Yukarı Bak, Kuzey Amerika Sinemalarında Geçen Hafta Sonunun En Çok Hasılat Yapan Filmi Ünvanını Kazandı

Walt Disney / Pixar’ın Türkiye sinemalarında 16 Ekim’de gösterilmeye başlanacak olan yeni animasyon filmi Yukarı Bak (Up), 29 – 31 Mayıs hafta sonunda tüm rakiplerini geride bırakarak 68.2 milyon dolarlık hasılatla zirveye yerleşti. Özellikle 3D olarak bilinen 3 boyutlu salonlarda izleyici patlaması yaşayan film, gişelerdeki gözalıcı performansıyla Pixar’ın box-office listelerindeki yerini de sağlamlaştırdı.

  • Basın Bülteni
  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Sokakların Kralı Romeo, Haftanın En Çok İzlenen 2. Filmi Oldu

    Animasyon film Sokakların Kralı Romeo ilk 4 günde geçen hafta vizyona giren filmlerin içerisinde en fazla izleyici çeken 2. film oldu. Ancak çocukların sınava hazırlık ve okulların son haftası olmasından dolayı film istenen izleyiciye henüz ulaşamadı. İstenen izleyiciye ulaşamamanın bir başka nedeni olarak, gösterimdeki çocuk filmlerinin çoğunun sihir ve büyü içeren filmlerden olması yüzünden anne-babaların sinemadan uzak durması. Sokakların Kralı Romeo, hiçbir sihir-büyü içermeyen, çocukların psikolojisini ve zihnini olumlu yönde etkileyen bir film.

  • Basın Bülteni
  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Altın Koza’ya Yıldız Yağmuru

    08 – 14 Haziran 2009 tarihleri arasında gerçekleştirilecek 16. Altın Koza Film Festivali pek çok tanınmış ismin Adana’da buluşmasına sahne olacak. Festival kapsamında Nuri Bilge Ceylan, Meltem Cumbul, Özgü Namal, Altan Erkekli, Şebnem Dönmez, Mazlum Çimen, Murat Han, Derya Alabora, Başak Köklükaya, Ece Uslu, Nilüfer Açıkalın, Filiz Akın, Aytaç Arman, Şerif Sezer, Rutkay Aziz, Nur Sürer, Menderes Samancılar, Bulut Aras, Rıza Akın, Yusuf Sezgin, Cahit Berkay, Selma Güneri, Ekrem Bora, Selda Alkor, Atilla Saral, Umut Sezgin, Yılmaz Köksal, Sırrı Süreyya Önder, Yılmaz Duru, Temel Gürsu gibi isimler Adana’ya gelerek, festival coşkusunu paylaşacak.

  • Basın Bülteni
  • Festival hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Fotoğraflara haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Altın Koza’ya Yıldız Yağmuru yazısına devam et
  • Sheffield Doc / Fest’in Yöneticisi İstanbul’da

    Britanya’nın en önemli belgesel festivali Sheffield Doc / Fest’in program yönetmeni Hussain Currimbhoy, Documentarist’in konuğu olarak İstanbul’a geldi. Sheffield Doc / Fest, son yıllarda yıllık bir festival olmanın ötesine geçerek, ülkenin pek çok yerinde 12 aya yayılan eğitsel ve kültürel etkinlikleriyle belgesel sektörüne kesintisiz hizmet veren bir kurum haline geldi. Currimbhoy, gösterilecek yerli belgeselleri izleyecek, Sheffield Doc / Fest’in kimliği ve çalışmalarını da anlatacağı bir panel gerçekleştirecek.

    Sinemamızın Emektar Yönetmenlerinden Şadan Kâmil’i Kaybettik

    Sinemamızın başlangıç yıllarının değerli yönetmen ve görüntü yönetmenlerinden Şadan Kâmil, bu sabah saatlerinde vefat etti. 1917 doğumlu Şadan Kâmil, yönetmen olarak Dağları Delen Ferhat, Duvaklı Göl, İki Süngü Arasında, Dudaktan Kalbe gibi filmlerde çalışmıştı. 04 Haziran 2009 Cuma günü öğle namazını müteakip Levent (Afet Yolu) Camii’nden defnedilecek olan merhuma tanrıdan rahmet, kederli ailesine sabırlar dileriz.

    Tiglon Film Filmleri

    Aşk Uğruna (Pour Elle – Anything For Her), Körlük (Blindness), Donmuş Irmak (Frozen River), Darbe (Push), Arkadaşımın Aşkı (My Best Friend’s Girl), Müzede Bir Gece 2 (Night at the Museum 2 – Night at tha Museum: Battle of the Smithsonian), 05 – 11 Haziran 2009 seansları için tıklayınız.

    En Yeni Yapımlar Yine “Kırmızı Halı”da

    Kırmızı Halı’nın bu haftaki Dosya konusu 16. Adana Altın Koza Film Festivali; merak edilenler Altın Koza A. Ş. Genel Müdürü Fevzi Acevit tarafından yanıtlanıyor. Zoom’da bu hafta Körlük filmi mercek altına alınıyor. Kamera Arkası’nda Terminatör: Kurtuluş izleyiciyle buluşuyor. Necati Sönmez, Documentarist’i anlatıyor. Vizyondakiler bölümünde Peşinde Ölüm Var, Aşk Uğruna ve Sokakların Kralı Romeo izleyiciyle buluşuyor. Yönetmenliğini Ediz Gülten’in, yapımcılığını Merve Genç’in üstlendiği Kırmızı Halı, 04 Haziran Perşembe akşamı saat 20:00’de, Kanal 24’te.

  • Yüksek çözünürlüklü fotoğrafa haberin devamından üzerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    En Yeni Yapımlar Yine “Kırmızı Halı”da yazısına devam et
  • Abimm

    Şafak Bal’ın yönettiği ve Mustafa Üstündağ, Levent Üzümcü, Selen Seyven ile Haldun Boysan’ın oynadığı Abimm, 04 Aralık 2009′da Medyavizyon Film dağıtımıyla Elita Film tarafından vizyona çıkarıldı.
    Abimm, İstanbul’dan Marmaris’e uzanan, Türkiye’nin en güzel yollarında yeşeren bir kardeşlik hikâyesidir. Yıllar sonra bulunan kardeşi, aklı eksik de olsa, sahiplenmenin, bağıra basmanın hikâyesidir. Aklı fikri para olmuş Çetin’in, aile değerlerini yeniden keşfetmesinin hikâyesidir. Abimm, paraya ve güce tapan insanoğlunun, macera dolu, acıklı güldürüsünün hikâyesidir.

    • Basın Bülteni
    • Fotoğraflar
    • Web Sitesi
    • Fragman
    • IMDb

    Abimm yazısına devam et

    Karlar, Yollar ve İyilikler

    Kuzey (Nord)
    Yönetmen: Rune Denstad Langlo
    Senaryo: Erlend Loe
    Müzik: Ola Kvernberg
    Görüntü: Philip Øgaard
    Oyuncular: Anders Baasmo Christiansen (Jomar Henriksen), Marte Aunemo (Lotte), Celine Engebrigtsen, Kyrre Hellum, Mads Sjøgård Pettersen
    Yapım: Norveç (2009)

    Belgeselcilikten gelen Norveçli yönetmen Rune Denstad Langlo, ilk uzun filmi ‘Kuzey’de duygusal insanların yaşadığı Norveç’e iyi insan olmayı unutmamayı hatırlatıyor. Jomar da uzun yolculuğu boyunca bu iyiliklerle karşılaşıyor hep.

    Norveçli yönetmen Rune Denstad Langlo, birçok belgesel çektikten sonra ilk uzun filmi “Nord-Kuzey”le yolunu da çizmiş oluyor. “Kuzey”, 2009 New York Tribeca Film Festivali’ne de katıldı ve orada “En İyi Hikâye Anlatan Film” ödülünü aldı. Langlo’nun 2005 yapımı siyah-beyaz ve renkli belgeseli “Alt for Norge”de, İsveç’ten ayrılan Norveç’i anlatmıştı. 2008 yapımı “99% Aerlig-Yüzde 99 Dürüst” belgeselinde de Norveç’teki göçmenleri anlattı. Langlo, 1972 yılında Norveç’in üçüncü büyük şehri Trondheim’in varoşlarında doğdu. Langlo, senarist Erlend Loe’yle beraber bir kara komedi filmi “Nater-Kızgın” üzerinde çalışıyor. Erlend Loe, 2007 yapımı “Tatt av Kvinnen-Kadın Gibi Geçti”nin de senaryosunu yazmıştı. Yönetmen, bu minimalist “Kuzey” filminin çekimlerinin hava koşulları yüzünden çok zorlu geçtiğini de belirtiyor. Filmi görünce neler olduğunu anlıyorsunuz. Her yeri karın kuşattığı doğanın sinemaskop görüntüleri her şeyiyle etkileyici yansıyor perdeye.

    Eski hayat, yeni hayat

    Film, bunalıma düşmüş Jomar’ın belgeseli gibi. Kayakçı Jomar, bir tünel kazasından sonra depresyona girmiş. Kız arkadaşından ayrılmış. Şimdiyse bir kayak merkezinde inzivaya çekilmiş. Uzaklardan, bir zamanlar en yakın arkadaşı geliyor ve hayatı bir daha altüst oluyor Jomar’ın. Bu uzaklardan gelen eski arkadaş sevgilisini de elinden almış Jomar’ın. Bir de küçük oğlu olduğunu da öğreniyor şimdi. Tünel kazasını bir belgesel kanalında seyrederken çıkan yangında kulübesi yanan Jomar, artık buralarda kalmak için de bir nedeninin kalmadığını anlıyor. Ne yapacağını düşünürken kendini yollarda buluyor Jomar. Kayak motosikletiyle karlı yollara düşen kederli Jomar, uzun yolculuğa çıkmadan tüneldeki travmasını yenmesi gerekiyor önce. Yollardaki Jomar bir süre sonra kar körlüğü yaşıyor. O sırada küçük Lotte çıkıveriyor yoluna. Lotte onu dağ başında büyükannesiyle tek başına yaşadığı eve götürüyor. Yalnızlık çeken küçük Lotte, bir sevginin sıcaklığını hissediyor Jomar’da. Sonra yine yollara düşüyor Jomar. Kayak motosikleti bozulan Jomar bu defa da bir gençle tanışıyor. Karları temizleyen gence eşcinsel olmadığını kanıtlayan Jomar, sonra bu yalnız gençle bir süreliğine arkadaş oluyor. Sonra bir daha kuzeye doğru yollara düşüyor. Bu defa çadırda kamp kurmuş seksenlik bir ihtiyar çıkıyor karşısına Jomar’ın. İhtiyar, Jomar’la balığını ve içkisini de paylaşıyor. Kanının ısındığı Jomar’a bir de para yüklü kartını veriyor sonra. Ardından da, uykusundayken eriyen buzların içine doğru kayıp bu dünyadan ayrılıyor ihtiyar. Jomar, sonra yine yollara düşüyor, kuzeye doğru. Yüzünü bile görmediği oğluna ulaşması gerekiyor artık. Yönetmen, bu sahnelerde güçlü metaforlar yaratmış. İhtiyar adamla Jomar’ın oğlu arasında. Bu dünyayı terk eden eski hayat, bu dünyada nefes almaya sürdürecek yeni hayat. Jomar’ın küçük oğlu geleceği, o eski hayat da iyiliği ve güveni temsil ediyor. Son söz olarak, yönetmen Langlo, Avrupa’nın en zengin ülkelerinden biri olan Norveç’e biraz ironik bakıyormuş hissini veriyor bu filminde. Norveç, endüstri sonrası toplumun sosyolojik yansıması gibi. Bireyciliğin uç noktalarda olduğu bir ülkenin içinden çıkan Langlo, bu topluma biraz gerilerde kalmış bazı insani hasletleri hatırlatıyor sanki. Çünkü, bu ülkeye, iyi ve duygulu insanların yaşadığı bir ülke diyor yönetmen. “Kuzey” filminde iyilikler de Jomar’ın önüne bir bir çıkıyor bu uzun yolculuğu boyunca. Jomar, oğluyla karşılaşınca film de bitiyor. Yönetmen finali açık uçlu bırakmış. Ya her şey düzelecek ya da her şey daha berbat olacak Jomar için. Bu filmin içinde mizahın da olduğunu hatırlatmalı. Bir de bu minimalist film perdede bir başyapıt gibi duruyor.

    (11 Haziran 2009)

    Ali Erden