İkisi de korkunç birer trafik kazasında hayatını kaybeden Monaco Prensesi Grace Kelly ve Galler Prensesi Lady Diana’nın yaşam öykülerini konu alan filmler (Grace of Monaco ve Diana) bu yıl beyazperdede hasılat ve ödül için karşı karşıya gelecek.
Bu nedenle yazının başlığında Meryl Streep ve Dustin Hoffman’a Oscar ödülü kazandıran Kramer Versus Kramer-Kramer Kramer’e Karşı’dan (1979) esinlendik.
Çok yakın arkadaş ve dost Nicole Kidman ile Naomi Watts bu filmlerin başrol oyuncuları.
Grace of Monaco
Film yıldızlığını bırakarak Monaco Prensesi olan, sonradan sinemaya dönüş yapmak isteyip kocasının engeline takılıp dönemeyen ve korkunç bir trafik kazasında ölen Grace Kelly’i (1929-82) Nicole Kidman’ın canlandırdığı 30 milyon dolar bütçeli Grace of Monaco 2013 sonunda sinemaseverlere sunulacak…
Yedi buçuk milyon dolar ücret aldığı The Hours-Saatler’le (2002) Oscar kazanan Kidman, Rabbit Hole-Mutluluğun Peşinde (2010) ve yedi milyon dolar ücret aldığı Moulin Rouge’la da (2001) Oscar ödülü adaylığı elde etti.
Grace of Monaco’nun yönetmeni şarkıcı Edith Piaf’ın (1915-63) fırtınalı yaşamını konu alan La vie en rose-Kaldırım Serçesi adlı filmi makyaj ve en iyi kadın oyuncu (Marion Cotillard) Oscar’larını kazanan, kostüm dalında da Oscar ödülüne aday olan yönetmen Olivier Dahan.
Grace of Monaco’da canlandırılan karakterler arasında kumarhane ve otelleriyle ünlü Monaco prensliğine para akıtan/yatıran İzmir doğumlu, büyük İzmir yangınından (1922) sonra yurt dışına giden Yunan milyarder Aristotle Onassis (1906-75) ile onun sevgilisi opera şarkıcısı Maria Callas da (1923-77) var…
Grace of Monaco’nun bir diğer karakteri Grace Kelly’i Rear Window-Arka Pencere (1954) adlı filminde oynatan, Marnie-Hırsız Kız (1964) adlı filmiyle de sinemaya döndürmeye çalışan ve bu konuda büyük mücadele veren yönetmen Alfred Hitchcock (1899-1980).
Diana
Diana’da kocasınca her fırsatta aldatılan bir kadının kocasına verdiği karşılıklar ve yaşadığı aşk ilişkileri konu ediliyor.
Parkinson hastalığından muzdarip, savaşı kazanmak için her türlü barbarlığı yapmış ordusu yenik düşmüş, Rusların eline geçmemek için her şeyi yapmaya hazır Adolf Hitler’in son günlerini yabancı film dalında Oscar ödülüne aday gösterilen ölümsüz bir filme (Çöküş-Der Untergang) dönüştüren Oliver Hirschbiegel imzalı Diana’daysa Paris’te paparazzilerden kaçarken trafik kazasına mı, suikaste mi kurban gittiği hâlâ tartışılan, öldüğünde karnında Mısırlı işadamı Dodi Al Fayed’in bebeğini taşıdığı ve bu bebeğin cesedinin İngiliz ajanlarınca (gerçek James Bond’lar tarafından) Diana’nın karnından hamilelikten hiçbir iz bırakmayacak şekilde çıkarılarak kaçırıldığı iddiaları (komplo teorileri) gündemden düşmeyen Prenses Diana’yı (1961-97) eşsiz Naomi Watts canlandırdı.
King Kong’dan (2005) beş milyon dolar ücret alan Naomi Watts, 21 Grams-21 Gram (2003) ve The Impossible-Kıyamet Günü’yle (2012) Oscar ödülüne aday gösterildi.
İngiliz Kraliyet ailesinin bu filmde kendilerine yöneltilecek suçlamalardan endişe duyduğu söyleniyor.
Umarım bu film İngilizlerin çürümüş, kokuşmuş monarşi kurumunu terk etme sürecine bir katkıda bulunur; en azından bu süreci hızlandırır.
(18 Mart 2013)
Hakan Sonok