1. Bingöl Uluslararası Kısa Film Festivali

1. Bingöl Uluslararası Kısa Film Festivali, Bingöl İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü ve Bingöl Belediyesi öncülüğünde İde Yapım tarafından 28 Kasım – 02 Aralık 2017 tarihleri arasında gerçekleştiriliyor. Festival kapsamında bu yıl ilk kez Altın Kartal Ödülleri verilecek. 1. Bingöl Uluslararası Kısa Film Festivali ödül ismini, Bingöl’le özdeşleşen kartaldan alıyor. Gücü temsil eden kartal, önemli bir sembol olarak yüzyıllar boyunca yöre insanının kültüründe yaşam bulmuş, folklorik efsanelerin başrol oyuncusu olmuştur. Festival, Altın Kartal Ödülleri’ni ulusal ve uluslararası alanlarda önemli kültür – sanat etkinlikleri arasına sokmayı amaçlıyor.

1. Bingöl Uluslararası Kısa Film Festivali yazısına devam et

14. Çocuk Filmleri Festivali’nin İstanbul Gösterimleri 10 Ekim’de Yapılacak Açılış Töreniyle Başlıyor

14. Çocuk Filmleri Festivali İstanbul’daki ikinci ayağı 10 Ekim 2017 Salı akşamı Beyoğlu Grand Pera’da yapılan açılış töreni ile başlayacak. Ücretsiz atölye ve gösterimler 11 – 12 Ekim 2017 tarihleri arasında düzenlenecek. Atölyeler TÜRSAK Vakfı Toplantı ve Seminer Salonu’nda gerçekleştirilecek. Festival, Doğu Anadolu’daki gösterimlerden sonra mülteci çocukları İstanbul’da da sinema ile buluşturacak.

Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Uluslararası Kısa Film Yarışması Yayınları

Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Uluslararası Kısa Film Yarışması Yayınları sinema kitaplarının tanıtım bültenleri ve kapak fotoğraflarına haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
Yeni eklenenler:
Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Uluslararası Kısa Film Yarışması (Katılım Şartnamesi).

Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Uluslararası Kısa Film Yarışması Yayınları yazısına devam et

Alina’dan Kaan’a Kravat Jesti

Son dönemin popüler genç oyuncuları, Bölük filmi için biraraya geldiler. Kaan Yıldırım, bir sahneye hazırlanırken, kravatını bağlamakta sorun yaşayınca imdadına Alina Boz yetişti. Boz, rol arkadaşının kravatını bağlayarak jest yaptı. Filmde, hiç ummadıkları anda birbirinden kopan bir çifti canlandıran Boz ve Yıldırım’ın kravat bağlama görüntüleri objektiflere yansıdı. Yolları kesişen askerlerin dokunaklı hikâyesini anlatan Bölük, 20 Ekim Cuma günü gösterime giriyor.

Uluslararası Akdeniz Ülkeleri Film Festivali

Kültürler Arası İşbirliği ve Diyalog Derneği tarafından Kasım ayında Mersin’de Uluslararası Akdeniz Ülkeleri Film Festivali düzenlenmesi planlanıyor. Akdeniz ülkeleri sinemalarından seçkin örneklerin sunulacağı festival süresince, birçok önemli oyuncu, yönetmen ve senarist biraraya gelecek. Taha Feyizli başkanlığında ve  İhsan Kabil genel koordinatörlüğünde düzenlenecek olan festivalin danışmanları arasında İsmail Güneş, Binnur Feyizli Keskin, Mesut Uçakan, Coşkun Çokyiğit gibi tanınmış isimler var.

24. Altın Koza Ödülleri Sahiplerini Buldu

24. Uluslararası Adana Film Festivali kapsamında düzenlenen ulusal ve uluslararası yarışmaların Altın Koza Ödülleri sahiplerini buldu. Yapılan ödül töreninde Ulusal Uzun Metraj Yarışması’nda En İyi Film Ödülü yönetmenliğini Onur Ünlü’nün yaptığı Aşkın Gören Gözlere İhtiyacı Yok adlı filme verildi. Onur Ünlü, aynı filmle En İyi Yönetmen Ödülü kazandı. Oyuncu Onur Saylak’ın yönetmenliğini yaptığı ilk film Daha, Yılmaz Güney Ödülü, Adana İzleyici Ödülü ve SİYAD – Sinema Yazarları Derneği Ödülünü kazandı. Uluslararası Uzun Metraj Film Yarışması’nın En İyi Film Ödülü ise yönetmenliğini Andrey Zvyagintsev’in yaptığı Sevgisiz (Loveless) filmine verildi.

24. Altın Koza Ödülleri Sahiplerini Buldu yazısına devam et

Nublu

Sercan Sezgin’in yönettiği ve İlhan Erşahin, Jojo Mayer, Butch Morris ile Henry Threadgill’in oynadığı belgesel film Nublu, 06 Ekim 2017’de Danisya Film dağıtımıyla Daniska Film tarafından vizyona çıkarıldı.
Nublu, New York’un eski usul müzik geleneğini yaşatan caz mekânlarından biri. Nublu, farklı tarzlara sahip sanatçıların, kendi seslerini buldukları ve geliştirdikleri, birbirlerini aile bildikleri bir yer. Belgeselde, East Village’deki daha eski caz kulüplerinin tarihçesini dinliyoruz, pek çok müzisyenin performanslarını izliyoruz. Konserlerden ve sohbetlerden birer parmak bal çalan belgesel, tıpkı Nublu gibi, müzikler ve anlar arasında gidip geliyor.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Fragman
  • IMDb

5. Canlandıranlar Festivali

Canlandırma sinemasının profesyonellerini ve amatörlerini buluşturan Canlandıranlar Festivali (Animators Festival) 5. yılında. Bu yıl, 20 – 22 Ekim 2017 tarihleri arasında gerçekleştirilecek 5. Canlandıranlar Festivali, Fransız Kültür Merkezi işbirliği ile düzenleniyor. Festivalin üç günlük programında hem büyük, hem de çocuklar için uzun metraj canlandırma filmleri, uluslararası kısa film seçkileri meraklı sinemaseverleri bekliyor.

5. Canlandıranlar Festivali yazısına devam et

Kayseri Aslanı: Çin İşi

Ali Demirel’in yönettiği ve İnan Ulaş Torun, Algı Eke, Asuman Dabak ile Ali Çatalbaş’ın oynadığı Kayseri Aslanı: Çin İşi, 13 Ekim 2017’de FFD Film dağıtımıyla Kırlangıç Film tarafından vizyona çıkarıldı.
Kayseri’nin ünlü pastırmacısın oğlu Kolpa Ersin altılı ganyandan kazandığı bir miktar para ile eniştesini de ikna ederek kumar oynarlar. Büyük bir borç ile sonlanan gecede babasının dükkânı üzerine senet imzalar. Kumarhane patronu Rıfat acımasız bir adamdır ve değişik işkence usulleri vardır. Bir ay içinde bu borcu ödemek zorunda olan Ersin yeni bir proje geliştirip Çin’den ucuz mal getirmeye karar verir, ancak Çin mafyasıda Kayseri’ye gelir.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Fragman

Büyülü Kanatlar

Deng Wei Feng’in yönettiği ve Xin Shan, Lei Yao ile Sheng Guo’nun seslendirdiği animasyon film Büyülü Kanatlar (Lighting Dindin), 13 Ekim 2017’de Bir Film dağıtımıyla Bir Film tarafından vizyona çıkarıldı.
Ateşböceği Dindin güzel bir ormanda yaşamaktadır. Arkadaşları geceleri yollarını aydınlatabildiği için Dindin’e çok güvenir. Ancak bir gün araştırma yapmak için ormana gelen küçük uzay gemisindeki Robot, yüksek teknolojisi sayesinde çıkardığı ışıklarla herkesi büyüler. Robot, Dindin’den daha parlaktır. Kötü kalpli Kurt Kral ve adamları köylerine saldırdığında, Dindin, Robot’la güçlerini birleştirir ve beraberce arkadaşlarını kurtarmanın yollarını ararlar.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Fragman
  • IMDb

Bir Nefes Yeter

Yasemin Erkul Türkmenli’nin yönettiği ve Seçkin Özdemir, Tuvana Türkay, Zuhal Gencer Erkaya ile Hakkı Ergök’ün oynadığı Bir Nefes Yeter, 13 Ekim 2017’de CGV Mars Dağıtım dağıtımıyla Bizim Yapım tarafından vizyona çıkarıldı.
Hayattan tamamen vazgeçmiş bir adam olan Yaman’la, hayata tutunmaya çalışan bir kız olan Nefes’in yollarının kesişmesi sonucu başlayan hüzünlü bir aşk hikâyesi. Yaşadığı olaylarla hayattan bir beklentisi kalmamış olan Yaman bir arayış içerisinde iken karşısına yine kendisi gibi olan Nefes çıkar ve ikili arasında büyük bir aşk başlar. İkili, zamanla yaşadıkları tüm zorluklara karşı göğüs gereceklerdir.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Web Sitesi
  • Fragman: 1 / 2

Bir Nefes Yeter yazısına devam et

3. Marmaris Uluslararası Kısa Film Festivali İçin Geri Sayım Başladı

Tamamen gönüllülük esasına dayalı ve MarmariSANart topluluğunun bir projesi olan ve “Bu Festival Marmaris’in Marmaris Hepimizin” sloganıyla yola çıkan Marmaris Uluslararası Kısa Film Festivali, 05 – 08 Ekim tarihleri arasında 3. kez düzenlenecek. Amerika, Avrupa, Afrika, Asya ve Avustralya olmak üzere beş kıta ve yaklaşık yirmi ülkeden başvurunun olduğu festivalin direktörlüğünü Şeref Öztürk üstleniyor. Ana jürisinde Alper Turgut, Nebil Özgentürk, Füsun Demirel, Sevinç Erbulak ve Ali Otyam’ın yer aldığı 3. Marmaris Uluslararası Kısa Film Festivali’nde, Yaşam Boyu Onur Ödülü bu yıl sevilen oyuncu Perran Kutman’a verilecek.

Mutluluk Zamanı’ndan İlk Kareler

Başrollerini Barış Arduç, Elçin Sangu ve Cengiz Bozkurt’un paylaştığı Mutluluk Zamanı setinden merakla beklenen ilk kareler basına yansıdı. Filmin yönetmen koltuğuna Şenol Sönmez otururken, senaryosu ise ünlü oyuncu Buğra Gülsoy ve Ali Erkan Ersezer’e ait. Heybeliada’da gerçekleştirilen Mutluluk Zamanı filminin çekimlerinde Ada (Elçin Sangu) ve Mert’in (Barış Arduç) gün batımına karşı romantik sahneleri dikkat çekti.

Toprak Ana’nın Çığlığı

Amerikan sinemasının yaratıcı yönetmenlerinden Darren Aronofsky’nin merakla beklenen son filmi ‘anne! / mother!’ yeşillikler ortasındaki bir malikaneyi mekân alıyor. Evin sahibi olan orta yaşlardaki yazar ile genç karısı, baba yadigârı yapıyı elden geçirmekte, adam son şiirinin ilhamını kovalarken, kadın yenilenen su tesisatından duvarların boyanmasına onarım işleriyle ilgilenmektedir. Çiftin bu inzivai cennette huzurlu görünen yaşamları, davetsiz misafirlerin kapıyı çalmasıyla gölgelenir. Yazarın ölmek üzere olan hayranı, ertesi gün karısı ve nihayetinde babalarının mirası için daha o hayattayken birbirine giren iki yetişkin oğlu evin tüm huzurunu kaçıracak, meraklı ziyaretçilerin evdeki ata yadigârı kristali tuzla buz etmesiyle birlikte işler daha da karışacaktır.

‘Kaynak / The Fountain’ ile ‘Nuh: Büyük Tufan / Noah’ filmlerinde kutsal metinlerden yola çıkmış olan Aronofsky’nin tutkulu bir çevreci olduğunu açıklamalarından biliyoruz. Bir önceki filminin konu edindiği büyük tufanın günümüzdeki global ısınmanın getireceği felâketlerin bir habercisi olduğunu hatırlatan sinemacı, ülkesinde ardarda yaşanan doğa felâketleri karşısında endişesinin her sorumlu dünya vatandaşı gibi büyümekte olduğunu ifade ediyor. ‘anne!’ bu endişenin beyazperdeye düşmüş hali. ‘Rosemary’nin Bebeği’ usulü bir psikolojik gerilim olarak ilerleyen film, dini ve çevreci metaforlarla yüklü bir kâbusa dönüşmekte gecikmiyor. İlham peşindeki şair Tanrı’yı, genç ve çalışkan karısı Toprak Ana’yı, ilk ziyaretçiler Adem ile Havva’yı, düşman oğulları Habil ve Kabil ve nihayetinde evi (ya da Dünya’yı) işgâl ederek yağmalayan misafirler ve hayranlar ordusu da insan neslini temsil ediyor.

Yoğun semboller ve sembol diyaloglarla ilerleyen ve kıyameti tasvir eden finalle doruğa ulaşan seyri kolay olmayan bir deneyim ‘anne!. Filmin sembolik yapısı yapım tasarımından başlıyor. Mekân olarak seçilmiş Viktoryen ev, o dönemde bilim adamlarının insan beyni için en mükemmel şekil olduğunu düşündüğü sekizgen biçiminde tasarlanmış. Sekiz rakamının İncil’de yeniden doğuş ve yenilenme kavramları düşüncesinden yola çıkan yönetmen, sekizgen temayı evin şekli dışında aydınlatma araçlarında, kapı panelleri, resim çerçeveleri ve diğer eşyalarda kullanmaya özen göstermiş. Uzun planlardan kaçınarak, el kamerası kullanımının tercih edildiği yakın ve orta çekimlere yer vermiş. Bu da filmin klostrofobik geriliminin tırmanmasına destek olmuş.

Ev işgâli hadisesinde, sinemada gerçeküstücülüğün babası Luis Buñuel’in ölümsüz başyapıtlarından ‘Yokedici Melek / El Angel Exterminator’den etkilendiğini belirtiyor Amerikalı sinemacı. Bu ilham kategorisine İspanyol asıllı büyük sinemacının, Leonardo da Vinci’nin ünlü ‘(Hz.İsa’nın) Son Akşam Yemeği’ tablosunun kanlı canlı beyazperdeye taşındığı ‘Viridiana’sını da ekliyorum kişisel olarak. Philip Messina’nın kusursuz yapım tasarım çalışmasından, Aronofsky’nin ilk uzun metrajı ‘Pi’den beri değişmez çalışma arkadaşı Matthew Libatique’in görüntülerinden beslenen bu kaotik rüya film, çağımızın en yetenekli oyuncularından Jennifer Lawrence’in yakın plan usta yorumundan büyük destek alıyor.

‘anne!’ eleştirmenleri tam anlamıyla ikiye bölmüş bir film. Kusursuz yönetmenliği takdire şayan ancak metaforların abartılı bir biçimde gözümüze sokulduğu, ana akım sinemaya göz kırpan final bölümünün anlatıyı zedelediğini düşünüyorum.

(06 Ekim 2017)

Ferhan Baran

[email protected]

Sinemacılık ve Filmcilik Yararına Bağımsız İletişim Platformu