Çilingir Sofrası (Sadi Bey’in Facebook Günlükleri):
Şu sıra, yıllar öncesinin bir gazoz reklamı, firmanın 50. yılı sebebiyle yeniden ekranlarda dönmeye başladı. Zamanında “On yüz milyon baloncuk yuttum” sözleri ve gülen yüz ifadesiyle ekranlara gelen sevimli kız çocuğu Ayşe Mat’ın reklâmdaki sevimliliği dikkat çekmiş ve başrollerini Hakan Balamir ve Hale Soygazi’nin oynadığı “Kördüğüm” adlı bir sinema filminde beyazperdeye de gelmişti. Yıllar çabuk geçti ve bu sevimli oyuncuyu 19 Temmuz 2011 yılında çok genç, 39 yaşında kaybettik. Yeniden yayınlanan reklamı her izlediğimde genç yaştaki bu kaybımıza üzülüyorum. Ailesinin rencide olmamasını dilerim. (22 Temmuz 2017)
“Dereye düşen alkollü adam kurtarıldı” haberi yüzünden Fox Haber’in 1 puanını sildim. Heyecanla bir sonraki benzer olayın haberi bekliyorum. Umarım “Dereye düşen alkolsüz adam kurtarıldı” diye vermezler, yoksa 1 puan daha sileceğim, şimdiden haber vereyim. (24 Temmuz 2017)
Şu sıralar Taksim’de devam etmekte olan Beyoğlu Festivali’ndeki standı vesilesiyle öğrendiğim, sinema sektörümüzün en uzun isimli kurumu “Yeşilçam Sinema Emekçileri Sosyal Dayanışma Yaşatma ve Yardımlaşma Vakfı – YESEV” 2015 yılında faaliyete başlamış. (25 Temmuz 2017)
Yeşilçam başımızın tacıdır ancak arada sırada onun da şaşırdığını inkâr edemeyiz. Web sitesinde yayınladığım bir önceki yazımın “Karaoğlan: Camoka’nın İntikamı” adlı başlığından ilham alarak meseleyi şöyle vuzuha kavuşturabiliriz: Öncelikle Suat Yalaz’ın en ünlü çizgi roman karakteri Karaoğlan’a, Abdullah Ziya Kozanoğlu ile birlikte -sanıyorum 8, 9 cilt- yayınladığı “Kaan” serisinden müptela olduğumu belirteyim. Karaoğlan’ın filme alınmaya karar verildiği yıllarda -yanlış hatırlıyorsam düzeltin- önce Karaoğlan’ı canlandıracak aktör için yarışma yapılmıştı. Sonra yarışmadan müspet netice alınamayınca o sıralar Ankara Devlet Tiyatrosu kadrosundaki genç Kartal Tibet’te karar kılındı. Yarışma deyince, nedense zaman zaman böyle geniş çerçeveli yarışmalar yapılır ondan sonra da piyango yarışmaya müracaat eden gençlerden birisine vurmaz da giderler bir profesyonelle anlaşırlar. Araya bu dikkat çekici teferruatı da sıkıştırmış olayım. Suat Yalaz’ın yönetmenliğinde çekilen ilk Karaoğlan filmi “Altay’dan Gelen Yiğit” olağanüstü ilgi görünce doğal olarak seri devam etti, sonra “Baybora’nın Oğlu”, 3. olarak da “Yeşil Ejder” filmleri çekildi. Derken serinin bir filminde Camoka karakterinin hayli ilgi görmesi üzerine “Camoka’nın İntikamı” çekildi. Bundan sonra Yeşilçam’ın şaşırdığı bölüme geliyoruz. Sinemamızda örneği bir hayli fazladır; çok ilgi çeken bazı filmlerin başrol oyuncuları sonraki devam filmlerinde yüklüce para istemeye başladıklarında hemen Yeşilçam’ın özel formülleri devreye girer, o filmlerdeki yan karakterlerden yeni filmler üretilmeye başlanır. İlk akla gelen Turist Ömer’dir. Turist’i başka bir facebook notuna konu ederiz, o kenarda dursun. “Camoka’nın İntikamı”ndan sonra başrolünü Danyal Topatan’ın oynadığı “Camoka’nın Dönüşü” çekilir. Bu filme de havası yansısın diye önceki Karaoğlan filmlerinden -bilhassa Kartal Tibet’li- görüntüler eklenir. Başka filmlerden görüntü eklemenin bir diğer örneği de Yücel Çakmaklı’nın yönettiği “Oğlum Osman”dır. Bu filmde de yerli değil yabancı filmlerden eklemeler görmüştük. Yalan olmasın bir tanesi de ünlü “On Emir” filminden yapılmıştı, hatta film sinemaskop olduğundan normal çerçeveli filmde bu bölümü yandan basık, oyuncuları uzun uzun boylu olarak izlediğimizi hatırlıyorum. Çok uzun oldu ama günümüzde moda olduğu için mecburen yazı da uzun oluyor. Karaoğlan filmlerinde Camoka da tüketildikten sonra isim benzerlikleri üzerinden hareket edildi. Tarık Tibet adlı oyuncunun başrolünü oynadığı “Karaoğlan’ın Kardeşi Sargan” çekildi. Yönetmenliğini Suat Yusuf’un yaptığı bu filmdeki isimlerin Kartal Tibet, Tarkan ve Suat Yalaz’ı çağrıştırdığını yazmıyorum, onu siz anlayın. Bundan sonraki aşamada bir başka firma da başrolünü Tamer Yiğit’e verdiği “Akbulut, Malkoçoğlu ve Karaoğlan’a Karşı” adında, tam çorba gibi isimli bir film yaptı. Böyle çorba isimli bir diğer film de “Tarkan Güçlü Kahraman Kolsuz Kahraman’a Karşı” adlı filmdir. Bu film de Yeşilçam’ın o sıralar sinemalarda hayli ilgi çeken Wang Yu’lu yabancı “Kolsuz Kahraman” filmlerinin rüzgârından faydalanma işlemidir. Yeri gelmişken görüntü sanatında en beğendiğim Karaoğlan’ın Abdullah Oğuz’un TV dizisindeki Kaan Urgancıoğlu olduğunu belirteyim. Orhan Günşiray, Kartal Tibet ve Kuzey Vargın’ı hep yadırgamışımdır. Kayda geçsin diye yazayım. Karaoğlan filmlerinin yapımcı şirketi Olcay Prodüksiyon adını Suat Yalaz’ın oğlu Olcayto Yalaz’dan alıyor. Onu da belirtmiş olayım, bilgi bilgidir. (01 Ağustos 2017)
Hadi sinema salonlarını Cineminimum, Cinebig, Cinehour, Cineminute şeklinde isimlendirmenizi cinemaseverlere İngiltere’de film izleme zevki tattırma jesti olarak kabul ettik diyelim. Sevgili dağıtımcılarımız gelecekteki filmleri duyurduğu listelerde neden “Untitled CKM Project” şeklinde ifadeler kullanıyor? “İsimsiz CKM Projesi” yazsanız olmuyor mu? Yoksa sinema yönetimlerinde hiç Türkçe bilen eleman kalmadı mı? How are you today? (02 Ağustos 2017)
Küçük harf i’nin İngilizce’de büyük harfe dönüştüğünde I olarak yazıldığını eskiden ben de bilmezdim. “Faith Warrior LLC, Automatic Entertainment GL LCC” isimlerini “FAİTH WARRİOR LLC, AUTOMATİC ENTERTAİNMENT GL LCC” şeklinde yazardım. Oysa FAITH WARRIOR LLC, AUTOMATIC ENTERTAINMENT GL LCC” şeklinde yazılması gerekiyormuş. Atalarımız ne kadar doğru söylemişler: Bilmemek değil, öğrenmemek ayıp. (02 Ağustos 2017)
(04 Ekim 2017)
Sadi Çilingir