Colm McCarthy’nin yönettiği ve Gemma Arterton, Paddy Considine, Glenn Close ile Sennia Nanua’nın oynadığı Tüm Sırların Sahibi Kız (The Girl With All The Gifts), 30 Eylül 2016’da Bir Film dağıtımıyla Yeni Film tarafından vizyona çıkarıldı.
İnsanlık özgür iradeyi yok eden ve herkesi insan eti yiyen birer “aç” haline getiren bir çeşit virüs nedeniyle yok olma tedidiyle karşı karşıyadır. Sadece bir grup çocuk bu korkunç virüse karşı bağışıklık göstermektedir. Bu bir grup eşsiz çocuk İngiltere’de bir askeri üste Dr. Caldwell’in önderliğinde bir dizi zalim tıbbi teste tabi tutulmaktadır. Bu çocuklar hâlâ duygulara ve düşünme yetisine sahiptirler ve umut onlardadır.
Elveda Berlin
Fatih Akın’ın yönettiği ve Anand Batbileg, Tristan Göbel, Nicole Mercedes Müller ile Aniya Wendel’in oynadığı Elveda Berlin (Tschick – Goodbye Berlin), 30 Eylül 2016’da Bir Film dağıtımıyla Fabula Films tarafından vizyona çıkarıldı.
Zengin ve kopuk bir ailede büyüyen 14 yaşındaki Maik ile sınıfa yeni gelen göçmen Tschick’in sıra dışı dostluğu. Annesi rehabilitasyon merkezine yatırılmış ve babası da iş gezisinde olan Maik yaz tatilini tek başına geçirecektir. Ancak Tschick çalıntı bir arabayla kapısına gelince plansız programsız bir yolculuğa çıkarlar. Bu, Maik için hem kendini, hem de hayatı keşfedeceği bir macera olacaktır.
Bol Ödüllü Kalandar Soğuğu 16 Eylül’de Vizyona Giriyor
TRT’nin ortak yapımcısı olduğu, Mustafa Kara’nın ikinci uzun metraj filmi Kalandar Soğuğu, 16 Eylül Cuma günü sinemaseverlerle buluşmaya hazırlanıyor. Film İstanbul’da 7, Ankara’da 1, Trabzon’da 2 sinema salonunda gösterime girecek. Eylül’ün son haftası Bursa’da, Ekim ayında da Eskişehir’de seyircisiyle buluşacak. Dünya prömiyerini Kasım ayında Tokyo’da gerçekleştiren film, Jüri başkanlığını Olağan Şüpheliler, X-Men gibi filmlerin yönetmeni Bryan Singer’ın yürüttüğü 28. Uluslararası Tokyo Film Festivali’nde de En İyi Film ve yönetmen olmak üzere iki ödüle layık görülmüştü. Film önümüzdeki aylarda da festival yolculuğuna devam edecek.
- Basın Bülteni
- Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
Çakallarla Dans 4 Filminden Bayram Hediyesi
25 Kasım’da vizyona girmesi planlanan Çakallarla Dans 4’ün teaser’ı bayramda sinemaseverlerle buluştu. Yönetmenliğini Murat Şeker’in üstlendiği filmin çekimleri 4 hafta boyunca İstanbul’un çeşitli semtlerinde gerçekleştirildi. Çakallarla Dans’ın fenomen haline gelen ana karakterlerini canlandıran Şevket Çoruh, İlker Ayrık, Timur Acar, Murat Akkoyunlu, Didem Balçın, Hakan Bilgin ve kadroya yeni katılan Hande Katipoğlu ile macera kaldığı yerden devam ediyor.
- Basın Bülteni
- Teaser’ı izlemek için tıklayınız.
- Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
Nurgül Yeşilçay ve Özcan Deniz’den Hem Gülüp Hem de Ağlatacak Bir Aşk Filmi: İkinci Şans
Avşar Film ve DNZ Film ortak yapımı, başrollerini Nurgül Yeşilçay ve Özcan Deniz’in paylaştığı İkinci Şans, 18 Kasım’da güldürmek ve ağlatmak için geliyor. Başından sonuna kadar kalplerde aşk sızısı bırakacak ve çok konuşulacak olan filmin senaryo ve yönetmenliğini Özcan Deniz üstlendi. İkinci Şans filminde duygularınızın bir inip bir çıktığını hissederken, kendinizden de birçok yaşanmışlık bulacaksınız.
- Basın Bülteni
- Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
Koyu Gri Bir Dünyada Pembe Umutlar
Son bir yıl içinde ulusal ve uluslararası festivallerde övgüyle karşılanan ve saygın ödüller kazanan iki filmimiz peşpeşe vizyonda. Gösterimi devam eden ‘Kalandar Soğuğu’ yönetmen Mustafa Kara’nın ikinci uzun metrajı. Geçtiğimiz yıl Tokyo Film Festivali’nden en iyi film ve en iyi yönetmen ödülleriyle dönen film, Karadeniz’in ücra bir mezrasında yaşayan bir adamın hayaller ve gerçekler arasında gidip gelen dünyası üzerine kurulu. Beslediği birkaç hayvanla ailesinin günlük ihtiyaçlarını zar zor karşılayan Mehmet, komşu köylülerin yaptığı gibi yazları 3-4 ay çalışmak yerine büyük bir tutkuyla dağlarda maden rezervi aramaktadır. ‘Değerli bir şeyler bulursam hepimizin hayatı kurtulur’ der evin sorumluluğunu üstlenmesi ve madende çalışması için başının etini yiyen karısına. Parasızlıktan tamir ettiremediği köydeki evine geri dönmeye de yüzü yoktur. Köyden dışlanmış, kalabalık ailesiyle birlikte köyün hemen dışında yaylanın dibinde bir baraka evde yaşamını sürdürmeye çabalar Mehmet. Zamanla umutsuz bir çabaya dönüşen maden arama fikrinden, Kalandar gecesi doğan boğasıyla Artvin’de yapılacak güreşlere katılma macerasına sürüklenecektir daha sonra.
Maden rezervi arayışına yönelik 6 dakikalık çok etkileyici bir giriş sekansıyla açılan film, Mehmet ve ailesinin yaşam mücadelesini sabırlı bir anlatımla aktarıyor. Çekimleri belli aralıklarla dört mevsim boyunca tam 38 haftada tamamlanmış olan yapıma kış sahneleri egemen. Trabzon’da yılın ilk ayı için kullanılan ve yabancı dildeki ‘calendar’ (takvim) sözcüğünden gelmiş ‘Kalandar’ sözcüğünün ve ayın en soğuk gününü belirten ifadenin filme ad olarak seçilmesi bu yüzden.
Filmin atmosferinde önemli bir yere sahip etkileyici doğa manzaralarını kullanırken romantik bir görsel dünya inşa etmekten özellikle kaçındığını söylüyor genç sinemacı. Röportajlarında Karadenizliliği ön plana çıkarmak gibi bir gayreti olmadığını özellikle vurgulayan Kara, filmin hiçbir sahnesinde etnisiteye, bölge kültürüne vurgu yapmayan evrensel bir yapı kurmayı başarıyor. Mehmet’in tutkusunu bir köylü ya da bir Karadenizli tutkusu değil, sıradan bir insanın ezeli ebedi arayış tutkusu olarak vermeyi beceriyor. Ağır ve sabırlı temposuna rağmen, son derece başarılı bir kurgu çalışması bu en ince detaylarına kadar düşünülmüş hikâyenin gerilimini kaybetmesine izin vermiyor. Kara’nın başarısında oyuncu seçimindeki isabet de önemli rol oynamış. Mehmet’i canlandıran Haydar Şişman bir sanat adamı. Ressam, resim öğretmeni ve filmde karısını canlandıran Nuray Yeşilaraz gibi amatör olarak tiyatroyla uğraşıyor. Oyuncularından mükemmel bir sonuç almış yönetmen. Nitekim bu ikili geçtiğimiz yıl Antalya’da en iyi oyuncu ödüllerini aldılar. Şişman, İstanbul Film Festivali jürisince ikinci kez ödüllendirildi.
Kara’nın filmi ilk ağızda ünlü Yılmaz Güney klasiği ‘Umut’u akla getiriyor. Mehmet ile ağa ırgatlığından kente göçmüş arabacı Cabbar daha iyi bir yaşam hayalleri kuruyor. Ancak Kara’nın romantik unsurları özenle bertaraf ettiği mesafeli yaklaşımı ve Cabbar’ın sonu deliliğe varacak mistik savrulmasına karşılık Mehmet’in sebatkâr mücadelesi iki anlatı arasındaki temel farkı oluşturuyor.
Yine bir dağ köyünü mekân almış, bu haftasonu gösterime girecek ilgiye değer bir başka yerli yapım olan ‘Rauf’, Soner Caner ve Barış Kaya’nın ortaklaşa yönettiği bir ilk film. Hikâyesini, adını aldığı 9 yaşındaki çocuğun gözünden anlatan filmde, Doğu Anadolu’nun ücra Kürt köyünde (çekimler Kars’ta yapılmış) görünmeyen bitmez bir savaşın gölgesi altında yaşayan Rauf, ustasının kendinden yaşça büyük kızı Zana’ya tutulur ve onun istediği pembe çiçekli yazmanın peşine düşer. Lakin pembenin nasıl bir renk olduğunu bilmemektedir. Pembe, Rauf için hayalindeki aşkın rengine, içinde yaşadığı koyu gri dünyada umut etme cesareti ve hiç görmediği barışın rengine dönüşür. Amatör ve profesyonel oyuncu yönetiminde gayet başarılı çiçeği burnunda yönetmenler. Görüntü yönetmeni Vedat Özdemir’in kadrajları ise enfes. Güneydoğu’da sürmekte olan savaşın gölgesinde büyüyen çocukların pembe umutlarını yalın bir dille aktaran naif bir şiir ‘Rauf’.
(20 Eylül 2016)
Ferhan Baran
Saraybosna Film Festivali’nin Parlayan Yıldızı Albüm, Uluslararası Adana Film Festivali’nde Yarışıyor
22. Saraybosna Film Festivali’nde “Heart Of Sarajevo” (Saraybosna’nın Kalbi) adlı En İyi Film Ödülüne layık görülen Albüm, 19 – 25 Eylül 2016 tarihleri arasında gerçekleşecek olan 23. Uluslararası Adana Film Festivali’nde de yarışacak. Mehmet Can Mertoğlu’nun senaryosunu yazıp, yönetmenliğini üstlendiği ilk uzun metraj filmi Albüm’ün başrollerini Şebnem Bozoklu, Murat Kılıç, Mustafa Ragıp Adıgüzel ve Zuhal Gencer Erkaya paylaşıyor.
- Basın Bülteni
- Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
Yok Artık 2’nin Fragmanı Yayınlandı
Geçtiğimiz sezon “Tam Gaz Komedi” sloganıyla sinemaseverleri kahkahaya boğan Yok Artık filminin heyecanla beklenen ikincisi geliyor. İlk filmde bir takside anlatılan hikâyeler ekseninde gerçekleşen olaylar, bu kez bir berber dükkanından seyirciye ulaşacak. Senaryosunu fenomen karikatürist Serkan Altuniğne’nin kaleme aldığı Yok Artık 2′nin merakla beklenen fragmanı da yayına verildi. Filmin yepyeni isimleri biraraya getiren kadrosunda ise Zafer Algöz, Şebnem Bozoklu, Şahin Irmak, Onur Buldu, Cem Gelinoğlu ve Yağmur Tanrısevsin var. Filmin yönetmen koltuğunda yine Caner Özyurtlu oturuyor. AC Film yapımı Yok Artık 2, 07 Ekim’de sinemaseverlerle olacak.
- Basın Bülteni
- Fragmanı izlemek için tıklayınız.
- Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
Gizli Güzellik
David Frankel’in yönettiği ve Will Smith, Edward Norton, Keira Knightley ile Michael Pera’nın oynadığı Gizli Güzellik (Collateral Beauty), 23 Aralık 2016’da Warner Bros. dağıtımıyla Warner Bros. tarafından vizyona çıkarıldı.
Bir reklam yöneticisi yaşadığı trajedi üzerine hayattan elini ayağını çeker. Kaygılanan arkadaşları umutsuzca onunla bağlantı kurmaya çalışırken, o Aşk, Zaman ve Ölüm’e mektuplar yazarak evrenden yanıtlar ister. Bu olguların dolu dolu yaşanmış bir hayatla nasıl iç içe geçtiğini ve en derin kayıpların bile anlam ve güzellik anları ortaya çıkarabildiğini anlamaya başlaması ise ancak mektuplarının kendisine kişisel yanıtlar getirmeleriyle gerçekleşir.
- Basın Bülteni
- Fotoğraflar
- Web Sitesi
- Fragman: 1 / 2
- IMDb
Ot
Burak Donay’ın yönettiği ve Erkay Yavuz, Erol Koçan, Melike Kurt ile Deniz Yavuz’un oynadığı Ot, 23 Eylül 2016’da MC Film dağıtımıyla GSA Film tarafından vizyona çıkarıldı.
1999 yılında Anadolu’da bir mezrada yaşayan Şeref, ailesini geçindirmek için dağlardan şifalı otlar toplamaya çalışmaktadır. En büyük umudu, çocuklarını okutmaktır. Çocuklarını uzak olan okula götürebilmek için kredi kartıyla eşek almaya alır. Bu borcu ödemenin tek yolu ise yüksek dağlarda ve çok nadir yetişen Gulik otu toplamaktır. Ancak buna ne asker, ne de bölgedeki teröristler izin vermez. Başka hiç bir çaresi olmadığından kendisini bilerek iki ateş arasına atacaktır.
SALT Galata’da Tek ve Çok Gösterimleri
SALT Galata’da bu ay Tek ve Çok Gösterimleri adıyla çeşitli filmler gösterilecek. Program, Motör: Kopya Kültürü ve Popüler Türk Sineması belgeselinin yönetmeni Cem Kaya tarafından “özgün kopyalar” temasıyla hazırlandı. Yeşilçam’ın fikir hırsızlığıyla suçlandığını belirten Kaya’ya göre, başkalarının filmlerini uyarlamak doğal bir hak olarak kabul edilmekteydi. Oysa Yeşilçam’ın bu filmlerinde de kendine özgü bir değer bulunabiliyor.
Tereddüt’e Eleştirmenlerden Tam Not
Yeşim Ustaoğlu’nun son filmi Tereddüt, dünya galasını dün (11 Eylül) Toronto Uluslararası Film Festivali’nde yaptı. Filmin basın gösterimine katılan eleştirmenler Tereddüt’e (Clair Obscur) yüksek puan vererek, filmi festivalin gözdelerinden ilan etti. Sinema dünyasının en saygın yayınlarından Screen Daily’den Allan Hunter, “Usta yönetmen Yeşim Ustaoğlu’nun en güçlü filmlerinden!” yorumunu yaparken, The Film Stage yazarı Jared Mobarak, Tereddüt’ün festivalin öne çıkan filmlerinden biri olduğunu söyledi ve “Yeşim Ustaoglu, yaptıkları iş ya da hayat tarzları fark etmeksizin tüm kadınların hayatının Türkiye gibi bir ülkede neye benzediğini dobralıkla anlatıyor.” dedi.
- Basın Bülteni
- Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
El Değmemiş Aşk, Avrupa’da da Sinemalarda
El Değmemiş Aşk, 09 Eylül’de Berlin galası yaptı. Filmin yönetmeni Umut Kırca ve oyuncular Emre Karayel, Ceren Moray ile Begüm Kütük Yaşaroğlu filmin vizyona girdiği gün Berlin Alhambra Cineplex’teydi. Filme Türkiye’de olduğu gibi Almanya’da da ilgi büyüktü. Berlinli sinemaseverler film ekibini alkışlar, çığlıklar ve çiçeklerle karşıladı. Filmin eğlenceli aşk hikâyesini izleyenler filmi ve oyuncuları dakikalarca alkışladı.
- Basın Bülteni
- Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
09 – 11 Eylül 2016, Hafta Sonu Box Office Listeleri
09 – 11 Eylül 2016, Hafta Sonu (Weekend) Box Office listeleri için tıklayınız. Bu listelerden alıntı veya kopyalama yapıldığında kaynak olarak Haftalık Antrakt Sinema Gazetesi’nin gösterilmesi rica olunur.
Adana Film Festivali 23 Yaşında
Ülkemizin en köklü festivallerinden Uluslararası Adana Film Festivali 23.yaşını kutluyor. 19 – 25 Eylül tarihleri arasında düzenlenecek olan festivalin Altın Koza ödüllü Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması’na bu yıl 12 film seçilmiş. Bunlardan Mehmet Can Mertoğlu’nun ilk uzun metrajı ‘Albüm’ genç yönetmenlerin birinci ya da ikinci filmleriyle yer aldığı Cannes ‘Eleştirmenler Haftası’ seçkisi dahilinde dünya prömiyerini yapmış ve geçtiğimiz günlerde Saraybosna Film Festivali’nin büyük ödülünü kazanmış bulunuyor. Usta sinemacımız Reha Erdem’in Venedik Film Festivali ‘Orizzonti’ seçkisinin çiçeği burnunda Jüri Özel Ödüllü yepyeni çalışması ‘Koca Dünya’, sinemamızın bir diğer ustası Derviş Zaim’in son çalışması ‘Rüya’ ile genç sinemacı Kıvanç Sezer’in dünya prömiyerini Karlovy Vary Film Festivali’nde yapan ilk filmi ‘Babamın Kanatları’ heyecanla beklenen yapımlar arasında yer alıyor.
Erhan Tuncer imzasını taşıyan ‘Ağustos Böcekleri ve Karıncalar’, Çağdaş Çağrı’nın yönettiği ‘Geçmiş’ ve Güven Beklen imzalı ‘Mehmet Salih’ yarışmanın diğer ilk filmleri olarak dikkat çekiyor. Handan Öztürk’ün ikinci uzun metrajı ‘Bana Git De’, ‘Votka Limon’un yönetmeni Irak asıllı Hiner Saleem’in ülkemizde bizim oyuncularımızla çektiği son filmi ‘Dar Elbise’nin yanısıra İstanbul Film Festivali’nde gösterilen Cemil Ağacıklıoğlu’nun yönettiği ‘Tarla’ ile vizyonda izleme fırsatı bulduğumuz Çağan Irmak ve Yüksel Aksu filmleri ‘Nadide Hayat’ ve ‘İftarlık Gazoz’ 12 filmlik parlak seçkiyi tamamlıyor.
Ulusal Uzun Metrajları bu yıl 5 kişilik bir jüri değerlendiriyor. Başkanlığını usta yazar yönetmen Tayfun Pirselimoğlu’nun yaptığı jürinin diğer üyeleri geçtiğimiz yıl Adana’nın en iyi filmi seçilen ‘Abluka’nın yaratıcısı yönetmen Emin Alper, yine geçen sene ‘Kar Korsanları’ndaki çalışması ile ödüllendirilen görüntü yönetmeni Türksoy Gölebeyi ve Nuri Bilge Ceylan filmlerinin değerli oyuncuları Hatice Aslan ile Muhammet Uzuner’den oluşmakta. Bu ana yarışma dışında Akdeniz Ülkeleri Kısa Film Yarışması, Ulusal Öğrenci Filmleri Yarışması ve ‘Adana’ Konulu Senaryo yarışması festival kapsamında gerçekleştiriliyor. Özel bir bölümde ise Temmuz ayında yitirdiğimiz İranlı usta sinemacı Abbas Kiarostami’nin ‘Yakın Plan’ (1990) ‘Zeytinlikler İçinden’ (1994), ‘Kirazın Tadı’ (1997), ‘Rüzgâr Bizi Sürükleyecek’ (1999) gibi kariyerinin ünlü başyapıtları izleyiciyle buluşacak.
Festivalin sinemaseverleri heyecanlandıran ‘Dünya Sineması’ bölümü bu yıl yine göz kamaştırıyor. Bölüm kapsamında pek çok usta yönetmenin dünyadaki saygın festivallerden ödül almış yapıtlarının Türkiye prömiyerleri Adana’da yapılacak. Bölümün belkemiğini geçtiğimiz Cannes Film Festivali’nden 12 filmlik bir seçki oluşturuyor. Ken Loach’a ikinci Altın Palmiye’sini kazandıran ve kariyerinin en iyi filmlerinden biri olarak kabul edilen ‘Ben, Daniel Blake / I, Daniel Blake’, yönetmenliğini Maren Ade’nin yaptığı yılın bütün filmleri arasından yapılan seçmede FIPRESCI Büyük Ödülü’nü kazanan çağdaş hayat eleştirisi ‘Toni Erdmann’, Romanya Yeni Dalgası’nın öncü yönetmenlerinden Cristi Puiu’nun bu yıl Altın Palmiye için yarışan filmi ‘Sieranevada’, yine Romanya sinemasından genç yetenek Bogdan Mirica’nın ilk uzun metrajı olan ve Cannes Film Festivali Belirli Bir Bakış bölümünde FIPRESCI Ödülü kazanan ‘Köpekler / Caini’, Brezilyalı yönetmen Kleber Mendonça Filho imzalı kentsel dönüşüm filmi ‘Aquarius’, Dardenne Kardeşler’in Altın Palmiye için yarışan son çalışması ‘Meçhul Kız / La Fille Inconnue’, Pedro Almodovar’ın ana kız ilişkisi üzerine incelikli son filmi ‘Julieta’, Cannes Film Festivali Yönetmenlerin On Beş Günü Bölümü’ne seçilen ve alanının en iyilerinden biri olarak kabul edilen, ayrıca Annecy Uluslararası Animasyon Filmleri Festivali’nde En İyi Film
ödülünü kazanan ‘Kabakçığın Hayatı / Ma Vie de Courgette’, Cannes’ın Belirli Bir Bakış bölümünü açan Mısırlı sinemacı Mohamed Diab imzalı ‘Çatışma / Esthebak’, aynı bölümde izlenen Rus yönetmen Kirill Serebrennikov’un enerji yüklü filmi ‘Öğrenci / (M)uchenik’ Boo Junfeng’in yönettiği Malezya sinemasından ‘Çırak / Apprentice’, Viggo Mortensen’in altı çocuğuyla ormanın ortasında alternatif bir hayat kurmasını konu alan bu seçkinin en iyi yönetmen ödüllü Matt Ross imzalı yapımı ‘Kaptan Fantastik / Captain Fantastic’ ve Belirli bir Bakış ödülüne layık görülen ve yönetmen Juho Kuosmanen’in ilk filmi olan ‘Olli Maki’nin En Mutlu Günü / Hymyilevä Mies’ ile gözalıcı Cannes listesi tamamlanıyor.
Fransız yönetmen François Ozon’un zengin filmografisinde ikinci kez bir dönem filmine imza attığı, ilk gösterimini Venedik Film Festivali’nde yapan ve genç oyuncusu Paula Beer’e saygın Marcello Mastroianni ödülünü kazandıran son çalışması ‘Frantz’, ‘Köprüdekiler’ ve ‘Hayatboyu’ adlı yapıtlarıyla ülkemiz festivallerinde ödüller kazanmış Aslı Özge’nin ilk Alman yapımı filmi olan ve Berlinale Panorama Special bölümünde dünya prömiyerini yapan ‘Ansızın / Auf Einmal’, Ana Katz’ın Sundance Bağımsız Filmler Festivali’nde senaryo ödülü kazanan ve Arjantin’de hem akademi hem eleştirmen ödüllerine birçok dalda aday gösterilen filmi ‘Parktaki Arkadaşım / Mi Amiga del Parque’, İtalyan sinemasının yaşayan büyük ustalarından Marco Bellocchio imzalı ‘Tatlı Rüyalar / Fai Bei Sogni’, Danimarkalı sinemacı Martin Zandvliet’in bol ödüllü İkinci Dünya Savaşı öyküsü ‘Mayın Ülkesi / Under Sandet’, Suudi Arabistan’dan bir romantik komedi olan ve Berlinale Forum’da Ekümenik Jüri Ödülü kazanan Mahmoud Sabbagh imzalı ‘Barakah Barakah ile Tanışınca / Barakah Yoqabil Barakah’, İran asıllı Babak Jalali’nin Rotterdam’da Kaplan Ödülü, Seattle’da Büyük Jüri Ödülü kazanan ‘Metallica’yı Beklerken / Radio Dreams’ ve video sanatçısı Omer Fast’ın Tom McCarthy’nin kült romanından uyarladığı ‘Geriye Kalan / Remainder’ isimli son çalışması bu bölümde izleyici karşısına çıkacaklar arasında yer alıyor.
20 Eylül akşamı gerçekleştirilecek olan açılış töreninde takdim edilecek geleneksel Onur Ödülleri’ni bu yılki sahipleri Ertem Göreç’in yönettiği sinemamızın işçi sınıfına adanmış klasiklerinden ‘Karanlıkta Uyananlar’ (1964) ve Atıf Yılmaz’ın en güzel filmlerinden ‘Ah Güzel İstanbul’daki (1966) yorumlarıyla sinema tarihimize geçmiş usta oyuncu Ayla Algan, yetmişli yılların popüler filmlerinin aranan isimlerinden Murat Soydan ile çarpıcı öyküleriyle Erden Kıral’ın ‘Ayna’ (1984), Şerif Gören’in ‘Derman’ (1983), ‘Kurbağalar’ (1985) gibi filmlerine ilham vermiş değerli yazarımız Osman Şahin. Merakla beklediğimiz ve genel değerlendirme notlarına bir sonraki yazıda yer vereceğimiz 23. Adana Film Festivali’ne şimdiden başarılar diliyoruz.
(19 Eylül 2016)
Ferhan Baran