13. Documentarist – İstanbul Belgesel Günleri

Son 12 yıldır yazın gelişini belgesellerle karşılayan Documentarist – İstanbul Belgesel Günleri’nin 13. buluşması, pandemi koşulları nedeniyle önceden ilan edilen tarihlerde gerçekleşemiyor. Ancak Haziran ayının festivalsiz geçmesini istemeyen etkinlik organizasyonu, salonlardaki buluşmayı sene sonuna ertelerken, bugünler için bir belgesel şenliği hazırladı. Documentarist – İstanbul Belgesel Günleri’nin 06 – 16 Haziran 2020 tarihlerinde gerçekleşecek home edition versiyonu, geçmiş programlardan severek seçilen 10 film, usta sinemacı Alan Berliner’le sinema dersi, günlük yönetmen söyleşileri ve çeşitli atölyeler ile dolu dolu bir programdan oluşuyor.

13. Documentarist – İstanbul Belgesel Günleri yazısına devam et

Kendini Yalnızca Kendinde Yok Et

Nihan Belgin’in yönettiği ve oynadığı Kendini Yalnızca Kendinde Yok Et adlı kısa film, yaşamakta olduğumuz karantina sürecinde evde ve ıssız İstanbul sokaklarında çekildi. Film, 25 Mayıs – 01 Haziran 2020 tarihleri arasında 1 hafta boyunca Kinema Film’in vimeo kanalından online olarak yayınlanacak. Gösterim sonrasında da filmin festivalleri dolaşım serüveninin başlaması planlanıyor.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Teaser
  • Filmi izlemek için tıklayınız.

Saksak: Bir Tütün Belgeseli

Yönetmenliğini Turan Kubulay’ın üstlendiği 2018 yılı Antalya Film Ekibi yapımı Saksak: Bir Tütün Belgeseli adlı filmin Görüntü Yönetmenliğini Burak Kaymak, Yardımcı Yönetmenliğini Selinay Güneş, Müziklerini Efren Lopez ve Sanz Whitesand, Kurgusunu ise Yusuf Sefa Sarıkaya, Ercan Akan ve Turan Kubulay birlikte yaptı. Birinci Yönetmen Yardımcısı Neşe Albayrak, İkinci Yönetmen Yardımcısı Canan Özal olan belgeselin Afiş Tasarımı Melih Bilici tarafından gerçekleştirildi, Süpervizör ve Yapımcılığını Engin Poyraz ve Doğacan Aktaş üstlendi. Sesleri Yusuf Akbal tarafından düzenlenen filmdeki Çevirilerde Semih Alaca’nın imzası var.

Velvet Goldmine

Çilingir Sofrası (Sadi Bey’in Facebook Günlükleri):

Hatırlarım, TV öncesi çağlarda sinema oyuncuları yılda 12 – 13 filmde oynadıklarında “yüzlerini eskitiyorlar” diyerek serzenişte bulunulurdu. Şimdilerin TV ve dijital ortam çağında maşallah bir diziye başlıyorlar, yılın neredeyse 52 haftasında da karşımızda oluyorlar; yüzlerini eskitmek bir tarafa, sıfırlıyorlar, siliyorlar. Ne sevdiğimiz sanatçıları özlemek kalıyor, ne heyecanla yeni filmlerini beklemek kalıyor. Yok edin elbirliğiyle beyazperde sinemasını, bakalım elinizde ne kalacak. (03 Şubat 2020)

Tam teşekküllü sinemaseverlik böyle bir şey. Bu mevsimde Kos’a gittiğinde birayı bile tarihi Orpheus Sineması’nın kafesinde içer ve Eurocukları Yunan sektör insanlarının cebine akıtır. Aferim bana. Sinemada “Jumanji” oynuyor, 09 Ocak’ta Pinema’nın “1917”si gösterilecek. (05 Ocak 2020)

TV dizileri tatile girdiğinde araya sinema filmi sıkıştıran Görüntü Sanatçıları’nı ARTIK SEVMEYECEĞİM. (09 Ocak 2020)

Millet yaşlanınca Erenlere karışıyor, ben 70’liklere karıştım. Ne yapacaksın, kader. (09 Ocak 2020)

THY’nin uçağında bizinıs klas bölümüne bitişik ekonomik klas bölümünün ilk sırasına oturdum. Hostes geldi, aradaki perdeyi kapattı, kucağıma doğru sarkıttı. “Niye bizim mahalleye sarkıtıyorsun, sarkıtma.” dedim. Ciddiye aldı, araya sokuşturmaya çalıştı. “Bırak, bırak şaka yaptım.” dedim. Bıraktı. Şimdi perde bana bakıyor, ben perdeye; kuzu kuzu seyahat ediyoruz. (09 Ocak 2020)

İstanbul’u komple Araplara satalım, adı Arapistanbul olsun. İstanbulluları da Konya ovasında yeni kurulacak şehre taşıyalım adını Konistanbul yapalım. Al sana bir taşla iki kuş. Bu işte acayip para var, bütün sektörler hareketlenir; 10 – 15 sene de böyle idare ederiz. Allah uzun ömür versin. Amin, Cuma Cuma. (24 Ocak 2020)

Pek zamanı değil ama sabah sabah güldüreyim sizi. Bence 92. Akademi Ödülleri’nde En İyi Film Ödülü’nü “The Irishman”, En İyi Yönetmen Ödülü’nü Sam Mendes kazanacak. (Herkes ödül töreninden önce tahminlerde bulunuyor, bendeniz de törenden sonra tahminlerde bulunayım ve sonucu tutturamayarak Oscar tarihine geçeyim dedim.) (10 Şubat 2020)

Ne zaman suyu tasarruflu kullanmaya niyetlensem Kanal İstanbul projesinin Sazlıdere Barajı’nı yok edeceği aklıma geliyor vazgeçiyorum. Deniz Yıldızı hikâyesine sığınayım diyorum, olmuyor. Aman doktor derdime bir çare. (10 Şubat 2020)

Sadi Bey’in Beyazperde Yazıları: Öfkeni yarına taşıma, onu affet; yarın tekrar başlarsın. (Küçük Kadınlar-Little Women. Yön: Greta Gerwig) (12 Şubat 2020)

Pinema olmasaydı, bu filmleri sinemalarda zor görürdük: “Ölüm Yolunda” (Dead Man Walking), “Trainspotting”, “Kardeş Gibiydiler” (Sleepers), “Shine”, “Gridlock’d”, “İkiz Kasaba” (Twin Town), “Kayıp Otoban” (Lost Highway), “Büyük Lebowski” (The Big Lebowski), “Velvet Goldmine”, “Aşkın Gücü” (What Dreams May Come), “Makinist” (The Machinist) (15 Şubat 2020) (2020 Oscar Ödülleri’ne 10 dalda aday olan “1917” filminin ödül töreni öncesinde ülkemizde vizyona çıkarılmaması üzerine sosyal medya ortamında ithalatçı firmaya yapılan sitemlerin dozunu kaçırması üzerine yapılan bir paylaşım.)

Geçirdiğim hastalıktan sonra sesimde bir kalınlık oluştu. Kiminle konuşsam, “Abi sesin de pek bi Davudî olmuş” diyor. İfade, sesimin daha güzelleştiği mânâsına gelse de “Ne Davudî’si yahu, Sadî, Sadî.” demeden de kendimi alamıyorum. Haklıyım da, çünkü adaşım, “Gülistan” yazarı, şair Şeyh Sadi-i Şirazi çok makbûl bir kişidir gözümde. (21 Şubat 2020)

Sadi Bey’in Beyazperde Yazıları: “Köylüler ona Hüzün Tanrıçası diyor.” (Seberg, Yön: Benedict Andrews.) (28 Şubat 2020)

Herkesin Derdi Kendine 1: Beyoğlu’ndaki bir müstakil sinemayı sahiplenerek yaşamını sürdürmesine vesile olan arkadaşların internet ortamında film ve dizi izlemeyi teşvik edici paylaşımlarda bulunmalarından bir sinemasever olarak rahatsızlık duyuyorum.
Herkesin Derdi Kendine 2: Eski Türkiye’nin yabancı film afişlerinde filmlerin orijinal adları da yazılırdı, yeni Türkiye’nin yabancı film afişlerinde filmlerin orijinal adları yazılmıyor. Grafiker arkadaşlarından bu konuda hassasiyet göstermelerini, filmin Türkiye hak sahibi yazılmasını istemese bile ısrarla hatırlatmalarını isterim.
Herkesin Derdi Kendine 3: Antalya’nın Konyaaltı sahillerini kiralayan ve haksız kazanç sağladığı belirtilen kişinin sürekli ünlü bir oyuncumuzun damadı olarak anılmasına sinir oluyorum. Adamın adını yazın kardeşim, niye sürekli oyuncuyu rencide ediyorsunuz? Haluk Levent ünlü birinin damadı olsaydı, yaptığı hayırları, onun adını anmadan “Falanca oyuncunun damadının yaptığı güzellikler” diye mi anacaktınız? (23 Şubat 2020)

Sadi Bey’in Beyazperde Yazıları: “Bir kişinin fikrini değiştirebilirsen, tüm dünyayı değiştirebilirsin.” (Seberg, Yön: Benedict Andrews.) (28 Şubat 2020)

(30 Mayıs 2020)

Sadi Çilingir

[email protected]

Perdeler

Yönetmen, senarist ve yapımcılığını Fırat Onar’ın üstlendiği, Vejan Film yapımı kısa film Perdeler’de Deniz İnanç, Aslı Yiğit, Sadin Yeşiltaş, Betül Aşçıoğlu, Fatmanur Ak, Sinan Kandemir ve Görkem Aydın oynuyor. Filmin sanat yönetmenliğini Mert Ceylan, ses tasarımını Vedat Özgen, kurgusunu Erhan Örs yaptı. Filmin konusu şöyle: Eşiyle yaşadığı sorunlar neticesinde bir süre anne ve babasıyla birlikte yaşayan 30’lu yaşlardaki Serap, eşinin başına gelen bir olay sonucu eve döner. Yeni bir sayfa açmak umuduyla döndüğü evinde kendisine ait olmayan bir küpe bulur. Serap, kafasındaki soru işaretleriyle bu küpenin kime ait olduğunu bulmaya çalışır.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Trailer
  • IMDb

Kitabını mı Okumalı, Yoksa Filmini mi İzlemeli?

Kimileri okumaya vakit bulamadığından yakınıp filmini izlemeyi tercih etsede, kimileri önce kitabını okuma konusunda ısrarcı davranıyor. Her iyi kitap, iyi filme dönüşemiyor. Küçük ve sade hikâyeler beyazperdede efsane bir film olabiliyor. Tudem Yayın Grubu’nun kataloğu beyazperdeye de uyarlanan bazı kitapları; çocuklarla, gençlerle birlikte okunabilecek olanları tanıtıyor. Gelin, evlerimizde geçireceğimiz şu dört günü, edebiyatla ve filmlerle değerlendirelim. Usta ellerden çıkan ödüllü ve klasik romanların nasıl komedi, macera ve gerilim filmlerine dönüştüğüne tanıklık edelim. Dilersek, önce kitabını okuyalım, sonra filmini izleyelim. Ya da önce filmini izleyelim, sonra kitabını okuyalım.

Netflix, İKSV ve Sinema Televizyon Sendikası, Pandemiden Olumsuz Etkilenen Sektör Çalışanlarına Destek Olacak

Netflix, İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) ve Sinema Televizyon Sendikası, COVID-19 pandemisinden olumsuz etkilenen sinema TV sektörü çalışanlarına destek olmak amacıyla çok önemli bir adım atıldı. Netflix’in 4 milyon TL’lik katkısıyla oluşturulan desteğin yönetimini ve dağıtımını İKSV ve Sinema Televizyon Sendikası üstlenecek. Destek kapsamında bir defaya mahsus olarak dağıtılacak kişi başı tutar 2500 TL olacak.

Netflix, İKSV ve Sinema Televizyon Sendikası, Pandemiden Olumsuz Etkilenen Sektör Çalışanlarına Destek Olacak yazısına devam et

Bayramda Sinema Keyfi Cinemaximum Youtube Kanalında Yaşanıyor

CGV Mars Cinema Group, Ramazan Bayramı’nda Cinemaximum Youtube kanalında özel gösterimler düzenliyor. Cinemaximum’un, Vişne Production iş birliğiyle yapılacak etkinlikle sinemaseverlerin bayramını kutluyor. Sürprizler sadece gösterimlerle sınırlı kalmıyor. Gösterimler sırasında paylaşılan kodları toplayanlara, küçük boy mısır menü hediye ediliyor. Tüm kodları toplayabilmek için dört filmin de izlenmesi gerekiyor. Sinemalar açıldıktan sonra toplanan kodları büfeye iletenler küçük boy mısır menüye ücret ödemeden sahip olacak.

Bayramda Sinema Keyfi Cinemaximum Youtube Kanalında Yaşanıyor yazısına devam et

Uluslararası Antiviral Film Projesi, Covid-19 Pandemisini 19 Kısa Filmden Oluşturulacak 3 Uzun Metraj Filmle Kayıt Altına Alacak

İngiliz yapımcılar Darwin Shaw ve Will Hawkes, tüm dünyayı sarsan Covid-19 salgınının yarattığı kolektif deneyimi sinemanın gücüyle kayıt altına almak amacıyla Antiviral Film Projesi’ni başlattı. 24 ülkeden senarist ve yönetmenlere açık olan projede, 19 kısa film projesi seçilecek. Senaryo ve yapım desteği sağlanarak karantina süreci sona erdiğinde çekimi gerçekleştirilecek 19 kısa film, “İzolasyon”, “İlişki” ve “Ortaya Çıkış” temalı üç uzun metraj filme dönüştürülecek.

Uluslararası Antiviral Film Projesi, Covid-19 Pandemisini 19 Kısa Filmden Oluşturulacak 3 Uzun Metraj Filmle Kayıt Altına Alacak yazısına devam et

Balkanların Kalbindeki Sahne, IBB Youtube Kanalında Gösteriliyor

Her hafta Cuma akşamları belgesel film yayınlayan İBB Kültür Daire Başkanlığı, Youtube hesabından bu hafta İsmet Arasan’ın Balkanların Kalbindeki Sahne belgeselini yayınlayacak. Filmde 1950 yılında Yugoslavya’da azınlık tiyatrolarından biri olarak kurulan, Türkiye dışında Türk dilini yaşatan en köklü kültür ocağı Üsküp Türk Tiyatrosu’nun günümüze kadar uzanan hikâyesi anlatılıyor. Filmde İlhami Emin, Müşerref Lozana, Selahattin Bilal, Branko Stavrev, Yücel Erten, Filiz Ahmet, Atilla Klinçe ve Elyasa Kaso gibi isimlerle yapılmış röportajlar ve döneme ait bir arşiv çalışması yer alıyor. Filmi akşam saat 21:00’de izleyebilirsiniz.

8 1/2

Federico Fellini’nin yönettiği ve Marcello Mastroianni, Anouk Aimée ile Claudia Cardinale’in oynadığı 8 1/2 1963’de vizyona çıkarıldı.
Yönetmen Guido Anselmi son filmi üzerinde çalışırken bütün şevkini kaybetmiştir. Kolay bir film olacağına inandığı proje her geçen gün daha çok sorun çıkartmaya başlar, ancak filmi bitirmekten başka çaresi yoktur. Bir yandan filmle uğraşırken, diğer yandan metresi, karısı, filmin yapımcısı ve yakın çevresindeki herkes onun üzerinde baskı kurmaktadır. Stresten uzaklaşmak adına Anselmi bir spaya kapanmaya karar verir, burada çocukluğu ve hayalleri üzerine iyice kafa yoracak ve problemlerini aşmaya çalışacaktır.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Fragman

Murat Dalkılıç: Küçükken Hayallerim Arasında Müzik Yoktu

4. DenizBank İlk Senaryo İlk Film Yarışması kapsamında gerçekleştirilen Senaryo Sohbetleri program dün akşam oyunculukla ilişkisi biraz daha farklı olan bir ismi ağırladı. Bora Talat Oyacı’nın moderatörlüğünü yaptığı programın 12. bölümü konuğu Müzisyen Gözüyle Senaryo başlığı ile yaptığı şarkılar ve çıkardığı albümlerle herkes tarafından beğeniyle dinlenen ve Mazlum Kuzey, Dünya Hali gibi filmlerde oyuncu olarak da yer alan Murat Dalkılıç’tı.

  • Basın Bülteni
  • Programı izlemek için tıklayınız.
  • Yarışma hakkında geniş bilgi için tıklayınız.

Murat Dalkılıç: Küçükken Hayallerim Arasında Müzik Yoktu yazısına devam et

Son Uyanış

İzzet Başlak’ın yönettiği ve İzzet Başlak, ?????, ????? ile ?????’in oynadığı Son Uyanış, önümüzdeki aylarda ????? dağıtımıyla Sami Dündar Film Yapım tarafından vizyona çıkarılıyor.
Tüm dünyayı sarmış olan bir virüs salgını sonrasında dünyadaki insanların % 99’u hastalığa yakalanır ya da hayatını kaybeder. Hastalığa yakalanan insanlar duygusuz, kontrolsüz ve saldırgan olan yaratıklar haline dönüşür. Hastalığa yakalanmamış % 1 insan ise hayatta kalabilmek için mücadele etmeye başlarlar. Salgın sonrasında Türkiye’de hastalığa yakalanmamış, “Dünya yıkılsa bir araya gelemezler” diyebileceğimiz siyasi, dini, kültürel, mezhepsel ve etnik açıdan birbirlerine çok zıt olan bir grup insan, “Dünya yıkıldıktan sonra” bir araya gelirler. Aralarındaki tüm zıtlıklara rağmen hayatta kalabilmek için birlik olmaları ve kardeşçe yaşamaları gerektiğini fark ederler.

Son Uyanış yazısına devam et

İtalyan Kültür Merkezi Etkinlikleri Sosyal Medyada

Yaşamakta olduğumuz salgın nedeniyle, İtalyan Kültür Merkezi etkinlikleri Casa d’Italia’nın salonunda yapılamıyor. İstanbul İtalyan Kültür Merkezi, bu zor süreçte, bazı etkinliklerini Facebook, Instagram ve Youtube’da gerçekleştirdi. Konferanslar, konserler ve dağıtımcıların verdiği izinler doğrultusunda kısa yada uzun metraj filmler önümüzdeki günlerde de takipçilerle paylaşılacak. Daha önce yalnızca İstanbullu sanatseverlere ulaşılabilirken “İtalya Ülke Sistemi” kapsamında kültür merkezinin sesi Türkiye’de bulunan bütün İtalya dostlarına duyurulabilecek.

İtalyan Kültür Merkezi Etkinlikleri Sosyal Medyada yazısına devam et

Gizem İbak’ın Son Kısa Filmi Amerika’da Finalist

Gizem İbak’ın yönettiği kısa film Acıdan Başka, ABD’de online düzenlenen Southeast Regional Film Festivali’nde finalist oldu. Sonuçları 30 Mayıs’ta açıklanacak festivale iki binin üzerinde film başvurdu. Başrolünde Orhan Alkaya’nın oynadığı kısa film, altmışlı yaşlarında yalnız yaşayan Aziz’in bir akşam evinin salonunda beliren konuğun kendisine hiç de yabancı olmadığını anlatıyor.