Hasankeyf’in Sonbaharı Kırmızı Halı’da

Benim ve Roz’un Sonbaharı filminin yönetmeni Handan Öztürk ve başrol oyuncusu Serkan Altunorak ile Devrim Arabaları’nın yönetmeni Tolga Örnek ve başrol oyuncusu Ali Düşenkalkar Kırmızı Halı’nın bu haftaki konukları. Bu hafta vizyona giren X-Men Başlangıç: Wolverine, Kelebek, İşkence Odası, Rumba, Jonas Brothers: 3 Boyutlu Konser Deneyimi ve Saddam’ın Askerleri: Kara Güneş filmlerinden ilk görüntüler de izleyicilerle buluşuyor. Yönetmenliğini Ediz Gülten’in, yapımcılığını Merve Genç’in üstlendiği Kırmızı Halı, 30 Nisan akşamı 20:00’de, Kanal 24’te.

  • Basın Bülteni
  • Yüksek çözünürlüklü fotoğraflara haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Hasankeyf’in Sonbaharı Kırmızı Halı’da yazısına devam et
  • Hep Hayallerinin Peşinden Git

    Usta
    Yönetmen: Bahadır Karataş
    Senaryo: Ayfer Tunç – Bahadır Karataş
    Öykü: Şehsuvar Aktaş – Bahadır Karataş
    Müzik: Ömer Özgür
    Görüntü: Mirsad Heroviç
    Kurgu: Evren Aksoy
    Oyuncular: Yetkin Dikinciler (Doğan), Fadik Sevin Atasoy (Emine), Şevket Çoruh (Ersun), Hasibe Eren (Hilal), Ozan Uygun (Uğur), Tomris İncer (Gülsüm), Müşfik Kenter (Hilmi)
    Yapım: Filmpark – Kirli Kedi (2009)

    Eskişehirli oto tamircisi Doğan ustanın uçak yapma hayallerinin peşinden giden yönetmen Bahadır Karataş’ın “Usta” filmi, hikâyesinin coşkusu ve estetik sinemaskop görüntüleriyle sinemamızda iyi bir yerde.

    Bahadır Karataş’ın yönettiği “Usta”, hayali olanlara adanmış bir film. Oto tamircisi Doğan, güzeller güzeli Eskişehir’de hayallerinin peşinden gidiyor. Hem de uçak sanayinin olduğu bir şehirde. Ama o, tümüyle Türkiye’nin olan bir uçağı yapmayı hayal ediyor. Deniyor. Karısıyla bile arası açılıyor bu hayal yüzünden. Bu hayal yolculuğunda yılgınlıklar olsa bile insan hayallerini terk etmemeli diyor yönetmen. Eskişehirli Doğan Usta, çocukluğundan beri hep yanında olmuş hurdacı arkadaşı Ersun’un desteğiyle “pırpır” uçağını yapmayı deniyor. Ersun’un bulduğu hurdaları Doğan usta bir araya toplayıp hayallerini görünür kılıyor evinin avlusundaki hangarında. Doğan’ın eşi Emine’yle yaşlı annesi Gülsüm’ün de hikâyeleri var filmde. Gülsüm, kocası Hilmi’nin kendisini traktörle kaçırmasına hâlâ bir anlam verememiş hiç. O zamanlar kızlar hep atlarla kaçırılıyormuş ve nedense Hilmi traktörü dayamış kapının önüne. Bu filmdeki en etkileyici sahnelerden birisi Gülsüm’ün ölümüydü belki de. Bu sinemada gerçeküstü anları yaşamak nerdeyse hayal kurmak gibi bir şey. Elbette civcivli sahnelerde de güçlü metafor vardı. Ayrıca, filmin final bölümü de iyiydi. Bu filmde, sinemaseverlerin iyi ki bu anları yaşıyorum dediği sahneler olacaktır. Karataş, bu ilk filminde sinema birikimlerini perdeye yansıtabilmiş hissini veriyor insana. Bu filmin unutulmaz karakterlerinden biri de Ersun’du. Ersun olmasa Doğan’ın hayalleri sadece hayal olarak kalırdı herhalde. İnsan tek başına ne başarabilir ki? Sadece öne çıkan değil, diğer yan karakterler de hikâyeyi zenginleştirmiş. Öncelikle imam karakteri. Doğan’ın futbolcu çırağı. Uğur ve arkadaşları. Emine’nin ailesi. Gerçek anlamda şehirle başrolü paylaşan Yetkin Dikinciler, sinemamıza düşen iyi bir oyuncu. Yansıttığı karakterlere bir derinlik katarken, her filmde hangi karakteri oynuyorsa o olabiliyor. “Mavi Gözlü Dev” olsun, “Sis ve Gece” olsun, “Babam ve Oğlum” olsun, “Ulak” olsun, “Usta” olsun daima yeni bir karakter olabiliyor Yetkin Dikinciler. Büyük oyuncu Müşfik Kenter de bir tek sahnede görünüyor ve filmin bir armağanı oluyor.

    Karataş bu filmini sadece bir hayale değil, Eskişehir’e de adamış. Bu şehir, karakterler gibi nefes alıyor. Hâttâ yer yer tüm karakterlerin önüne geçiyor ve başrolü üstleniyor. İnsan bu şehire aşık oluyor. Yönetmen Karataş, 1965’te Adapazarı’nda doğdu. Anadolu Üniverstesi’nin Sinema-TV Bölümü’nü 1991 yılında bitirdi ve en önemlisi Oscarları dağıtan Akademi’nin sunduğu sinema eğitimini aldı. “Usta” filmindeki estetik görsellik gerçekten sinemamıza zenginlik sunuyor. Öncelikle gece atmosferindeki dış mekânlar fotoğraf sanatı yönünden de çarpıcı. Bunda Boşnak kameraman Mirsad Heroviç’in de elbette önemli katkısı var. Filmdeki hava çekimlerini de ünlü görüntü yönetmenlerimizden Uğur İçbak gerçekleştirmiş. “Steadicam” kamerayı da Goran Mecava kullanmış. İnsanı usul usul saran müzikleri de Evren Aksoy bestelemiş. Filmdeki kadın heykeli de heykeltıraş Bülent İşcan yaratmış. Senaryo da iyi. Bunda roman ve öykü yazarlarından Ayfer Tunç’un da katkısı var. Tunç’un Can Yayınları’ndan çıkan “Kapak Kızı”, “Mağara Arkadaşları”, “Aziz Bey Hadisesi” ve “Ömür Diyorlar Buna” romanları biliniyor. Ama en çok da “Bir Maniniz Yoksa Annemler Size Gelecek” anı kitabı akla geliyor. Bu iyi senaryoda diyaloglar üzerinde biraz daha durulsaymış iyi olurmuş. İşte bu sağlam ekiple filmini ortaya koyan yönetmen Karataş’ın “Porsuk’un Öteki Yakası” ve “Kazlıçeşme” belgeselleri var geçmişte. Şimdi o reklamcı. “Usta” da ilk filmi.

    (05 Mayıs 2009)

    Ali Erden

    Uçan Süpürge Havalanmaya Hazır

    Kültür Bakanlığı ve Başbakanlık Tanıtma Fonu’nun katkılarıyla 07 – 14 Mayıs 2009 tarihleri arasında Ankara’da gerçekleşecek olan 12. Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali’nin basın toplantısı 29 Nisan Çarşamba günü saat 11:00’de Class Hotel’de yapılacak.
    Festival programının tanıtılacağı ve sponsor kurum/kuruluşların desteklerinin vurgulanacağı basın toplantısına, Uçan Süpürge ekibinin yanı sıra, sinema yazarı Alin Taşçıyan da katılacak. 12. yaşını kutlayacak olan festivalin bu seneki teması “80’ler” olacak.

  • Basın Bülteni
  • Festival hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • 1 Frank, 14 Peseta, Kanal 24’te

    Ödül rekortmeni filmler Salı geceleri Tematik Film Kuşağı’nda Kanal 24 izleyicileriyle buluşmaya devam ediyor. Bu haftanın filmi 1 Frank, 14 Peseta’yı sinema eleştirmeni Alin Taşçıyan, İstanbul Film Festivali Direktör Yardımcısı Kerem Ayan’la Film Önü’nde değerlendiriyor. Yönetmenliğini Ediz Gülten’in, yapımcılığını Merve Genç’in yaptığı Film Önü, 28 Nisan Salı gecesi 20:40’ta, Tematik Film Kuşağı’nda 1 Frank, 14 Peseta, 21:00’de Kanal 24 ekranlarında.

  • Yüksek çözünürlüklü fotoğraflara haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    1 Frank, 14 Peseta, Kanal 24’te yazısına devam et
  • Clive Barker’dan Kan Kitabı

    John Harrison’un yönettiği ve Sophie Ward, Jonas Armstrong, Paul Blair ile Romana Abercromby’nin oynadığı Clive Barker’dan Kan Kitabı (Clive Barker’s Book of Blood), 08 Mayıs 2009’da Özen Film dağıtımıyla Özen Film – Umut Sanat tarafından vizyona çıkarıldı.
    Doğa üstü olayların varlığını kanıtlamaya çalışan Dr. Florescu, teorilerinin gerçekliğini kanıtlayabilmek için Reg ile birlikte nasıl olduğu açıklanamayan cinayetlerin işlendiği bir eve yerleşir, yanlarına içgüdülerine güvendiği Simon’u da alır. Evin, yolunu kaybetmiş ruhların buluşma noktası olduğunu anladıklarında artık çok olacaktır.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Fragman
  • IMDb
  • Ali Ulvi Uyanık Yazıyor
  • Dost Kazığı (How to Lose Friends & Alienate People)

    Ben bu filmi izlemeden önce okuduğum yorumları göz önüne aldığımda ucuz bir İngiliz komedisi olduğunu düşünüyordum ama yanılmışım, bu hatayı daha önce gördüğüm Simon Pegg’in başrolünü üstlendiği Hot Fuzz filminde de yapmıştım…

    Dost Kazığı, Amerikan halkının bunalımlarını, çaresizliklerini ve yaşadıkları sanal dünyayı parodileştirerek yapılmış gerçekçi bir İngiliz komedisi ama söylediğim gibi film esasında içinde büyük bir dramı barındırıyor. Simon Pegg, Hot Fuzz ve Shaun of the Dead adlı filmlerde de Hollywood filmlerini ti’ye alan rolleri üstlenmişti. Bu benzer rollerle protest komedi filmlerinin vazgeçilmez oyuncularından biri olan Simon Pegg, bence İngiliz sineması başta olmak üzere dünya sinemasına bir yenilik getirdi, sempatik tavırlarıyla ve enerjisiyle seyircinin sempatisini kazanmayı bildi. Onun için Dost Kazığı izlenmeye değer bir film.

    Film, Kıta Avrupası ve Amerikanın, dünyaya bakış açısı, insan ilişkileri, iş ilişkileri, kapitalist dünya gibi temel konularda nasıl büyük bir anlayış farklılığına sahip olduklarını açık bir şekilde gösteriyor. Kendine özgü bir basın çalışanını canlandıran Simon Pegg, filmin sonunda Amerikan kitle kültürünün İngiliz geleneksel kültürü karşısındaki yüzeyselliğini hissettiriyor.

    Dost Kazığı, aldığı eleştirilere rağmen içinde belden aşağı espirilerin olduğu kadar kaliteli esprilerin de olduğu ve eğlendirirken bir yandan da düşündüren bir yapıt.

    Yapıtın yönetmeni Robert B. Weide, 1960’lı yıllarda Amerikanın en önemli stand-up’çılarından olan Lenny Bruce hakkında bir belgesel hazırladı yine Lenny Bruce’un hayatını anlatan Dustin Hoffman’ın başrolünü üstlendiği Lenny adlı bir film de yaptı.

    Eğer İngiliz filmleriyle ilgiliyseniz ve Simon Pegg’in etkileyici oyunculuğunu görmek istiyorsanız kaçırmayın derim…

    (04 Mayıs 2009)

    Emir Batuş

    İşçi Filmleri Festivali Açılışı

    Sırrı Süreyya Önder’in 4. İşçi Filmleri Festivali’nin açılış konuşmasında söylediği gibi: İşçi Filmleri Festivali, her şeyden önce en güzel adı olan festival… Ve akabinde ekliyor: Sponsoru yok… Varsın olmasın… Ruhu var ya o yeter… Salondan büyük bir alkış kopuyor…

    Biz Başka Dünya İsteriz sloganıyla Halk Evleri, DİSK SİNE-SEN, DİSK Dev Sağlık-İş, Disk Birleşik Metal-İş, Türk-İş Hava İş, Türk-İş Petrol-İş, KESK SES, Sendika.org ve Türk Tabipleri Birliği’nin ele ele vermesiyle 4. kez bizlerle buluşuyor işçi filmleri… Üstelik gösterimler de ücretsiz. Ancak broşür, gazete veya film satın alarak festival bütçesine katkıda bulunabilirsiniz.

    Satışa sunulan filmler arasında, festivalde İşte Özgür Dünya filmi ile yer alan, Ken Loach’ın Ekmek ve Güller’i; son filmi Hasta ile yine büyük ses getiren Michael Moore’un Roger ve Ben’i; Akiz Kourismeki’nin Kibritçi Kız’ı ve Elio Petri’nin İşçi Sınıfı Cennete Gider isimli filmi arşivinize ekleyebileceğiniz birbirinden güzel işçi filmlerinden sadece birkaçı…

    Tekrar açılış gecesine dönersek, çok güzel bir kalabalık vardı… İşçiler, sanatçılar, öğrenciler… İlk olarak Şevval Sam sahneydi… Su gibi berrak sesiyle, Karadeniz türküleri okudu bizlere… Ardından Grup Yorum’un efsane solisti, Hilmi Yarayıcı da sahnedeki yerini aldı. Hep birlikte Kazım Koyuncu’yu andık. Sonra, Hilmi Yarayıcı sahneyi devralarak birbirinden güzel şarkı ve türküleriyle tüm salonu coşturdu. Onunla özdeşleşen 1 Mayıs Marşı hep bir ağızdan söylenirken, salonu büyük bir coşku seli alıp götürdü… Hilmi Yarayıcı, gecenin sonunda gösterilecek olan, 1990 büyük Zonguldak Grevi ve Yürüyüşü’nü anlatan 100 Bin Kişiydiler isimli belgesel filme hitaben, Grup Yorum ile birlikte maden işçilerine yaptıkları Madenciden isimli şarkıyı okudu.

    13 Şubat 2008′den bu yana grevlerini sürdüren Sabah – Atv işçileri, 10 Nisan 2009’da ücret, “fazla mesai ve tazminat haklarımız gasp edilemez” diyerek grev diyen, LCW – Meha işçileri, ve tabiî ki insanca çalışma ve yaşam koşullarına sahip olmak için sendikalı olan ve bu yüzden işten açılan Desa Deri Fabrikası işçisi Emine Arslan’da oradaydı. Gecede hazır bulanan Erkan Can, Emine Arslan’ın konuşması bitene kadar elindeki çiçekle bekledi ve konuşmasının ardından çiçeği kendisine verdi. Gecede Halil Ergün’ün de aralarında bulunduğu sinema emekçilerine plâketler verildi. Festivalin onur konuğu, yaklaşık 30 yıldır ülkesinden uzakta yaşayan İshak Işıtan’da 2 filmiyle festival izleyicisiyle buluşmaya hazırlanıyor. Güzel geceye dair daha anlatılacak, paylaşılacak çok şey var… Sırrı Süreyya Önder’in gecede söylediği sözle noktalamak istiyorum: “Türkiye’de insanların kaç kıratlık olduğunu öğrenmek için insan hakları, özgürlük ve sendika deyip yüzlerine bakın.”

    Yüksek çözünürlüklü fotoğraflara ulaşmak için aşağıdaki fotoğrafların üzerlerine tıklayınız:

    Bennu Yıldırımlar

    Erkan Can

    Gizem Ertürk

    Hilmi Yarayıcı – Şevval Sam

    Sırrı Süreyya Önder

    Şevval Sam

    (04 Mayıs 2009)

    Gizem Ertürk

    Üç Maymun’a Bir Ödül de ABD’den

    Yönetmen Nuri Bilge Ceylan’ın Üç Maymun adlı filmi, Kuzey Carolina’da düzenlenen River Run International Film Festivali’nde En İyi Film Ödülü’nün sahibi oldu. Bu yıl 7.si gerçekleştirilen ve 22 Nisan’da başlayan festivalde En İyi Kadın Oyuncu Ödülü ise filmin başrol oyuncusu Hatice Aslan’a verildi. Festival jürisinde Lucas Film’den Eric Besner, yönetmen Jennifer Chambers Lynch, film eleştirmeni Andrew O’Hehir ve Chicago Uluslararası Film Festivali’nin kurucusu ve sanat yönetmeni Michael Kutza yer aldı.

    Devrim’e Ziyaretçi Akını

    Eskişehir’de Türkiye Lokomotif ve Motor Sanayii AŞ’de (TÜLOMSAŞ) sergilenen Türkiye’nin ilk yerli otomobili Devrim’i, Tolga Örnek’in Devrim Arabaları filminin gündeme gelmesinden ve yakın zamanda Eskişehir-Ankara arasında yüksek hızlı tren seferlerinin başlamasından sonra 10 bin kişi ziyaret etti. Yetkililer, Devrim ile hatıra fotoğrafı çektiren ziyaretçilerin otomobile hayran kaldıklarını, çoğu zaman gözlerinin dolduğunu bildirdi. Ziyaretçilere otomobil hakkında bilgi veren yetkililer, özellikle öğrencilerin Devrim ile gururlandıklarına tanık olduklarını söyledi.

  • Basın Bülteni
  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Fotoğrafa haberin devamından üzerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Devrim’e Ziyaretçi Akını yazısına devam et