Hayat, sizin yaptığınız planları veya umduklarınızı değil kendi bildiğini uygular. Hepimiz her an birçok durumla karşı karşıyayız ve her an dikkatli olmalıyız ki, sıkıntılar değil mutluluklar yaşayalım.
Yorgos Lanthimos’un senaryosuna da katıldığı “Merhamet Hikâyeleri”nde oyuncular kadar izleyiciyi de ters köşeye yatıracak bir gerçeküstü olaylar dizisi sergiliyor. Üç ayrı öyküde üç ayrı karakteri oynayan oyuncular (Emma Stone, Jesse Plemons, Willem Dafoe, Margaret Qualley, Hong Çau, Mamoudou Athie ve diğerleri) bütün öykülerde yer alıyor ve filmin bütününün birbiriyle bağlantılı olduğunu anlıyoruz.
Patron ne derse yapılır
İlk öyküde, patron her şeyini belirlediği çalışanına birini öldürme emri verir. Evli, işi tıkırında olan adam olmazlanır. Patron kendisine karşı çıkılmasını ister mi, tabii ki istemez. Bırakın işini, eşini, evini, yaşamını bile elinden alabilecek güçteki patron istediğini yaptıracak mıdır? Komplolar, suikastlar, tuzaklar benzer nedenlerle belirli kişilere göçerilmez mi? Tetikçi dediğiniz nedir? Bizdeki son öldürülen akademisyenin durumu tam da bu.
İkinci öyküde, -tabii ki birinci öyküyle bağlantılı- öldürülmesi istenen kişinin bu kez bir helikopter kazasına kurban edilmesini izliyoruz. İran’da yaşanan helikopter kazası geliyor akla hemen… Polis memurunun karısı da o helikopterdedir ve kaybolur. Acaba öl(dürül)müş müdür?
Üçüncü öykü ise işin içine bir tarikat giriyor ve ölüyü diriltip (tabii ki, başından beri öldürülmeye çalışılan kişi) hayatı tersine çevirmeye çalışıyorlar.
Gerçeküstü öykü, gerçeküstü olaylar ve gerçeküstü yaşam anlatılan “Merhamet Hikâyeleri”, belki de gerçeküstü değil bizim kafamızda kurduğumuz yaşamın yansıması… Film, sırasıyla biraz yabancılaştırıcı, biraz gizemli ve biraz da basit öykülerin izleğini taşıyor. Yorgos Lanthimos, sinemadan kazandıklarıyla yetinmeyen (filmler, ödüller, izleyici desteği) bir yönetmen; değişik tarzlar, farklı ve gerçeküstü öykülerle yenilikler arıyor.
05 Temmuz’dan başlayarak gösterimde…
(03 Temmuz 2024)
Korkut Akın