Laurel ile Hardy

Yılmaz Güney, Düşman filminin senaryosunda -kendisi çekemeyeceği için olsa gerek- yönetmene senaryo üzerinden birtakım ipuçları verir… Filmin daha başında gördüğümüz iki arkadaş vardır, küçük bir öykücüktür, ama filmi taşıyacak bir sahnedir: “Fareler ve İnsanlar’daki Lennie ile Milton gibidirler, ayrılmazlar.” (Bu arada, çekim senaryosunu kim aldıysa getirsin lütfen… maddi değerinin çok ötesinde değerli benim için.)

İşte, sinemanın en büyük, en ayrılmaz ikililerinden biri Laurel ve Hardy, bir diğer adıyla Stan ile Olie ile yeniden buluşuyoruz beyazperdede. Bu kez onların oyunları değil, yaşamları anlatılıyor. Hem de çok güçlü bir şekilde.

Çalışmak, çok çalışmak…

Charlie Chaplin, bizim bildiğimiz adıyla Şarlo ile aynı dönemin ünlü ve bir o kadar da belirleyici komedi aktörleri… Müthiş bir ikili oluşturmuşlar, öyle ki gözleriyle anlaşabiliyorlar birbirleriyle. Asıl önemlisi de güveniyorlar birbirlerine. Filmden öğreniyoruz ki, sürekli ve düzenli çalışıyorlar. Bizde oyuncuların, hele de başrol oyuncularının bırakın önceden çalışmayı, prova yapmaktan bile kaçındığı bilinen bir gerçek. Yıllarını vermiş, onlarca, yüzlerce kez birlikte sahneye çıkmış, kamera karşısına geçmiş ikili her an prova yapıyor, çalışıyor.

“Hüzün ki, en çok yakışan”

Bizdeki karşılığı Zeki – Metin olan (kuşkusuz daha da var, ama hemen hepsi çok daha kısa ömürlü idiler, ne yazık ki) Laurel ve Hardy, hiç ayrılmamışlar birbirlerinden. Zeki – Metin ayrıldılar… Doğrudan birbirlerine yönelik bir şey demiyorlardı (Rus Gelin filminde çalışırlarken) ama belli ki bir soğukluk vardı… Ayrılmışlar, ayrı ayrı film çekmişler ve muhteşem birliktelikleri sona ermişti. Zaten Rus Gelin de kurtaramadı onların birlikteliklerini…

Ölüm onları ayırana dek birlikte çalışan ikilinin hüzün yüklü son yıllarını anlatıyor Laurel ile Hardy.

Anlatılan senin de hikâyendir

Biri daha ılımlı diğeri daha sorumlu, biri hem yazan da ama diğeri sanki her şeyi yapan… İkilinin, eşleriyle bir arada olduklarından daha uzun birlikteliklerinde muhakkak ki çok şey yaşanmış, çok şey olmuş, çok sevinçler, çok maceralar var… Birbirlerinden kopmamaları tabii ki birbirlerini çok sevmeleri… daha da önemlisi anlamaları.

Türkiye, daha doğrusu yerel seçim tekrarıyla yeni bir döneme giren İstanbul’un kendince geleceği için çıkaracağı çok ders(ler) var.

İyi seyirler…

(23 Haziran 2019)

Korkut Akın

korkutakin@gmail.com