi şahsına münhasır politikacı Arif Salih Kırdağ’ın 13. kez giriştiği seçim kampanyasını öykülüyor. ‘Fotoğraf’ ve ‘Fırtına’ kurmaca filmleriyle ve ilgiyle karşılanmış ‘Son Mevsim: Şavaklar’ belgesiyle tanıdığımız Kazım Öz’ün son çalışması ‘Beyaz Çınar / Çınara Sıpȋ’, Dersim’in Hozat ilçesinin bir dağ köyünde yaşayan 100 yaşına merdiven dayamış on parmağında on marifet Kürt usta Zeynel Dede’nin (Zeynel Kahraman) renkli yaşamına çeviriyor kamerasını. Onlarca popüler türkünün yaratıcısı Dede’nin sadece müzik alanında sınırlı olmayan ustalığını taş, ahşap alanlarında miras bıraktığı eserlerinde keşfederken ezgilere takılıyor, aile içindeki ilişkilere, acılara sevinçlere tanıklık ediyoruz.

Kişisel olarak bizleri en çok etkileyen işlerden biri olan ‘Rafet’in Çocukları’ ise Türkiye’de yıllarca sol örgüt liderliği yaptıktan sonra darbe sırasında çalışmalarını sürdürdüğü Berlin’de 25 yıl sürgün hayatı yaşamak zorunda kalmış Rafet Temur’un hikâyesi üzerine. Rafet’in Berlin’deki göçmen çocuklara kol kanat gerişinin, aileleri tarafından dışlanmış sevgiye hasret gençleri biraraya toplayarak psikoloji, felsefe, politika hakkında düzenli seminerleriyle onları hayata kazandırmasının müthiş güzel hikâyesini anlatan belgeseli Mümin Barış ile Reşit Ballıkaya ortaklaşa yönetmişler. ‘Uzun bir süre evsiz ve yurtsuz kalınca, her yeri ev ve yurt haline getirmeyi öğreniyor ve bu süreçte kendi değerlerini yaratıyor insan’ diyor Rafet. ‘Çocuklarla birlikte hep bu arayışın insanları olduk ve Berlin’de kendi yurdumuzu yarattık’ diye ekliyor.

35. İstanbul Film Festivali’nin en çarpıcı toplamlarından birini oluşturuyordu bu yılın ‘Ulusal Belgesel Filmler’ seçkisi. Deneyimli isimlerin son işlerinin yanı sıra yepyeni sinemacıların birbirinden değerli çalışmalarıyla kanatlandık, sinemamız adına umutlandık. Bu güzel filmlerin vizyon görme ihtimali fazla değil. Diğer festivallerde, internet ortamında veya başka bir mecrada herhangi birine rast gelirseniz atlamayın diye kaleme aldım bu haftaki yazımı.

(02 Mayıs 2016)

Ferhan Baran

[email protected]

Zeki Demirkubuz FilmLoverss’a Konuştu

FilmLoverss’dan Utku Ögetürk ve Gizem Çalışır, Masumiyet, Kader ve Yeraltı gibi sinemamızın kilometre taşlarını oluşturan filmlerde imzası bulunan Zeki Demirkubuz’la yeni filmi Kor’un vizyona girmesi vesilesiyle filmlerinden, kendisi hakkında merak edilenlere kadar birçok konuda keyifli bir röportaj gerçekleştirdi. Zeki Demirkubuz’un son filmi Kor’un başrollerini Aslıhan Gürbüz, Taner Birsel, Caner Cindoruk ile İştar Gökseven

Zeki Demirkubuz FilmLoverss’a Konuştu yazısına devam et

27. Ankara Uluslararası Film Festivali Başlıyor

Dünya Kitle İletişimi Vakfı tarafından 1988 yılında film şenliği olarak başlayan, Türkiye’nin en büyük kültür sanat etkinliklerinden birisi olan Ankara Uluslararası Film Festivali, 28 Nisan – 08 Mayıs tarihleri arasında 27. kez gerçekleştirilecek. Programında 62 uzun metrajlı, 117 kısa ve 34 belgesel film yer alan festival, 45 ülkeden 197 yönetmenin toplam 213 filminin gösteriminin yanı sıra konuk sinemacıların katılacağı söyleşilerden sinema atölyelerine, konserlerden özel etkinliklere sinemayla dolu günler yaşatacak; dünya sinemasının en yeni örneklerinden ünlü yönetmenlerin kült yapıtlarına, zengin bir programı sinemaseverlere sunacak.

27. Ankara Uluslararası Film Festivali Başlıyor yazısına devam et

Yeni James Bond Olacağı Söylentisi Yayılan Idris Elba 27 Nisan’da Sinemalarda

Son günlerin gözde oyuncusu Idris Elba, yayılan “sonraki James Bond” söylentilerinden hayli yorgun görünüyor. Daily Telegraph’a konuşan Idris Elba, “Sanki bu kampanyayı benim düzenlediğim sanılıyor, ben yapmadım ama. Başlangıçta ‘Bu harika olmaz mıydı?’ diye düşündürdü ama şimdi ırkçı söylemler başladı.” dedi. “Ben oynamadan dünyanın en ünlü Bond oyuncusuyum diyen Elba’nın son filmi Baskın Günü, Türkiye’de 27 Nisan’da vizyona giriyor.