Bu Savaşın İzlerini Silmek Kolay Değil

Savaşın Çiçekleri (Jin líng shí san chai/The Flowers of War)
Yönetmen: Zhang Yimou
Roman: Geling Yan
Senaryo: Liu Heng
Müzik: Qigang Chen
Görüntü: Xiaoding Zhao
Oyuncular: Christian Bale (John), Ni Ni (Yu Mo), Xinyi Zhang (Shu), Tianyuan Huang (George Chen), Shigeo Kobayashi (Teğmen Kato), Xiting Han (Yi), Doudou Zhang (Ling), Dawei Tong (Binbaşı Li), Atsurô Watabe (Albay Hasegawa), Yangchunzi Yuan (Mosquito), Takashi Yamanaka (Teğmen Asakura)
Yapım: BNP-EDKO (2011)

Çin sinemasının önemli yönetmenlerinden Zhang Yimou’nun Çin-Japon savaşını anlattığı “Savaşın Çiçekleri”, sinemanın iyi filmleri arasına katılıyor. Filmde zaman zaman kendinizi savaşın içinde, hatta savaşın parçası olarak görebilirsiniz.

Nanjing, 1937 yılında Japonlar tarafından istilâ ediliyor. Bu istilâ Nanjing (Nanking) Katliamı olarak anılıyor. O dönemlerde Çin’in başkenti olan Nanjing’de, Japonlar tarafından katliamlar ve tecavüzler yapılıyor. Çin’in belleğinden hiç silinemeyecek bir trajedi bu. Şehir ağır bombardımanın altında sisler içinde. Amerikalı John Miller da orada. Japonca da anlayan John kilisede, Winchester katedralinde görevli olduğunu söylüyor. Japon askerleri hareket eden her şeye ateş ediyorlar, yaralıları süngülüyorlar. Japonlar, çoluk çocuk, kadın bakmadan yok edici makine gibiler. Filmin girişindeki atmosfer de çok çarpıcı. Çatışmaların ortasındaymış gibi hissediyorsunuz kendinizi. Filmde bazı anların bir keskin nişancısının dürbününden yansıdığını belirtelim. Vahşet daha da ürpertici görünüyor sanki. Keskin nişancı, yalnız bir kovboy gibi ve enkazın içinde etrafı gözlemliyor sürekli.Tek sıra halindeki Japon askerlerinin vurulduğu bu bölümde kısa bir an için destansı bir görsellik perdeyi kuşatıyor. Çinlilerin, Japonların tanklarına karşı ağır silâhları yok ve halk öne sürülüyor. Japonlar da onları kolayca öldürüyor. İnsanlar katedrale sığınıyor. John, her şeyi fırsata çevirmiş ve para almadan hiçbir şeye dokunmak istemiyor. O bir serseri. İçkisiz ve parasız yapamıyor. Katedraldeki kamyon da insanlar için değerli. Onun tamirini de ancak John yapabilecek mi? Katedrale fahişeler de geliyor. Peder ortalarda olmadığı için katedralin sorumluluğu da rahip George Chen’de. John, İngilizce bilen Yu Mo’yla ilgilenmeye de başlıyor. Mo, gözde bir fahişe. Gaz lambalarının ve mumların aydınlattığı katedrale bu hem kasvet hem de sıcaklık veriyor. Mo, John’dan kendisini şehir dışına çıkarmasını istiyor. Çinli Binbaşı Li de, katedrale yaralı çocuk yaşta genç bir askeri, Pu Sheng’i getiriyor ve katedrale sığınmış çiçekleri görüyor. Çiçekler, genç askeri çok seviyorlar sonra.

İnsan ve umut…

Japon askerlerin katedrale baskınında korkuyu yaşıyorsunuz. Japon askerlerinin, kadınları gördüğünde tecavüzden başka bir şey düşünmediğini anlıyorsunuz. Japonların katedral baskınında devreye keskin nişancı giriyor ve askerleri avlıyor. Stilize ölüm de ona yakışıyor filmde. Perdede gerçek bir savaşın içindeymiş gibi hissediyorsunuz. Şehir depremden çıkmış bir harabeler yeri. İnsanlar da mekânlar gibi yer yer enkaza dönüşmüş. Bu trajik filmde her türlü dram perdeden yansıyor. Zaman zaman melodram çizgisinde de olsa. Ama yine de insanın olduğu yerde olsa umut var. Elbette patlamaların ve şiddetin yoğun olduğu bu filmde az da olsa romantizm var. Mu, John’un gözlerine vuruluyor ve aşık oluyor. Filmin içinde dolaşırken hikâyenin ve insanların sıcaklığına dokunuyorsunuz. 1951 doğumlu Zhang Yimou, Çin sinemasının önemli ustalarından. 2002 yapımı “Ying xiong-Kahraman”, 2004 yapımı “Shi mian mai fu-Parlayan Hançerler”, 2006 yapımı “Man cheng jin dai huang jin jia-Altın Çiçeğin Laneti” filmleri sinemalarımıza gelmişti. Yönetmeni, Yeşilçam melodramlarını andıran 2000 yapımı “Xingfu shiguang-Mutlu Günler” filmiyle tanımıştık. Filmin ön jeneriğinde insanın kalbine işleyen acı bir müzik duyuluyor. Yimou, sinemanın gerçek estetisyenlerinden. Yönetmenin filmlerindeki görselliğiyle, resim ve fotoğraf sanatının üst noktalarına ulaşıyorsunuz. Sinema perdesinde bu görüntüleri seyretmeye de doyamıyorsunuz. Çince, Japonca ve İngilizce konuşan bu film Geling Yan’ın romanından uyarlanmış. Çinli kadın yazar Yan, sadece roman değil senaryolar da yazıyor. Yazarın, Choderlos de Laclos’nun aynı adlı romanından yazdığı senaryo “Dangerous Liaisons-Tehlikeli İlişkiler”, Güney Koreli yönetmen Jin-ho Hur tarafından beyazperdeye aktarıldı. Zhang Ziyi’nin başrolünde olduğu bu 2012 yapımı filmi de görmeyi umudediyoruz. Film, yazarın “Nanking’in 13 Çiçeği” romanından uyarlanmış. O çiçekler de katedrale sığınmış fahişeler. Filmin fonda duyulan müzikleri de muhteşem. Bu kaosun içinde insana dinginlik veriyor. 2011 yapımı “Jin líng shí san chai/The Flowers of War-Savaşın Çiçekleri” haftanın en iyilerinden.

(24 Ağustos 2012)

Ali Erden

ailerden@hotmail.com