Yeni Karanlık Çağlarda

Litvanya asıllı Kristina Buozyte ile Fransız Bruno Samper keşfetmeye değer iki sinemacı. Prömiyerini bu yaz Karlovy Vary Şenliği’nde yapmış olan yeni filmleri ‘Vesper’ sessiz sedasız bizde de gösterime girdi. Pandemi döneminde çekilen ve dehşetengiz bir gelecek tasviri çizen yapım, çağımıza özgü haklı endişelerin beyazperdeye iz düşmüş hali. Öykünün geçtiği karanlık bir gelecekte insanlık yaklaşan ekolojik krizi genetik teknoloji yatırımı yapmak suretiyle önlemeye çalışmış ancak sonuç başarısız olmuş. Laboratuvarda yaratılan virüsler ve tuhaf organizmalar yaban hayata karıştığında, bitkilerin hayvanların ve insan ırkının büyük bölümü yok olmuş. Hayatta kalanlar zorlu bir yaşam kavgası içindeyken, bölünmüş şehirlerde ‘Kale’ adı verilen oligarşik bir düzen hakim sürmektedir. Çorak bir dünyada insanlar ‘Kale’den gelen ve yalnızca tek bir hasat için kodlanmış tohumlara muhtaçtır.

Kırsalda yatalak babasının bakımını üstlenmiş olan 13 yaşındaki VesperOliver’in acımasız Fagin karakterini hatırlatan- öz amcası Jonas’ın yetiştirdiği küçük çocukların kanını muktedirle takas üzerine kurduğu sömürü düzeninden uzak durmaya çalışarak, kendi ilkel sentetik biyoloji laboratuvarında bitkisel hayat formları üretmeye koyulur. Eski ‘Kale’ çalışanı babası Darius köhne bir dron vasıtasıyla kızı ile iletişime geçmekte ve ona deneyimlerini aktarmak suretiyle dört bir yana sinmiş tehlikeden korumaya çalışmaktadır. Ormanlık alanda planörü düşen ‘Kale’den bir bilim adamı ve kızı Camellia ile yolu kesişen Vesper, bunu içinde bulunduğu çıkmazdan kurtulmak için bir fırsat olarak değerlendirmek isteyecektir.

Çifte yönetmenlerin 2012 yılında fantastik film festivallerinden ödüllerle dönmüş ilk filmleri ‘Aurora’ (İngilizce adıyla Vanishing Waves / Kaybolan Dalgalar) yeni geliştirilmiş teknoloji sayesinde bir bilim adamının komadaki genç bir kadın ile nöron aktarımı deneyimine denek olarak katılması ve bu zihin yolculuğu sürecinde yaşanan tutkulu bir birliktelik üzerine kültleşmiş bir yapımdır. Eski Sovyetler Birliği’nde doğmuş olan Buozyte, Amerikan sinemasının distopik yapıtlarından ve belki daha da fazla Tarkovski sinemasından etkilenmişe benziyor. ‘Aurora’ büyük ölçüde ‘Solaris’ esini taşıyordu. ‘Vesper’de ise ‘Stalker’ etkisini gözlemliyoruz. Bağımsız sinemacıların mütevazi bütçeye karşın, haki tonların hakim olduğu bir dünyayı inşa etmekte ve bu iklim içerisinde yarattıkları yanardöner rengarenk organizmaların kol gezdiği, ürkütücü ama Vesper karakterinin direnci ile umut ışığı da taşıyan bir evreni izleyiciye kabûl ettirmekte değme Hollywood ürünlerine kıyasla başarılı olduğunu söylemek mümkün. Görsel atmosfer açısından tamam da felsefi açıdan Tarkovski sinemasının yanına yaklaştığı söylenemez belki. Buna karşılık, Grimm masalları tekinsizliğinin hüküm sürdüğü bir alemde, söz gelimi bir ‘Açlık Oyunları / The Hunger Games’ serisinin müptelâsı genç izleyiciyi hedefleyen bir çaba da sezilmiyor değil. Yaratıcı detaylarıyla görsel açıdan tatmin duygusu yaratan film, Feliksas Abrukauskas’ın elinden çıkma görüntüleri, Dan Levy imzalı çarpıcı özgün müziği ve Vesper karakterini canlandıran genç yetenek Raffiella Chapman’ın yorumu ile tür sinemasına göz kırpan ancak Avrupa Bağımsız Sineması ritminden ödün vermeyen ilgiye değer bir çalışma. Gösterimde uzun süre kalamayabilir, geniş perdede izlemek isteyenlere acele etmelerini öneririm.

(03 Ekim 2022)

Ferhan Baran

[email protected]

Zuhal, Cuma Günü Sinemalarda

İstanbul Film Festivali’nde En İyi İlk Film, En İyi Senaryo ve En İyi Kurgu ödüllerini alan, geçen yıl Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde En İyi Kadın Oyuncu Ödülü’nü kazanan Nazlı Elif Durlu filmi Zuhal, 30 Eylül 2022 Cuma günü Başka Sinema dağıtımı ile sinemalarda gösterime giriyor. Filmde, başarılı bir avukat olan ve İstanbul’un merkezinde yalnız yaşayan Zuhal adlı bir kadının evinin derinlerinden gelen bir kedi sesinin peşinde çıktığı çaresizlik içindeki arayışı anlatılıyor. Zuhal’in o güne dek yüzlerini bile görmediği komşularıyla yaşadığı absürt karşılaşmaları izleyeceğimiz kara komedi türündeki filmin başrolünde Nihal Yalçın, Sadi Celil Cengiz ve Nur Sürer yer alıyor.

Altın Portakal Sinema Okulu 4 Yaşında

59. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin genç sinemacıları sinema profesyonelleri ile buluşturduğu Altın Portakal Sinema Okulu 4 yaşında. İlk kez düzenlendiği 2019 yılından bu yana 650 öğrenciye eğitim veren ve geleceğin sinemacılarına destek olmayı amaçlayan okul, 02 – 07 Ekim 2022 tarihleri arasında çevrimiçi olarak gerçekleştirilecek.