23. Uluslararası Adana Film Festivali: Başarılı Bir Organizasyonun Ardından

Bereketli topraklar üzerinde 19 – 25 Eylül 2016 tarihleri arasında düzenlenen film festivalini yakından izleyen bir yazar olarak genel değerlendirme notlarımı paylaşmak istedim.

1 – Festival Programı
Festival Programı içerdiği çeşitlilik ve filmlerin genel düzeyi itibarıyla birinci sınıftı. Bu konuda, Sinema Programları Direktörü Kadir Beycioğlu’nun şahsında emeği geçen herkesi içten kutlarım.

Yarışma filmlerinin yarıya yakını En İyi Film ödülünü alabilecek düzeyde güçlüydü. Bu da bir festival için önemli başarı göstergesidir. Ön seçim ekibini kutluyorum. ‘Albüm’ / Mehmet Can Mertoğlu, ‘Koca Dünya’ / Reha Erdem, ‘Ağustos Böcekleri ve Karıncalar’ / Erhan Tuncer, ‘Babamın Kanatları’ / Kıvanç Sezer, ‘Rüya’ / Derviş Zaim, ‘Tarla’ / Cemil Ağacıkoğlu sinemamızın günümüzde ulaştığı başarı düzeyini gözler önüne seren kalburüstü bir toplam oluşturmaktaydı. Yarışma dışı gösterimler çok önemli filmlerden oluşmaktaydı. Türkiye prömiyerini yapan ve son Cannes şenliğinin ödül ve övgüler kazanmış tam 12 yapımı dışında ilk kez Venedik, Sundance, Rotterdam gibi festivallerde gösterilmiş seçkin filmler izledik. Büyük ustamız Ömer Lütfi Akad’ın ünlü ‘Gelin / Düğün / Diyet’ üçlemesinin yanı sıra yakınlarda kaybettiğimiz Abbas Kiarostami adına düzenlenen toplu gösteri bu önemli sinemacıların filmlerini yeniden beyazperdede izleme şansı yaratması açısından değerliydi.

2 – Festival Gösterim Mekânları
Yarışma filmlerinin tek bir salona toplanması yerinde bir seçimdi. Cinemaximum Sinemaları’nın 6. salonu geniş ve ferahtı. Aynı sinemaların 7. ve 8. salonları da gösterim için uygun koşulları içeriyordu. Gösterimlere halkın ilgisi çok büyüktü. Yarışma filmleri Arıplex ve Avşar Optimum salonlarında ikinci kez gösterime sunuldu. Ulusal Yarışma filmleri kadar Dünya Sineması’ndan gösterimler de büyük ilgi gördü. Festivalin ‘Açılış Töreni’ bu yıl Hilton Oteli Balo Salonu’na alınmıştı. 24 Eylül akşamı düzenlenen ‘Kapanış ve Ödül Töreni’ ise Çukurova Üniversitesi Kongre Merkezi’nde gerçekleştirildi.

3 – Gösterim Sonrası Söyleşiler
Yarışma filmlerinin yoğunluğu nedeniyle gösterimler sonrasında basın toplantıları düzenlenmedi ancak gösterimlerden hemen sonra film ekiplerinin iştirak ettiği soru-cevap uygulaması son derece verimli ve düzeyliydi.

4 – Dokümantasyon
Festival kataloğu titizlikle hazırlanmıştı ve yarınlara kalacak önemli bir belge olarak festivalin yüz aklarından biriydi.

5 – Diğer Yarışmalar
Akdeniz Ülkeleri Kısa Film Yarışması ve Öğrenci Filmleri’nin yarıştığı bölümler geleceğin sinemacılarını teşvik etmek açısından festivalin olumlu çabaları olarak devam etti. Adana Konulu Uzun Metraj Senaryo Yarışması bu yıl ilk kez gerçekleştirildi.

7 – Bitirirken
23. Uluslararası Adana Film Festivali başarılı organizasyonu, birinci sınıf programı ve saygın yarışma jürisiyle sinemamız tarihindeki yerini almıştır. Festivalin gerçekleşmesinde büyük katkıları olan Festival Yürütme Kurulu Başkanı ve Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü ve Festival Direktörü Candan Yaygın’ın şahıslarında emeği geçen herkesi kutluyor ve festivalin başarılarının devamını diliyorum.

(28 Eylül 2016)

Ferhan Baran

[email protected]

Ferhan Baran Yazıyor: Koyu Gri Bir Dünyada Pembe Umutlar

Son bir yıl içinde ulusal ve uluslararası festivallerde övgüyle karşılanan ve saygın ödüller kazanan iki filmimiz peşpeşe vizyonda. Gösterimi devam eden ‘Kalandar Soğuğu’ yönetmen Mustafa Kara’nın ikinci uzun metrajı. Geçtiğimiz yıl Tokyo Film Festivali’nden en iyi film ve en iyi yönetmen ödülleriyle dönen film, Karadeniz’in ücra bir mezrasında yaşayan bir adamın hayaller ve gerçekler arasında gidip gelen dünyası üzerine kurulu. Beslediği birkaç … Devamı… »

23. Adana Film Festivali’nin Ardından…

Bu Kalp Seni Unutur mu?

Bu yıl Adana, Tarık Akan demekti. Kimsenin beklemediği bu ani ölüm, başta sinemaseverler olmak üzere sanatçı dostlarını da derinden etkilemişti. Kolay mı hem anneannemin hem annemin hem de benim yani üç neslin sevgilisi olmak… İlerleyen yıllarda kariyerinde bir yol ayrımına giderek, toplumsal filmlerde bambaşka bir figür olarak karşımıza çıkan bu büyük aktör birçok yönüyle bu ülke insanını kendisine aşık etti. Onu kalbimizin, Yeşilçam’ın ve Türk Sineması’nın baş köşesine koyduk.

Festival boyunca her filmden önce Tarık Akan’a saygı duruşu niteliğindeki küçük filmi izledik. Hızla hazırlanmasının getirdiği hatalar ve eksikler olsa da, önemli olduğunu düşünüyorum. Çünkü aktörün ölümü ile birlikte pek çok kötü niyetli insanın arkasından çok çirkin ithamlarına şahit olduk. Onlar hiç Hababam Sınıfı izlememiş, hiç kahkaha atmamış, hiç gözyaşı dökmemiş gibi taş kalplilerdi. Dolayısıyla bu küçük film, aldığı alkışlardan da gördüğümüz üzere onun halkın gözündeki yerini bir kez daha sağlamlaştırmış oldu.

Belediye Başkanı’ndan Sanata Özgürlük Çağrısı

Ödül töreninde, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü’nün hiçbir siyasi konuşmaya girmeden tamamen sanatın ve sanatçının yanında duran samimi konuşmasını çok yerindeydi. Her ne pahasına olursa olsun festivallerin devam etmesi, sanata ve sanatçıya baskı ve sansür uygulanmaması gerektiğinin altını çizen Sözlü’nün konuşması hangi siyasi görüşten olursa olsun herkesin takdirini ve alkışını aldı.

Festivalin Yıldızı 3 Film…

Ödüllere gelecek olursak, festivalin “Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması” bölümüne damgasını vuran ve herkesin hem fikir olduğu üç film vardı; “Koca Dünya”, “Babamın Kanatları” ve “Albüm”… Kendime adıma sonuçların çok hakkaniyetli olduğunu düşünüyor ve başta jüri başkanı Tayfun Pirselimoğlu olmak üzere tüm jüri üyelerini objektifliklerinden dolayı tebrik ediyorum.

En İyi Kadın Oyuncu Ödülünde Sürpriz

Beni şaşırtan tek ödül, En İyi Kadın Oyuncu Ödülü’nün –film başka hiçbir ödül almamasına rağmen- “Rüya” filmiyle Gizem Erdem’e verilmesi oldu. Ödülün “Albüm” filmindeki nefis performansıyla Şebnem Bozoklu’ya verilmesi gerekirdi ve rakibi de yoktu diye düşünüyorum. Ayrıca Albüm’ün –çoğu kişiyi şaşırtsa da bence çok yerinde ve cesur bir karar- En İyi Senaryo (sinemamızda uzun zamandır görmediğimiz kadar incelikli ve zekice yazılmış bir senaryo) ve En İyi Yönetmen (filmi izleyince ilk filmini çeken bir yönetmen olduğuna inanmakta güçlük çekiyorsunuz) olduğuna inanıyorum. En İyi Sanat Yönetimi de dahil olmak üzere “Albüm”, 3 önemli ödül ile törenden ayrıldı.

Israrla Konuşmaya Zorlanan Yönetmen

Ayrıca törende zorla konuşmaya zorlanan Mehmet Can Mertoğlu’na biraz haksızlık edildiğini düşünüyorum. Sonuçta henüz çok genç bir yönetmen ve yalnızca teşekkür etmekle yetinmek istemiş olabilir. Bunu yapan pek çok tecrübeli yönetmen var. Bu ısrar karşısında verdiği tepki ile seyirci tarafından yanlış anlaşıldığı yönünde fikrim. Bu yıl bizi Cannes’da büyük bir başarıyla temsil eden tek uzun metrajlı filmimiz Albüm, 07 – 16 Ekim tarihlerinde gerçekleşecek Filmekimi programında da yer alıyor. 04 Kasım’da da vizyona girecek. Bu çok incelikli, gözlemi, mizahı ve performansları çok yüksek filme gördüğünüz yerde sarılmanızı tavsiye ediyorum.

Yılmaz Güney Ödülüne Yakışan Film

Ulusal yarışmanın üçüncü ve son gözde filmi, festivalin en çok ödül alan filmi olma başarısını da gösteren -toplamda 7 ödül sahibi oldu- Babamın Kanatları’ydı. Filmin kazandığı tüm ödülleri hak ettiğini düşünüyorum. Henüz vizyon tarihi belli olmayan bu güçlü film de umarım hak ettiği seyirciye ulaşır.

Yüksel Aksu “İzleyici Ödülü”nü Kaptırmadı

Festivalde İzleyici Ödülü’nü kazanan İftarlık Gazoz filminin yönetmeni Yüksel Aksu ve En İyi Film Ödülü’nü kazanan Reha Erdem birbirlerine yaptığı tatlı gönderme çok hoştu bana kalırsa. İki yönetmen de kendi kulvarlarında çok iyi işlere imza atıyorlar ve her ikisi de günün birinde birbirlerinin ödüllerini kazanmayı arzu ediyorlar. Bence nefis bir motivasyon… Yüksel Aksu seyircinin nabzını çok iyi yakalayabilen bir yönetmen. Filmlerinde ne ağır aksak sözde “sanat” filmi etkisi ne de ucuz gişe filmi kalitesizliği var. Kendi sinema dili ve estetiğini oturtmuş önemli bir yönetmen. Adana seyircisinden gelen bu ödülün çok anlamlı olduğunu düşünüyorum.

Pirince Giderken Evdeki Bulgurdan Olmak

Kendi adıma büyük bir şanssızlık yaşadığım için festivalden En İyi Film başta olmak üzere toplamda 3 ödül kazanan (Film-Yön En İyi Yönetmen & Umut Veren En İyi Oyuncu) Koca Dünya filmini izleyemedim. Çünkü o sırada geçtiğimiz hafta Londra’da galasını yapan ve şu sıralarda biyografisini okuduğum Beatles belgeselini izlemeyi tercih etmiştim. Film teknik bir aksaklıktan dolayı gösterilemedi, öncesinde herhangi bir bilgi de verilmediği için iki filmi birden izleyememiş oldum. Hafta boyunca yaşadığım tek ve bana en pahalıya mal olan sorun bu oldu. Sağlık olsun, artık The Beatles: Eight Days A Week – The Touring Years adlı belgeseli Filmekimi’nde, Koca Dünya’yı da başka bir festivalde ya da vizyonda görürüm. Her iki filmi de bir an önce izlemek için yanıp tutuşuyorum.

Çok Dar Elbise

Ulusal yarışmadaki filmler bu yıl beklentinin altında kaldı. Festivale damgasını vuran üç filmden başka bir filmden konuşamıyoruz bile. Ancak bunlardan bir tanesi yalnızca kötü değil kötü niyetli olunca bir anda dikkatleri üzerine çekti. Ulusal yarışmanın en büyük hayal kırıklığı, Hiner Saleem imzalı Dar Elbise adlı filmden söz ediyorum. Gösterim sonrası seyircinin de tepkisini alan film her şeyden önce bir sinema filmi olmanın birçok unsurundan uzak. Bir filmin toplumsal bir meseleyi ele alıyor olması o filmi koşulsuz şartsız alkışlamamız gerektiğini göstermez. Kaş yaparken göz çıkarmak deyiminin adeta vücut bulmuş hali olan film, sözüm ona kadınların toplumda yaşadığı baskıyı anlatıyor. Yönetmen Tahran’da yaşanan gerçek bir olaydan esinlenmiş, filmi Ortadoğu’da çekemediği için gelip İstanbul’un göbeğinde çekmiş. Kadın cinayetleri meselesi ülkemizin en büyük sorularından bir tanesi kaldı ki bu dünyadaki en medeni ülkelerinin de sorunu. Bunu kimse inkar etmiyor, edemez. Ancak siz açık açık bir ülkeyi, şehri, insanları adeta hedef göstererek böyle sevimsiz bir dille itham ederseniz tepki geldiğinde de ben sosyolog değilim deyip işin içinden çıkamazsınız. Bu filmin ülkemize ve insanlarımıza büyük bir hakaret olduğunu düşünüyorum. Ancak izlenmesine ya da yarışmasına kesinlikle karşı değilim. Zaten aklı başında her izleyici filmi izleyince ne yapılmaya çalışıldığını çok net bir şekilde görecek. Filmde rol alan oyuncular için de büyük talihsizlik. Filmin yapımcısı da olan Tuba Büyüküstün’ün nasıl böyle bir filmin parçası olduğunu aklım almıyor.

Rüzgar Gibi Geçti

Adana’nın gerçek bir sinema buluşmasına ev sahipliğini yaptığını söyleyebilirim. Film yapımcıları, yönetmenler, oyuncular, gazeteciler, sinema yazarları ve diğer tüm meslek profesyonellerinin buluşup konuştuğu harika bir ortam vardı. Filmden filme, sohbetten sohbete koşarken zamanın nasıl geçtiğini anlamadık bile. Bu buluşma, ülke genelinde yaşanan ağır gündeme bir nefes, güçlü bir moral oldu. Festivalde gösterilen
filmlerin ücretsiz olması sebebiyle de gala gösterimlerine inanılmaz yoğun bir katılım olduğunun altını çizmek gerekir. Tabii bunda film ekiplerinin de katılmasının büyük etkisi var. Yabancı filmlerin gösterimlerinde ne yazık ki bu yoğunluk yoktu. Ancak çok iyi bir seçki vardı. Bu filmlerin büyük bir çoğunluğunun Filmekimi programında yer aldığını da tekrar etmekte fayda var. Tarık Akan ve Mahmut Hekimoğlu kayıplarıyla sarsıldığımız haftanın akabinde gerçekleşen 23. Uluslararası Adana Film Festivali hafta boyunca ustalarına saygıda kusur etmezken bu hüzünlü havaya rağmen enerjisi ve renkleri bol bir haftaya imza attı. Emeği geçen herkese teşekkürler.

(28 Eylül 2016)

Gizem Ertürk

5. Bursa Aile Dostları Film Festivali

Türkiye’nin ilk ve tek hayvan hakları film festivali olan Bursa Aile Dostları Film Festivali’nin beşincisi 01 – 10 Ekim 2016 tarihleri arasında gerçekleştiriliyor. Aile Dostları Festivali kapsamında, Bursa’da 19. yüzyılda yapılan ve Dünyanın İlk Hayvan Hastahanesi unvanına sahip Gurabahane-i Laklakan anısına 1. Gurabahane-i Laklakan Ulusal Hayvan Hakları Kısa Film Yarışması düzenlenecek.

15. Filmekimi Afişlerinde Birbirinden Ünlü İsimler Yer Alıyor

15. Filmekimi, her yıl olduğu gibi, dünya festivallerinde gösterilmiş, ödüller almış, eleştirmenlerin ve izleyicilerin ilgisini çekmiş ve merakla beklenen yeni yapımları içeren zengin programıyla Ekim ayının en çok konuşulan sinema etkinliği olacak. Filmekimi, 07 – 16 Ekim tarihlerinde İstanbul’da sürecek bir maratonla birlikte İstanbul dışında da Ekim ayı boyunca gösterimlerine devam edecek. Bu yıl Ankara, İzmir, Bursa ve ilk kez Eskişehir’e de uğrayacak olan Filmekimi, yılın en iyi ve en güncel filmlerini sunmaya devam edecek. Filmekimi, 07 – 09 Ekim’de Ankara’yı, 13 – 16 Ekim’de İzmir’i, 21 – 23 Ekim’de Bursa ve Eskişehir’i ziyaret edecek.

15. Filmekimi Afişlerinde Birbirinden Ünlü İsimler Yer Alıyor yazısına devam et

Onur Buldu Damat Olursa: Yok Artık 2’de Kız İsteme Telaşı

Yeni jenerasyonun en komik isimlerinden Onur Buldu, Yok Artık 2 kadrosuna girdi. Başarılı oyunculuğuyla milyonları kendine hayran bırakan Onur Buldu, filmde kız istemeye giden bir damat adayı olarak izleyicilerle buluşacak. Onur Buldu, fenomen karikatürist Serkan Altuniğne’nin senaryosunu yazdığı filmde Meriç karakterini canlandıracak. Tuhaf bir köy olan Maşrumiye’de yaşayan sevgilisi Sibel’i istemeye giden Meriç ve ailesinin başına gelenler izleyenleri kahkahaya boğacak.

Bildiklerimizin Ötesinde Bir Sinema Deneyimi

Sinemia Özel Sinema Kulübü, mobil uygulamasını yeniledi. Yalnızca Sinemia üyelerini değil, tüm sinemaseverleri aynı çatı altında buluşturacak uygulama, sinemasevere dopdolu bir deneyim sunuyor. Sinemia app kullanıcıları şimdi vizyondaki filmler, fragmanlar, film yorumları ve puanlarının yanı sıra, lokasyon bazlı teknolojiler yardımıyla yakınındaki seansları ve sinema salonuna nasıl gidebileceği bilgisine de erişebiliyor.

Bildiklerimizin Ötesinde Bir Sinema Deneyimi yazısına devam et

16. If İstanbul Bağımsız Filmler Festivali

16 – 26 Şubat 2017 tarihlerinde İstanbul’da, 02 – 05 Mart 2017 tarihlerinde ise Ankara ve İzmir’de gerçekleştirilecek 16. If İstanbul Bağımsız Filmler Festivali için film başvuruları başladı. 2016 – 2017 yapımı kurmaca uzun ve belgesel filmlerin kabul edileceği festival için son başvuru tarihi ise 15 Aralık 2016 Cuma. Türkiye’den başvuracak filmler arasından bir film, Keşif Uluslararası Yarışma’ya katılacak. Yarışmaya ilk ya da ikinci filmini çekmiş yönetmenler katılabiliyor. Sinemada cesur hikâye anlatımı ve biçimsel arayış kriterleri gözeterek değerlendirilen filmlerden birinin yönetmeni Yılın En İlham Verici Yönetmeni olarak seçilecek.

  • Basın Bülteni
  • Web Sitesi
  • Reklam Filmi

16. If İstanbul Bağımsız Filmler Festivali yazısına devam et

Terörün Etkilerine Atıfta Bulunan Ot Filmi 23 Eylül’de Vizyonda

Ülkemizde 1999 yılı öncesi yaşanan terörizmin Anadolu insanının hayatına etkilerini konu alan Ot filmi, 23 Eylül’de vizyona giriyor. Yönetmenliğini Burak Donay’ın yaptığı filmin başrollerini Erkay Yavuz, Melike Kurt ve Erol Koçan paylaşıyor. Film, geçimini borçlanarak satın aldığı eşeği ile birlikte dağlardan topladığı şifalı otlarla sağlayan, diğer taraftan kısıtlı imkânlarıyla çocuklarını okutmaya çalışan bir köylünün verdiği yaşam mücadelesini anlatıyor.

Türkiye’den Hindistan’a Dans İhracatı, Büyük Oyuncu Sette

Sinemaseverlerin merakla beklediği, Bir Baba Hindu kadrosunda, kelimenin tam anlamıyla büyük bir oyuncu da yer aldı. Sermiyan Midyat yönetmen koltuğunda oturduğu filmde, bir file rol verdi. Pinky isimli filin çekimlerinin yapıldığı sahnelerde, Pinky’nin bakıcısı da yer aldı. Senaryo gereği, filin tasmayla gezdirildiği sahneler ise komedinin zirve yaptığı sahneler oldu. Senaristliğini, yönetmenliğini ve başrolünü Sermiyan Midyat’ın üstlendiği yapımın kadrosunda 2010’da Hindistan ve Dünya Güzeli seçilmiş Nicole Faria’nın yanı sıra Burak Satıbol, Şafak Sezer, Füsun Demirel, Zeynep Kankonde ve Bülent Kayabaş da var. Bir Baba Hindu, 30 Eylül’de vizyonda olacak.

Serenay Sarıkaya Yılın En İddialı Aşk Filmi İkimizin Yerine İçin Okullu Oldu

Serenay Sarıkaya, yapımını TAFF’ın üstlendiği, senaryosunu Pınar Bulut’un yazdığı, yönetmenliğini Umur Turagay’ın yaptığı İkimizin Yerine için yeniden okullu oldu. Başrollerini Nejat İşler, Zerrin Tekindor, İştar Gökseven, Özgür Emre Yıldırım, Merve Çağıran ve Aslı Bekiroğlu gibi birbirinde başarılı isimlerle paylaştığı, yılın en iddialı aşk filminde yer alan Serenay Sarıkaya, başrolünde yer aldığı ilk sinema filmi İkimizin Yerine için yeniden okul sıralarına döndü. Çiçek adlı genç bir kızı canlandıran Sarıkaya, rolü gereği öğrencilik yıllarına döndü. Geçtiğimiz hafta, fragmanı izleyicinin beğenisine sunulan ve sosyal medyada büyük beğeni toplayan film 21 Ekim’de vizyona giriyor.

17. Altın Kedi İçin Yarışacak Filmler Açıklandı

Uluslararası İzmir Kısa Film Festivali, bu yıl 17. kez İzmirli sinemaseverlerle buluşmaya hazırlanıyor. 01 – 06 Kasım tarihleri arasında 400’ün üzerinde filmi ücretsiz olarak sinemaseverlerle buluşacak. 66 ülkeden bin 378 filmin başvuruda bulunduğu festivalde, ulusal ve uluslararası dallarda animasyon, belgesel, deneysel ve kurmaca kategorilerinde Altın Kedi Ödülleri için yarışacak olan filmler belli oldu. Finalist filmler, yönetmen Ezel Akay’ın başkanlığında oluşturulan jüri tarafından değerlendirilecek.

17. Altın Kedi İçin Yarışacak Filmler Açıklandı yazısına devam et

23. Uluslararası Adana Film Festivali Başladı

23. Uluslararası Adana Film Festivali, bugün başladı. Festivalin Onur Ödülleri bu yıl Türk tiyatrosuna verdiği emeklerin yanı sıra, beyazperdede hayat verdiği unutulmaz karakterlerden tanıdığımız Ayla Algan, sinemamızın, Yeşilçam döneminin unutulmaz oyuncularından Murat Soydan ve filme çekilen birçok öyküyü kaleme alan yazar Osman Şahin’e verilecek. Sanatçıların ödülleri, 20 Eylül Salı günü gerçekleştirilecek Açılış ve Onur Ödülleri Töreni’nde takdim edilecek. Hilton Otel Balo Salonu’nda yapılack tören, saat 20:00’de başlayacak. Sunuculuğunu, Çiğdem Tunç’un gerçekleştireceği törende, ünlü sanatçı Ayşegül Aldinç de bir dinleti sunacak.

23. Uluslararası Adana Film Festivali Başladı yazısına devam et

Ferhan Baran Yazıyor: Adana Film Festivali 23 Yaşında

Ülkemizin en köklü festivallerinden Uluslararası Adana Film Festivali 23.yaşını kutluyor. 19 – 25 Eylül tarihleri arasında düzenlenecek olan festivalin Altın Koza ödüllü Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması’na bu yıl 12 film seçilmiş. Bunlardan Mehmet Can Mertoğlu’nun ilk uzun metrajı ‘Albüm’ genç yönetmenlerin birinci ya da ikinci filmleriyle yer aldığı Cannes ‘Eleştirmenler Haftası’ seçkisi dahilinde dünya prömiyerini yapmış ve geçtiğimiz … Devamı… »

Sinemacılık ve Filmcilik Yararına Bağımsız İletişim Platformu