“Sevgililer Günü”, Los Angeles’da, yediden yetmişe bir grup karakterin, sabahtan gece yarısına, ilişkilerin başlangıç – sonuç parantezleri arasındaki -neredeyse- her safhasını içeren bir içerik doygunluğunda ve zincirleme biçimde birbirleriyle iletişim halinde ve de ustaca yönetilen bir trafik içinde koşuşturmasından ibaret! Filmin (günün) sonunda bize kalan: Şu ‘lanet olası’ aşkın, şu başa çıkamadığımız fiziksel – duygusal belânın, birinde mutlak kendimizi bulacağımız yansımaları. Sadece izlediğiniz süre boyunca ilgilenebileceğiniz bir film de denebilir.
(11 Şubat 2010)
Ali Ulvi Uyanık