Evet, artık yazmayacaktım, ama finale koydukları bir ayrıntı, beni yazmaya itti. Orhan Kemal’in romanından yapılan (uyarlanan demiyorum!) Hanımın Çiftliği dizisi hakkında adeta yazmayı zorunlu hissettim kendimi.
Bilenler zaten biliyor, bilmeyenler için…: Orhan Kemal’in iki ciltten oluşan romanı Vukuat Var ve Hanımın Çiftliği, 50’li yıllarda Türkiye’deki siyasal değişim yıllarında Çukurova’da, Adana’da geçer. Güllü, aile içinde horlanan, fabrikada çalışan, askere gitmek üzere olan Kemal ile ailesine rağmen evlilik hayalleri kuran genç bir kızdır. Babası Çemşir ve ağabeyi Hamza, Kemal yüzünden Güllü’yü döverler. Bu arada bir kavgada Hamza, Kemal’i öldürür (Güllü “Vukuat Var” diye bağırır). Güllü’ye, kendisi gören çiftlik sahibi Muzaffer’in yeğeni Ramazan aşık olur evlenmek ister. Güllü’yü çiftliğe göndermeyi düşünen babası ve (“emmi” dedikleri) berber Reşit, böylece çiftliğe adım atmayı düşünürler. Çapkın bir adam olan Muzaffer Bey, Ramazan için getirilen Güllü’yü görür ve kendisi için seçer. Dövdüğü Ramazan’ı da çiftlikten kovar. Çiftlikte çalışanlardan Habib’in ise eskiden beri Muzaffer’e hırsı vardır. Ramazan yerine Muzaffer ile evlenen Güllü, Çiftliğin Hanımı olma yolundadır. Muzaffer ile evliliklerinden bir oğlu olur, çiftlikteki rakipleri Demokrat Parti’ye girip Muzaffer Beye cephe alma durumundadır ama Muzaffer de Demokrat Parti’ye girer. Muzaffer Bey bir gün öldürülür. Adı artık Serap olan Güllü, çiftliğin işlerini gören avukat ile evlenir. Çiftlikteki işlerden hoşnut olmayan Habib yangın çıkarır. Çiftlik yanarken çocuğunu alıp kaçmak isteyen Güllü ile karşılaşınca emzikteki çocuğuna acıyan Habib, Güllü’yü bırakıp kaçar ve izini kaybettirir. Yangını çıkartan bulunamaz. (Burada biten Orhan Kemal’in romanıdır ama dizi bitmez tükenmez kanallara girecektir.) Evet, roman biter, dizi sürdürülür.
Muzaffer’in bir kız kardeşi vardır: Halide (romanda yok). Kemal, Güllü’nün ağabeyi Hamza tarafından öldürülür, dizide ancak finalde ölecektir. Hamza’ya Muzaffer’i öldürten avukatı romanda yoktur. Muzaffer’in ölümünden sonra Güllü’nün evlendiği Orhan, karısı, karısının ağabeyi, romanda yoktur, daha başka şeylerde yoktur. Bunların hiçbirine bir diyeceğimiz yok. Bir kaç yerde yazmıştım ve artık yazmamaya karar vermiştim, taaa ki finalde her şey olup bittikten sonra, tüm olanları anlatmaya başlayan Güllü’yü Adana’da bir çay bahçesinde, akan incecik bir suyun yanında oturduğu masada, elindeki küçük bir deftere anlatılanları yazan (ve arkadan gösterilen) Orhan Kermal de öykünün içine katılmasa idi. Ve aradan 11 yıl geçtikten sonra, Güllü’nün oğlunun yaş gününü kutlama törenine Orhan Kemal’in kitap haline getirilmiş kitabını (Hanımın Çiftliği) bu “olanları anlatan” Güllü için imzaladığı “sahne” olmasa idi.
Kahramanının ağzından anlatılan romanlar vardır. Birinci (veya ender de olsa ikinci) tekil şahıs ağzından anlatılan, fakat her halde Vukuat Var / Hanımın Çiftliği öyle bir roman değildir. Bundan bu şekilde anlatılan bir senaryo ve buna bağlı olarak film çıkarılamaz değildir ama eğer böyle yapılacaksa baştan beri öyle gelmesi gerekirdi (diyorum ben.) Çok oldum ama Yaprak Dökümü ve Aşk-ı Memnu ve Fatmagül’ün Suçu Ne? için de genelde aynı, romanlar (ve senaryo) detayında farklı nedenlerle itirazımı koyuyorum. Hepsinin açıklaması farklı ve bu site bir sinema sitesi olduğu için, şikayetlerim de televizyon uydurmaları (yoksa uyarlamaları mı?) olduğu için detaya girmiyorum. (Aşk-ı Memnu’nun sinema uyarlaması olmaması sonucu değiştirmiyor.)
(21 Haziran 2011)
Orhan Ünser