Kadir Çöpdemir


Kadir Çöpdemir (Sinemalarda gösterilmekte olan Sınav’da izliyoruz. Önümüzdeki günlerde Amerikalılar Karadenizde 2 adlı filmde de perdelerimize gelecek.)


Mesut Yılmaz (Parti Başkanlığı, Kültür Bakanlığı ve Başbakanlık yapmış siyasetçimiz.)

Orhan Pamuk


Orhan Pamuk (Nobel ödüllü yazarımızın senaryosunu yazdığı Gizli Yüz’ü sinemamızın en önemli yönetmenlerinden Ömer Kavur filme çekmişti. sadibey.com’un Yolunu Aydınlatanlar’dan. Okuma yazma bilen herkesin mutlaka okuması gereken kitapları: Kara Kitap, Benim Adım Kırmızı, Kar.)


Harrison Ford (Kutsal Hazine Avcıları serisi ile biliniyor. Sinemalarımızda en son Firewall ile izledik.)


Wim Wenders (Palermo’da Yüzleşme – Palermo Shooting’nin yönetmeni.)

Harrison Ford


Harrison Ford (Kutsal Hazine Avcıları serisi ile biliniyor. Sinemalarımızda en son Firewall ile izledik.)


Orhan Pamuk (Nobel ödüllü yazarımızın senaryosunu yazdığı Gizli Yüz’ü sinemamızın en önemli yönetmenlerinden Ömer Kavur filme çekmişti. sadibey.com’un Yolunu Aydınlatanlar’dan. Okuma yazma bilen herkesin mutlaka okuması gereken kitapları: Kara Kitap, Benim Adım Kırmızı, Kar.)


Wim Wenders (Palermo’da Yüzleşme – Palermo Shooting’nin yönetmeni.)

Dönüş (Yönetmen: Pedro Almodovar)

Pedro Almodovar’ın yönettiği ve Penelope Cruz, Lola Duenas, Blanca Portillo ile Carmen Maura’nın oynadığı Dönüş (Volver), 03 Kasım 2006‘da Chantier Films dağıtımıyla Chantier Films tarafından vizyona çıkarıldı.
Anne, yaşadığı zaman boyunca yarım kalan tüm işlerini tamamlamak için yaşadığı yere geri döner. Fakat ailesi orayı terk etmiştir. Onların peşinden Madrid’e gider. Şehirde tek başlarına kalan kızları ile torununun annelerinin desteğine ihtiyaçları vardır. Yaşanan tüm bu gelişmeler; karmaşayla sadeliğin, duygusallıkla acımasızlığın aynı anda kol gezdiği ortamda komşu kadınları ve birkaç erkeği etkileyecek olaylar dizisinin başlangıcı olacaktır.

Dönüş (Yönetmen: Pedro Almodovar) yazısına devam et

Filin ölümü…

ANKARA Hayvanat Bahçesi’nin yaşlı fili Şirin öldü.
Ankara’ya geldiğim sene, ilk tanıştığım simalardan birisiydi o. Sadece benim değil, kente gelen her üniversite öğrencisi, bir koşu önce onu tanımış olmalı. Çünkü kente gelen her gencin doğru hayvanat bahçesine koşması, Ankara’ya geldiği daha iyi belli olsun diyeydi.
Şirin işte oradaydı.
Kalın borularla çevrili bir alanın ortasında öyle duruyordu.
Boru çitlerin içinde ayırıcı bir derin hendek, hendeğin de ötesinde, basıp geçmeye kalkarsa ayaklarına batsın diye üzerine sivri çiviler konulmuş bir beton kuşak vardı.
Ankara’da her evin albümünde çocuklar ile Şirin’in fotoğrafı vardır.
*
Onu Afrika’dan getirmişlerdi.
Yıllar boyu orada bir burnunu gökyüzüne kaldırıp bağırarak başka fillere haber göndğerdi, sonra yanıt var mı diye havayı dinledi.
Yanıt hiçbir zaman gelmedi.
Tam 34 yıl betonun üzerinde öyle bekledi.
Muhtemelen “Gelen yoksa, ben gideyim bari” diye niyetlenip adımını attığında, betona gömülmüş kalın çiviler ayağına battı, geri çekildi.
“Esaret” dediğimiz şeydir bu.
Kim onu ormanda yakaladı, annesinden – ailesinden – yurdundan ayırıp getirdi bilemeyiz.
Ne hakla?..
Niçin?..

Çocuklar fili görüp tanısınlar diye mi?..
İyi ama “esaretin” ne kadar acı olduğunu anlatan oldu mu, olmadı mı çocuklara?..
*
Bu hayvanat bahçeleri aslında insanoğlunun acımasızlığını ve merhametsizliğini anlatır bize.
Şirin genelde yüzü güneye dönük dururdu.
Afrika o yanda.
Onun ne kadar akıllı ve zeki olduğunu herkes biliyordu. Ama ne kadar acı çektiğini, ne kadar yurdunu özlediğini, ne kadar ağladığını hiçbirimiz bilemeyiz.
Bu hayvanat bahçeleri, yeni çıkan Hayvan Hakları Yasası’na aykırıdır. Ama daha çok canlılara saygı duyan insanların aklına aykırı olmalı.
Şirin’i bir tarlaya gömdüler.
Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, ölüm nedeni “yaşlılık” olarak açıklandı.
Çocuklar gittiğinde, Şirin artık orada olmayacak.