18. Uluslararası İstanbul Kısa Film Festivali

Ülkemizde 18 yıldan bu yana aralıksız olarak düzenlenen Uluslararası İstanbul Kısa Film Festivali, başlıyor. Festival bu yıl da, ilginç kurmaca, belgesel, canlandırma ve deneysel filmler gösterecek. Programda iki yüze yakın film yer alıyor. Büyük bölümü dünyanın değişik festivallerinden ödüllerle dönmüş filmler. Bu filmlerin bir kısmını, düzenleme komitesinde yer alan yabancı ülke temsilcilikleri, kendi ülkelerinde bulunan sinema merkezleri aracılığıyla seçerek önerdiler. Diğer bir kısım filmi ise, festival komitesi tarafından doğrudan ulaşan çok sayıdaki filmler arasından seçildi. Etkinlikler ücretsiz olarak gerçekleştirilecek.

  • Festival Kataloğu
  • Web Sitesi
  • 18. Uluslararası İstanbul Kısa Film Festivali yazısına devam et

    Sınav

    Vizontele ve G. O. R. A. filmlerinin yönetmeni Ömer Faruk Sorak imzalı Sınav, geçtiğimiz hafta vizyona girdi. Sınav’da dikkati çeken üç etken var: Yapım süreci, oyuncu kadrosu ve kullanılan müzikler. Film, Böcek Yapım ve Fida Film ortaklığında gerçekleştirilmesinin yanı sıra Genç Turkcell ana sponsorluğunda ortaya koyulmuş. Oyuncu kadrosu ise güçlü ve bir o kadar da medyatik isimlerden oluşuyor: Altan Erkekli, Hümeyra, Okan Bayülgen, Güven Kıraç, Zafer Algöz ve tabii bir de İngiltere’den özenle getirtilen efsanevi hırsız Charles rolündeki Jean Claude Van Damme. Müzikler ise son dönemin Türk popüler müziğinden esintiler taşıyor. Gençlerin nabzını tutan Nil Karaibrahimgil, Duman, Manga, Göksel ve Ceza’nın şarkıları görüntülere eşlik ediyor. Burada ayrıntılara boğulmadan günümüz Türk sinema endüstrisinin nelerden beslenerek kalkınmaya çalıştığını hepimiz az çok görebiliyoruz.

    Kült gençlik filmi

    Türkiye’nin ilk kült gençlik filmi olarak lânse edilen yapım, lise son sınıf öğrencileri olan Mert (İsmail Hacıoğlu), Sinan (Yağmur Atacan), Gamze (Rüya Önal), Kaan (Caner Özyurtlu) ve Uluç (Volkan Demirok) adlı beş gencin hikâyesi üzerinden Türkiye’deki eğitim ve sınav sistemini tartışmaya açıyor. Ailelerinin baskısından bunalan ve gelecek kaygıları içerisinde savrulan karakterler çalışarak bir yere varamayacaklarını anlayınca çareyi sınav sorularını ele geçirmekte ararlar. Öncelikle okulda rutin olarak girdikleri derslerin sınav sorularını ele geçiren gençler, bununla da kalmayıp işi büyütmeye ve gençlerin korkulu rüyası haline gelmiş ÖSS sorularını çalmaya yeltenirler. Kahramanlarımız bunu yaparken, kendilerine idol olarak gösterdikleri, bir dönemin kopya çekme konusunda uzman sistem karşıtı efsane öğrencisi Levent Lemi’den fikir almaya çalışırlar ve sonunda çareyi İngiliz Kraliyet ailesi adına çalışan efsanevi hırsız Charles’ı Türkiye’ye getirtmekte bulurlar.

    Hayat eşittir 180 dakika!

    Film hakkında yapabileceğim eleştiriler ise şöyle: Sınav, Türk eğitim sistemini ve özellikle de gençlerin korkulu rüyası, ailelerin çocuklarına baskı uygulama konusundaki bir numaralı mevzusu olan ÖSS’yi açık seçik eleştiriyor, fakat bir yandan da bundan kaçış olmadığını vurguluyor. Film, beş lise öğrencisinin sınav sorularını çalma operasyonu üzerinden komik ve eğlenceli unsurlar içeriyor. Aksiyon yok değil, ancak bunu filmin ikinci yarısında özellikle de Van Damme’ın filme katılmasıyla hissedebiliyoruz. Filmdeki komedi unsurları, gençlerin trajik hikayeleriyle ara sıra kesintiye uğrayarak melodrama doğru kayma gösteriyor. Ayrıca müzik eşliğinde izlediğimiz görüntüler televizyon kanallarından aşina olduğumuz video klipleri çağrıştırıyor. Tüm bunlara rağmen filmin hemen ilk sahnesinde aktarılan anafikir içimizi burkuyor: “Hayat eşittir 180 dakika.” 180 dakika süren bir sınavın sonunda bugün hepimizin hayatı bir yerlere yönlendirildi, birtakım meslekler edindik. Ne kazandık, ne kazanacağız? İstediğimiz hayatı yakalayabildik mi, yakalayabilecek miyiz? Kimbilir? Herşey bir zamanlar -henüz onsekizimizdeyken- geçtiğimiz o korkulu sınavda şekillendi. Ve hayatımız 180 dakikaya eşitlendi…

    (23 Ekim 2006)

    Âlâ Sivas

    Ayağımıza Sağlık

    Ayakkabı alırken rahatlığı, rengi, şekli üzerine düşündüğümüz ama geçmişi hakkında çok da fazla fikir sahibi olmadığımız bir giysi. Her dönem toplumsal bir statünün sembolü olan ayakkabının serüveni aynı zamanda insanlık tarihinin de gelişim serüveni sayılıyor. Kıyafetlerin en önemli tamamlayıcısı, sadece ustaların hünerli elleriyle değil toplumsal değişimlerle de şekilleniyor. İşte bu serüven şimdi Yasin Ali Türkeri yönetiminde bir grup belgeselci tarafından filme alınıyor. Müzikleri Kemal Sahir Gürel tarafından hazırlanacak belgeselin görüntü yönetmenliğini Vedat Özdemir yapıyor.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Ayağımıza Sağlık yazısına devam et

    Yeni Bir Sinema Dergisi: Sinematürk

    Türk Sineması’nda son dönemde gözlemlenen üretim ve izleyici sayılarındaki artışa paralel olarak sinemaseverlerin, sinema eğitimi gören öğrencilerin ve akademisyenlerin ihtiyaç duymaya başladıkları teorik yazı, araştırma ve film eleştirilerini bir arada bulabilmelerini sağlamak amacıyla yayın hayatına başlayan Sinematürk Dergisi ağırlıklı olarak Türkiye’deki sinema ortamıyla ilgili bir içeriğe sahip olacak. Usta sinema yazarı Burçak Evren’in yayın yönetmenliğini üstlendiği Sinematürk, her ayın onbeşinde gazete bayileri ve kitapçılarda satışa sunulacak.

  • Basın Bülteni
  • 12. Türkiye / Almanya Film Festivali

    Almanya’nın Nürnberg kentinde 08 – 18 Mart 2007 tarihleri arasında gerçekleştirilecek olan 12. Türkiye / Almanya Film Festivali programına film başvuruları başladı. Festivalin ödüllü yarışma bölümü, Uzun Metraj, Belgesel ve Kısa Film olmak üzere üç dalda yapılıyor. Uzun Metraj Yarışması’nda En İyi Film (5.000 EUR), Kadın Oyuncu, Erkek Oyuncu, Seyirci ve Genç Seçici Kurul ödülleri; Kısa Film Yarışması’nda En İyi Kısa Film (750 EUR) ödülü; Belgesel Film Yarışması’nda ise En İyi Belgesel Film (1.000 EUR) ödülleri veriliyor. Ayrıca festivalde, insan hakları ve demekrosi adına 1.000 EUR miktarında Öngören Ödülü var.

  • Web Sitesi
  • 12. Türkiye / Almanya Film Festivali yazısına devam et

    Hokkabaz

    Cem Yılmaz ile Ali Taner Baltacı’nın yönettiği ve Cem Yılmaz, Mazhar Alanson, Özlem Tekin ile Tuna Orhan’ın oynadığı Hokkabaz, 20 Ekim 2006’da Kenda Film dağıtımıyla BKM Film tarafından vizyona çıkarıldı.
    İskender aslında sihirbazdır ama onun ve çocukluk arkadaşı Maradona’nın dışında herkes onun hokkabaz olduğunu düşünmektedir. İstanbul’dan hızla kaçmak zorunda kalan ikili, turne programına Sait’i de dahil eder. Baba Sait, İskender’i takdir etmeyi uzun yıllar evvel bırakmıştır. Turne üçlüyü kaynaştırırken, aynı zamanda görkemli bir dağılmaya sebep olur.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Web Sitesi
  • Fragman
  • IMDb
  • Asya Çağlar Yazıyor
  • Hokkabaz yazısına devam et

    Janjan’ın Çekimlerine Başlandı

    Aydın Sayman’ın yönettiği ve Sadık Karayel, Çetin Öner, Seyven Katırcıoğlu ile Levent Yılmaz’ın oynadığı Janjan, Kütahya’nın güneybatısında yer alan Eski Gediz kasabasında çekilmeye başlandı. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından da desteklenen ve bir kasabada geçen aşk hikâyesini anlatan film De Yapım tarafından çekiliyor.

  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Kırılgan

    Jaume Balaguero’nun yönettiği ve Calista Flockhart, Richard Roxburgh, Elena Anaya ile Gemma Jones’un oynadığı Kırılgan (Fragile: A Ghost Story), 22 Haziran 2007de Özen Film dağıtımıyla Özen Film – Umut Sanat tarafından vizyona çıkarıldı.
    Yaklaşık yüzyıldır hizmet vermekte olan Mercy Falls Çocuk Hastanesi kapatılmak üzeredir. Fakat, bir tren kazası nedeniyle, çevredeki hastanelerde yer kalmadığı için tahliye işlemi bir süre ertelenmiştir. Hastanedeki koşullar iyice zorlaşmış, personelin çoğu gitmiş, birçok bölüm kapatılmış ve cihazlar yerlerinden sökülmüştür. Hastanedeki çocuklar tedirgindir.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Web Sitesi
  • Fragman
  • IMDb
  • Son Osmanlı: Yandım Ali

    Mustafa Şevki Doğan’ın yönettiği ve Kenan İmirzalıoğlu, Cansu Dere, Emin Boztepe ile Engin Şenkan’ın oynadığı Son Osmanlı: Yandım Ali, 19 Ocak 2007’de Özen Film dağıtımıyla Özen Film tarafından vizyona çıkarıldı.
    Tarih 13 Kasım 1918, düşman donanması Boğaziçindedir. Cepheden dönen Mustafa Kemal, düşman donanmasını görünce “Geldikleri gibi giderler” der. Aynı tarihlerde, İstanbul sokaklarında, donanmadan terhis edilen bir bahriye çavuşu vardır. O da Tahtacızadelerin Yandım Ali’sidir. Tek hayali biraz para kazanıp sevgilisini İstanbul’dan kaçırmak ve Viyana’ya gitmektir. Ancak yolu bir gün Mustafa Kemal’le kesişir ve o anda fikri değişir.

    Son Osmanlı: Yandım Ali yazısına devam et

    Tuğçe Seitaridi Eroinman Kızı Canlandıracak

    Tuğçe Seitaridi, eroinman bir kızın hayatını canlandıracağı Can adlı TV filminin çekimleri için Türkiye’ye geldi. Kuzey Yapım tarafından Digiturk için çekilecek TV filminin Yönetmeni Oğuz Eruzun. Filmde Zeki Alasya, Nurseli İdiz, Haldun Boysan, Berke Üzrek de rol alacak. Can, tetiklenen kişilik bozukluğu ve güzelliğinden beslenen, kendine aşırı güveniyle yasakları delen, günah ve ayıp olan ne varsa yapan, kuralları hiçe sayan, genç bir kızın hikâyesi.

  • Basın Bülteni