Gezici Festival, Artvin’de

Ankara Sinema Derneği’nin T. C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın katkılarıyla düzenlediği, açılışı geçen hafta Ankara’da yapılan 15. Gezici Festival’in ikinci durağı Artvin olacak. 11 – 17 Aralık tarihleri arasında Artvin’de sinemaseverlerle buluşacak olan festivalde film gösterimlerinin yanı sıra söyleşiler ve atölyeler de düzenlenecek. Artvin Valiliği ile Artvin Belediyesi’nin ev sahipliğinde gerçekleşecek festival, 11 Aralık Cuma akşamı saat 20:30’da Ahmet Hamdi Tanpınar Kültür Merkezi’nde yapılacak bir törenle başlayacak ve Ezel Akay’ın yeni filmi 7 Kocalı Hürmüz ücretsiz gösterilecek.

  • Basın Bülteni
  • Festival hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Belgesel Sinemacılar 9. Konferansı

    Belgesel Sinemacılar Birliği tarafından, Galatasaray Üniversitesi Medya Çalışmaları Araştırma ve Uygulama Merkezi (MEDIAR) işbirliği ile düzenlenen Belgesel Sinemacılar 9. Konferansı (The 9th Conference of Documentary Filmmakers), 12 – 13 Aralık 2009 tarihlerinde Galatasaray Üniversitesi Ortaköy Yerleşkesi’nde gerçekleştiriliyor. Konferans, gerçekliğin ifade biçimlerini ve türlerini kapsayan geniş bir alan olan Belgesel Sinema’nın, bir sanat formu olarak da tartışılması gerektiğine inanılarak “Bir Sanat Formu Olarak Belgesel Sinema” ana başlığı altında düzenleniyor.

  • Basın Bülteni
  • Festival hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Yüksek çözünürlüklü görsellere haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Belgesel Sinemacılar 9. Konferansı yazısına devam et
  • Zeki Demirkubuz, Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi’nde

    Türk sinemasının son onbeş yılına damgasını vuran filmleriyle kendine özgü bir anlatım biçimi oluşturan Zeki Demirkubuz, Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi’nde sinemaseverlerle buluşuyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanlığı Kültür Müdürlüğü’nce düzenlenen Türk Sinemasında Yeni Bakışlar programı 11 Aralık 2009 Cuma günü saat 18:00’de gerçekleştirilecek. Eurimages başkan yardımcısı Mehmet Demirhan, sinema eleştirmeni Zahit Atam ve Zeki Demirkubuz’un konuşmacı olarak katılacağı söyleşiyi yapımcı-yönetmen Faysal Soysal yönetecek.

  • Basın Bülteni
  • Yüksek çözünürlüklü afişe haberin devamından üzerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Zeki Demirkubuz, Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi’nde yazısına devam et
  • İnternette “Abimm” Filmi Tartışması

    Şafak Bal’ın yönettiği ve Mustafa Üstündağ, Levent Üzümcü Selen Seyven ile Haldun Boysan’ın oynadığı Abimm filminin 04 Aralık Cuma günü gösterime girmesi ile beraber internet ortamında filmi izleyenler arasında yoğun bir tartışma yaşanıyor. Filmi çok beğenenler ile filmin Fareler ve İnsanlar, Yağmur Adam gibi filmlerle benzeştiğini söyleyenler beyazperde.com, sinemalar.com, mynet gibi sitelerde yorumlarda bulunuyor ve tartışıyor. Web sitelerdeki tartışmaların ortak noktası ise Levent Üzümcü ve Mustafa Üstündağ’ın sergiledikleri muhteşem oyunculuk.

  • Basın Bülteni
  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • İletişimi Derin Aşk

    Başka Dilde Aşk
    Yönetmen: İlksen Başarır
    Senaryo: İlksen Başarır, Mert Fırat
    Müzik: Uğur Akyürek, Erdem Yörük
    Kurgu: Arzu Volkan
    Görüntü: Hayk Kirakosyan
    Oyuncular: Saadet Işıl Aksoy (Zeynep), Mert Fırat (Onur), Lale Mansur (Kadife), Emre Karayel (Aras), Emre Karayel (Kâmuran), Şebnem Köstem (Handan)
    Yapım: Ofis İstanbul, Tonaj, Kutu Film (2009)

    Sağır-dilsiz bir gençle hayat dolu bir genç kadının aşkını anlatan “Başka Dilde Aşk”, bir aşkta ne yaşanıyorsa onu yaşatıyor seyircisine. Ama bu aşkta muhteşem bir iletişim de hissediliyor. Bu filmde sağır-dilsizler için altyazı da düşünülmüş.

    Yönetmen İlksen Başarır, ilk filmi “Başka Dilde Aşk”la iletişimi okyanuslar kadar derin bir aşkın hikâyesine götürüyor. Bu yalnız Onur’la Zeynep’in değil, agorafobisi, yani dış mekân korkusu olan şair Kâmuran’ın da hikâyesi. Herkesin bir hikâyesi var. Onur, grafik bölümünü bitirmiş, sağır-dilsiz olduğu için kendi mesleğinde iş bulamamış bir genç insan. Sessizliğin mekânı kütüphanede çalışıyor. Zeynep, babasına kırgın bir genç kadın. Oda çağrı merkezinde çalışıyor. Bu iki genç insanın yolları bir gece bir barda tesadüfen buluşuveriyor. Perdede Zeynep’le Onur’un aşkını seyrederken, aralarındaki iletişim gerçekten insanı heyecanlandırıyor. Birbirleriyle konuşan iki sevgiliden daha çok birbirleriyle çok konuşuyor onlar. Aşkın ve hayatın dili bambaşka. Filmdeki aşk, günümüzde yaşanan aşklar gibi başlıyor. Belki de ikisi de bir aşkın başladığının farkında değil. Günümüzde akşam tanışılıyor ve sabah beraber uyanılıyor, sonra herkes kendi yoluna gidiyor. Belki de bu aşkın büyümesi Zeynep’in heyecanındandır. Onur’un sağır-dilsiz olduğunu öğrenmesine rağmen ona arkasını dönüp gitmiyor Zeynep. Kalbini ve hayatını Onur’a açıyor. Yönetmenin bu filmde yaptığı en iyi şey belki de, hayata ve aşka fazla müdahele etmeden her şeyi oluruna bırakır gibi gözlemesi kamerasıyla. Belki de bu yüzden melodramın içlerine girmeden kıyılarında dolaşabiliyor yönetmen. Bu hayatta Zeynep’in de sorunları var elbette. Çağrı merkezinin müdürü Aras’la beraber olmuş ve ayrılmış. Onur, kendi ayakları üzerinde durmaya çabalayan bir genç. Kendisinden utanmış babasından nefret ediyor. Annesi Kadife, tüm sevgisini Onur’a vermiş. Onur, kütüphanede çalışırken, Galatasaray’ın kürek takımının da oyuncusu. Bir de Kâmuran var. Kız kardeşiyle beraber yaşayan Kâmuran, geçmişteki bir trajik olaydan sonra bir daha dışarı çıkamamış. Depresyon içinde yazdığı şiirleri penceresinden boşluğa atıyor hep.

    Öjenik olmayacaksın…

    Kurgusu iyi bu “Başka Dilde Aşk” filminde yönetmen, karakterlerini eski Yeşilçam melodramlarındaki gibi hayattan koparmamış ve karakterlerini hayatın tam içinden sunmuş. Aşk yaşanırken, hiçbir şey düzenli gitmeyebilir ve hayat da sorunsuz olmayabilir, diyor yönetmen. İster engelli olun, isterse engelsiz, cennetle cehennem arasında sıkışmış Araf’ta yuvarlanıp gidiyorsunuz. Hayat budur işte!.. Yönetmen, çağrı merkezindeki çalışma koşullarını ve ruh sıkıntısını Kafkaesk bir ruhla yansıtabilmiş seyirciye. Çağrı merkezinde çalışanların eylemleri de filmi hayatın içine çeken önemli anlardan. Bu filmden bir tek öjenikler rahatsız olacak herhalde. Öjeniklik, engelli insanların ayıklanarak sağlıklı toplum oluşturulmasını savunan ırkçı bir düşünce. Öjenik düşüncenin kökeni Antik Yunan filozofu Eflatun’a, yani Platon’a (M. Ö. 427 – M. Ö. 347) kadar uzanıyor. Ama düşüncenin bilimsel temellerini atansa Francis Galton (1822 – 1911) adlı bir biyolog. “Başka Dilde Aşk”, insana aşk adına heyecan veren bir film. Bu filmdeki aşk da sağlıklı denilen insanların aşkları gibi fırtınalı. Bir taraf nedense hep en çok fedakârlık yapan taraf oluyor. Her aşktaki gibi. Yönetmen, filminin finali üzerine biraz daha düşünse iyi mi olurdu, bilmiyoruz. Açık uçlu finallerde yönetmenler seyircilerinin zihinlerine daha mı çok inanıyorlar? Ama film iyi. Yönetmenin, sağır-dilsizler için altyazı kullanması da gerçekten bir incelik. Filmin bazı sahnelerinde işaret dili de kullanılmış. Elbette Saadet Işıl Aksoy’a bir övgü. Semih Kaplanoğlu’nun 2007 yapımı “Yumurta” ve 2008 yapımı “Süt” filmlerinde yüzünden hüzünlü şiirler düşüren Saadet Işıl Aksoy, yönetmen İlksen Başarır’ın bu filminde yerden şiirler topluyordu. Genç oyuncu neşeli, zarif ve aşk dolu bir kompozisyon çiziyor “Başka Dilde Aşk”ta. Sinemamız iyi bir oyuncuyu kazanıyor. Bu genç oyuncuyu perdede her gördüğümüzde Juliette Binoche heyecanına biraz daha daldığımızı belirtelim.

    (16 Aralık 2009)

    Ali Erden

    sinerden@hotmail.com

    1001 Belgesel Film Festivali’nde Seminer: Tue Steen Müller

    Karaköy’deki Tarihi Sümerbank Binası’nda 09 Aralık, 14:00’de yapılacak Avrupa’da Belgesel Sinema başlıklı seminerde Danimarkalı festival yönetmeni Tue Steen Muller konuşacak. Muller, 1001 Belgesel Danimarka Film Enstitüsü’nde, basın sorumlusu, program seçicisi, dağıtım ve bilgi bölümü yöneticisi olarak 20 yıldan uzun süre çalıştı. Baltık Film ve TV Festivali’nin ve Filmkontakt Nord’un kurucularından. Avrupa’da yüzlerce kısa ve belgesel film festivaline çoğunlukla jüri üyesi olarak çalıştı. Belgesel Sinema alanında ulusal ve uluslararası pek çok dergi ve gazetede yazdı. 30’dan fazla ülkede belgesel sinema seminerleri verdi, atölyeler yaptı.

  • Basın Bülteni
  • Festival hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Fotoğrafa haberin devamından üzerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    1001 Belgesel Film Festivali’nde Seminer: Tue Steen Müller yazısına devam et
  • Bal

    Semih Kaplanoğlu’nun yönettiği ve Bora Altaş, Erdal Beşikçioğlu, Tülin Özen ile Alev Uçarer’in oynadığı Bal, 09 Nisan 2010′da Cine Film dağıtımıyla Kaplan Film tarafından vizyona çıkarıldı.
    İlkokuldaki Yusuf’un babası Yakup ormanın karakovan balcılığıyla uğraşmaktadır. Babasıyla sık sık gittiği orman, Yusuf için gizemli bir yerdir. Yakup, soyu hızla tükenen Kafkas arılarının peşinden uzak bir ormana gider. Günler geçer, Yakup’un gecikmesi Zehra’yı ve Yusuf’u tedirgin eder. Sis Dağı şenliğinde de Yakup’a rastlayamazlar. Babasını aramak amacıyla ormanın derinliklerine dalan Yusuf’un gördüğü rüya gerçekleşecek midir?

    Bal yazısına devam et

    12. Sinema – Tarih Buluşması Açılış Töreni Cemal Reşit Rey’de Yapılıyor

    TÜRSAK Vakfı’nın düzenlediği, bu yıl 12.si düzenlenen Sinema – Tarih Buluşması açılış töreni 09 Aralık Çarşamba günü 20:30’da Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda ünlü oyuncu Ceyda Düvenci’nin sunumuyla gerçekleşecek.
    Açılış töreni ünlü piyanist İdil Biret’in resitali ile başlayacak ve ardından Onur Ödülleri takdim edilecek.
    Basın mensupları kokteyl sırasında fuaye alanında ve ödül töreni sırasında salon içerisinde arzu ettikleri şekilde görüntü alabilecekler.

  • Basın Bülteni
  • Buluşma hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Yüksek çözünürlüklü ödül görseline haberin devamından üzerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    12. Sinema – Tarih Buluşması Açılış Töreni Cemal Reşit Rey’de Yapılıyor yazısına devam et