Buz Devri 3: Dinozorların Şafağı

Carlos Saldanha ile Mike Thurmeier’ın yönettiği ve Simon Pegg, Seann William Scott, John Leguizamo ile Denis Leary’nin seslendirdiği animasyon film Buz Devri 3: Dinozorların Şafağı (Ice Age 3: Dawn Of The Dinasaurs), 01 Temmuz 2009’da Tiglon Film dağıtımıyla Tiglon Film tarafından vizyona çıkarılıyor.
Kendilerini birden gizemli bir yeraltı dünyasında bulan ekip, karşılaştıkları dinozorlar, duran değişik hayvan türleri, yeni bir bitki örtüsü ve tek gözlü, acımasız dinozor avcısı gelincik Buck ile heyecan dolu ve bir o kadar da eğlenceli bir maceranın ortasında kalırlar.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Web Sitesi
  • Fragman
  • IMDb
  • Ali Ulvi Uyanık Yazıyor
  • Diğer haberlere haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.

    Buz Devri 3: Dinozorların Şafağı, İlk Gününde Rekor Açılışla Başladı
    Buz Devri 3: Dinozorların Şafağı, Real D 3 Boyutlu Olarak Sadece Cinebonus’larda

  • “Buz Devri 3: Dinozorların Şafağı” üzerine bir yorum

    1. Genelde uğurlu sayıdır üç, serilerin en güzel işleri en son bölümde verilir ve noktalanır. Eğer bu Ice Age için bir finalse gerçekten zirve yaptıkları anda yapılmış bir final diyebilirim. Aynı kadro ve macera boyunca konuk olan karakterleriyle izlemekten zevk alacağınız bir film var karşınızda.

      SPOİLER…

      Sid’in ortalığı karıştıran yumurta evlât edinmesiyle alev alan macera hızla ilerliyor. Türkçe seslendirmedeki başarı aynen bu filmde de devam etmiş. Öyle sahneler vardı ki salondaki tüm izleyicileri kopardı.

      Bir grup yavru kirpinin oyunundan:

      – İğne battı, canımı yaktı…

      Sid’den yavruların anası olan dinazora

      – Hanım Hanım! Bana baksana sen! Bunlar benim yavrularım!

      Ice Age serilerinde şöyle bir durum var, yavruları işlemekte çok başarılılar. İlk filmdeki insan yavrusu ve Sid, ikinci filmdeki su parkındaki yavrular ve Sid, üçüncü filmde de dino yavrularıyla Sid. Minik yaratıklarla ailelerinin ilişkilerini aktarmaktaki başarısı su götürmez bir gerçek. Bu da filmlere ailevi bir sıcaklık veriyor.

      Bazı filmlerde asıl kahramanlardan rol çalan başarılı yan karakterler olur, işte Buck bu filmde aynen bunu yapıyor. Bizim garip sürümüzü güzelce bir sallıyor ve tek başına ne kadar başarılı bir karakter olabileceğini, filmi nasıl sürükleyebileceğini gösteriyor. Her ne kadar Sid’in bunalımı çok açıkta kalsa da, bu tür konuları daha önceki filmlerde işlemiş de olsalar buna fazla kafa yormaya vaktiniz kalmıyor.

      Filmin en komik sahneleri mavi kablo, kırmızı kablo olayı, Scratt ve Scratiye’nin tanışmak, beraber olmak ve ayrılmaya uzanan sanki bir evliliğin hicvedilmesi gibi işlenmiş hikâyeleri, gülme gazı sonucu gülmekten ölmüş dinolar diyarı ve bizimkilerin tepkileri, Buck’un telefon konuşması, tarla farelelerinin hemen her dialogları sayılabilir. Kısacası daha ağzınızı toplamadan başka bir sahneyle dağılıyorsunuz.

      10/8 Neden? Üçte uğur vardır da ondan… Gidin, görün, eğlenin…

    Yorumlar kapalı.