Gösterimdeki filmlerin 22 – 28 Mart 2019 seansları için tıklayınız: 1 / 2 (Listeler eksiksiz değildir, bu salonlar ve seanslar dışında da gösterimler olabilir. Listeden alıntı veya kopyalama yapıldığında kaynak olarak Haftalık Antrakt Sinema Gazetesi‘nin gösterilmesi rica olunur.)
Günlük arşivler: 21 Mart 2019
Ferhan Baran Yazıyor: 38. İstanbul Film Festivali’nden Öneriler
38. İstanbul Film Festivali’nin şehrimize konuk olmasına sayılı günler kaldı. Bu yıl 5-16 Nisan tarihleri arasında yapılacak olan gösterimler için genel bilet satışı 23 Mart Cumartesi günü başlıyor. Program kitapçığına Atlas, Rexx sinemaları ve İKSV’den ulaşabilir, zengin bir seçki içinden kişisel programınızı yapabilirsiniz. Festival üzerine bu ikinci yazımda, seçimlerinize katkıda bulunacağını umduğum geleneksel ‘öneriler’ listemde yer alan … Devamı… »
Korkut Akın Yazıyor: Hotel Mumbai: Gerçek Bir Dehşet
İster devlet, ister millet, ister din, ister sınıf adına sivil ve savunmasız insanları katledenler aşağılık teröristlerdir. Dün Hindistan’da, bugün Yeni Zelanda’da yaşanan gerçek terörizm denilen canavarın sınır, ülke, yaş, kadın-erkek, bebek bile dinlemediğinin kanıtıdır Hotel Mumbai filmi. Soluksuz izleyeceğiniz, hemen her sahnede, her planda, hatta karede bile içiniz burkulacak, bu insanlıktan çıkmış teröristlerin yaptıklarından, … Devamı… »
After
Jenny Gage’in yönettiği ve Josephine Langford, Hero Fiennes Tiffin, Selma Blair ile Inanna Sarkis’in oynadığı After, 12 Nisan 2019’da Chantier Films dağıtımıyla Chantier Films tarafından vizyona çıkarıldı.
Üniversite öğrencisi olan Tessa, iyi niyetli, tatlı bir genç kızdır. Üniversitede ilk yılındadır. Mükemmel ders notları ve sevimli bir sevgilisi olan Tessa’nın hayatında her şey yolundadır. Liseden beri birlikte olduğu sevgilisine sadık olan Tessa, iyi bir geleceğe sahip olmak için hırsla çalışır. Ancak onun sevgilisine sadakat, derslerine sorumluluk ve ailesine saygıyla kurduğu hayatı, Hardin Scott adındaki genç bir delikanlı ile tanışması ile karmakarışık olur.
Seyyah Kitap Yayınları’nın Kadın: Sinema Defterim Adlı Kitabı Yayınlandı
Kadın sinemacılar temalı defter Kadın: Sinema Defterim, Seyyah Kitap etiketiyle yayımlandı. Kitabın sayfalarında sinemadaki kadınlarla ilgili replikler ve kadın yönetmenlerin sinema ve kadın mücadelesi üstüne görüşleri yer alıyor. Sayfaları çevirenler her sayfada yeni bir filmle ya da yönetmenle karşılaşacak. Okuyucular defterin sayfalarına notlar alırken, dünya sinemasındaki kadın odaklı filmler, son dönemde ilk filmini çeken kadın yönetmenler, İran’ın kadın sinemacıları, Türkiye’de kadın sinemacıların mücadeleleri üstüne yazılarla da karşılaşacaklar. 176 sayfalık Kadın: Sinema Defterim, hem okumalık hem de yazmalık bir defter olarak kadın sinemaseverler için tasarlandı.
Yunus Emre Enstitüsü Tarafından Düzenlenen Londra Türk Filmleri Haftası’nın Açılış Filmi: Türk İşi Dondurma
Türk İşi Dondurma’nın Avrupa prömiyer’i, Türk Filmleri Haftası kapsamında Londra’da yapılacak. 24 – 30 Nisan tarihleri arasında, bu yıl ikincisi düzenlenen etkinliğin açılış filmi olarak önce sinema sektörünün önemli temsilcileri ve basın mensuplarının izleyeceği film 28 Nisan tarihinde tüm sinemaseverlerle buluşacak. İlk gösterimde başrol oyuncularından Will Thorp ve yönetmen Can Ulkay, düzenlenen söyleşide basın mensuplarına Türk İşi Dondurma’yı anlatacak.
- Basın Bülteni
- Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
Deli ve Dahi
İnsan duygularıyla yaşar: Sevinir, üzülür, hoşlanır, kızar, gülümser, beğenir, gerginleşir, yumuşar… Sever ve sevilir de. Hepimiz için geçerli olan bu hal ve durumlar genel anlamıyla yaşamımızı da belirler. Bu, giderek kalıcılaşabilir… Kendinize anlatsanız da başkasına anlatamayabilirsiniz.
Çağlar boyu insanlar bunun gibi birçok durumla karşı karşıya kalınca kimine hoşgörülü, kimine daha keskin tavır alıp bir kısmını da görmezden gelmiş. Düne değin “deli” dediğimiz insanların “hasta” olduğunu kabul ediyoruz artık. Dün “tımarhaneye” yatırdığımıza bugün tedavi uygulayıp rehabilite ediyor, toplumla uyum içerisinde olmasını sağlıyoruz. Bu sadece bizde, bize özgü bir durum değil. Bütün ülkelerde benzer bir durum söz konusu.
Psikolojinin yeri ve önemi
Gündelik dilde kullanılan ‘normal’ tanımı, insanlarla sosyal iletişimi kuvvetli, yaşam bağları güçlü, amacı, hedefi olan anlamına geliyor. Bunu o kişi üzerinden değil de genel olarak insanların düzenine göre belirlerseniz ve o da kendini anlatamayacak kadar gerilirse sorun doğuyor.
İşte Doktor William Minor, tam da bu durumdaki biridir. Savaşta hem işkence yapabilen hem de yardımcı olmayı görev sayan bir doktordur. Bu iki uç yaklaşım, içinde fırtınalar estirir, sanrılar görür sürekli. Evine hırsız olarak girdiğini sandığı birini öldürür. Gösterdiği “yararlılıklar” nedeniyle hapsedilmek yerine (burası da ilginç, çünkü adalet denilen şey, ucundan da olsa zedelendi mi, tutturulamıyor bir daha) akıl hastanesine yatırılır.
İngilizcenin, hatta dünyanın en önemli başvuru kaynaklarından biri olan Oxford Sözlüğü çalışmalarını sürdüren Profesör James Murray, (onun yaşamı da ilginç, kendini yetiştirmiş ama güçlü ve kararlı biridir) ile Dr. Minor’un yolu kesişir.
Bu gerçekten de gerçek, ama bir o kadar da şaşırtıcı öykü, kitap olarak da ilginçti, şimdi film olarak da çarpıcı.
Dingin ve anlaşılır
19. yüzyıl İngiltere’sinde tamamlanması için canla başla çalışılan bu sözlük üzerinde o kadar çok spekülasyon yapılmaktadır ki, insan bir an “lanet olsun” deyip bırakmayı bile düşünür, hem de daha baştan… Sözlük Prof. Murray’in de, Dr. Minor’ın da ölümünden çok sonra tamamlanabilmiş.
Yönetmen Fahrad Safinia, alabildiğine sakin ve kararlı sinema diliyle, müthiş etkileyici bir görsel şölen sunuyor. Canlandırdıkları karakterleri Mel Gibson da, Sean Penn de, Natalie Dormer da gerçekten olağanüstü oyunla yansıtıyorlar.
Dil, ses bayrağı…
Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın, “Türkçem, benim ses bayrağım” dizesinden el alarak bir sözlüğün ne denli belirleyici olduğunu, 70 yıla varan oluşumunda geçen süreye rağmen, bugün bile başvuru kaynağı olmasının gücünü ve tabii, önemini hissediyorsunuz.
Buradan yola çıkarsak, sözlükler önemlidir, elinizin altında bulunmalıdır. Deli ve/veya dahi diye nitelense de insanların duygularının (Dr. Minor ile kocasını vurduğu kadın arasında, birbirlerini görmeden, içlerinde büyüyen aşk çok insancıl… Bu arada, Prof. Murray ile eşi arasındaki dayanışmayı unutmamak gerekir) hayatı sarıp sarmaladığını izlemek hayata yeni bir pencereden bakmakla özdeş.
(28 Mart 2019)
Korkut Akın