Sadi Bey’in Onuru Bizi Gururlandırdı
Sevgili dostum ve abim Sadi Bey, Anadolu Üniversitesi 12. Uluslararası Eskişehir Film Festivali’nde Sinemaya Emek Ödülü aldı. Sadi Bey bu ödülü yıkılacak olan Emek Sineması’na adayarak hoş bir sürpriz yaptı. Yıllardır tüm sinema camiasını ayırt etmeksizin kucaklayarak yardım eden Sadi Bey’in ödül kazanması artık internet sinema yazarlığının gitgide ne kadar önem kazandığının bir göstergesidir.
Paraya Dayalı Bir Sistem
Sinema özünde sanat, gerçekte ise paraya dayalı bir üründür. Yani kim ne çekerse çeksin, yatırdığı onca parayı çıkarıp kâr etmek ister. Yeşilçam döneminde sponsor, devlet desteği ve reklâm geliri yoktu. Tek gelir biletli seyirci idi. Bu sebeple sinemada kaliteyi belirleyen halkın kendisi idi. Yani eskiden sinema halkın aynası gibiydi. Sinema halkın erdemini, cesaretini, namusunu, korkaklığını, özgürlüğünü, ihtiyaçlarını beyaz perdeye yansıttı.
Bu süreç uzun yıllar devam etti. 75’lerde seks filmleri furyası patlak verince kadın ve çocuklar evlerine döndü. Filmler sadece sokaktaki adam için çevrilmeye başladı. 75 – 90 arası aslında Türk sinemasında bunalım ve kurtuluş dönemidir. Özel TV kanallarının ortaya çıkışı ile montajcısından sesçisine kadar yeni bir nesil yetişmeye başladı. Önce yabancı diziler Köle Isaura’lar seyirciyi esir etti. Televizyon seyircisinin kokusunu alan sektör, sinema ve dizi filmler ile tıpkı eskiden olduğu gibi izleyicinin tam olarak istediği şeyleri vermeye başladı. Zamanla iyice yetişen yeni yönetmenlerimiz teknik olarak Hollywood’dan aşağı kalmayan, hatta onları bile aşan filmler çekmeye başladılar.
Eski Yeşilçam Seyircisi, Bugünün Rating Sistemi
Televizyondaki dizi enflasyonu bugün hız kesmeden devam ediyor. Son 10 yıldır çekilen dizi filmler genç, yaşlı herkesi ekran karşısına çiviliyor. Arada kötü olanlar veya ratinge yenilenler henüz daha başlarda iken sona eriyor. Yoluna devam edenler ise neredeyse 200 bölüm oynuyor. Dizi filmlerin çeşitliliğine bakacak olursak, hemen hemen her yaşa uygun bir dizi görebilirsiniz. Acemi Cadı, Aşk-ı Memnu, Kurtlar Vadisi gibi…
Ben bu durumu eski Yeşilçam dönemine benzetiyorum. 60’lı yıllarda senede 200 film çevrilir ve genç yaşlı herkes sinemaya koşardı. Halkın beğenmediği bir film iki seksen yere yatar ve bir daha o türde film çevrilmezdi. Halkın sevdiği filmler olursa da çarşaf çarşaf benzer filmler çekilirdi. Yani bugünün rating sistemi eskiden sinemaya biletli giden halkın ta kendisi idi. Değişen sadece teknoloji oldu ve artık halkın beğenisini sadece 3 – 5.000 aile belirler oldu.
Sinema Meclisi Sınıfı Geçti
Ne çok özlemişiz sinema sohbeti izlemeyeli. Hatırlıyorum 1985’li yıllarda Rekin Teksoy’un TRT’deki sinema ve edebiyat sohbetlerini. Pazar günlerimizin en güzel saatleri idi. Sevgili dostumuz Ali Murat Güven eli yüzü düzgün çok düzeyli bir sinema programı ile ekranlara renk getirdi. Cine5’te her Cumartesi 22:30’da yayınlanacak olan Sinema Meclisi programı her hafta 4 veya 6 konuk ağırlayarak sinemanın sorunlarını tartışacak. Kendisine yayın hayatında başarılar ve sinema dolu günler dilerim.
(02 Mayıs 2010)
Erhan Işık
erhan@yesilcam.gen.tr
www.yesilcam.gen.tr