Bizim de, Bizim de… -Seninle Başım Dertte-

Bütün dünyada olduğu gibi hemen her yerde sırtına üniforma geçiren, kendini bir şey (!) sanmaya başlıyor. Kimi başarıyor, kimi ise heykeli bile dikilse en yakınları tarafından dışlanıyor.

Şerif Gören’in, Kemal Sunal’ın başrolünü üstlendiği Polizei filmini hatırlattı, Seninle Başım Dertte filmi…

Polizei Almanya’da geçiyordu, Seninle Başım Dertte Fransa’da… Her iki film de komediydi… Her iki film de aslında toplumsal gerçekleri sergiliyordu. Muhakkak ki farklılıkları vardı, en önemlisi, Polizei’de Kemal Sunal sahte polisti, Seninle Başım Derttede ise polis, amirleri tarafından övülen, beğenilen, hatta heykeli dikilen bir polis.

Kahraman babam

Her çocuk için babası bir kahramandır kuşkusuz, her ne iş yapıyor olursa olsun. Yvonne, bir görev şehidi olan kocasını, çocuğuna masal kahramanı gibi anlatır her akşam. Babasını bir kahraman olarak gören çocuk, hayallerinde onun gibi olmayı düşlerken işler karışır. Çünkü o bir rüşvetçi polistir.

Yvonne, heykeli dikilen kocasının hayatlarını zehrettiği kişileri bulup onların aklanması için çabalar. Bir yanıyla zor, bir yanıyla da kaygı verici bir çabadır bu, çünkü kendisi de aynı teşkilatın üyesidir.

Güleriz ağlanacak halimize…

Yvonne’un, ama en çok da çocuğun hayatı altüst olur, bu gerçek karşısında. Keyifli bir komedi, ama filme girmeden önce karşılaştığınız trafik polisinin, mahalle karakolunda görevli olanın, hatta kentin merkezi yerlerinde kimlik kontrolü yapan polislerin her biri gözlerinizin önüne geliyor: Acaba?

Tabii ki, hepsi aynı değil, muhakkak ki rüşvetçi olanların sayısı bir elin parmaklarının sayısını geçmez (bir de işkenceciler var, galiba onların sayısı da benzer durumda), ama aklınıza takılıyor işte. Düşlerinizi ve duygularınızı yönetemeyebiliyorsunuz bu durumda.

Siz yine de her şeyi dışarıda bırakıp öldürülen başarılı bir polisin geride kalan eşi ve çocuğunun dramına odaklanın.

(26 Nisan 2019)

Korkut Akın

[email protected]