Sinema Programı Yapımcısı Ceylan Özçelik, Klak Sinema Programı’nda

Bugün TV, Klak Sinema Programı’nın bu haftaki stüdyo konuğu, program yapımcısı ve sunucu Ceylan Özçelik. Hollywood Yabancı Basın Birliği tarafından bu yıl 70. verilen Altın Küre Sonuçları açıklandı; sinema dünyasının en prestijli ödülleri olan Oscar ödülleri ise 24 Şubat’ta 80. kez sahiplerini bulacak; memleketin Oscarları olarak kabul edilen 45. SİYAD Türk Sineması Ödülleri 21 Ocak’ta açıklanacak; hepsi Ceylan Özçelik’le Klak Stüdyosu’nda.
Ayrıca Celal ile Ceren, Bitik Şehir, Mama ve çok daha fazlası şimdi Klak’ta. Gizem Ertürk’ün hazırlayıp sunduğu Klak Sinema Programı, 19 Ocak 2013 Cumartesi günü Bugün TV ekranında sinemaseverlerle buluşuyor.

  • Basın Bülteni
  • Yüksek çözünürlüklü fotoğraflara haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Sinema Programı Yapımcısı Ceylan Özçelik, Klak Sinema Programı’nda yazısına devam et
  • Her Cuma Yeni Sinema’da Bu Hafta: Münferit

    Yeni Sinema Hareketi’nin öncülüğünde ve Beşiktaş Belediyesi işbirliğiyle Her Cuma Yeni Sinema düzenleniyor. Etkinlik kapsamında 11 Ocak Cuma günü, Belma Baş’ın Zefir adlı filminin gösterimi gerçekleştirildi. Gösterim sonrasında Haşmet Topaloğlu’nun moderatörlüğünde, Belma Baş izleyicilerin sorularını yanıtladı. Her Cuma Yeni Sinema etkinliğinde bu hafta ise, Dersu Yavuz Altun’un filmi Münferit, Levent Kültür Merkezi, Onat Kutlar Salonu’nda sinemaseverlerle buluşacak. Film sonrasında yapılacak söyleşide yönetmen Dersu Yavuz Altun izleyicilerin sorularını yanıtlayacak.

    Her Cuma Yeni Sinema’da Bu Hafta: Münferit yazısına devam et

    3. Uluslararası Engelsiz Film Festivali

    3. Uluslararası Engelsiz Film Festivali, engellilik, iş göremezlik konularında kısa ve uzun metrajlı filmlerle farkındalık yaratmak amacıyla 20 – 25 Mayıs 2013 tarihleri arasında gerçekleştirilecek. Festival, toplumumuzda oluşmuş tabuları, önyargıları, kalıplaşmış düşünceleri gösterimleri yapılacak kısa ve uzun metrajlı filmlerle yıkmayı amaçlıyor. Bir hafta boyunca diğer ülkelerin de katılımıyla sürecek olan 3. Uluslararası Engelsiz Film Festivali, ulusal kısa film yarışmaları, yarışma dışı film gösterimleri, uluslararası film gösterimleri, değişik açık oturumlar, söyleşiler, sergiler ve çeşitli kültür – sanat etkinliklerinden oluşacak.

    3. Uluslararası Engelsiz Film Festivali yazısına devam et

    Taş Mektep, 15 Şubat’ta Sinemalarda

    Altan Dönmez’in yönettiği ve başrollerini Orhan Kılıç, Ayça Varlıer, Bora Akkaş ve Hazım Körmükçü’nün paylaştığı Taş Mektep, 15 Şubat’ta gösterime giriyor.
    Kurtuluş savaşı sırasında okullarını, ailelerini, hayallerini ve ilk aşklarını bırakarak, sadece kalplerinde vatan aşkı olan 63 öğrenci din, mezhep ve dil ayrımı yapmadan cepheye koşa koşa savaşmaya giderken geride bıraktıkları topraklarına bir daha geri dönemedi. Onlar sadece bu vatanı kurtarmadı, onlar bizim için de şehit oldular. Onlar esaret altında yaşamaktansa bu vatan toprağında seve seve canlarını verdiler.

  • Basın Bülteni
  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Küçük Tatlı Zürafa: Zarafa

    Remi Bezançon ve Jean Christophe Lie’ın yönettiği ve Burak Özçivit’in seslendirdiği Küçük Tatlı Zürafa: Zarafa (Zarafa), 25 Ocak 2013’de Chantier Films dağıtımıyla Chantier Films tarafından vizyona çıkarıldı.
    10 yaşındaki Maki ile Fransa kralına hediye olarak gönderilen öksüz Zürafa’nın ebedi dostluk hikâyesi. Hassan, Mısır kralı tarafından küçük öksüz Zürafa’yı Fransa’ya götürmekle görevlendirilir. Ama Maki, küçük Zürafa’nın annesine söz verdiğinden, hayatını riske atmak anlamına gelse de, Hassan’ın bu görevini yerine getirmesini önlemek, Zürafa’yı yeniden doğduğu topraklara götürmek için her şeyi göze alır.

    • Basın Bülteni
    • Fotoğraflar
    • Fragman
    • IMDb

    Küçük Tatlı Zürafa: Zarafa yazısına devam et

    Aslı Özge’nin İkinci Filmi Hayatboyu Dünya Galasını 63. Berlin Film Festivali’nde Yapıyor

    İlk filmi Köprüdekiler ile İstanbul, Adana ve Ankara Film Festivalleri’nde En İyi Film ödüllerini alan Aslı Özge’nin yeni filmi Hayatboyu, dünya galasını 07 – 17 Şubat 2013 tarihlerinde düzenlenecek 63. Berlin Film Festivali’nin Panaroma Special bölümünde yapacak. Galası Berlin’deki Kino International’da yapılacak olan filmin çekimleri İstanbul, Ankara, Bolu ve Van’da gerçekleştirildi. Başrollerini Defne Halman ile Hakan Çimenser’in paylaştığı Hayatboyu, sorunlarının çözümü ayrılık olabilecekken birbirlerinden kopamamanın duygusal sıkışıklığını yaşayan evli bir çiftin hikâyesini anlatıyor.

  • 1 / 2
  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Yüksek çözünürlüklü fotoğraflara haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Aslı Özge’nin İkinci Filmi Hayatboyu Dünya Galasını 63. Berlin Film Festivali’nde Yapıyor yazısına devam et
  • Şili Halkı Pinochet’e No Derken

    No
    Yönetmen: Pablo Larrain
    Oyun: Antonio Skarmeta
    Senaryo: Pedro Peirano
    Kurgu: Andrea Chignoli
    Görüntü: Sergio Armstrong
    Oyuncular: Gael García Bernal (Réne), Alfredo Castro (Lucho), Antonia Zegers (Veronica), Marcial Tagle (Costa), Néstor Cantillana (Fernando), Jaime Vadell (Bakan Fernandez), Pascal Montero (Simon), Nestor Cantillana (Akıl Hocası)
    Yapım: Şili (2012)

    Şilili yönetmen Pablo Larrain’in Akademi tarafından yabancı film dalında 85. Oscar’a aday gösterilen “No” filmi, ABD’ye de eleştiri getiriyor. Reklâmcıların savaşını yansıtan filmde yönetmen dönemin görsel estetiğini yaratmış.

    Şili, 1988… Şili halkı, demokrasiye geçiş veya diktatörlüğe devam için referandum yapıyor. Bu halk oylaması, reklâmcıların da savaşı. Yıllarca yurtdışında yaşamış reklâmcı René Saavedra, reklâm dünyasında iyi kazanan biri. Eski aile dostlarından, şimdi akıl hocası olan bir muhaliften diktatörlüğe hayır kampanyası için destek istiyor. Bir tarafta para, diğer tarafta vicdan. René, muhalif karısı Veronica’dan uzun süre önce ayrılmış. Küçük oğlu Simon kendisiyle beraber. René, patronu Lucho’yu da kırmadan muhaliflerin yanında yer alıyor ve hayır kampanyasını yürütüyor. 1976’da Santiago’da doğan Şilili yönetmen Pablo Larrain, bu ana kadar dört film yönetti ama 2012 yapımı “No” filmi ülkemizde gösterim şansı bulabiliyor ancak. Zengin ve muhafazakâr aileden gelen yönetmenin annesi de sağcı bir politikacı. Hatta yakın dönemlerde bakanlık bile yapmış. Yönetmen, sağ muhafazakâr bir aile ortamında hiçbir ekonomik zorluk çekmeden yetişti. Gördüğümüz “No”, sol ruhlu bir film. Yönetmen, hem Pinochet, hem de demokrasi yanlılarını içeriden göstererek, dönemin ruhunu anlamaya çabalamış. Filmde görüntüler soluk biçimde yansıyor yoğunluklu olarak. Ayrıca yönetmen, her kamera açısını bir defa kullanmış. Klâsik olanın dışına çıkıp “açı-karşı açı” çekim tekniği de kullanmamış. Yönetmen çoğu anda hafif el kamerası da kullanmış. Ayrıca film 16 mm tadı veriyor. Yönetmen, dönemin belgesel görüntülerini de filminin aralarına kurgulamış. Bu durum gerçekliğe etkileyici bir katkı sağlıyor. Yönetmen, estetik anlamda televizyonlardaki haberlerin görsel yansıyışlarına yakın bir görsellik oluşturmuş. Öyle ki, bazı anlarda belgesel ve kurgusal görüntüler iç içe geçerek bir bütünlük oluşturuyor. Gerçekten filmin estetiği sinema okulundaki öğrenciler için bulunmaz bir ders. Filmde, Şili halkının Pinochet’e “Pinoçet” dediğini de öğrendik. Yıllarca bize “Pinoşe” diye öğretmişlerdi. Fransızların söylediği gibi.

    Tonton Pinochet…

    Kampanya için herkesin önünde yirmi günden fazla bir zaman var. Pinochet, halkın kendine teveccüh edeceğinden emin. Pinochet’in kampanyasını, René’nin patronu Lucho yürütüyor. Pinochet, tonton bir dede gibi yansıtılıyor. Beyaz sivil takımlar giyiniyor, askerler az görünüyor ve tonton dede çocukları şefkatle seviyor. Bu referanduma “plebisit” deniliyor. Ayrıcalıklı sınıfın imkânların sürüp sürmemesi halka soruluyor. Yani, Pinochet’in diktatörlüğünün sürüp sürmemesi için bu halk oylaması. René’nin oğlu Simon’a bakan kadın, Pinochet sayesinde eskisinden daha iyi durumda olduklarını ve çocuğunu kolayca üniversiteye gönderdiğin söylüyor. Ama çok geçmeden, minnet duyduğu Pinochet yönetiminin sert yüzünü yakından görüyor. Kampanyayı başarılı biçimde yürüten René’ye Pinochet güçleri hemen mesaj gönderiyorlar çünkü. René de, demokrasi mitinginde polisin ve askerin şiddetinin ne demek olduğunu anlıyor ve her şeyiyle kendini demokrasi referandumuna veriyor, tüm yaratıcılığını bu kampanyaya sunuyor. Asker, özellikle de polis alabildiğine sert ve halka hiç acımıyor. Kampanyalarda hoş anlar da yansıyor. Bunlar belgesel görüntüleri. Karısıyla sevişmek isteyen koca, karısından hep “no” cevabı alıyor. Pinochet tarafı da bu reklâma karşılık vererek “si” reklâmını yayımlıyor hemen. Gerçekten hoş ve eğlenceli anlar.

    Oscar’a aday…

    “No” filmi, ABD’ye eleştiri getirmesine rağmen 85. Akademi Ödülleri’nde “En İyi Yabancı Film” dalında Oscar’a aday oldu. Film, 2012’de 65. Cannes Film Festivali’nde “Yönetmenlerin Onbeş Günü” bölümünde gösterildi ve bu bölümde “Sinema Sanat Ödülü”nü kazandı. Filmde, Pinochet karşıtlarına destek veren Jane Fonda, Richard Dreyfuss ve Christopher Reeve’in belgesel görüntüleri de yansıyor perdeye. Hollywood’un bu ünlü oyuncuları, 1988 yılında Şili’de Pinochet’e karşı kampanyada “no” diyenlere destek vermişler. 1978 doğumlu Meksikalı oyuncu Gael García Bernal, Robert de Niro gibi kamera önünde rahat. Sanki oradan geçiyormuş gibi. Bu iyi oyuncuyu, Meksikalı yönetmen Alejandro Gonzalez Inarritu’nun 2000 yapımı “Amores Perros-Paramparça Aşklar Köpekler” gibi kurgusu çarpıcı bir filmle fark edildi. Ardından Brezilyalı yönetmen Walter Salles’in Che’nin gençliğini anlatan 2004 yapımı “Diarios de Motocicleta-Motosiklet Günlüğü” filmiyle de büyük oyuncular tarafına doğru yürümeye başladı. Şili bize hâla uzak. Sineması da.1973 yılında sosyalist Allende yönetimine karşı askeri darbe yapan Pinochet’in kanlı darbesini Şilili yönetmen Andrés Wood’un 2004 yapımı “Machuca” filminde yaşamıştık. Pinochet, yoksul kızılderilileri Santiago’dan sürüp yok ediyordu. Yönetmen Larrain de bu kanlı darbenin 15 yıl sonrasına bakıyor “No” filmiyle. “No” filminde fon müziği kullanılmamış. Ama şarkıların çok iyi olduğunu belirtelim.

    (24 Ocak 2013)

    Ali Erden

    ailerden@hotmail.com

    Alman Kültür Merkezi’nde Perşembe Filmleri Şubat Ayında da Devam Ediyor

    Alman Kültür Merkezi, 2012 yılında başlattığı Perşembe Filmleri dizisine Şubat ayında da devam ediyor. Programa göre 07 Şubat’ta Valentin Thurn’un yönettiği Taste The Waste, 14 Şubat’ta Tom Tykwer’ın yönettiği 3 – Üç (Drei – Three), 21 Şubat’ta Anna Hepp’in yönettiği Kırmızı Lahana Sever misiniz? adlı filmler Türkçe altyazılı ve ücretsiz olarak gösterilecek. Kırmızı Lahana Sever misiniz?, toplumsal ve dini farklılıklar karşısında sevginin sınır tanımadığını gösteriyor. Ruhr bölgesinin mizah anlayışı filmi daha da sempatik kılıyor.

  • Basın Bülteni
  • Web Sitesi
  • Yüksek çözünürlüklü fotoğraflara haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Alman Kültür Merkezi’nde Perşembe Filmleri Şubat Ayında da Devam Ediyor yazısına devam et