İnsan Ruhunun Dipsiz Karanlığında

Geçtiğimiz yıl Cannes Film Şenliği’nin yarışmalı ana seçkisinde yer almış olan ‘Gazeteci Çocuk / The Paperboy’, 2009 yılı Oscar mevsiminde hayli ses getirmiş, kadın oyuncusu Mo’nique ile senaryosu Akademi ödülüne lâyık görülen ‘Acı Bir Hayat Hikayesi / Precious’ ile tanımış olduğumuz Lee Daniels’ın yeni filmi. Siyahi yönetmen yürek burkan bir büyük şehir hikâyesinden sonra, senaryoyu ortaklaşa kaleme almış olduğu Peter Dexter’ın aynı adlı romanından hareketle bu kez ABD’nin tekinsiz güney topraklarına uzanıyor.

1969 yazıdır. Tarım işçilerinin hak arayışları ve siyahların sivil haklar mücadelesiyle çalkalanmakta olan bir ortamda, Miami Times’tan Ward Jansen (Matthew McConaughey), siyahlar denli beyazların da ölesiye nefret ettiği acımasız şerifin katli nedeniyle idama mahkûm edilmiş Hillary Van Wetter’ın (John Cusack) davasını araştırmak üzere, siyahi gazeteci ortağı ile birlikte baba ocağı Florida, Moat County’ye dönüş yapar. Yerel gazetenin sahibi baba W. W. Jansen (Scott Glenn), 20 yaşındaki küçük kardeş Jack (Zac Efron) ve idam mahkûmlarıyla erotik yazışmalar yapan güneyin seksi güzeli Charlotte (Nicole Kidman) bu gizemli hikâyenin diğer ana karakterleridir. Miami’den gelen gazeteci ortaklar, delillerin yok edilerek Van Wetter’ın haklarının gaspedildiğini ve idam mahkûmiyetinin bir linç hareketi olduğu iddiasındadır. Geçkin güney dilberine abayı yakmış küçük kardeşin büyüme öyküsü, cinayet soruşturmasına paralel olarak ilerler. Irkçılığıyla, ormanıyla, bataklığıyla, timsahlarıyla, böcekleriyle ve bilumum tekinsizliğiyle ABD’nin güneyidir, Louisiana bölgesidir, New Orleans’tır buraları. Dipsiz bataklıklarında insan ruhunun tuhaf karanlıklarına yolculuğa çıkılan.

Amerikan bağımsız sinemasının sürprizlerle gelişen bu ilginç örneği parlak oyuncu kadrosundan, özellikle Nicole Kidman’ın kariyerindeki en ayrıksı kompozisyonundan büyük destek alıyor. Festival sonrasının çölleşen ortamında ilgiye değer bu filmin, hapishanedeki orgazm ve plâj sekanslarıyla şimdiden kültleştiğinin altını çizmek isterim.

(22 Nisan 2013)

Ferhan Baran

[email protected]