Deli ve Dahi

İnsan duygularıyla yaşar: Sevinir, üzülür, hoşlanır, kızar, gülümser, beğenir, gerginleşir, yumuşar… Sever ve sevilir de. Hepimiz için geçerli olan bu hal ve durumlar genel anlamıyla yaşamımızı da belirler. Bu, giderek kalıcılaşabilir… Kendinize anlatsanız da başkasına anlatamayabilirsiniz.

Çağlar boyu insanlar bunun gibi birçok durumla karşı karşıya kalınca kimine hoşgörülü, kimine daha keskin tavır alıp bir kısmını da görmezden gelmiş. Düne değin “deli” dediğimiz insanların “hasta” olduğunu kabul ediyoruz artık. Dün “tımarhaneye” yatırdığımıza bugün tedavi uygulayıp rehabilite ediyor, toplumla uyum içerisinde olmasını sağlıyoruz. Bu sadece bizde, bize özgü bir durum değil. Bütün ülkelerde benzer bir durum söz konusu.

Psikolojinin yeri ve önemi

Gündelik dilde kullanılan ‘normal’ tanımı, insanlarla sosyal iletişimi kuvvetli, yaşam bağları güçlü, amacı, hedefi olan anlamına geliyor. Bunu o kişi üzerinden değil de genel olarak insanların düzenine göre belirlerseniz ve o da kendini anlatamayacak kadar gerilirse sorun doğuyor.

İşte Doktor William Minor, tam da bu durumdaki biridir. Savaşta hem işkence yapabilen hem de yardımcı olmayı görev sayan bir doktordur. Bu iki uç yaklaşım, içinde fırtınalar estirir, sanrılar görür sürekli. Evine hırsız olarak girdiğini sandığı birini öldürür. Gösterdiği “yararlılıklar” nedeniyle hapsedilmek yerine (burası da ilginç, çünkü adalet denilen şey, ucundan da olsa zedelendi mi, tutturulamıyor bir daha) akıl hastanesine yatırılır.

İngilizcenin, hatta dünyanın en önemli başvuru kaynaklarından biri olan Oxford Sözlüğü çalışmalarını sürdüren Profesör James Murray, (onun yaşamı da ilginç, kendini yetiştirmiş ama güçlü ve kararlı biridir) ile Dr. Minor’un yolu kesişir.

Bu gerçekten de gerçek, ama bir o kadar da şaşırtıcı öykü, kitap olarak da ilginçti, şimdi film olarak da çarpıcı.

Dingin ve anlaşılır

19. yüzyıl İngiltere’sinde tamamlanması için canla başla çalışılan bu sözlük üzerinde o kadar çok spekülasyon yapılmaktadır ki, insan bir an “lanet olsun” deyip bırakmayı bile düşünür, hem de daha baştan… Sözlük Prof. Murray’in de, Dr. Minor’ın da ölümünden çok sonra tamamlanabilmiş.

Yönetmen Fahrad Safinia, alabildiğine sakin ve kararlı sinema diliyle, müthiş etkileyici bir görsel şölen sunuyor. Canlandırdıkları karakterleri Mel Gibson da, Sean Penn de, Natalie Dormer da gerçekten olağanüstü oyunla yansıtıyorlar.

Dil, ses bayrağı…

Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın, “Türkçem, benim ses bayrağım” dizesinden el alarak bir sözlüğün ne denli belirleyici olduğunu, 70 yıla varan oluşumunda geçen süreye rağmen, bugün bile başvuru kaynağı olmasının gücünü ve tabii, önemini hissediyorsunuz.

Buradan yola çıkarsak, sözlükler önemlidir, elinizin altında bulunmalıdır. Deli ve/veya dahi diye nitelense de insanların duygularının (Dr. Minor ile kocasını vurduğu kadın arasında, birbirlerini görmeden, içlerinde büyüyen aşk çok insancıl… Bu arada, Prof. Murray ile eşi arasındaki dayanışmayı unutmamak gerekir) hayatı sarıp sarmaladığını izlemek hayata yeni bir pencereden bakmakla özdeş.

(28 Mart 2019)

Korkut Akın

[email protected]

Altın Eldiven

Fatih Akın’ın yönettiği ve Jonas Dassler, Margarete Tiesel, Marc Hosemann ile Katja Studt’un oynadığı Altın Eldiven (Der Goldene Handschuh – The Golden Glove), 12 Nisan 2019’da Bir Film dağıtımıyla Fabula Films tarafından vizyona çıkarıldı.
Honka izararsız bir tip gibi gözüken, Altın Eldiven adlı barda seçtiği kurbanlarını çatı katındaki evine götürerek öldüren bir katildir. Cesetleri evin kilerinde saklayan Honka, bir süreliğine de olsa Altın Eldiven’den uzaklaşır. Fakat alışkanlıklarından kurtulması kolay değildir ve işlediği cinayetler, polisin umursamazlığına rağmen saklanmayacak hale gelir.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Fragman
  • IMDb
  • Korkut Akın Yazıyor

İhtiyar Adam ve Silah

David Lowery’nin yönettiği ve Robert Redford, Sissy Spacek, Casey Affleck ile Danny Glover’ın oynadığı İhtiyar Ada ve Silah (The Old Man & the Gun), 05 Nisan 2019’da Bir Film dağıtımıyla Fabula Films tarafından vizyona çıkarıldı.
Tucker, 70 yaşına kadar tam 18 kez hapishaneden kaçıp bir dizi banka soygununa imza atmış bir soyguncudur. Amerika’nın çeşitli kentlerinde soygunlara devam ederken, kamuoyunun desteğini de almıştır. Bu esnada dedektif John Hunt çeteyi çökertmeyi kafasına koymuştur. Tucker’ın son kaçış macerasında gönlünü kaptırdığı Jewel ise, mesleğini öğrendiği halde O’na olan aşkından vazgeçmemiştir.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Web Sitesi
  • Fragman
  • IMDb

İhtiyar Adam ve Silah yazısına devam et

Bir Zamanlar Hollywood’da

Quentin Tarantino’nun yönettiği ve Leonardo DiCaprio, Brad Pitt, Margot Robbie ile Luke Perry’nin oynadığı Bir Zamanlar Hollywood’da (Once Upon a Time in Hollywood), 23 Ağustos 2019′da Warner Bros. dağıtımıyla Warner Bros. tarafından vizyona çıkarıldı.
Tarantino, 1969 yılının Los Angeles’ini ziyaret ediyor. TV yıldızı Rick Dalton ve O’nun dublörlüğünü yapmakta olan Cliff Booth, artık tanımakta zorlandıkları film endüstrisinde, yollarına devam etmeye çalışmaktadırlar. Tarantino, bu dokuzuncu filminde geniş bir oyuncu kadrosuyla ve farklı hikâyelerle Hollywood’un altın çağının son günlerine, saygı ve sevgi duruşunda bulunuyor.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Web Sitesi
  • Fragman
  • IMDb

Bir Zamanlar Hollywood’da yazısına devam et

Deli ve Dahi

Farhad Safinia’nın yönettiği ve Mel Gibson, Sean Penn, Natalie Dormer ile Jennifer Ehle’in oynadığı Deli ve Dahi (The Professor and the Madman), 29 Mart 2019’da CGV Mars Dağıtım dağıtımıyla Filmartı Film tarafından vizyona çıkarıldı.
Dünya tarihinde ilk defa İngilizce kelimeleri bir araya getirip sözlük oluşturmak isteyen James Murray, bu sorumluluğun yükünü tek başına taşımaya çalışırken, bir gün beklemediği bir mektup alır. Mektubu yazan Dr. Minor, sözlüğe 10 bin kelime hazırlamıştır. Bu iki adamın yollarının kesişmesiyle günümüze Oxford İngilizce Sözlüğü’nün yanı sıra dönemin en sıra dışı başarı hikâyelerinden biri gelmiştir.

  • Basın Bülteni: 1 / 2
  • Fotoğraflar
  • Fragman
  • IMDb
  • Korkut Akın Yazıyor

Recep İvedik 6

Togan Gökbakar’ın yönettiği ve Şahan Gökbakar, Nurullah Çelebi, Somer Karvan ile Chidi Benjamin John’un oynadığı Recep İvedik 6, 08 Kasım 201 2019’da CJ Entertainment dağıtımıyla Çamaşırhane Yapım tarafından vizyona çıkarıldı.
Recep İvedik’in hayatı gelen bir davet ile bambaşka bir hal alır. Daveti memnuniyetle karşılayan Recep, arkadaşı Nurullah’ı da yanına alarak Konya’ya doğru yola koyulur. Daha yolculuğa başlar başlamaz türlü talihsizlikler yaşayan ikili, yolculuğun sonunda kendilerini Konya yerine Kenya’da bulur. Acentenin hatası sonucu Kenya’ya gelen Recep ve Nurullah, Türkiye’ye geri dönmenin yolunu arar.

Recep İvedik 6 yazısına devam et

Prof. Dr. Defne Özonur ile Film Atölyesi: Film Estetiği, Felsefesi ve Film Eleştirisi

Halka Sanat Projesi, akademisyen Prof. Dr. Defne Özonur’la 07 – 14 – 21 Nisan 2019 Pazar günleri 15:00 – 18:00 saatleri arasında 3 haftalık bir film atölyesi gerçekleştiriyor. Atölyenin ilk 2 haftasında film teorisi, 3. haftasında ise film analizi çalışılacak. Atölye; egemen / ana akım sinema (gişe filmleri), sanat / yönetmen sineması (bağımsız filmler ya da festival filmleri) ve üçüncü sinema’dan (politik filmler) çeşitli film örnekleri ile bir filmin estetik ve felsefi okumasının nasıl yapılacağı üzerine olacak. Seçilen filmler atölye boyunca bu bağlamda incelenecek ve katılımcıların filmleri analiz edebilmelerini sağlayacak teorik ve pratik çerçeve sunulacak.

Prof. Dr. Defne Özonur ile Film Atölyesi: Film Estetiği, Felsefesi ve Film Eleştirisi yazısına devam et

Ali’nin Galası Yapıldı Gözyaşları Sel Oldu

Yılın en dokunaklı hikâyesiyle Ali filmi Levent Cinemaximum Kanyon Sineması’nda gala yaptı, izleyenler salonu gözyaşlarıyla terk etti. Gerçek bir olaydan esinlenilerek yazılan çarpıcı hikâye, tüm gala davetlilerini koltuklarına çiviledi. Film, finalde uzun uzun alkışlanırken izleyenler salonları ıslak gözler ve cevap vermesi çok ama çok zor bir soruyla terk etti: “Sen olsan ne yapardın?”. Gürbey İleri, Hakan Meriçliler ve Karel Gürtekin’in oynadığı film 22 Mart’ta gösterime giriyor.

Ali’nin Galası Yapıldı Gözyaşları Sel Oldu yazısına devam et

Sami Güçlü’yü Kaybettik

Sinemamıza Kamera Asistanı, Set Asistanı, Yönetmen Yardımcısı, Oyuncu, Yapımcı, Senarist ve Yönetmen olarak hizmet vermiş olan Sami Güçlü, 19 Mart 2019 Salı günü (bugün) hayatını kaybetti. Güçlü’nün yönetmenliğini yaptığı filmler arasında Kul Feryadı, Yaşamak Haram Oldu, Yaşlı Gözler, Mevsim Sonu, Yarın Yarın, Zirvenin Bedeli, Ziyaretçi, Sonbahar Aşkı, Kadın Severse, Hoşçakal İstanbul, Otostop, Aşkın Dansı, Takım gibi filmler var. Cenazesi, 20 Mart 2019 Çarşamba günü Kadıköy Sahrayı Cedid Camii’nde kılınacak ikindi namazını müteakip defnedilecek olan merhuma tanrıdan rahmet, kederli ailesine sabırlar dileriz.

  • Sami Güçlü'yle Sözlü Tarih Röportajı

Hareket Sekiz

Ali Yorgancıoğlu’nun yönettiği ve Ali Sunal, Onur Atilla, Devrim Yakut ile Gürgen Öz’ün oynadığı Hareket Sekiz, 04 Ekim 2019’da CGV Mars Dağıtım dağıtımıyla Dada Vision tarafından vizyona çıkarıldı.
Bünyamin, Reşat ve Kazım, Türkiye’de tesadüfi başarılar elde etmiş üç polis memurudur. Rus mafya lideri Zolka bor madenini özel bir silahta kullanmak üzere Türkiye’den yurt dışına, kaçırmak istemektedir. Çok özel görevde bu üç polis başarılı olabilecek midir? Başlarına geleceklerden habersiz aksiyonun tam ortasına düşen Bünyamin, Reşat ve Kazım, Rus mafyasını alt edebilecek midir? Film sinemamızın birbirinden ünlü isimlerini buluşturuyor.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Web Sitesi
  • Fragman
  • IMDb

Hareket Sekiz yazısına devam et

Saz

Stephan Talneau’nun yönettiği Saz (Saz – The Key Of Trust) adlı belgesel, yönetmenin ve Petra Nachtmanova’nın birlikte yazdıkları senaryodan perdeye aktarıldı. Özgün müzikleri Tralalka, OKO, Ceyhun Kaya, Baba Zula ve Erdal Erzincan tarafından yapılan belgesele katılan yerel sanatçılar arasında Petra Nachtmanova, Florent Chaintiou, Erkan Oğur, Murat Ertel, Erdal Erzincan gibi tanınmış isimler var. Berlin’den başlayan yolculuk, Balkanlardaki gizli köyler üzerinden kalabalık İstanbul’a, oradan Anadolu’nun tepelerini aşarak Kafkas dağlarına ve Azerbaycan aşıklarına ulaşarak, sazın doğduğuna inanılan gizemli Horasan bölgesinde son buluyor.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Fragman: 1 / 2
  • Web Sitesi

Saz yazısına devam et

Ümit Yesin’i Kaybettik

Sinemamızın sevilen oyuncusu Ümit Yesin, 19 Mart 2019 Salı günü (bugün) hayatını kaybetti. Yesin’in hatırlanan filmleri arasında Gizli Duygular, 14 Numara, Amansız Yol, Kurbağalar, Körebe, Seyyid, Şaban Pabucu Yarım, Güneşe Köprü, Sen Türkülerini Söyle, Suçumuz İnsan Olmak, Med Cezir Manzaraları, Kurt Kanunu, Umutsuzlar, Yıkılmışım Ben, Muhsin Bey, Deniz Yıldızı, Ah Gardaşım gibi filmler var. Cenazesi, 20 Mart 2019 Çarşamba günü Üsküdar Şakirin Camii’nde kılınacak öğle namazını müteakip Ümraniye Ihlamurkuyu Mezarlığı’nda toprağa verilecek olan merhuma tanrıdan rahmet, kederli ailesine sabırlar dileriz.

38. İstanbul Film Festivali Bilet Satışları Başlıyor

38. İstanbul Film Festivali’nın biletleri, 23 Mart Cumartesi günü internet ortamında ve sinema gişelerinde satışa sunuluyor. Festival, dünya sinemasının en yeni örnekleri, usta yönetmenlerin son filmleri, yeni keşifler ve kült yapıtların aralarında bulunduğu 175 uzun metrajlı ve 11 kısa filmden oluşan programıyla takipçileriyle buluşuyor. Festival kapsamında, 19 bölümde 45 ülkeden 187 yönetmenin toplam 186 filmi gösterilecek. Festivalde gösterimlerin yanı sıra konuk yönetmen ve oyuncuların katılımıyla gerçekleştirilecek sohbetler, atölyeler, konserler ve özel etkinlikler de yer alacak. Tüm festival programına https://film.iksv.org/ web adresinden ulaşılabilir.

Karanlık Tarafla Yüzleşme

Günümüz Amerikan sinemasının taze keşiflerinden biri Jordan Peele. Kariyerine komedyen olarak başlayan siyahi sanatçı, 2017 yapımı ilk uzun metrajı ‘Kapan / Get Out’ ile beklenmedik bir başarıya imza attı. 4 dalda aday gösterildiği geçtiğimiz yılın Oscar töreninden en iyi özgün senaryo ödülü ile dönen yönetmenin ikinci filmini merakla bekliyorduk. Eşzamanlı olarak ülkemizde de sinemalara gelen ‘Biz / Us’, ABD’de gerek seyirci, gerekse eleştirmenler nezdinde gördüğü muazzam ilgiyi burada toplayamadı ne yazık ki. Filmin son dönem Amerikan sinemasından çıkan en yaratıcı ve keşfe değer filmlerden biri olduğunun altını çizerek söze başlayalım.

Yönetmenin, korku türüne yeni bir soluk getirmiş ilk yönetmenlik denemesi ‘Kapan’, gerilimini ‘ırkçılık’ teması üzerinden geliştiriyordu. Liberal görünümdeki beyaz Amerikalının saklı ırkçılığı ve siyahlara olan nefretini, korku ve hicvi birarada kullanmak suretiyle işliyordu sinemacı. İkinci uzun metrajı ‘Biz’, resmi daha da genişletiyor ve tüm bir Amerikan ulusunun karanlık tarafıyla yüzleşmesi doğrultusunda, alt türler arasında hınzırca gezinen bir yapıt ortaya koyuyor.

1986 yılında, televizyondan izlediğimiz ve yüzleri görünmeyen insanların elele tutuşarak bir zincir oluşturdukları reklam filmiyle açılıyor ‘Biz’. 6 milyon küsur Amerikalının yeryüzündeki açlığa karşı birlik çağrısı yaptıkları ‘Hands Across America’ hareketinin görüntüleridir bunlar. Bunu Santa Cruz eğlence parkının reklam spotu izliyor. Takip eden gece bölümünde, Adelaide’ı anne babasıyla birlikte lunaparkta görüyoruz. Ebeveynlerinin yanından kısa bir süre ayrılan küçük kız, üzerinde Michael Jackson hiti ‘Thriller’ın basılı olduğu tişörtüyle gezinirken ‘Şaman’ın Düşsel Arayışı’ adlı bir çeşit korku tüneline giriyor. Komik aynalar bölümünde tedirginlikle çıkış kapısını ararken tıpatıp benzeriyle karşılaşıyor.

Kafeslere kapatılmış onlarca tavşanın görüntüleri akan ön jeneriğe eşlik ediyor daha sonra. Jenerik bittiğinde günümüze gelmişizdir artık. 30’lu yaşlarına gelmiş Adelaide evlenmiş, biri kız diğeri erkek iki çocuk sahibidir. Geriye dönüşlerde, onun yıllar önce yaşanmış meşum karşılaşmanın travmasıyla savaşımına tanıklık ederiz. Aradan uzun zaman geçmiş olsa da, kabuslarından kurtulabilmiş değildir genç kadın. Ailecek Santa Cruz yakınlarındaki yazlık eve geldiklerinde, uyuyan dehşet ortaya çıkacak, Wilsonlar bir gece vakti evlerinin bahçesinde beliren tıpatıp benzerleriyle mücadeleye girişecektir.

Film, sakin ancak bir o kadar tedirgin bir girişin ardından ölümcül bir geceye hazırlıyor izleyicisini. Siyahi ailenin evini istilâ eden, kırmızı tek tip bir giysi içinde, ceplerinde makas taşıyan benzerleri, tehditkâr bakışlarıyla tutsak ediyor onları. Adelaide’ın ikizi Red hırıltılı bozuk bir sesle nefretini iletiyor. Diğerleri konuşmuyor, yüzlerinde şeytani bir gülümsemeyle saldırıyı başlatıyor. Peele’in filmi yaklaşık bir saat kadar süren bu kâbus gecesinin ardından bambaşka gelişmelere doğru evriliyor ve finalde beklenmedik bir sürpriz bizleri bekliyor.

Seyir keyfini bozmamak adına sürpriz gelişmeler yer almıyor bu yazıda. Ancak, Peel’in dersine iyi çalıştığı ve korku/gerilim sinema külliyatını yalayıp yuttuğunu söyleyebilirim. Hitchcock gizemi taşıyan tedirgin sahnelerden (başlardaki ‘Jaws’ göndermesi sahneye dikkat), iki ailenin karşılaştığı o dehşet verici sekanstaki ‘Halloween’ ya da ‘Poltergeist’ etkisine, türün birikiminden ustaca yararlanıyor. Sadece Amerikan filmleriyle kalmıyor göndermeleri. Haneke’nin ‘Funny Games’ine nazire olarak beyzbol sopası ve teknede ölüm kalım mücadelesi bölümlerini dahil ediyor anlatısına. Tür içinde alt türlere ustaca geçiş yapıyor. ‘Arınma Gecesi / Purge’ örneği bir gece kâbusundan başka bir evrenin yaratıklarının istilâsına ya da bir zombi saldırısının ertesindeki kıyamet görüntülerini andıran başka tür bir öyküye doğru yol alıyor. Hikâyesi ile sürekli oynuyor ve sürprizler dur durak bilmiyor.

Sinema klasiklerine yaptığı göndermeler ve Peele imzalı usta işi senaryosuyla keyifle izleniyor ‘Biz’. Başta Lupita Nyong’o olmak üzere oyuncuların çifte rollerdeki performansı mükemmel. Shyamalan filmlerinden (‘Split’ ve ‘Glass’) tanıdığımız Mike Gioulakis’in özellikle gece sahnelerinde doruğa çıkan birinci sınıf görüntüleri, ‘Kapan’dan hatırladığımız Michael Abels imzalı, gerilimi ve tedirginliği besleyen olağanüstü müzik çalışması ve ses tasarımı seyir keyfini arttırıyor.

Bu üstün teknik başarının bir adım ötesinde, metaforları ve farklı okumalar üzerinden ilerleyen yapısıyla değer kazanıyor film. İlk filminin tersine ‘saklı ırkçılık’ üzerine kurmuyor anlatısını sinemacı. Yaşanan dehşetten siyahi ailenin yakın beyaz dostları da nasibini alıyor nitekim. Temel ilham kaynağı olan Carl Jung’un ‘gölge arketipi’ üzerinden ilerliyor sinemacı. Jung’a göre ‘gölge’ egonun karanlık yüzüdür ve insan olarak potansiyel kötülüğümüz de burada saklıdır. Bu yüzden ‘gölge’ kişiliğimizin itiraf edemediğimiz yanlarının saklandığı bir çöp kutusu gibidir. Bu noktadan hareketle, bir gece yarısı Wilson ailesinin karşısına çıkanların kendi gölgeleri olduğunu düşünebiliriz. Benliklerinin karanlık yüzüyle karşılaşma anıdır o meşum gece. ‘Biz de sizin gibiyiz, etten ve kemikteniz’ der Adelaide’in ikizi bir yerde. ‘Sizler güneş altında güzel hayatlarınızı sürerken, bizler yeraltının soğuk ve karanlığında mücadele veriyorduk’ diye ilave eder. Bu noktada Peele’in sınıf meselesini tartışmaya meylettiğini düşünürüz. ABD’nin keskin bir biçimde ikiye bölünmüşlüğü üzerine derdini anlatmak istediğini belirtir bir röportajında. Bu açıdan filmin özgün adını ‘United States’in kısaltılmışı olarak da alabiliriz.

Velhasıl, iki saatlik süresince ilgiyle izlenen, teknik açıdan kusursuz, farklı metin okumaları ve göndermeleriyle sinefilleri heyecanlandıran son dönemin en parlak Amerikan yapımlarından biri ‘Biz’. Kaçırmayın.

(26 Mart 2019)

Ferhan Baran

[email protected]

Bol Ödüllü Çınar Filmi 12 Nisan’da Vizyona Giriyor

Yönetmenliğini Mustafa Karadeniz’in yaptığı Çınar filmi 12 Nisan’da vizyona giriyor. Film, yönetmenin kendi hikâyesinden yola çıkıyor ve senaristliğini Necip Güleçer ile birlikte Mustafa Karadeniz üstleniyor. Mustafa Karadeniz, filmi kendisini 5 yıl boyunca okula sırtında taşıyan annesine ithaf ettiğini ve engelli insanlara ışık olmak istediğini her fırsatta dile getiriyor. Çınar filmi 2017 yılında Hollywood Türk Film Festivali’nin kapanış filmi olmuş ve dünya prömiyerini Paramount Stüdyoları’nda yapmıştı. Çınar, 2018 senesinde 55. Antalya Uluslararası Film Festivali’nde yarışan 2 Türk filminden biri oldu ve Antalya Film Festivali’nden Behlül Dal özel juri ödülü ile döndü.

Sinemacılık ve Filmcilik Yararına Bağımsız İletişim Platformu