Çilingir Sofrası (Sadi Bey’in Facebook Günlükleri):
Hatırlarım, TV öncesi çağlarda sinema oyuncuları yılda 12 – 13 filmde oynadıklarında “yüzlerini eskitiyorlar” diyerek serzenişte bulunulurdu. Şimdilerin TV ve dijital ortam çağında maşallah bir diziye başlıyorlar, yılın neredeyse 52 haftasında da karşımızda oluyorlar; yüzlerini eskitmek bir tarafa, sıfırlıyorlar, siliyorlar. Ne sevdiğimiz sanatçıları özlemek kalıyor, ne heyecanla yeni filmlerini beklemek kalıyor. Yok edin elbirliğiyle beyazperde sinemasını, bakalım elinizde ne kalacak. (03 Şubat 2020)
Tam teşekküllü sinemaseverlik böyle bir şey. Bu mevsimde Kos’a gittiğinde birayı bile tarihi Orpheus Sineması’nın kafesinde içer ve Eurocukları Yunan sektör insanlarının cebine akıtır. Aferim bana. Sinemada “Jumanji” oynuyor, 09 Ocak’ta Pinema’nın “1917”si gösterilecek. (05 Ocak 2020)
TV dizileri tatile girdiğinde araya sinema filmi sıkıştıran Görüntü Sanatçıları’nı ARTIK SEVMEYECEĞİM. (09 Ocak 2020)
Millet yaşlanınca Erenlere karışıyor, ben 70’liklere karıştım. Ne yapacaksın, kader. (09 Ocak 2020)
THY’nin uçağında bizinıs klas bölümüne bitişik ekonomik klas bölümünün ilk sırasına oturdum. Hostes geldi, aradaki perdeyi kapattı, kucağıma doğru sarkıttı. “Niye bizim mahalleye sarkıtıyorsun, sarkıtma.” dedim. Ciddiye aldı, araya sokuşturmaya çalıştı. “Bırak, bırak şaka yaptım.” dedim. Bıraktı. Şimdi perde bana bakıyor, ben perdeye; kuzu kuzu seyahat ediyoruz. (09 Ocak 2020)
İstanbul’u komple Araplara satalım, adı Arapistanbul olsun. İstanbulluları da Konya ovasında yeni kurulacak şehre taşıyalım adını Konistanbul yapalım. Al sana bir taşla iki kuş. Bu işte acayip para var, bütün sektörler hareketlenir; 10 – 15 sene de böyle idare ederiz. Allah uzun ömür versin. Amin, Cuma Cuma. (24 Ocak 2020)
Pek zamanı değil ama sabah sabah güldüreyim sizi. Bence 92. Akademi Ödülleri’nde En İyi Film Ödülü’nü “The Irishman”, En İyi Yönetmen Ödülü’nü Sam Mendes kazanacak. (Herkes ödül töreninden önce tahminlerde bulunuyor, bendeniz de törenden sonra tahminlerde bulunayım ve sonucu tutturamayarak Oscar tarihine geçeyim dedim.) (10 Şubat 2020)
Ne zaman suyu tasarruflu kullanmaya niyetlensem Kanal İstanbul projesinin Sazlıdere Barajı’nı yok edeceği aklıma geliyor vazgeçiyorum. Deniz Yıldızı hikâyesine sığınayım diyorum, olmuyor. Aman doktor derdime bir çare. (10 Şubat 2020)
Sadi Bey’in Beyazperde Yazıları: Öfkeni yarına taşıma, onu affet; yarın tekrar başlarsın. (Küçük Kadınlar-Little Women. Yön: Greta Gerwig) (12 Şubat 2020)
Pinema olmasaydı, bu filmleri sinemalarda zor görürdük: “Ölüm Yolunda” (Dead Man Walking), “Trainspotting”, “Kardeş Gibiydiler” (Sleepers), “Shine”, “Gridlock’d”, “İkiz Kasaba” (Twin Town), “Kayıp Otoban” (Lost Highway), “Büyük Lebowski” (The Big Lebowski), “Velvet Goldmine”, “Aşkın Gücü” (What Dreams May Come), “Makinist” (The Machinist) (15 Şubat 2020) (2020 Oscar Ödülleri’ne 10 dalda aday olan “1917” filminin ödül töreni öncesinde ülkemizde vizyona çıkarılmaması üzerine sosyal medya ortamında ithalatçı firmaya yapılan sitemlerin dozunu kaçırması üzerine yapılan bir paylaşım.)
Geçirdiğim hastalıktan sonra sesimde bir kalınlık oluştu. Kiminle konuşsam, “Abi sesin de pek bi Davudî olmuş” diyor. İfade, sesimin daha güzelleştiği mânâsına gelse de “Ne Davudî’si yahu, Sadî, Sadî.” demeden de kendimi alamıyorum. Haklıyım da, çünkü adaşım, “Gülistan” yazarı, şair Şeyh Sadi-i Şirazi çok makbûl bir kişidir gözümde. (21 Şubat 2020)
Sadi Bey’in Beyazperde Yazıları: “Köylüler ona Hüzün Tanrıçası diyor.” (Seberg, Yön: Benedict Andrews.) (28 Şubat 2020)
Herkesin Derdi Kendine 1: Beyoğlu’ndaki bir müstakil sinemayı sahiplenerek yaşamını sürdürmesine vesile olan arkadaşların internet ortamında film ve dizi izlemeyi teşvik edici paylaşımlarda bulunmalarından bir sinemasever olarak rahatsızlık duyuyorum.
Herkesin Derdi Kendine 2: Eski Türkiye’nin yabancı film afişlerinde filmlerin orijinal adları da yazılırdı, yeni Türkiye’nin yabancı film afişlerinde filmlerin orijinal adları yazılmıyor. Grafiker arkadaşlarından bu konuda hassasiyet göstermelerini, filmin Türkiye hak sahibi yazılmasını istemese bile ısrarla hatırlatmalarını isterim.
Herkesin Derdi Kendine 3: Antalya’nın Konyaaltı sahillerini kiralayan ve haksız kazanç sağladığı belirtilen kişinin sürekli ünlü bir oyuncumuzun damadı olarak anılmasına sinir oluyorum. Adamın adını yazın kardeşim, niye sürekli oyuncuyu rencide ediyorsunuz? Haluk Levent ünlü birinin damadı olsaydı, yaptığı hayırları, onun adını anmadan “Falanca oyuncunun damadının yaptığı güzellikler” diye mi anacaktınız? (23 Şubat 2020)
Sadi Bey’in Beyazperde Yazıları: “Bir kişinin fikrini değiştirebilirsen, tüm dünyayı değiştirebilirsin.” (Seberg, Yön: Benedict Andrews.) (28 Şubat 2020)
(30 Mayıs 2020)
Sadi Çilingir
[email protected]