Şeytan Kovulurken Gelen Trajediler

İblis (La Posesion de Emma Evans)
Yönetmen: Manuel Carballo
Senaryo: David Munoz
Müzik: Zacarias M. de la Riva
Görüntü: Javier Salmones
Oyuncular: Sophie Vavasseur (Emma), Stephen Bilington (Christopher), Tommy Bostow (Alex), Richard Felix (John), Jo-Anne Stockham (Lucy), Doug Bradley (Peder Ennis), Isamaya French (Rose), Lazzaro E. Oertli Ortiz (Mark)
Yapım: İspanya Filmax (2010)

İspanyol yönetmen Manuel Carballo’nun ikinci filmi “İblis”, zaman zaman klâsik korku filmi “Şeytan”ın kıyılarında dolaşıyor. Ama yine de Carbolla’nın filminin özgün tarafları var.

Yönetmen Manuel Carballo bir röportajında, William Friedkin’in 1973 yapımı “The Exorcist – Şeytan” filmiyle yarışmadığını söylese de, “La Posesion de Emma Evans – İblis”le Friedkin’in filminin kıyılarında dolaşıyor. Belki de, şeytan kovma üzerine aynı ritüellerin yaşanmasının katkısı var benzerliklerde. Yönetmen, Cizvit okuluna gittiğini de söylüyor. Carballo, 1974’te Barcelona’da doğdu ve ülkemizde fazla tanınmayan bir yönetmen. İngiltere’de İngilizce çekilen “İblis” filmini ülkemizde gösterime sokan Duka Film, maalesef İspanyolca dublajlı kopyasını bizlere sunuyor. Konuşmalar, yapıştırmaymış gibi duruyor sanki. “İblis” filmi, “demonic possession”, yani bizim bilmediğimiz “şeytani sahiplik” üzerinde yoğunlaşan bir yapım. “Şeytani sahipliğe”, kötü niyetli doğaüstü varlıklar deniliyor Hıristiyanlıkta. Film, 15 yaşındaki Emma’nın özgür olmak için şeytana sığınmasını ve ondan kurtulma çabasını anlatıyor. Şeytan, yavaş yavaş Emma’yı ele geçiriyor. Babası John ve annesi Lucy, küçük kardeşi Mark’la beraber kendisini okula göndermiyorlar. Anne-baba, eğitimi evde veriyorlar çocuklarına. Emma’nın amcası Christopher, bir rahip ve geçmişte şeytan kovarken bir genç kızın ölümüne neden olmuş. Şeytanın şiddeti çoğalınca Emma, rahip amcasından yardım istiyor ve ardından şeytan kovma ritüelleri sürerken trajediler de yaşanmaya başlıyor yavaş yavaş. Rahip Christopher, Emma’nın içine girmiş şeytanı kovma seanslarını video kamerayla da kaydediyor. Emma, bir zaman sonra amcasının amacını öğreniyor. Christopher, şeytanı kovmaktan çok şeytanın varlığını kanıtlamaya çalışıyor ve sonunda bunu trajedisiyle ödüyor.

Tedirgin eden anlatım…

Carbolla, bu korku-gerilim filminde, elbette sinemanın bu türdeki birikimlerinden yararlanmış. Yönetmen, klâsik korku geleneklerinden yardım bulsa da, estetik olarak daha çok modern anlatıma yönelmiş. Öncelikle sarsıntılı kamera kullanımlarıyla. Filmin yarıdan fazlasının iç mekânda geçmesi, insana kuşatılmışlık hissini yaşatıyor. Yer yer karanlık kasvetli mekânlar depresif bir ruh hali de veriyor sinemaskop perdede. Britanya’nın bulutlu ve puslu havası da, dış mekânlarda zaman zaman bu kasveti sürdürüyor. Yönetmen, şeytan kovma ritüellerinin görüntülerini de perdeden yansıtarak, önceden göstermediği ayrıntıları seyircilere sunuyor ve başka gerçeklikler üzerine de keşifler yaptırıyor. Belgesel gerçeklik gibi yansıyan bu anlara sinema dilinde “mocumentary”, yani “sahte belgesel” deniliyor. Kamera kullanımları da gerçekten çarpıcı. Bazı anlarda, mekânlar ve olaylar şeytanın öznel bakışıyla yansıyor. Bu dikiz anlarında seyirciler yabancılaşabiliyor. Hatta seyirci, şeytanla beraber dikizliyor her şeyi. Fonda duyulan müzikler de gerilime katkı sağlamış. Emma’yı canlandıran Sophie Vavasseur, 1992 yılında Dublin’de doğmuş. İrlandalı oyuncuyu, Alexander Witt’in 2004 yapımı “Resident Evil: Apocalypse – Ölümcül Deney: Kıyamet”inde Angie ve Julian Jarrold’ın 2007 yapımı Becoming Jane – Aşkın Kitabında Jane Lefroy karakterleriyle hatırlayabilirsiniz. Bu genç oyuncunun “İblis”teki performansı da gerçekten muhteşem.

(Bu yazı 29 Temmuz 2011 tarihli Taraf Gazetesi’nde yayınlanmıştır.)

(29 Temmuz 2011)

Ali Erden

[email protected]