Hülya Avşar Stüdyosu’nun Konuğu Tolga Savacı

Hülya Avşar’ın, beğeniyle izlenen ve büyük ses getiren Hülya Avşar Stüdyosu adlı programı, TürkMax ekranlarında devam ediyor. Hülya Avşar’ın, 11 Kasım Pazartesi günü 19:30’daki konuğu ünlü ve başarılı oyuncu Tolga Savacı. Hafta içi her akşam saat 19:30’da ekrana gelen programda Hülya Avşar fark yaratmış kişilerle bir saat boyunca herşeyin konuşulup tartışılabildiği çok keyifli bir sohbet gerçekleştiriyor. Gündemdeki tüm gelişmeleri bünyesinde barındıran Hülya Avşar Stüdyosu, değerlendirmeleri ve olayları işleyişiyle ekranlarda fark yaratıyor.

  • Basın Bülteni
  • Yüksek çözünürlüklü fotoğrafa haberin devamından üzerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Hülya Avşar Stüdyosu’nun Konuğu Tolga Savacı yazısına devam et
  • Sonbahar, Önce Kendi Evinde Gösterilecek

    Yılın en başarılı Türk filmlerinden Sonbahar, galasını 16 Kasım – 04 Aralık tarihleri arasında Artvin ve Rize’de yapacak. Doğu Karadeniz dağlarının ve kıyılarının bütün güzelliğini beyazperdeye taşıyan Sonbahar’ın Karadenizli yönetmen ve senaristi Özcan Alper, filmi vizyona önce kendi evinde çıkarmaya karar verdi. Alper ve yapımcı F. Serkan Acar Sonbahar’ın ilk gösterimlerini, filmin gerçekleştirilmesine destek veren yöre halkına yapmak istediklerini belirtti. Filmde anne karakterini canlandıran 64 yaşındaki Gülefer Yenigül, beyazperde de ilk kez kendi oynadığı Sonbahar’ı izleyecek.

  • Basın Bülteni
  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Türk Belgeseline Romanya’dan Ödül

    Romanya’nın Temeşvar (Timişoara) kentinde düzenlenen DocumFest – Uluslararası Belgesel Film Festivali’nde Türkiye yapımı İbret Olsun Diye belgeseli ödül kazandı. Necati Sönmez’in yönettiği film, festivalde “yaratıcı belgesel” dalında yarışan 28 film arasında Özel Mansiyon Ödülü’ne lâyık görüldü. T. C. Kültür ve Turizm Bakanlığı desteğiyle ZeZe Film yapımcılığında gerçekleşen belgesel, Türkiye’deki ölüm cezası uygulamalarını, yaşanmış vakalar ve mahkûmların son mektupları üzerinden insani bir perspektifle ele alıyor.

  • Basın Bülteni
  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • 7. Uluslararası Komedi Filmleri Festivali

    Garanti Bonus Card sponsorluğunda TÜRSAK gerçekleştirilen Bonus 7. Uluslararası Komedi Filmleri Festivali, 14 – 20 Kasım tarihleri arasında seyirciyle buluşuyor. Festivalin bu yılki Onur Ödülü, Gazanfer Özcan’a veriliyor. Türk sinemasının bir başka unutulmaz ismi Ayşen Gruda ise “Ustaya Saygı” bölümünde yer alıyor. Festival 14 Kasım’da Beşiktaş Kültür Merkezi’nde (BKM) düzenlenecek galayla perdelerini açacak.
    Festival filmleri, Beyoğlu Beyoğlu Sineması, Cinebonus Maçka G-Mall ve Alman Kültür Merkezi salonlarında izleyicilerle buluşacak.

  • Basın Bülteni
  • Web Sitesi
  • Diğer basın bültenleri, haberler ve yüksek çözünürlüklü görsellere haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    7. Uluslararası Komedi Filmleri Festivali yazısına devam et
  • Bunları Yazmak Gerek 7: Müjde; Nur Topu Gibi İşaretler ve Cezalarınız Oldu Ama…

    Bu konu üzerinde çok duruyor gibi görünüyorum fakat şunun için önemli: Eğer yasa ya da yönetmeliklerde sanatın özgürlük alanını ciddi biçimde kısıtlayan maddeler yer alıyorsa, pratikte çok katı uygulanmaması, ‘istenildiği zaman’ uygulanması demektir ki, bu çok tehlikelidir. Sanatın özgürlüğü kesindir; bakanlık memur ve memurelerinin yorumuna göre daraltılamaz. “Sinema Filmlerinin Değerlendirilmesi ve Sınıflandırılmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik”te değişiklikler, daha doğrusu bir takım eklemeler içeren değişiklikler yapıldı. Peki, ne oldu? Bizlerin de önerisi doğrultusunda işaretlerde çeşitliliğe gidildi, bundan böyle sıkı denetimin ve uymayanlara ağır para cezalarının verileceği kesinleştirildi ama… İşte, hani Batı’ya özenen festivallerde siyaset insanlarımız gururla yer alsalar da, Batı’nın özgürlük anlayışının ne denli uzağımızda olduğunu ispatlayan maddeler aynen korundu. Bakınız, şu üç madde çok önemli:

    Madde 4g – “Değerlendirme ve sınıflandırma: Ülke içinde üretilen veya ithal edilen sinema filmlerinin ticari dolaşıma ve gösterime sunulmadan önce, gösterim ve iletim biçimleri dikkate alınarak kayıt ve tescile de esas olacak şekilde, kamu düzeni, genel ahlâk ile küçüklerin ve gençlerin ruh sağlığının korunması, insan onuruna uygunluk ve Anayasada öngörülen diğer ilkeler doğrultusunda denetlenmesi, değerlendirilmesi ve sınıflandırılmasını…”

    Bu madde yoruma son derece açıktır. Örneğin, ‘genel ahlâk kavramı’ kişiden kişiye öyle bir değişir ki, hiç ummadığınız filmler yasaklanıverir. Yani hem sınıflandırma, hem de yasaklama mevcut!

    Madde 9 – “Ülke içerisinde üretilen veya ithâl edilen sinema filmlerinin ticari dolaşıma ve gösterime sunulmasından önce kayıt ve tescile de esas teşkil edecek şekilde değerlendirilmesi ve sınıflandırması yapılır.

    Değerlendirme ve sınıflandırma sonucunda uygun bulunmayan filmler ticari dolaşıma ve gösterime sunulamaz.

    Değerlendirme ve sınıflandırma sonrası uygun bulunan, öngörülen kısıtlayıcı tedbirleri uygulanan veya istenilen gerekli düzeltmeleri yapılan filmler…”

    Sansür ve ‘kısıtlayıcı tedbir’! Yani, tümüyle yasaklama ve filmi gerektiğinde kesme açıkça yer almaktadır. Yoruma gerek var mı?

    Madde 15 – “Başka herhangi bir ticari dolaşım veya gösterim konusu edilmeksizin ülke içinde düzenlenecek fuar, film festivali, şenlik ve benzeri sanatsal etkinliklerde halka gösterilmek veya yarışmalara katılmak üzere yurtdışından getirilen yabancı menşeli filmlerin gösteriminden doğan her türlü sorumluluk, bu etkinliklerin düzenleme komitelerine aittir.”

    Fiilen sansürün olmadığı festivallerde bile festival yöneticileri sorumlu tutulmaktadır. Yineliyorum, uygulanmaması, uygulanmayacağı anlamına gelmez!

    Yeni yapılan değişikliklerle ağır cezalar da yürürlüğe konulmuş bulunuyor. Bir örnek: Madde 17c“Üzerindeki işaret ve ibarelere rağmen, bu işaret ve ibarelere uyulmaksızın dağıtım ve gösterim yapanlara elli bin Türk Lirası idari para cezası verilir.” Örneğin sinemalarda yaşı tutmadığı halde aradan içeriye sızan olur da, o seans denetime denk gelir ve de tespit edilirse, işletmeci yandı! Bu cezalar, çeşitlendirilen sınıflandırmanın uygulanması için gerekli tabii. Hem ebeveynler, hem de çocukların bilinçlenmesi ve işletmecilerin dikkatli olması için, ağır da olsa gerekli!

    Bakınız, profesyonel / uzun metrajlı sinema filmleri zaten mevcut yasalar çerçevesinde çekilmek zorunda. Daha sonra seyirciyle özgür biçimde -tabii ki çok katı bir sınıflandırma ve değerlendirmeye tabii tutularak- buluşmalı. Ama 18 yaşını doldurmuş seyircinin bile filmlere ulaşmasını engellemeye yönelik sansür ve kesinti kabûl edilemez! Ey okur / seyirci, şunu biliniz ki Türkiye’de sansür var! Kendi adıma sansürün kalktığını görmeye ömrüm yetmese de hep yazacağım.

    (16 Kasım 2008)

    Ali Ulvi Uyanık

    aliuyanik@superonline.com

    Buyurun aşağıdakiler de yeni işaretler:

    İÇERİK BELİRTEN İŞARET VE İBARELER

    1. İşaret

    İbare: Genel İzleyici Kitlesi

    2. İşaret

    İbare: 7 yaş ve üzeri izleyici kitlesi içindir

    3. İşaret

    İbare: 7 yaş altı izleyici kitlesi aile eşliğinde izleyebilir

    4. İşaret

    İbare: 13 yaş ve üzeri izleyici kitlesi içindir

    5. İşaret

    İbare: 13 yaş altı izleyici kitlesi aile eşliğinde izleyebilir.

    6. İşaret

    İbare: 15 yaş ve üzeri izleyici kitlesi içindir

    7. İşaret

    İbare: 15 yaş altı izleyici kitlesi aile eşliğinde izleyebilir

    8. İşaret

    İbare: 18 yaş ve üzeri izleyici kitlesi içindir

    9. İşaret

    İbare: Şiddet ve korku unsurları içerir

    10. İşaret

    İbare: Cinsellik Unsurları içerir

    11. İşaret

    İbare: Olumsuz örnek oluşturabilecek davranışlar içerir

    İki Yeni Sinema Sitesi Yayında

    29 Ekim 2008 günü itibariyle http://sinemagraf.com ve http://haftaninfilmi.com adlı iki yeni sinema sitesi daha yayın hayatına başladı. Bu sitelerden ilki sinemagraf.com’da sinemanın tüm türleri ve alanlarıyla ilgili detaylı bilgilerin yanı sıra filmler hakkında bilgiler, ropörtajlar, resimler, fragmanlar ve diğer bilgiler yer alacak. Sitenin amacı sinemayla ilgili her türlü bilginin yer alacağı bir içeriğe ulaşmak. Diğer site haftaninfilmi.com’da ise o hafta vizyona giren filmler arasından seçilecek bir film haftanın filmi olarak anasayfada yer alacak. Bu sitenin amacı ise sinema seyircisine filmleri tanıtmanın yanı sıra, bir film üzerine odaklanıp izleyicilere yardımcı olmak olarak belirlendi.

  • http://sinemagraf.com
  • http://haftaninfilmi.com
  • Kristal Klaket Adayları Belli Oldu

    Fatih Üniversitesi tarafından bu yıl ikinci kez düzenlenen Kristal Klaket Kısa Film Yarışması’nda ön elemeyi geçen filmler belli oldu. Bu yıl kurmaca, animasyon, deneysel ve belgesel türlerde toplam 120 filmin başvurduğu yarışmada, üçü belgesel olmak üzere 23 kısa film jüri karşısına çıkacak. Bank Asya ana sponsorluğunda ve New York Film Academy işbirliği ile düzenlenen yarışmada büyük ödül, New York Film Academy’de 6 haftalık sinema eğitimi. Yarışma sonuçları 18 Kasım’daki ödül töreniyle açıklanacak.

  • Basın Bülteni
  • Yarışma hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Yarışacak bazı filmler ve yüksek çözünürlüklü fotoğraflara haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Kristal Klaket Adayları Belli Oldu yazısına devam et
  • Gezici Festival Konukları Kars’ı Gezdiler

    Serhat şehrimiz Kars’ta devam eden 14. Gezici Festival çerçevesinde konuklar şehri gezdiler. Barış ve İnsanlık Anıtı ziyareti sonrasında Kars’ın ünlü cami, kilise ve taş binalarını gezen konuklar Kars Kalesi’ni de ziyaret ettiler. Yıllardır ihmal edilen Kars, Sarıkamış ilçesi ve Ani Harabeleri gibi değerleri ile Kafkasyanın merkezi ve gözde şehri olmaya hak kazanıyor.

  • Festival hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Yüksek çözünürlüklü fotoğraflara haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Gezici Festival Konukları Kars’ı Gezdiler yazısına devam et
  • KargART Film Gösterimleri: Aralık 2008

    6:45 Yayıncılık Ekim ayı itibariyle her ay bir Salı akşamı KargART Salonu’nda avangard ve underground film türlerinin önemli örneklerini sunuyor. 6:45 Yayınları’nın deneyim ve kişisel tercihleriyle oluşturduğu gösterimlerin sinema öğrencilerinden alternatif sanat takipçilerine dek farklı skalaların insanlarının ilgilerini aynı ekrana çekeceği belirtiliyor. 09 Aralık Salı günü saat 20:00’de Science Friction, Fuses, Meshes of the Afternoon, Pierce, Intestinal Fortitude, Punch, Der Fuehrer’s Face adlı filmler ücretsiz olarak gösterilecek. Ayrıca 04 Aralık Perşembe günü saat 18:30’da Yavuz Turgul’un Aşk Filmlerinin Unutulmaz Yönetmeni adlı filmi gösterilecek.

  • Basın Bülteni
  • Web Sitesi
  • Bombalar Altında, 24’te

    Ödül rekortmeni filmler Salı geceleri Tematik Film Kuşağı’nda 24 izleyicileriyle buluşmaya devam ediyor. Bu haftanın filmi Bombalar Altında’yı sinema eleştirmeni Alin Taşçıyan ve Radikal Gazetesi yazarı Nuray Mert, Film Önü’nde değerlendiriyor. Yönetmenliğini Ediz Gülten’in, yapımcılığını Merve Genç’in yaptığı Film Önü, 11 Kasım Salı gecesi 20:40’ta; Tematik Film Kuşağı’nda Bombalar Altında 21:00’de 24 ekranlarında.

  • Yüksek çözünürlüklü fotoğraflara haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Bombalar Altında, 24’te yazısına devam et
  • Kırıka, Kars Gezici Film Festivali’nde

    2008 yılında Kaba Saz adlı albümleriyle Ege kıyılarının tınılarını ve geçtiğimiz yüzyılın “şehirli halk müziği”ni günümüze taşıyan Kırıka, 11 Kasım akşamı Kars Gezici Film Festivali’nde bir konser verecek. Ege’nin tarihi ile bütünleşen iki yakasının müzik kültüründen beslenen ve bu kültürle bugünün şarkılarını yapan Kırıka Türkiye’nin unuttuğu deniz kokusunun peşinde. 19. yüzyılın İstanbul, İzmir ve Selânik gibi merkezlerinde üretilen müzikleri temel alan Kırıka müziği, müziğin hayatla iç içe olduğu, düğünler, meze ile süslenmiş masalar, şenlikler, kutlamaların olduğu zamanları çağırıyor.

  • Basın Bülteni
  • Web Sitesi
  • Festival hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Yüksek çözünürlüklü fotoğraflara haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Kırıka, Kars Gezici Film Festivali’nde yazısına devam et
  • Adapazarı Sinemacıları’nın 5. Kısa Film Gösterimleri

    Adapazarı Sinemacıları’nın 5. kısa film gösterimleri 17 Kasım Pazartesi günü saat 20:00’de Sakarya AKM Tiyatro Sahnesi’nde yapılıyor. Toplam 1 saat 30 dakikalık kısa film gösterimleri ücretsiz izlenebiliyor.

  • Basın Bülteni
  • Web Sitesi
  • Önceki etkinlikler hakkında bilgilere ve yüksek çözünürlüklü görsele haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Adapazarı Sinemacıları’nın 5. Kısa Film Gösterimleri yazısına devam et
  • 14. Gezici Festival Başladı

    Ankara Sinema Derneği ve Kars Belediyesi’nin işbirliği ile gerçekleştirilen 14. Gezici Festival başladı. Tarık Akan, Hale Soygazi, Taner Birsel, Atilla Saral, Yeşim Ustaoğlu ve Mazlum Çimen gibi sanatçıların katılımıyla yapılan açılış töreninden sonra Yeşim Ustaoğlu’nun büyük ilgi gören son filmi Pandora’nın Kutusu gösterildi.

  • Festival hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Yüksek çözünürlüklü fotoğraflara haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    14. Gezici Festival Başladı yazısına devam et
  • Limon Ağacı

    Geçtiğimiz aylarda Elif Ayla adlı yazarın Kalbin Limon Hali isimli bir kitabı çıkmıştı. Neden kalbi limona benzetmişti yazar? Elma, portakal ya da dut ağacı değil de limona ağacına… Şöyle dedi: Sıcak iklimlerin kış aylarında on beş gün poyraz olur. Poyraz limon ağacını öldürür. İşte insanlar kışın o poyrazda, geceleyin sıcak yataklarından kalkıp bir tenekenin içine saman doldurup yakarlar. Limon ağacı üşümesin, limon ağacı ölmesin diye. Çünkü limonun hatırı vardır! İşte insanların kalpleri de limon ağaçları gibidir. Ara sıra sevdikleriniz için poyraza çıkacaksınız. Çok üşüyeceksiniz ama olsun o benim sevdiğim, ben onun için üşürüm, çünkü o benim limon ağacım diyeceksiniz. Kalbini ısıtacaksınız ki kalbi ölmesin. Çünkü kalpler de limon ağaçları gibi bir kere buz tuttu mu bir daha ısınmıyor…

    Yönetmen Eran Riklis ve senarist Sura Araf bu sırrı biliyor olmalılar ki hikâyelerini anlatmak için limon ağacını seçmişlerdi. Yıllardır baba yadigarı limon bahçesinde limonlarını satarak kıt kanaat geçinen dul, Filistinli bir kadın Selma. Biraz da babalarının ölmüş olmasının verdiği rahatlık ya da otorite boşluğu ile çocuklarının her biri de ayı bir yere dağılmış. Selma küçük dünyasında, ölen babası yerine koyduğu eski bir aile dostu ile küçük dünyasını paylaşıyor. Ara sıra gelen çocukları dışında bir ses-soluk yok hayatında. Tek yaşam kaynağı limon ağaçları ve limonlarının her bir tekine o hiç tatmadığı aşkla bağlı sanki…

    Ancak bu sade hayatı İsrail Savunma Bakanı’nın evinin tam karşına bir villa inşa ettirmesiyle kâbusa dönüşüyor. Yıllardır bitip tükenmek bilmeyen İsrail-Filistin savaşının bir limon bahçesinin iki yakasında yaşanan haline tanık oluyoruz. Selma’nın limon bahçesi öyle köklü, güzel ve sonsuz ki… İsrailli uzmanlar teröristlerin o ağaçların aralarına saklanarak bakanın villasına saldırabileceğini düşünüyorlar. Tabii orada yaşayan Selma’yı da potansiyel bir terörist…

    İşte bir inat hikâyesi de böylece başlamış oluyor. Yer yer gülümsediğimiz ama çoğu zamanda çaresiz, seyre daldığımız dünya hali bu… Limon ağaçlarının kesilmesine gönlü razı olmayan Selma’nın avukatı ile birlikte verdiği bir insanlık mücadelesi. Filmin gerçek bir hikâyeden temellenmiş olması hiç kuşkusuz filmin inandırıcılığını, samimiyetini kat ve kat arttırıyor.

    Selma’nın ölen kocasının salonun ortasındaki çatık kaşlı fotoğrafı bir kadının hiçbir zaman özgür olamayacağını, her zaman ölü, ya da diri tepelerinde dikilen bir adamın olacağını bir kere daha tekrar ediyoruz. Kadınların, kocalarından başka bir erkek tanımamışlığına, baskı ve çile dolu hayatlarına bir ağıt bu.

    Erkeklerin gözlerini kör eden iktidar ve güç gösterilerinin ardında birbirlerini teğet geçiyormuş gibi görünen ancak içten içe birbirlerinin ruhlarını gören iki kadının her şeyin ötesindeki dayanışmasına şahit oluyoruz.

    Aslında tüm bu hırslar, diplomatik kaygılar olmasa ne kadar da barış içinde yaşabileceklerini gösteren pırıltılar geçiyor yer yer gözümüzün önünden. İnsanların hayatlarına kasteden, nefret tohumları eken yıkılası duvarlarından ardında…

    Film öyle naif ama bir o kadar da keskin bir şekilde ilerliyor ki hangisinin ağır bastığına karar veremiyor, sersemliyor insan. Hiam Abbass’ın harika performansını izlemeye doyum olmuyor. Abbass, Selma karakterine öyle bir can vermiş ki artık izlediğiniz sadece Selma olmaktan çıkıyor, Filistinli kadınlar, İsrailli kadınlar, bütün kadınlar Selma oluveriyor. Selma gerçek bir kadının tüm cesaretini, gururunu taşıyor.

    Birileri hâlâ limon ağaçlarının da insanlar gibi, insanların da limon ağaçları gibi olduğunu biliyor. Ama karşılarında koskoca bir bilmeyenler ve görmeyenler ve asla bilmek ve görmek istemeyenler ordusu duruyor.

    İşte bu yüzden Selma fırtınaları gecelerde titreyen limon ağaçları için göz yaşı döküyor. İnsanların bile hayatlarının zerre kadar önemi olmadığı şu “ülke çıkarları” mevzularında değil bir limon ağacının çığlığı duyulsun.. Ama duyan birileri var ve hâlâ onlar bu dünyada bin bir güçlükle de olsa nefes alabildikleri için bizler hâlâ umut edebiliyoruz… Umuyorum Türkiyeli seyirci de Limon Ağacı’na sahip çıkar.

    (15 Kasım 2008)

    Gizem Ertürk